Festival hakkında çok yorum var ama Mahmut Orhan için ilk yorumu yapmadan geçmek istemem.
Lana Del Rey, Tyler the Creator, Doja Cat, Blur ve No Doubt gibi isimlerin yer aldığı festival hem bilet fiyatlarının yüksekliğinden, hem alandaki fiyat politikasının çıldırmış olduğundan, seyircilerin bağlantı kuramadığı konserlerden ve Grimes’ın DJ setindeki çığlıklarından ibaret gibi olsa da güzel şeyler de oldu.
Ocak ayında festivalde olacağı açıklanan Mahmut Orhan binlerce kişinin karşısında performans sergiledi. Dinleyenlerin dans ettiğini görmek bile büyük isimlerin karşı karşıya kaldığı durumu egale eden Orhan ile övünmek için yeterli.
Geçtiğimiz günlerde Ultra Records etiketiyle ilk albümü “Pangea”yı yayınlayan Orhan, zekice bir hamle yaparak orada belki onu ilk kez dinleyen binlerce kişiye adını internette arattıklarında dinleyecekleri bütünlüklü bir albüm bulma imkânı verdi.
Festival setinden farklı olan albüm, müzisyen olarak da Mahmut Orhan’ın kimliğini yansıtıyor.
Diyeceksiniz ki daha önce Ultra Music Festival ve Tomorrowland’de çaldı, Coachella’ya yükselmeli miyiz, kesinlikle yükselmeliyiz. Sadece kendisi için değil ardından gelenler için de yolu açtığı için bu performanslar tarihte kilometre taşı olarak karşımıza çıkacak.
DİKKAT ÇEKENLER
◊
AFP’nin geçtiğimiz haftalarda yayınladığı bir habere denk geldim. Haber, şarkı sözlerinin günümüzde ne hale geldiğiyle ilgili datalar içeriyordu. Hatırlatmakta fayda var ki; Bob Dylan 2016’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştü ama o günlerden artık eser kalmadığı haberde açıkça belirtiliyordu.
Araştırma son 40 yılda şarkı sözlerinin daha öfkeli ve benmerkezci hale geldiğini ve bunun her yerde hırçınlaşan, yaşlanan müzik hayranlarının görüşlerini pekiştirdiğini buldu.
Avusturya’nın Innsbruck Üniversitesi’nden Eva Zangerle’nin başında bulunduğu Avrupalı araştırmacılar, rap, country, pop, R&B ve rock türlerinde 1980’den 2020’ye kadar yapılan İngilizce şarkılardaki kelimeleri analiz etti.
Zangerle, “toplumun bir yansıması” olarak belirttiği şarkı sözlerinin kültürün değerlerini, duyguları ve meşguliyetlerini de gözler önüne serdiğini belirtti.
Zangerle, “Son 40 yılda müzik alanında çok büyük değişiklikler fark ettik. Müziğin satılmasından üretilme aşamasına kadar. Tüm türlerde, şarkı sözleri daha basit ve daha tekrarlayıcı hale gelme eğilimindeydi, özellikle ‘ben’ ve ‘benim’ kelimelerine sıklıkla rastladık. Tekrarlanan satırlar ve öfke konusunda ise başı rap çekiyor. Müziğin değiştiği başka bir yol da ilk 10-15 saniyenin şarkıyı atlayıp atlamayacağımızda son derece belirleyici olduğu” diyor ve ekliyor:
“Basit sözleri tekrar eden, daha fazla nakaratı olan şarkıların daha popüler olduğunu görüyoruz. Şarkı sözleri şu anda daha kolay.”
Araştırma dışında kalan tek tür ise rock müzik.
Avrupa’da 6 bine yakın bağımsız şirketi temsil eden IMPALA, YouTube ile yaptığı çalışmada yılın izlenmesi gereken isimlerini açıkladı.
