Paylaş
Ünalp ile bu yaklaşımlar doğrultusunda modern yaşamın kaçınılmaz gerçeği haline gelen bel, boyun, diz ve omuz ağrılarını, cerrahisiz ve kalıcı şekilde nasıl tedavi ettiklerini konuştuk... Ağrılar kader değil, doğru yaklaşımla hayatınızdan silinebilir. Artık ağrılar tek bir yöntemle ele alınmıyor. Çünkü beden bir bütün, ağrı bir sonuç. Nedenlerine bütünsel yaklaşmazsanız kalıcı çözüm mümkün olmuyor. Hastaların bel fıtığı, boyun düzleşmesi, diz kireçlenmesi, omuz donukluğu gibi şikâyetleri hücre temelli onarıcı tedavilerle ve manuel tekniklerle kombine edilerek tedavi edilebiliyor. Her hastaya özel, çok yönlü bir protokol uygulanıyor.
Erhan Ünalp
KOMBİNE AĞRI TEDAVİSİ NEDİR?
Mesela bizim Spor Hekimliği Uzmanı Dr. Mehmet Murat Seven ile birlikte uyguladığımız sistem, birçok yöntemin akılcı ve sıralı kombinasyonuna dayanıyor.
Manuel terapi–osteopati –kayropraksi: Eklem kilitlenmeleri, kas gerginlikleri ve postür bozukluklarına doğrudan müdahale edilir.
PRP (Trombositten zengin plazma) ve kök hücre uygulamaları, proloterapi, nöralterapi, ağrı mezoterapisi, ozon, eksozom: Hasarlı dokuların kendi kendini onarmasını sağlar,yeni hücre oluşturur. Özellikle diz, kalça ve omuz eklemlerinde yüksek başarı gösterir.
Lazer–manyetik alan–radyofrekans tedavileri: Ağrının iletimini baskılayan ve iyileşmeyi hızlandıran destekleyici teknolojilerdir. Her tedavi, kişiye özel reçetelenmeli. Ağrıya değil, kişiye bakılmalı.
BU YÖNTEMLER KİMLER İÇİN?
- Bel ve boyun fıtığı olanlar.
- Dizde menisküs veya kireçlenme yaşayanlar
- Omuzda donukluk, yırtık veya hareket kısıtlılığı olanlar.
- Kronik sırt, kalça, kuyruksokumu ağrısı çekenler.
- Fibromiyalji, miyofasiyal ağrı sendromları gibi yaygın kas iskelet sistemi şikâyetleri olanlar.
BAŞARI ORANLARI NE DİYOR?
4-8 seanslık kombinasyon protokolleriyle yüzde 85’in üzerinde hasta cerrahiye ihtiyaç duymadan tam fonksiyonuna kavuşuyor. Ağrılar ortalama 2–3 seansta belirgin şekilde azalıyor. Uzun vadede nüks oranı oldukça düşük.
Tedavi sadece fiziksel değil, zihinsel rahatlama da getirir. Hareket özgürlüğü, yaşam sevincidir. Modern tıbbın bize sunduğu teknolojik imkânları manuel terapinin kadim bilgeliğiyle birleştirebiliyoruz. Bu yaklaşım ağrılarla mücadelede yeni bir sayfa açıyor. Hedef, sadece ağrıyı geçirmek değil o ağrının bir daha geri dönmeyeceği sağlam bir temel oluşturmak... Değerli okurlar... Ben de bir hekim olarak, bu yaklaşımların geleneksel tedavi yöntemlerini tamamlayıcı nitelikte olduğunu düşünüyorum.
Paylaş