İngiltere’nin müzik gelirlerini temsil eden iki büyük kurum, BPI ve Dijital Eğlence ve Perakende Birliği (ERA), bu yıl elde edilen gelir artışlarını detaylı bir şekilde paylaştı. Peki, bu yükseliş yalnızca İngiltere’ye mi özgü yoksa Türkiye gibi pazarlarda da yansımalarını görmek mümkün mü?
ERA verilerine göre, İngiltere müzik endüstrisi gelirleri yıldan yıla yüzde 7.4 artarak 2.39 milyar sterline ulaştı. Bu, 2001’deki 2.22 milyar sterlinlik zirve gelir seviyesini aşan bir rakam. Elbette, enflasyon etkisi göz önünde bulundurulduğunda bu büyüme biraz daha düşük bir etki bırakıyor. Fiziki satışlardaki toparlanma dikkat çekici. Plak satışları, yüzde 10.5 artışla 196 milyon sterline ulaştı. CD gelirleri, sabit bir seyir izleyerek 126,2 milyon sterlin olarak kaydedildi.
Ancak müzik tüketiminde aslan payını yine streaming (dijital dinlenme) aldı. Streaming gelirleri yıldan yıla yüzde 7,8 artarak 2,02 milyar sterline ulaştı. Bu büyümede Spotify’ın 2024’teki fiyat artışlarının büyük bir etkisi olduğu belirtiliyor. ERA CEO’su Kim Bayley’in dediği gibi “Müziğin geri döndüğünü artık kesin olarak söyleyebiliriz”.
İngiltere verileri umut verici olsa da Türkiye’de müzik sektörünün bu trendlere nasıl uyum sağlayacağını analiz etmek önemli. Gelir artışları ve streaming’in yükselişi, Türkiye’de de izlenebilir bir yol haritası sunuyor. Ancak bazı yerel dinamikler bu büyümeyi şekillendirebilir. İlk olarak plak ve fiziki satışların Türkiye’deki durumuna bakmalıyız. İngiltere’de plak satışlarındaki artış, koleksiyoner ruhunun hâlâ canlı olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de ise plak pazarı daha özel bir kitleye hitap ettiği ve ağırlıklı olarak nostaljik bir tüketim olduğu biliniyor. Ancak genç alternatif müzik dinleyicisi, plak tüketiminin genişleyebileceğine işaret ediyor. Türkiye’de fiziksel müzik satışlarının bir dönüşüm yaşaması için sanatçılar ve plak şirketlerinin daha yenilikçi adımlar atması gerekebilir. İkinci olarak ise dijital dinlenme platformlarının gelir yükseltmesi gerekmekte. Spotify gibi platformlar, Türkiye’de de müzik gelirlerinin büyük bir kısmını oluşturuyor.
Ancak İngiltere’de görülen fiyat artışlarının Türkiye’ye nasıl yansıyacağı tartışmalı bir konu. Türk lirasındaki değer kaybı ve kullanıcıların satın alma gücündeki düşüş, streaming platformlarının fiyat politikalarını doğrudan etkiliyor.
Platformlar, Türkiye gibi pazarlarda abonelik ücretlerini artırma konusunda daha temkinli davranabilir. Son olarak basılı müzik konusunu es geçmemek gerek. İngiltere’de CD satışları düz bir seyir izlerken Türkiye’de CD pazarının neredeyse tamamen kaybolduğunu söyleyebiliriz.
Ancak dijital albüm satışları, Türkiye’deki müzikseverlerin sanatçılara doğrudan destek verme arzusuyla canlandırılabilir. Özellikle bağımsız sanatçılar, bu modeli daha etkili bir şekilde kullanabilir.
Müzik dünyasında her dönem tek bir lider güç olmuştur: Dinleyici. Ancak artık sadece dinlemek yeterli değil, sanatçıların kariyerinde söz sahibi olan, onları büyüten ve destekleyen “süperfan” dediğimiz bir kitle var. ‘Süperfan’ların sadakati, sanatçılar için altın değerinde.
