Paylaş
BİNDİĞİMİZ yolcu uçaklarına bir bakın. Ticari uçakların temel tasarımı son 60 yılda pek değişmedi. Boeing 787 ve Airbus A350 gibi modern yolcu uçakları, 1950’lerin sonlarında inşa edilen ve bugün hâlâ kullanılan “tüp ve kanat” form faktörünü sağlamlaştıran Boeing 707 ve Douglas DC-8 ile aynı genel tasarıma sahip.
Bunun ana nedeni ticari havacılığın güvenliğe öncelik vermesi, denenmiş ve test edilmiş çözümleri tercih etmesi ve örneğin malzemeler ve motorlardaki diğer gelişmeler sayesinde geleneksel tasarımın hâlâ geçerli olmasıdır. Sektördeki tedirgin anlayış ve ‘zarar edilir’ korkusu, hızlı değişimleri kolay kolay kabullenmiyor. Özellikle de tasarım konusundaki küçük değişiklikler mühendislik açısından yepyeni çözüm zorunlulukları getiriyor. Uçak imalatçıları da değişimlere tam kapalı olmasa da geleneksel imalatı sürdürmekte direniyor. Çünkü bu durum ticari olarak işlerine geliyor.
Ancak sektör karbon emisyonlarını azaltmanın yollarını umutsuzca ararken, diğer sektörlerden biraz daha zorlu bir meydan okumayla karşı karşıya. Çünkü; çekirdek teknolojilerden uzaklaşmak hep çok zor olmuştur. Yine de yeni bir şey denemek için zaman olgunlaşmış olabilir.
KARMA KANAT GÖVDESİ KAPIDA
Yepyeni bir öneri ortaya atılalı hayli zaman oldu. Bu, ‘karma kanat gövdesi’ fikri. Tasarımı ‘şak’ etkisi yaratmasa da uçak imalatçıları fikrin üzerine atlamadı. Hatta biraz uzak durup soğuk da baktılar. Karma kanat gövdesi, tamamen yeni bir uçak şekli. İkonik B-2 bombardıman uçağı gibi, askeri uçaklar tarafından kullanılan “uçan kanat” tasarımına benziyor ancak karma kanat orta bölümde daha fazla hacme sahip. Hem Boeing hem de Airbus bu fikirle uğraşıyor ve Kaliforniya merkezli JetZero da öyle. JetZero, 2030 gibi erken bir tarihte karma kanatlı bir uçağı hizmete sokmak gibi iddialı bir hedef belirledi.
DAHA AZ YAKIT TÜKETİMİ
JetZero’nun kurucu ortağı ve CEO’su Tom O’Leary, “Büyük jetlerde sıfır emisyona giden bir yol konusunda çok güçlü hissediyoruz ve karma kanatlı gövde, yüzde 50 daha az yakıt tüketimi ve emisyon sağlayabilir” diyor. “Bu, sektörün alışkın olduğu şeye kıyasla şaşırtıcı bir sıçrama” fikrini savunuyor.
Harmanlanmış kanat konsepti yeni olmaktan çok uzak aslında. Bu tasarıma sahip uçaklar inşa etme konusundaki ilk girişimler Almanya’da 1920’lerin sonlarına uzanıyor. Amerikalı uçak tasarımcısı ve sanayici Jack Northrop, 1947’de jet motorlu uçan kanat tasarımı yarattı ve bu tasarım 1990’larda B-2’ye ilham kaynağı oldu. Uçan bir kanat ile geleneksel bir “tüp ve kanat” tasarımı arasında bir tür melez olan karma kanat, tüm uçağın kaldırma kuvveti üretmesini sağlayarak sürtünmeyi en aza indiriyor. NASA, bu şeklin “yakıt ekonomisini artırmaya yardımcı olduğunu ve uçağın gövde merkezinde daha büyük yük (kargo veya yolcu) alanları yarattığını”söylüyor. Ajans, bunu deneysel uçaklarından biri olan X-48 aracılığıyla test etti. 2007 ile 2012 yılları arasında yaklaşık 120 test uçuşunda, iki adet insansız, uzaktan kumandalı X-48, konseptin uygulanabilirliğini gösterdi. Ajans, “Bu tipteki bir uçağın kanat açıklığı bir Boeing 747’den biraz daha büyük olacak ve mevcut havalimanı terminallerinden işletilebilecek” diyor ve uçağın ayrıca “daha az ağırlığa sahip olacağını, daha az gürültü ve emisyon üreteceğini ve eşit derecede gelişmiş bir geleneksel nakliye uçağından daha az işletme maliyeti olacağını” ekliyor.
