Chartmetric’in verilerine göre 2022’de yılda en az 10 konser veren süperstar sanatçıların canlı performans oranları yüzde 44’iken, 2024’te bu oran yüzde 36’ya düştü. Orta seviye sanatçılarda ise bu oran yüzde 19’dan yüzde 12’ye geriledi. Bu, ciddi bir fark. Konserler ve çıkılan turneler sanatçının izleyicisiyle göz göze geldiği, doğrudan bağ kurduğu yer. Şimdi o bağ, dijital kanallara bırakılıyor. Peki neden?
Turneye çıkmak artık çok daha pahalı. Uçuşlar, konaklama, ekip taşımacılığı derken maliyetler katlandı. Özellikle Amerika’ya gidecek sanatçılar için vize ücretleri kişi başı oldukça yüksek. 10 kişilik bir ekiple yola çıkan biri için bu paralar çok büyük yük.
Avrupa başta olmak üzere pek çok ülkede butik konser mekanlarının kapanması ya da faaliyetlerini durdurması, “daha az şehirde, daha az konser” anlamına gelmeye başladı. Artık sanatçılar 5 şehir yerine 3 şehre gidiyor. Bazen en büyük şehri seçip diğerlerini pas geçebiliyor.
Bilet fiyatları ve seyirci dengesi hâlâ hassas. Live Nation’ın CEO’su Michael Rapino “Henüz bir düşüş hissetmedik” dese de CFO’su fiyat ayarlamalarını daha dikkatli yaptıklarını belirtiyor.
Arka sıralardaki biletlerin fiyatları düşürülürken, en çok talep gören bölümler biraz daha pahalıya satılıyor. Seyirci azalmadı ama artık daha seçici.
Ama her şey kötü mü? Hayır, dev organizasyonlar hâlâ büyüyor. Live Nation’ın verilerine göre stadyum bilet satışları geçen yıla oranla yüzde 80 artmış. Taylor Swift veya Coldplay gibi global devler hâlâ kapalı gişe. Ama sektörün bel kemiği olan orta seviye sanatçılar için aynı durum söz konusu değil.
HÂLÂ UMUT VAR MI?
Kreşendo, müziği herkes için bir ifade, ilham ve keşif alanına dönüştürmeyi amaçlayan bir müzik kurumu. 2021 yılında bu yana sektörü ve müzisyenlerini odağına alan kurum, UNESCO Uluslararası Kültürel Çeşitlilik Fonu desteğiyle yürütülen Müzikte Eşitlik projesini yürüttü. 146 müzisyenin tamamladığı çevrimiçi anket ile 48 derinlemesine görüşme ve Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir’de düzenlenen yuvarlak masa toplantılarından elde edilen bulguları ise özetledim...
Müzikle yaşamak zorlaştı
∆ Müzisyenlerin sadece yüzde 37’si hayatını müzikle idame ettirebiliyor.
∆ Yüzde 55’i ayda 15 bin TL’nin altında kazanıyor.
∆ Yüzde 88’i en az bir kez konser iptali yaşamış.
∆ Sigortalı çalışan müzisyen oranı yalnızca yüzde 12.
Kadın müzisyenler için işler daha da zor
Oğuzhan Koç’un deyimiyle: “Pop listende rap, rap listende arabesk, yeni çıkanlara baktım, yeni çıkmamışlar.”
Her yıl en az birkaç kez bu serzenişi duyuyoruz. 2025’in şu ana kadarki en dikkat çekici platform çıkışı ise Koç’tan geldi.
Merve Özbey ile düet yaptıkları “Geçsin Yıllar” yayınlandı ama 3’er milyon aylık dinleyiciye sahip bu iki ismin ortak şarkısı New Music Friday listesinde ilk önce yoktu sonra bu listede 6’ncı sıraya kondu, Türkçe pop listesinde ise 10’uncu olarak değerlendirildi.
Spotify’ı etiketleyerek sosyal medya hesabı üzerinden “Artık bizi de sevecek misin yoksa bu aşktan ümidimizi keselim mi? Sene 2025, gökyüzünde bir müzik tanrısına şarkı sunup ‘umarız beğenir’ deyip bekliyoruz sanki. Bu ülkenin müziğini iyiye götürmek istiyorsanız (ki lütfen isteyin), nitelikli ve istikrarla üretim yapan müzisyenleri destekleyin” diyerek isyan etti.
Sadece kendi adına değil, müziğe kafa yoran, üretim yapan, her hafta algoritmalarla savaşan onlarca müzisyen adına konuştu. Haksız mı?