Güney Kore’den Avrupa’ya, Amerika’dan Türkiye’ye uzanan bir etki alanına sahip bu hayran kitlesi, sadece bilet ve albüm satışlarıyla değil, sosyal medya etkileşimleri ve ürün alımlarıyla da müzik endüstrisinin temel dinamiklerini değiştiriyor.
Düşünsenize, sizi her yerde konuşan, tüm paylaşımlarınızı beğenen ve dinlediğiniz her şarkıyı arkadaş çevresine tavsiye eden bir hayran kitleniz var. İşte bu “süperfanlar”, sadece tüketici olmakla kalmıyor, aynı zamanda sanatçının “pazarlama elçisi” gibi çalışıyor.
Bu fanlar yalnızca müzik dinlemekle yetinmiyor; albüm ön siparişleriyle rekor kırdırıyor, sınırlı sayıda üretilen ürünleri saniyeler içinde satın alıyor ve konser alanlarını anında dolduruyor.
Hatta sanatçının ilk günden bugüne kadar olan kariyerini ezbere biliyor.
Türkiye’de bu durum özellikle sosyal medyanın artan etkisiyle daha görünür hale geldi.
K-Pop endüstrisi, süperfanların gücünü mükemmel bir şekilde kavrayıp onları iş modelinin merkezine koyuyor. Sanatçıların yayınladıkları her şey planlı bir şekilde hayranlar için özel olarak tasarlanıyor. İmzalı albümler, fan buluşmaları, koleksiyon kartları gibi...
Bunlar sadece bir pazarlama taktiği değil, aynı zamanda hayranlarıyla daha derin bağ kurmanın yolları.
Alternatif ve rock müzik daha da yükselecek
2024’te Türkçe rock ve alternatif müziğin güçlü bir dönüş yaptığına şahit olduk. Yeni jenerasyon grupların ve solo sanatçıların çıkışları, dinleyicilerde nostaljik bir bağ kurarken yenilikçi bir tını da sundu. 2025’te, bu yükselişin devam etmesi muhtemel. Özellikle deneysel sesler ve akustik formatlarda zenginleşen projelerle Türkçe rock sahnesi daha geniş bir dinleyici kitlesine hitap edecek gibi görünüyor.
Popülerlik sınırlarını zorlamaya devam
Rap ve hip-hop’ın ana akımda sağlam bir yer edindiğini artık rahatlıkla söyleyebiliriz. Lvbel C5, Sefo, Motive, Ezhel ve Şanışer gibi isimlerin başarıları, bu türlerin ne kadar geniş bir yankı uyandırdığını gösterdi. 2025’te ise daha fazla iş birliği, canlı performans ağırlıklı projeler ve underground sahnelerin ana akıma geçişini görebiliriz. Belki de daha yerel hikayelerle bezeli bir “Türkçe trap” dalgası yükselir. Trap biter dediğimiz noktadan sürekli yeniden doğuyor, burada karışık duygular içerisindeyim.
Kadın sanatçıların güçlü çıkışları
Zeynep Bastık, Melike Şahin ve Selin gibi isimlerin 2024’teki başarıları, Türk müzik sahnesindeki kadın sanatçıların ne kadar etkileyici bir güç olduğunu bir kez daha kanıtladı. Kadınlar bangır bangır geliyordu ancak 2025’te özellikle kadınların liderlik ettiği projeler ve kolektif çalışmaların daha fazla öne çıkacağı bir yıl olacağına eminim. Alternatif pop ve indie sahnesinden de birçok güçlü kadın sanatçı duyabiliriz. Kulakları açmakta fayda var.
