Şenol Kalyoncu

Erken doğan bebeklerde aileleri neler bekler

23 Mayıs 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Bazen hayat, beklenmedik şekilde hızlanır. Anne karnında biraz daha zamana ihtiyacı olan bir bebek, dünyaya erken gelmeye karar verdiğinde, aileler kendilerini duygusal bir hazırlığın çok ötesinde, bambaşka bir yolculuğun içinde bulur.

Ancak şunu söylemeliyim; bu yolculuk ne kadar erken başlarsa başlasın, sevgiyle, sabırla ve doğru bilgilerle yüründüğünde bir mucizenin adım adım gelişini izlemek mümkün olur. Erken doğan bebeklerin ilk bir ayında aileler hem tıbbi terimlerle hem de duygusal değişimlerle tanışır. Bu dönem bir sınav gibi değil, bebeğin dış dünyadaki ilk gelişim yolculuğudur aslında. Her gün bir adım daha atılır, önce gözünü açar, sonra nefes desteği azalır, anne sütüyle tanışır, kalbi düzene girer. Her küçük gelişme büyük bir bayram havası yaratır ailede. O yüzden bu sürece umutla bakmak gerekir. Çünkü bebekler, hayata tutunma konusunda sandığımızdan çok daha dirençlidir.

ANNELERİNİN SESİNİ TANIR

Anne ve baba, ilk günlerde cam bir inkübatörün ardından göz göze geldikleri bebekleriyle henüz temas kuramamış olabilirler. Ama temas sadece dokunmakla değil, varlığınla, sesinle, kalbinle kurulur. Prematüre bebekler, annelerinin sesini tanır. Babalarının sabrını, gözlerindeki ışığı hisseder. Bu nedenle ailelerin bebeğin yanında olması, onun yaşama tutunma kararlılığı üzerinde inanılmaz bir etki yaratır. Yoğun bakım ünitesi başlangıçta soğuk ve mesafeli bir yer gibi algılansa da zamanla tanıdık bir dost haline gelir. Orada çalışan hemşireler, doktorlar ve solunum terapistleri sadece tıbbi değil, duygusal destek de sunar. Aile bir süre sonra her cihazın, her sesin ne anlama geldiğini öğrenir. Gelişmeleri takip etmek konusunda içgüdüsel bir yetkinlik kazanır. Bu, anne babalığın çok erken ama çok güçlü başladığı zamandır.

ERKEN DOĞUM BİR SON DEĞİLDİR

Süt üretimi bu süreçte özel bir anlam taşır. Bebek ememese de anne sağdığı birkaç damla sütü minik bir şırınga aracılığıyla bebeğine ulaştırmanın yollarını öğrenir. Bu birkaç damla, bir annenin sevgisini ve gücünü içinde taşır. O damlalarla başlayan beslenme süreci zamanla büyür, güçlenir ve annenin bebeğini ilk kez kucağına alma anına doğru ilerler. İlk bir ayda bebeğin her gram alışı, her cihazdan ayrılışı, her uyanışı bir kutlama sebebidir. Çünkü erken doğan bebekler zamanla büyür, gelişir, güçlenir. Aileler ise bu sürecin içinde olgunlaşır, kenetlenir ve sabrın ne kadar yapıcı bir şey olduğunu derinden öğrenir. Unutmamak gerekir ki erken doğum bir son değil, sadece başka bir başlangıçtır. Hayat, her bebek için kendi ritminde akar. Bazılarının takvimi birkaç hafta önce açılır ama bu onların gücünden hiçbir şey eksiltmez. Aksine, o minik bedenlerin her nefesi, hayata meydan okumanın en saf hali gibidir.

Yazının Devamını Oku

4 soruda rinoplasti ile ilgili merak edilenler

16 Mayıs 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Rinoplasti, burun estetiği dediğimiz bir ameliyatın adı. Bu hafta köşe konuğum Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yahya Baltu oldu. Kendisiyle rinoplasti ile ilgili merak edilenleri konuştuk. Ben sordum o yanıtladı...