Kesinlikle değil. İşin kötüsü bu bahsedilen listeler algoritmik de değil, editoryal listeler.
Ardından Reynmen’den bir destek geldi. “Oğuzhan abi o kadar haklı ki... New Music Friday’e bile alınmıyor şarkılar. İnanılmaz amatör” deyip keyfilikten yakındı. Yani listeye girmek artık başarıdan çok bir lütuf gibi sunuluyor.
Son zamanlarda birçok önemli ismin Türkiye’deki konser haberleri ile seviniyoruz. Fakat bilet fiyatları, vergiler ve değişen döviz kurları yüzünden yüksek olabiliyor. Bu yaz global müzik sahnesinde tanınmış ve İstanbul’a gelecek 50’ye yakın isimden hangisini tercih etmek gerektiği oldukça zor.
Daha bu hafta Justin Timberlake konseri açıklandı. Jennifer Lopez, Megadeth, Marcin, Tamino, Kings of Convenience, Glass Beams, Guns N’ Roses, Avenged Sevenfold, Lara Fabian, Foster The People, Fontaines D.C., Manowar, Black Eyed Peas, Morrissey, The HU, Dream Theater, Khruangbin, Marilyn Manson, Franz Ferdinand, Robbie Williams... Say say bitmiyor.
İlgilendiğiniz tür indie ise en az 15, metal seviyorsanız en az 20 konser sizleri bekliyor. Müzik türü fark etmeksizin herkesin radarında en az 2 konser var.
Ama aslında bu yaz, “Her konsere gitmeliyim” diyemiyoruz. Sadece “en sevdiklerimi seçmeliyim” diyebiliyoruz. Hangi konser içini titretiyor? Hangi grubu/ismi bir daha İstanbul’da izleme şansın yok? Kim yıllar sonra ilk kez geliyor? İşte bu gibi sorularla bir liste elde edebilirsiniz. Müzik ruhun gıdası. Ama o ruhun da ev kiraları, faturaları, taksitleri var.
Şimdi esas mesele şu: Sınırlı bütçeler içindeki insanlar, müziğe ulaşabilecek mi? Başka yollar mümkün mü? Belki paylaşımlı bilet sistemleri, belki alternatif sahne destekleri, belki belediyelerle yapılacak iş birlikleri...
Çünkü bu yaz her konsere gidemeyeceğiz. Ama belki bu yaz imkanlarımız dahilinde hangi müzik gerçekten bizi ayağa kaldırıyor, işte onu daha iyi anlayacağız!
Dikkat çekenler
∆
MIDiA Research’ten Mark Mulligan’ın İbiza’da sunduğu rapor, elektronik müziğin sadece bir tür değil, adeta yaşayan, gelişen bir kültür olduğunu ortaya koyuyor. Afro house gibi yeni türlerin yükselişi, drum & bass’ın Rönesans’ı ve yeni nesil sanatçıların bu türleri kendi dillerinde yeniden yorumlaması, elektronik müziği bambaşka bir çağın eşiğine taşıdı.
Araştırmaya göre elektronik müzik dinlenme oranları neredeyse tüm pazarlarda arttı. 2024’te en büyük dört elektronik müzik pazarı, Spotify’daki dinleyici sayılarında önemli artışlar kaydetti.
Meksika, Birleşik Krallık ve Almanya en yüksek büyümeyi gördü.
Elektronik müzik, SoundCloud’da yüzde 14 arttı; TikTok’taki #ElectronicMusic etiketi 13.4 milyar görüntülemeye ulaştı ve bu da 2023’e göre yüzde 45’lik bir artış demek. Tüm bunlara ek olarak, 2024 yılında elektronik müzik, Spotify, Instagram, TikTok, YouTube ve Facebook’ta toplamda 0.6 milyar yeni hayran kazandı.
2024’te drum & bass, jungle ve garage türleri öne çıktı. Beatport satışlarına göre Afro house ve drum & bass en büyük yükselişi yaşadı.
Speed garage, TikTok’ta video görüntülemelerinde yüzde 183 artış gösterdi, UKG (UK Garage) ve bassline, SoundCloud’da yüzde 31 artış yaşadı.
Garage, müzik pazarı Loopcloud’da en çok arananlar arasında yer aldı. Drum & bass, 2024’te Beatport’ta çıkan yeni sürümlerde ikinci sırada yer aldı.
Tüm dünyada müzik sektörünün nabzı Spotify’da atıyor. Tidal, Apple Music, YouTube Music gibi oyuncuları arkasında bırakan dijital dinleme platformunun çalma listeleri de her daim eleştirilerin “haklı” olarak odak noktasında.