Kısa formatlı içeriklerin yükselişi
TikTok, Instagram ve YouTube şarkıların dinlenme oranlarını doğrudan etkileyen güçlü araçlar haline geldi. 2025’te, müzik içeriklerinin daha kısa formatlara uygun şekilde üretildiği, viral melodilerin ön planda olduğu bir yıl olması muhtemel. Ancak bu, yalnızca hızlı tüketim anlamına gelmiyor; kısa formatlar, dinleyiciyi derinlemesine bir albüm dinlemeye de yönlendirebiliyor. Tanıtımın anahtarı yine kısa formatların çekiciliğinde olacak.
Yıla ocak ayında Can Kazaz’ın “Ve Gök”ü, Şenceylik’in “Eteğimdeki Taşlar”ıyla başladık. Şubat ayında Kardelen’in “Habibi”si, Paptırcem’in “Büyüklere Ninniler”i, Ayyuka’nın “Zaman Ziyan” isimli EP’si, Görkem Karabudak’ın “Kontra” EP’si peşi sıra yayınlanan işler arasındaydı.
Mart ayında Yalnayak’ın “Ayıp Olmasın”ı, Develer’in “Fauna”sı, Light Motiv’in “Koy” EP’si, Berkay Altunyay’ın “Derdo” EP’si ile Kristal Kit’in “Kirli Kalıcam” albümü gönlümü çaldı. Kimse pek bahsetmiyor ancak Murat Boz “3” albümünde de güzellikler vardı.
Nisan ayında Sefo “İmparator Pt.1”i ile albüm dünyasına girerken, Da Poet ile Kayra’nın hazırladığı “Normal” albümü, Nova Norda’nın “Üzgünüm, Üzgün Değilim”i, Emir Taha’nın “E.T. Phone Home” EP’si, Allame’nin “Ölüm”ü dikkatimi çekenler arasındaydı. Mor ve Ötesi’nden tanıdığımız Burak Güven, Muganni mahlasıyla “18” isimli solo albümünü paylaştı. Mayıs ayına geldiğimizde ise Nilipek “Uydurduğumuz Oyunlarla”, Barış Demirel “Dans Pisti Cenazesi”, Gazapizm “Dönmek İçin Eve” isimli albümleriyle yaz öncesi büyük bir umut beslememize neden oldu.
Haziranda Tarkan’ın “Kuantum 51”inin çıkarması ise büyük ses getirdi. Seveni kadar sevmeyeni de oldu. Belki beklendiği kadar gürültü çıkarmadı ancak sevdiklerim arasında yerini aldı. Alternatif dünyada ise Parham A.G’nin “Daha Anlatacak Çok Şey Var”ı radarıma takıldı.
EN ÇOK DİNLENEN ALBÜMLER OLDU
Temmuz ayında daha ziyade rap müzik yükselişteydi. Yayınlanan albümler arasında Ceza’nın “Yatay Zeka”sı öne çıktı. Ağustos ayında ise Semicenk’in “Geçiyor Zaman” EP’si ile en çok dinlenen isim olmasını yeniden hatırlatmış olayım.
Eylül ayında da rap üretkenliği hız kesmedi. Blok3 “Obsesif”, Aga B “Interlude 87” ve M Lisa’nın “Mona Lisa” albümleri tamamlandı. Alternatif müzikte ise Jakuzi’nin “Madalyon I” albümü beklediğimize değdi. Açık Hava Diskosu’nun “An” EP’si keyifliydi. Yine eylülde Kerem Görsev “Clear Horizon” isimli yeni albümüyle mavilikleri kulaklarımıza taşıdı.
Melike Şahin’den atak
Apple Music, iki listesinin zirvesinde yer alan isimleri duyurdu. “Türkçe Pop” listesinin bir numarası Melike Şahin’in “Ortak”ı oldu. Liste sırasıyla şöyle ilerledi; Emre Fel’den “Sana El Pençe Durmam”, Zeynep Bastık’dan “Lan”, Semicenk’ten “Geçiyor Zaman”, Sefo’dan “Kapalı Kapılar”. “Rap” listesinde ise Lvbel C5’in “Sezen Aksu”su yine bir numaraydı. Tefo, Seko ve Kibariye’nin seslendirdiği “Gidemem”, Canbay&Wolker, Heijan ve Muti’nin şarkısı “Bertaraf”, BLOK3’ün “Laf”ı ve Ati242’nin “Italy Forma”sı listede yer aldı.