1-Açık rinoplasti mi daha üstündür kapalı rinoplasti mi?

Üstünlük açısından ikisinin de farkı yoktur. Ehil ellerde nihai sonuç olarak aynıdır. Sadece ameliyatı yapan doktor hangisi kolayına gelirse onu yapar.

Yahya Baltu

2-Ameliyat masasında burun çok kalkık görünüyor. “Acaba burnum çok mu kalkık oldu?” diyenler oluyor mu? Bunun nedeni nedir?

Ameliyat masasında burun pozisyona bağlı olarak daha kalkık görünür. Zaman içerisinde burun bir nebze düştüğü için bir tık kalkık yapmakta fayda var.

3-Burun yanlarında kesiler oluyor. İşlem için oradan mı giriyorsunuz?

Yazının Devamını Oku

Erken doğum ve dikkat edilmesi gerekenler

9 Mayıs 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Doğum, bir kadının yaşamındaki en güçlü ve anlamlı anlardan biridir. Ancak bazen bu an beklenenden önce gelir.

Tıbbi olarak 37’nci gebelik haftasından önce gerçekleşen doğumlar, “erken doğum” olarak tanımlanır. Ve ne yazık ki, erken doğum her zaman anne ve bebek için hazırlıksız yakalanılan bir durumdur. Bugün, erken doğumun ne olduğunu, nedenlerini, risklerini ve bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiğini ele alacağız.

ERKEN DOĞUM NEDİR?

Normal gebelik süresi yaklaşık 40 haftadır. Ancak bazı bebekler, çeşitli nedenlerle 37’nci haftadan önce dünyaya gelir. Bu durum, bebeğin organ gelişimini tamamlayamadan doğması anlamına gelir ve başta solunum olmak üzere birçok sistem açısından risk taşıyabilir. Erken doğumlar, gerçekleştiği haftaya göre alt gruplara ayrılır: 34–36 hafta arası; geç preterm doğum, 32–34 hafta arası; orta preterm doğum, 28–32 hafta arası; erken preterm doğum, 28 haftadan önce; çok erken doğum. Doğum haftası ne kadar erkense, bebeğin bakım ihtiyacı ve riski o kadar artar.

ERKEN DOĞUMA NELER SEBEP OLUR?

Erken doğumun nedeni her zaman net bir şekilde tespit edilemeyebilir. Ancak bazı risk faktörleri bilinir:

- İkiz ya da üçüz gebelikler.

- Rahim veya rahim ağzı problemleri.

Yazının Devamını Oku

Tüp bebek tedavi süreci

2 Mayıs 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Tüp bebek tedavisi, umut dolu bir süreçtir. Ancak, ilk denemede başarı sağlanamaması bazı çiftlerde büyük bir hayal kırıklığı yaratabilir.

Bu noktada birçok kişi, “Neden olmadı?” sorusunun peşine düşer ve istemeden de olsa bir suçlu aramaya başlar. Kadının yumurta rezervi mi yetersizdi? Sperm kalitesi mi düşük çıktı? Doktor bir hata mı yaptı? Süreç boyunca bir yerde yanlış mı yapıldı? Ancak, tüp bebek sürecinde bir başarısızlık yaşandığında bir suçlu aramak yerine, süreci anlamaya çalışmak çok daha sağlıklı bir yaklaşımdır.