Sulinna Ong, Billboard dergisine verdiği röportajda yeni dönem politikalarını anlatmış.
Hali hazırda video ve kısa video içeriklerini sisteme entegre eden markanın editoryal olarak müziğe yaklaşımı mühim.
Yeni dönemde “Watchfeeds” adı verilen özellikle editörlerin yazılı yorumları, videoları ve topluluk etkileşimleri (beğeni, yorum gibi) Spotify’da yer alacak. Böylece güncel müzik olayları ile yorumlar tek bir platformda görülebilecek.
Bana ilginç gelen nokta ise; geri dönüş vermeyen bir yapının editörler aracılığıyla tarafsız duruşlarını ne kadar subjektif hale getirecekleri...
Sulinna Ong, gündemimizden düşmek bilmeyen yeni gerçeğimiz yapay zekâ konusunda da algoritmik playlist’lerin yanı sıra yapay zekâ ve yetenek kürasyonunun bir arada çalıştığını söylemiş. Platformun odağında ise gerçek sanatçılar var. Bu nedenle desteklerini yapay zekâ üretimi şarkılara değil, gerçek sanatçılara yaptıklarını açıklamış.
Röportajın en etkili bölümü platform editörlerinin plak şirketlerinin yönlendirmesiyle hareket ettiği iddiasının konuşulduğu kısım.
Görüştüğüm sanatçılarla genellikle aynı konulara odaklandığımızı hissediyorum. Hem dinleyiciler hem de sektör insanları için son dönemde okuduğum raporlardan bir özet çıkarmamın gerekli olduğunu hissettim.
1) Bağımsız alanlar büyüyor ama görünürlük hâlâ devlerin elinde
Bağımsız müzisyenlerin gelir payının geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 oranında büyüdüğünü görebiliyoruz. Bu, dünyanın dört bir yanında bağımsız seslerin daha çok dinlenmeye başladığını gösteriyor. Ama Türkiye’de durum farklı. Müzik dinleme platformlarının algoritmalarında hâlâ büyük yapım şirketlerinin gücüyle öne çıkan isimleri görüyoruz. Gerçek yetenek mi, iyi pazarlama mı? 2025’te bu sorunun cevabı daha da karmaşık hale gelecek. Belki yeni pazarlama taktikleri ön plana çıkacak.
2) K-Pop gibi K-Türk olabilir mi?
Güney Kore’nin müzik ihracatındaki başarısı hepimizin dilinde. Ancak Türkiye’nin zengin melodik mirası, modern prodüksiyon teknikleriyle buluştuğunda neden benzer bir etki yaratamasın? Asya-Pasifik pazarının büyüklüğüne vurgu yapılan raporlarda Türkiye gibi kültürel olarak zengin ülkelerin global sahnede sesi hâlâ kısık. 2025’te bu potansiyelin farkına varmak şart. Globali hedeflemek için yerelleştirmenin önemi yine öne çıkıyor.
3) Sahte dinlemeler artık sadece dedikodu değil
Yapay zekâ haberlerinde bazen tekrara düşüyor gibi hissetsem de bir sektör raporunun ana konusu yine yapay zekâ oldu. Müzik sektörü dijitalleşti, algoritmalarla tanıştı, şimdi de yapay zekâ ile yeni bir döneme adım attı. Peki bu adım, yaratıcıların emeğini yücelten mi olacak yoksa gölgede bırakan türden mi?
Raporun en can alıcı noktası şu: Yapay zekâ modelleri telifli müzikleri izinsiz şekilde kullanarak milyonlarca şarkıyı analiz ediyor, öğreniyor ve sonra “yeni” diye karşımıza çıkıyor. Saniyede 10 şarkı üreten sistemlerden söz ediyoruz. Ama sorun şu ki, bu şarkıların dayandığı veriler sanatçıların alın teri. Ve çoğu zaman bu üretimler için izin bile alınmıyor.
Mesele sadece hukuki değil, etik. Çünkü yapay zekânın bu denli hızlı şekilde müzik üretmesi, gerçek sanatçıların emeğini değersizleştiriyor.
Hatta platformlarda insan eliyle yazılmış, yürekle söylenmiş şarkılara ulaşmak bile zorlaşıyor. Dinleyici için kaliteyi seçmek de. Müzik, bir deneyimden çok bir “veri akışı”na dönüşüyor.
Çözüm önerileri konusunda raporda değinilen noktalar ise şunlar:
◊ Yapay zekâ modelleri, hangi telifli içeriği kullandıklarını açıklamak zorunda olmalı.
◊ Tamamıyla yapay zekâ tarafından üretilen şarkılar etiketlenmeli.