İLK BAŞKALDIRI BOOM AVENTURE’DAN
Geleneksel tasarımlara karşı çıkan ve gerçeğe yolculuğa başlayan Boom firmasının Overture modeli, uçmaya giderek daha da yaklaşıyor. 2026’da saatte 2083 km hızla uçması beklenen süpersonik uçak, alışılmışın dışındaki tasarımı ile Concorde’dan sonra sistemi zorlayan önemli model olacak.
Bu farklı tasarımlı uçak için yolun başında Amerikan Hava Yolları, United ve Japon Hava Yolları JAL gerçek anlamda destik verdi.
Yaklaşık 60 bin feet yüksekten uçacak olan uçak hava trağine katılmadığı gibi meteorolojik olaylardan çok az etkilenecek. 600 farklı rotada kâr imkânı sunan uçak, 64-80 koltuklu olacak. Ancak ileri modellerinde koltuk sayısı artırılacak. 7867 km menzile sahip uçağın motorları da yepyeni bir sistemle çalışacak ve çok yüksek itme gücü sunacak. Bu uçağın pazara girmesi daha uzun zaman alacak olsa da uçak imalatçılarını artık klasiklerden vazgeçme konusunda uyaracak. Direnişlerini kıracak.
Uçak tasarımı konusundaki yazıda çok sayıda kaynaktan birebir yararlanılmıştır.
FORMULA 1 YİNE DO&CO’YU SEÇTİ
Formula 1, catering şirketi DO&CO’nun önümüzdeki 10 yıl boyunca F1 Paddock Club’ın resmi tedarikçisi olarak devam edeceğini duyurdu.
Türk Hava Yolları’nın bütün uçaklarına ikram hizmeti de veren DO&CO, 30 yılı aşkın bir süredir Formula 1’in misafirperverlik teklifinin merkezinde yer alıyor. Ve enfes yemekler hazırlamak, harika bir konuk deneyimi sunmak için dünyanın önde gelen şefleri ve servis profesyonelleriyle yaptığı çalışmalarla hayranlarına sınıfının en iyisi bir mutfak deneyimi sunuyor.
Onların desteğiyle F1 Paddock Club, pist içi aksiyonun mükemmel manzarası, olağanüstü yemek ve servis ve Pit Lane Yürüyüşleri, Kamyon Turları gibi özel etkinlik etkinlikleri ve Formula 1 dünyasından özel konukların katılımları ile dünyanın dört bir yanından konukları kendine çeken benzersiz bir spor misafirperverliği destinasyonuna dönüştü.
Bu sezon F1 Paddock Club, dünya çapında Formula 1’e olan talebin artmaya devam etmesiyle 150 binden fazla konuğu ağırladı.
Formula 1 Başkanı ve CEO’su Stefano Domenicali şunları söyledi: “Formula 1 her zaman rakipsiz misafirperverlik sunmaktan gurur duymuştur ve 1992’den beri DO&CO, dünyanın dört bir yanındaki Grand Prix’lerde birinci sınıf etkinlik deneyiminin sınırlarını sürekli olarak zorlamaktadır. Bu uzantının onları 40 yılı aşkın bir süredir sporun kalbinde görecek olması inanılmaz - bu, sıkı çalışmalarının, yaratıcılıklarının ve F1 Paddock Club’ı sürekli geliştirmeye olan bağlılıklarının bir kanıtı.”
DO&CO CEO’su Attila Doğudan da,”30 yılı aşkın bir süre ve önümüzdeki 10 yıl boyunca Formula 1 ile olan bu eşsiz ortaklığı sürdürmekten gurur duyuyoruz. Devam eden yenilik, en iyi kalite ve kişiselleştirilmiş hizmet, konuk beklentilerini aşmak için ana bileşenler olmaya devam edecektir. Gelecek için ortak hedefimiz, dünya çapında birinci sınıf konaklama deneyimlerinde daha fazla kriter belirlemektir” dedi.
Paylaş