BİYOLOJİK VE TIBBİ FAKTÖRLERİN BİR BÜTÜNÜ

Öncelikle, tüp bebek tedavisinin karmaşık bir süreç olduğunu kabul etmek gerekir. Gebelik elde edilmesi, pek çok faktörün bir araya gelmesiyle mümkün olur. Yaş, yumurta ve sperm kalitesi, embriyonun genetik yapısı, rahim iç tabakasının uygunluğu, hormon dengesi ve hatta yaşam tarzı bile süreci etkileyen unsurlar arasındadır. Bu kadar çok değişkenin olduğu bir süreçte, tek bir sebebe ya da tek bir kişiye suç yüklemek haksızlık olur. Bazı çiftler, başarısız bir deneme sonrası kendilerini suçlama eğilimindedir. Anne adayı, “Belki de çok stres yaptım” ya da “Keşke daha sağlıklı beslenseydim” gibi düşüncelerle kendini yetersiz hissedebilir. Baba adayı ise “Sperm kalitem yeterli miydi?” veya “Daha fazla destek olmalı mıydım?” gibi kaygılara kapılabilir. Ancak gerçek şu ki, tüp bebek süreci yalnızca bireysel değil, biyolojik ve tıbbi faktörlerin bir bütünüdür. Stres, beslenme ve yaşam tarzı gibi unsurlar elbette önemlidir ama bunlar tek başına sürecin başarısını belirleyen şeyler değildir.

BİR SÜREÇ OLARAK DÜŞÜNÜLMELİ

Bazı durumlarda embriyo oluşmasına rağmen rahme tutunmaz. Bunun nedenleri arasında embriyonun genetik olarak sağlıklı olmaması, rahim iç tabakasının embriyoyu kabul etmeye hazır olmaması veya tamamen bilinmeyen biyolojik faktörler olabilir. Tıp ne kadar ilerlemiş olursa olsun, bazı şeyler henüz tam olarak açıklanamamaktadır. Bu yüzden, tüp bebek tedavisinde başarı bir süreç olarak ele alınmalıdır ve ilk denemede başarısızlık yaşanması, sonraki denemelerde olumlu sonuç alınmayacağı anlamına gelmez. Bu noktada, suçlu aramak yerine ne yapılması gerektiğine odaklanmak daha sağlıklı bir yaklaşımdır. İlk denemede neden başarısız olunduğunu anlamak için doktorunuzla detaylı bir değerlendirme yapmak önemlidir. Embriyo kalitesi, rahim iç tabakasının uygunluğu ve kullanılan ilaçlar tekrar gözden geçirilmeli, bir sonraki deneme için gerekirse farklı bir protokol uygulanmalıdır.

DOKTORUNUZUN REHBERLİĞİNDE İLERLEYİN

Yazının Devamını Oku

Hamile kalma sürecinde başarıyı artıran üçlü

25 Nisan 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Hamilelik, birçok çift için heyecanla beklenen bir süreçtir. Ancak bazı durumlarda, doğal yollarla gebelik elde etmek düşündüğünüzden daha uzun sürebilir.

Modern tıbbın sunduğu imkânlar sayesinde hamile kalma sürecini desteklemek mümkün olsa da vücudunuzu gebeliğe hazırlamak için atabileceğiniz adımlar da büyük önem taşır. Bugün, hamile kalma sürecinde beslenme, spor ve doktor desteğinin nasıl bir araya gelerek gebelik şansınızı artırabileceğini ele alacağız.

ÜREME SAĞLIĞINI DESTEKLEYEN BESİNLER

Hamile kalmaya hazırlık sürecinde beslenme alışkanlıkları, doğurganlık üzerinde doğrudan etkili olabilir. Sağlıklı ve dengeli bir diyet, hormon seviyelerini düzenler, yumurta ve sperm kalitesini artırır ve genel vücut sağlığını destekler. Omega-3 yağ asitleri, folik asit, çinko, demir ve antioksidanlar açısından zengin gıdalar, üreme sağlığını destekleyen temel besinler arasındadır. Somon, ceviz, keten tohumu gibi Omega-3 kaynakları, rahim içi ortamın sağlıklı olmasına yardımcı olur. Yeşil yapraklı sebzeler, yumurta ve kurubaklagiller folik asit açısından zengindir ve nöral tüp defekti riskini azaltarak bebeğin sağlıklı gelişimine katkı sağlar. Öte yandan, aşırı işlenmiş gıdalar, trans yağlar ve rafine şeker içeren yiyecekler doğurganlığı olumsuz etkileyebilir. Paketli gıdalardan uzak durmak, organik ve doğal besinleri tercih etmek, vücudunuzun hamileliğe en iyi şekilde hazırlanmasına destek olur.