Türkiye’den Bağımsız Müzik Yapımcıları Derneği dahil toplam 31 ülkeden IMPALA üyelerinin küratörlüğündeki pan-Avrupa girişimi, yayınlanan eserleri değerlendirerek 100 sanatçılık bir listeye ulaştı.
Listede Dedublüman, Deniz Tekin, Mert Demir ve Tuğçe Şenoğul yer aldı.
Yolculuklarının bir yerinde büyük şirketlerle buluşup sonra yollarına bağımsız devam eden bu 4 isimden en çok Mert Demir’in adı okuyuculara tanıdık olsa da Dedublüman, Deniz Tekin ve Tuğçe Şenoğul’un yükselişlerinin bağımsız bir platformun değerlendirmesinde de görülmesi mutluluk verdi.
İlerleyen günlerde bağımsız müzik üreticilerinin daha çok haberlerini görmeye hazırlanın.Zira büyük platformlar rotasını buradaki ivmelere kaydırdı ve yakın mercekte izlemeye devam ediyorlar.
DİKKAT ÇEKENLER
◊ Beyoncé yeni albümü “Cowboy Carter”ı yayınladı. Üçlemenin ikinci albümünde tarzını country müzik ile yoğuran Beyoncé, 24 şarkı boyunca kendisini dinletiyor. Sanatçı, güncel müzik piyasası kanunlarına da çomak sokuyor. Miley Cyrus, Post Malone, Willie Nelson, Dolly Parton, Shaboozey, Linda Martell gibi isimlerle çalışan Beyoncé, çocuğu Rumi’nin sesini “Protector” şarkısında bizlerle paylaşıyor.
◊
Evet, biraz iddialı bir giriş olduğunun farkındayım fakat ne zamandır baştan sona bir albüm dinlerken bu kadar odaklanmamıştım. Cem İnce, Tuncel Eyilik, Atakan Kotiloğlu oluşan grup, 2020 yılında başlayan yolculuklarına 2 EP sığdırdı. Sonrasında aralarına Burak Gürpınar katıldı. 7 şarkıdan oluşan albümde boş yok.
Evet iddiaya devam, sözler tam yerinde ve müzik beklentimi fazlasıyla karşılıyor. Gündelik hayatımda da dinlemeyi sevdiğim bir türü 8 şarkıya sıkıştırmışlar sanki. “Kalbimin Kırıkları” ile başlayan yolculuk “B*ktan” ile tamamlanıyor. 2000’lerin ilk on yılında Türkiye’de festival kültürünün suyunu çıkaranlarsanız bu albüm size çok iyi gelecek. Uyarayım, albümü dinlerken kalabalıkla birlikte söylemek, yer yer zıplamak istiyorsunuz.
Albümdeki şarkıların tüm sözleri solist Cem İnce’nin, tüm müzikleri ise Kristal Kit ekibinin tamamının. Albüm yormayan, coşturan, heyecanlandıran sound’uyla bu yılın en iyi çalışmalarından biri...
DİKKAT ÇEKENLER
◊ İkilem, müzik kariyerine “Ne Mutsuzum Ne De İyi” ismini verdikleri EP’yi yayınlayarak devam ediyor. Daha önce “Kördüğüm”, “Bana Sorma”, “Vazgeçtim Kendimden”i yayınlayan ikili, EP’nin kapanış şarkısı olarak “Bu Şehir”i seçti. Favorim ise hâlâ “Bana Sorma”...
◊ Berkay Altunyay’ın ilk EP’si “Derdo” tamamlandı. “Gururum Kalmayacak”,” Sana Söz” ve “Sevmedim Senin Kadar”’ı takiben “Mahsup”u yayınlayarak EP’yi tamamlayan Altunyay, sesiyle beni büyüledi desem abarttığımı düşünmezsiniz umarım. Bu EP’de “Gururum Kalmayacak” ile beni yakalamıştı ama dört şarkıyı dinlediğimizde ortaya arabesk/pop bir hibrit çıkıyor. O elektronik altyapılardan eser kalmayınca şöyle doyasıya bir sesini duymuş olduk.