Yine yeniden Semicenk
Fizy’nin 2024’teki listelerinde her ay zirvede Semicenk yer almıştı. Beklenen oldu sanatçı, Fizy’de de bu yıl en çok dinlenen isim oldu. Fizy’de en çok dinlenen diğer şarkılar arasında ise Zeynep Bastık’tan “Lan” öne çıktı. Diğer platformlara göre daha çok Türkçe müzik içeriğine odaklanan Fizy’nin sonucu ise Spotify ile benzerlik gösteriyor. Henüz Muud’un sonuçları açıklanmadı ancak orada Tarkan ve Emre Fel isimleri gelirse şaşırmayın derim.
Popa özel liste
YouTube Müzik’in “Yılın Hitleri” listesinde Zeynep Bastık’tan “Lan”, Ebru Yaşar&Siyam “Yoksun”, Reynmen “Renklensin”, Fatih Bulut&Elmas “Gör Bak” ve Emre Fel’in “Sana El Pençe Durmam” yer aldı. Pop müziğinde yılın en çok dinlenenlerini bir araya getirdikleri “Turkish Pop Hits 2024”te ise Simge “Önümüz Yaz” ile zirvede. Listede Derya Uluğ&Asil Gök “Yansıma”, Mabel Matiz “Düldül”, Amo988 “Elini Ver” ve Melis Fis “Kara Kedi” ile yer aldı.
“Lan” aramada da zirvede
Zeynep Bastık’ın seslendirdiği “Lan” şarkısı Google’ın 2024 aramalarında da en çok aranan şarkı sözleri kategorisinde birinciliği aldı.
Spotify, 2024 Yılın Özeti’ni açıklayarak Türkiye’de ve dünyada en çok dinlenen sanatçı, şarkı, albüm ve podcast’leri duyurdu.
2024 Yılın Özeti’ne göre Semicenk, bir kez daha zirvedeki yerini korurken “Cıstak” şarkısıyla Era7capone, Batuflex ve Narco büyük bir başarı yakaladı.
Rap müzik, albüm ve şarkı sıralamalarında hakimiyetini hissettirdi. Ancak bu veriler, Türkiye’nin gerçek müzik manzarasını tam anlamıyla yansıtabiliyor mu?
Rakamlar ne söylüyor?
Semicenk ve Lvbel C5 gibi isimler, milyonlarca dinlenme sayısıyla dijital platformlarda rekor kırıyor.
Sezen Aksu’nun 2024’te de en çok dinlenen kadın sanatçı olması, Türkçe popun klasikleşmiş gücünü ve Aksu’nun geniş kataloğunun başarısının bir yansıması.
İlk 10’da 6 rap sanatçısının olması da dijital dünyada önde gelen türlerin başında rap olduğunun değişmez işareti.
Ancak dijitaldeki rakamlar, müzik dünyasındaki tüm dinamikleri anlatmaya yetmiyor.
Bu yıl hip-hop, pop ve Latin gibi türler, yaratıcı sınırları zorlayarak global müzik sahnesine damga vurdu. Bu çeşitlilik hem dinleyicilere hem de sanatçılara ilham verdi. Yıl sonu analizinde ilk ondaki albümler ise şu şekilde:
Charli XCX- “Brat”, Beyoncé- “Cowboy Carter”, MJ Lenderman- “Manning Fireworks”, Sabrina Carpenter- “Short n’ Sweet”, Billie Eilish- “Hit Me Hard and Soft”, Tyla- “Tyla”, Future & Metro Boomin- “We Don’t Trust You”, Ariana Grande- “Eternal Sunshine”, Doechii- “Alligator Bites Never Heal”, Waxahatchee- “Tigers Blood”.
