Paylaş
Türkiye müzik endüstrisinin önde gelen isimlerinden MSG başkanı Ferhat Göçer, Oğuzhan Koç’un sosyal medya üzerinden başlattığı dijital müzik platformları eleştirilerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Göçer’in açıklamaları, 24 Haziran’da İstanbul’da düzenlenecek olan “Dijital Platformlar Çalıştayı” öncesinde sektörün içinde bulunduğu kriz tablosunu net biçimde ortaya koydu.
Göçer, Spotify’ın Türkiye pazarına 2013 yılında giriş yaptığını hatırlatarak, bugün müzik dinleyicilerinin yüzde 80’inin bu platform üzerinden müzik tükettiğine dikkat çekti. Sadece YouTube’un yüzde 13’lük bir payla kaldığını belirten Göçer, geri kalan tüm yerli dijital platformların toplam pazar payının yüzde 5’i dahi geçemediğini söyledi.
Bu durumun Türkiye müzik sektöründe ciddi bir tekelleşmeye yol açtığını vurgulayan Göçer, “Bugün geldiğimiz noktada Spotify, ‘kapı tutucu’ pozisyonda. Hangi sanatçı yükselir, hangi müzik türü öne çıkar, büyük ölçüde onların editoryal kararlarına bağlı” diyerek bağımsız müzisyenlerin bu sistemde görünürlük şansı bulamadığını ifade etti.
PLAYLIST, ALGORİTMA VE BOT SORUNU
Konuşmasında dört temel sorun başlığına dikkat çeken Ferhat Göçer, bunları şöyle sıraladı:
1) Playlist ve algoritmaların denetlenemezliği,
2) Ücretlendirmedeki eşitsizlikler,
3) Türkiye’de Spotify’a ulaşacak doğrudan bir muhatap eksikliği,
4) Bot hesaplarla sahte dinlenme manipülasyonları.
Özellikle playlist algoritmalarında şaibe iddialarının sektör içinde yüksek sesle dillendirildiğini söyleyen Göçer, “Kimi sanatçıların kişisel ilişkilerle öne çıkarıldığı iddiaları, playlistlerin belli bölümlerinde aynı şarkıların döndürülmesi gibi ciddi şikayetler var. Ancak tüm bu soruların yöneltilebileceği, şeffaf bir muhatap bile yok” dedi.
TÜRKİYE, NİJERYA İLE AYNI KATEGORİDE
MSG tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de Spotify abonelik ücretleri, Şili gibi ekonomisi benzer ülkelerle kıyaslandığında çok düşük seviyede. Spotify Türkiye’de yaklaşık 60 TL abonelik bedeli alırken, Şili’de bu rakam 300-350 TL civarında. Göçer, “Hayaller Şili, gerçekler Nijerya” diyerek bu gelir dengesizliğinin sadece sanatçıları değil, tüm sektörün gelir yapısını etkilediğini belirtti. Bu nedenle platformun Türkiye’deki abonelik fiyatlarının yenilenmesi gerektiğini vurguladı.
YEREL ALTERNATİF ŞART
Son olarak “Bu ülkede Turkcell’in Fizy’si, Türk Telekom’un Muud’u varken Spotify’ın bu denli hakimiyet kurması bizlerin yerli platformlara yeterince sahip çıkmamasıyla da ilgili” diyen Göçer, sektöre şu çağrıda bulundu: “Spotify ile rekabet edebilecek yerli bir müzik platformu oluşturmalı, bunu da konser sponsorluğu gibi yöntemlerle desteklemeliyiz. Sadece müziği değil, sektörün geleceğini de korumamız gerekiyor.”
Volkan Konak’ın ardından
Ferhat Göçer, Volkan Konak’ın beklenmedik vefatının ardından MSG olarak hem Türkiye’den hem de KKTC’den iki sağlık hukuk profesörünün katkısıyla kapsamlı bir rapor hazırladıklarını açıkladı.
Göçer’in verdiği bilgiye göre Prof. Dr. Hakan Hakeri (Türkiye) ve Prof. Dr. Şölen Külahçı (KKTC) tarafından kaleme alınan iki ayrı mütalaa birleştirildi ve hem Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hem de Kuzey Kıbrıs Sağlık ve Turizm Bakanlıklarına iletildi. Raporda üç kritik alan değerlendirildi: Olay anı müdahale yeterliliği, acil transfer ve ambulans hizmetleri, hastane ve ileri sağlık hizmetleri altyapısı.
Ancak en hayati bulgular, olay anındaki müdahale ve transfer sürecinde toplandı. Göçer’e göre, Kıbrıs’ta 112 istasyonlarının sayısı az, ambulans dağılımı yetersiz ve hastane erişim süreleri uluslararası acil müdahale standartlarının oldukça gerisinde.
“Türkiye’de ambulans ulaşım süresi 3-8 dakika aralığında iken, Kıbrıs’ta bu süreler oldukça düzensiz ve bazı bölgelerde ciddi gecikmeler yaşanıyor” diyen Göçer, bu sistemik aksaklıkların etkinliklerde ciddi risk oluşturduğunu belirtti.
Göçer, konser gibi büyük etkinliklerde her zaman doktor bulundurmanın gerekli olmadığını, iyi eğitilmiş bir paramedik ve mavi kod çantası (defibrilatör, entübasyon tüpü, adrenalin vb. ekipmanlarla dolu) ile olay anında etkili müdahale yapılabileceğini vurguladı. Ferhat Göçer, bu çalışmanın bir meslek örgütü olarak Volkan Konak’a olan sorumluluk duygusuyla yapıldığını, aynı zamanda turistler ve otel çalışanlarının da bu sistemin içinde risk altında olduğunu ifade etti.
“Organizatörler için bu sistem bir lüks değil, bir zorunluluktur. Eğlencenin olduğu her yerde sağlık güvenliğinin de garanti altında olması gerekir” diyen Göçer, bu önerilerin turizmi baltalamak için değil, daha güvenli hale getirmek için yapıldığını özellikle belirtti.
Paylaş