◊ Ayberk Serin’in yeni şarkısı “Harabeyim” bu hafta yayınlanacak. Söz ve müziği Ayberk Serin’e ait olan şarkının düzenlemesi ise Sezer Dinç imzalı. 90’lar esintili bol synth’li bu şarkı Ayberk Serin’in söz yazarı olarak başarısını da perçinliyor.
◊
Ülkemizde en çok kullanıcıya sahip online müzik dinleme platformlarından Spotify, müzik streaming ekonomisiyle ilgili raporu “Loud & Clear 2024”ü yayınladı. Bu yıllık rapor sanatçılar için olduğu kadar müzik dinleyicileri için de önemli bir kaynak.
Rapordaki birkaç madde ilgimi çekti.
Platformdan minimum 10 bin dolar gelir elde eden 66 bin sanatçının yarısından fazlası İngilizcenin ana dil olmadığı ülkelerden geliyor.
İngilizceyi; İspanyolca, Almanca, Portekizce, Fransızca, Korece, Hintçe, Endonezya dili, Pencapça, Tamilce ve Yunanca takip ediyor. Bu veriler göz önüne alındığında Türkçenin de ilerleyen dönemde yükselişe geçmesi muhtemel.
Yerli dizilerin yurtdışına satılmasıyla, orada kullanılan güncel Türkçe müziklerin patlaması yakındır.
Araştırmaya göre bir şarkıcı, uluslararası bir diğer müzisyenle şarkı yapınca yüzde 84 oranında daha fazla hayran kitlesine ulaşıyor.
Yurtiçinde düet yapanların ulaştığı yeni dinleyici oranı ise yüzde 43.5. Bu veri aslında yeni yükselmeye başlayan yabancı ülkelerdeki sanatçılarla ortak şarkı yapmanın bu zorlu maratonda yolu kısalttığının da göstergesi...
Araştırma, Almanya ve Güney Kore’deki dinleyicilerin sevdikleri isimleri defalarca yeniden dinlediğini de ortaya koyuyor. Aslına bakarsanız single kültürüyle hızlı tüketime alıştığımız müzik konusunda fan kitleleri kuvvetli ülkeler, İngilizce bariyerini hayranlarıyla kırmış görünüyor.
Murat Boz, “Derin Mevzular, “Gözdeki Maviye”, “Aşkın Darağacı” gibi sevilen şarkılarının ardından “3” albümünün dördüncü şarkısı “Çok Sevdik” ile çıkış yapıyor. Söz ve müziği Emrah Karakuyu, aranjesi ise Ozan Bayraşa imzası taşıyan şarkı, albümün de ön plana çıkanı.
Şarkıcı, 8 sene aradan sonra çıkardığı 14 şarkılık ilk albümün hakkını veriyor. Onur Özdemir imzalı “Adın Orada”, Gökhan Türkmen ve Mert Carim’in yazdığı “Yollarda Kayboldum”, Özlem Güneykaya imzalı “Bi’ Kerecik” albümün öne çıkan diğer parçaları. Albümün en güzel yanı yine Türk enstrümanlarıyla yapılan düzenlemelerinin yanı sıra tamamen pop düzenlemelerle de bizi karşılıyor olması.
Emrah Karakuyu, Özlem Güneykaya, Onur Özdemir, Gökhan Türkmen, Mert Carim, Günay Coban, İzzet Özdoğan gibi isimlerle çalışan Murat Boz, albüm için de kesenin ağzını açmış.
Uzun zamandır üstünde çalıştığı albüm sonrası Murat Boz’un sahnelere dönmesi ve hep bir ağızdan şarkılarının söylenmesi an meselesi.