Charli XCX’in “Brat” albümü modern pop’un cesur yüzünü sergilerken, Beyoncé’nin “Cowboy Carter”ı hem müzikal hem de kültürel bir başyapıt olarak hafızalara kazındı. Doechii ve Tyler, the Creator gibi isimler, hip hop sahnesinde yenilikçi yaklaşımlarıyla öne çıktı.
Bu küresel rüzgâr, Türkiye’yi de etkiledi. Türkçe rap ve pop, küresel trendlerin izinden giderek dönüşüm geçirdi.
Spotify ve YouTube’da yükselen dinlenme oranları, genç sanatçıların bu türlerde cesurca üretim yapmasına olanak tanıdı.
Türkçe rap, yer yer derinlik kazanırken, pop müzik ise global ikonların etkisiyle daha deneysel bir yapıya büründü.
Dijitalleşmenin etkisi, bu değişimlerin zeminini oluşturdu.
Bu hafta birçok güzel albüm dinleyici ile buluştu. Saygı albümleri ve cover’lar konusunda her zaman mesafemi korurum. Bir eserin orijinalini sevmekle birlikte, var olan şarkıları yeniden söylemenin de bence cesaret verici bir yanı olduğunu da düşünürüm.
◊ Bu haftanın en dikkat projesi Sakiler’den. Kenan Doğulu’nun eserlerini alternatif arabesk tarzında söyledikleri “Sakiler Kenan Doğulu Söylüyor”u dinleyiciyle buluşturdular. Bir yıla yayılması planlanan projede 15 şarkı yer alacak. Ekip, ilk 5 şarkılık EP’yi dinleyiciye sundu. “İncilerin Dökülür”, “Ağlayamam”, “Aşkım Aşkım”, “Olmaz” ve “Yüzsüz Yürek”ü Hasan Gözetlik ustalıkla söylemiş. Düzenlemelerde yaylılar, ney, ud ve cümbüş gibi enstrümanlar ile kendi tarzlarını adapte etmişler. Müziği sahneden masaya koymuşlar. Albümün vokal koçu ise yapımcılığı da üstlenen Kenan Doğulu. “Aşkım Aşkım”da Doğulu’nun vokal dokunuşu dikkat çekici. Bu ilk 5 şarkının arasında tartışmasız en iyisi “Olmaz”.
◊ “Gündoğarken Tribute” albümünün iki kısmı da yayına girdi. “Gündoğarken-Patika Vol.1”in ilk bölümünde Mabel Matiz, Madrigal, Skapova, Adamlar ve Ufuk Beydemir vardı. İkinci bölümde ise Emre Fel, Bengü Beker, Evrencan Gündüz, Dilhan Şeşen ve Gökçe yer alıyor. Her sanatçının kendi türü ve karakterini yansıttığı bu proje serisi kökü derin olan Grup Gündoğarken’in yeni jenerasyonla da el ele vermesine neden oluyor. Her sanatçının ayrı güzel söylediği için favori seçemediğim bir iş oldu.
◊ Ezhel, ikinci solo albümü “Derdo”yu paylaştı. Ezhel, girişinde Sezen Aksu’nun tarihi bir konuşmasının yer aldığı “Kedi” ile açılan 12 şarkılık albümde gurbet hissini trap, hip-hop ve reggae ile tek potada sunuyor. Projede Ezhel’in uzun yol arkadaşları Bugy ve DJ Artz’ın yanı sıra EK ile 45 de prodüktör koltuğunda oturuyor. Murda ve İngiliz rap’çi Aith featuringleri yer alıyor. Alperen Şengün’e gönderme yapan “Alpi” ile vücut olumlama sözlerine sahip “Doyamam” gurur verici. Özellikle eşitlik karşıtı ya da şiddet önerisinde bulunmayan bir albüm duymak iç açıcı. Sanatına diyecek sözümse yok. Aba altından diss attıklarına bırakıyorum bu hususu.