DENGELİ HAREKETİN ÖNEMİ

Düzenli egzersiz yapmak, vücut kitle indeksinizi (VKİ) sağlıklı bir aralıkta tutmaya yardımcı olur ve bu da doğurganlık üzerinde doğrudan etkilidir. Aşırı kilo, hormonal dengesizliklere yol açarak yumurtlama düzenini bozabilirken, aşırı zayıflık da hormon üretimini olumsuz etkileyebilir. Hafif ve orta tempolu egzersizler, kan dolaşımını artırarak üreme organlarına daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Yoga, pilates ve yürüyüş gibi egzersizler, vücudu yormadan doğurganlığı destekleyen hareketler sunar. Ancak aşırı yoğun spor aktiviteleri, özellikle kadınlarda yumurtlama döngüsünü olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, spor programınızı dengeli bir şekilde oluşturmak ve vücudunuzu zorlamadan aktif kalmak en iyi yaklaşımdır.

BİLİNÇLİ VE PLANLI İLERLEMEK

Yazının Devamını Oku

Çocuk diş hekimliğinde genel anestezi ve sedasyon

18 Nisan 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Bugünkü köşe konuğum Diş Hekimi ve Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Mete. Kendisiyle çocuk diş hekimliğinde genel anestezi ve sedasyon başlığıyla merak edilenleri konuştuk. İşte verdiği bilgiler...

Çocuk hastalarda diş tedavileri sırasında korku, anksiyete ve iş birliği eksikliği gibi faktörler, tedavinin zorlukla gerçekleşmesine neden olabilir. Bu gibi durumlarda, davranış yönlendirme yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda sedasyon ve genel anestezi uygulamaları devreye girer.

Ayşe Mete

SEDASYON NEDİR?

Sedasyon, hastanın bilincinin kısmen açık olduğu, çevreyle sınırlı bir şekilde iletişim kurabildiği, kaygının azaltıldığı bir durumdur. Hedef; çocuğun sakin, konforlu ve kooperatif bir şekilde tedaviye katılmasını sağlamaktır.

SEDASYONUN TÜRLERİ

* Minimal sedasyon (anksiyolitik): Hasta uyanık, rahat ve sakindir.

* Moderat sedasyon (bilinçli sedasyon): Hasta komutlara yanıt verebilir ancak daha rahat ve gevşemiştir.

Yazının Devamını Oku

Anne adayları için doğum çantası hazırlığı

11 Nisan 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Hamilelik sürecinin en heyecan verici anlarından biri, bebeğinize kavuşmak için hastaneye gideceğiniz günü beklemektir.

Bu özel gün yaklaşırken, doğum çantanızı hazırlamak, hem sizin hem de bebeğinizin konforu için oldukça önemlidir. Ancak, bu süreçte hangi eşyaların gerçekten gerekli olduğunu belirlemek bazen kafa karıştırıcı olabilir. Bugün, doğum çantasını hazırlarken nelere dikkat etmeniz gerektiğini, olmazsa olmazları ve gereksiz yüklerden nasıl kaçınacağınızı birlikte inceleyeceğiz.

DOĞUM ÇANTASI NEDEN ÖNEMLİDİR?

Doğum çantası, hastanede kaldığınız süre boyunca ihtiyaç duyacağınız tüm eşyaları bir arada bulundurmanızı sağlar. Bu çanta, hem sizin hem de bebeğinizin ihtiyaçlarını karşılamak için bir kurtarıcı görevi görür. Doğum süreci bazen beklenenden erken başlayabilir, bu yüzden çantanızı 36’ncı haftadan itibaren hazır bulundurmanız, son dakika telaşından kaçınmanıza yardımcı olur.