NE DİNLEDİM
◊ M Lisa- “Damlalar”
◊ Kalben- “Hatıraların Gölgesi”
Müziklerini “uzaysal bir saykedelik elektro-funk / rock füzyonu” olarak tanımlayan Yalnayak, çıkış albümleri “Ayıp Olmasın”la yeteneklerini paylaşıyor. Çıkış şarkısı “Straight Hamam”la hem oryantalist hem de Batılı bir müzik vadeden grup, aslında albümün kısa bir özetini de sunmuş oluyor. Solist Damla Temel’in yetenekleri, Netam prodüksiyonu ve Yalnayak düzenlemesiyle birleşince ortaya 12 şarkı çıkıyor. Hepsi de birbirinden iyi duyuluyor. Adakambo ile düet yaptıkları “Sıfır”, Can Ömer Uygan ile çaldıkları “Bıraktığın Yerden”, O ile söyledikleri “Yürümeye Devam Et”, bir albümde iş birliği nasıl yapılırı gözler önüne seriyor.
12 şarkı, 47 dakikalık bu albüm pişman olmayacağınız bir alternatif müzik yolculuğu yaşatıyor. Yalnayak gibi yetenekli grupları gördükçe insanın müzik yapası geliyor.
DİKKAT ÇEKENLER
◊ Yasak Helva, ikinci albümleri “Atamba”nın ilk şarkısı “İmansız”ı yayınladı. Divan edebiyatındaki âşık-maşuk klişelerine atıfların sek ve enerjik bir düzenleme ile buluştuğu şarkı, hem rock hem de Anadolu tınılarını bünyesinde barındırıyor.
◊ Melis Yelman, Orçun Ayata ile yeni şarkısı “Geri Gönderin”i yayınladı. Melankolik bu indie parça, yine Yelman’ın yaşadığı hikayelerden ilhamını alıyor. Şarkının prodüktör koltuğunda yer alan Orçun Ayata, elektronik dokunuşuyla yeteneğini konuşturuyor.
◊ The Ringo Jets’in yeni single’ı “Cehennem Köpekleri” bomba gibi geldi. Stüdyoda hücum kayıt olarak kaydedilen şarkı, punk enerjisini kulaklarınıza taşıyacak ve eminim dinlerken yerinizde pek duramayacaksınız.
◊ Özgür Akgül’ün ilk kişisel albümü “Hediye”, bu haftanın belki de en enteresan çalışmalarından biri. Geleneksel ile modernin bir araya geldiği albümde elektronik müzik de var, İstanbul Strings de... Cover parçaların da yer aldığı albümün, eklektik havası her şarkıyı merak etmenizi sağlayacak. Albümün açılışında yer alan “Tanz mir den Untergang” başlı başına bütün uzunçaları dinlemeniz için geçerli bir neden.
Alternatif müziğin başarılı temsilcilerinden Paptircem, “Büyüklere Ninniler” ismini verdiği 8 şarkıdan oluşan ilk albümünü geçtiğimiz hafta bizlerle buluşturdu. Söz yazarı, besteci, yorumcu ve prodüktör olarak anılan Paptircem’in yıllardır biriktirdiği ve paylaşma cesareti bulamadığı birbirinden farklı 8 şarkıdan oluşan (Arada iki şarkıyı önden yayınladı) albümde Deniz Tekin ve Dilan Balkay ile de birer düet yer alıyor.
Albümü bir dağ evine kapanarak bitiren Paptircem’in çıkış şarkısı “Yalnızlık Bana Kalan” ile “Yamadım Yaralarımı” kalbimi kırıp yapıştırmayı ustaca başardı. Şarkılarında hayal kırıklıklarıyla birlikte umudu nasıl barındırdığını ise anlamakta güçlük çektim.
Geceleri düşünmekten uyuyamayanlar için ilaç niyetine olan albüm, dinleyicisini sarsarak geçmişe götürüp biraz da üzüyor.
Hem söz hem de prodüksiyon kalitesi açısından da özenilmiş bir ilk albüm sizleri bekliyor.
Hep birlikte dinleyelim ninnilerimizi.
NE DİNLEDİM
◊ Redd- “Tedavi Zor”