ANNE İÇİN GEREKLİ EŞYALAR

Kimlik ve hastane evrakları: Kimliğiniz, sigorta kartınız ve doğumla ilgili gerekli evraklar çantanızda mutlaka bulunmalı. Ayrıca doktorunuzun size verdiği raporları ve doğum planınızı da yanınıza almayı unutmayın.

Rahat giysiler: Doğum sonrası için rahat, bol ve kolay giyilip çıkarılabilen kıyafetler tercih edin. Sabahlık, pijama takımı ve yumuşak bir terlik, hastane ortamında konforlu olmanızı sağlar.

İç çamaşırı ve emzirme sütyeni:

Yazının Devamını Oku

Tüp bebek sürecinde eşlerin rolü

4 Nisan 2025
Sevgili Hürriyet okurları... Tüp bebek tedavisi, çiftler için fiziksel ve duygusal olarak zorlu bir süreçtir.

Özellikle kadınlar, hormonal değişimlerden fiziksel yorgunluğa, umut ve hayal kırıklıkları arasında gidip gelen duygusal dalgalanmalara kadar birçok farklı deneyim yaşar. Ancak bu süreç, sadece anne adayının değil, baba adayının da içinde olduğu bir yolculuktur. Eşlerin birbirine destek olması, sürecin daha sağlıklı ve huzurlu geçmesini sağlayarak başarı oranını artırabilir. Peki, tüp bebek sürecinde eşlerin rolleri neler olmalı ve bu süreci nasıl daha güçlü bir şekilde yönetebilirler?

BİRLİKTE KARAR VERMEK VE BİLİNÇLİ OLMAK

Tüp bebek tedavisine başlamadan önce çiftlerin birlikte karar alması çok önemlidir. Bu sürecin aşamaları, başarı oranları ve olası sonuçları hakkında birlikte bilgi edinmek, sürece daha bilinçli bir şekilde hazırlanmayı sağlar. Eşler, doktor randevularına birlikte giderek süreci en başından ortak bir deneyim haline getirmelidir. Kadının yalnız hissetmemesi, tedaviye olan motivasyonu artırır ve stres seviyesini düşürerek daha olumlu bir atmosfer oluşturur.

DUYGUSAL DESTEK VE İLETİŞİM

Tüp bebek tedavisi boyunca en önemli noktalardan biri iletişimdir. Kadınlar, hormon tedavileri nedeniyle zaman zaman duygu değişimleri yaşayabilir, umutsuz hissedebilir veya başarısızlık korkusuyla baş etmeye çalışabilir. Bu noktada baba adayının sabırlı olması, anlayış göstermesi ve eşinin hislerini küçümsemeden yanında olması çok önemlidir. “Senin yanındayım”, “Bunu birlikte atlatacağız”, “Ne olursa olsun, birlikteyiz” gibi cümleler, kadının kendini güvende hissetmesine yardımcı olur. Bu süreci yalnızca bir “çocuk sahibi olma çabası” olarak görmek yerine, ilişkinizi güçlendiren bir deneyim olarak değerlendirmek, sürecin ruhsal yükünü hafifletebilir.

SABIRLI OLMAK VE UMUDU KORUYABİLMEK

Tüp bebek tedavisinin her zaman ilk denemede başarılı olma garantisi yoktur. Birçok çift, birden fazla denemeden sonra gebelik elde edebilir. Sürecin bazen beklenenden uzun sürmesi çiftler için zorlayıcı olabilir. Baba adayının sabırlı olması, eşinin stresini artırmadan ona destek olması gerekir. Olumsuz sonuçlarla karşılaşıldığında birbirinize destek olmak, motivasyonu kaybetmemek ve her denemenin gelecekteki başarı için bir adım olduğunu unutmamak önemlidir.

Yazının Devamını Oku