◊ Ido Fluk imzalı “Köln 75”i çok sevdim çünkü film Almanya’da geçiyor. 1975 yılında Köln’de gerçekleşen ve caz piyanisti Keith Jarrett’ın efsanevi Köln Konseri’nin perde arkasını anlatan bir yapım. Filmi ilginç kılan en önemli şey; tüm zamanların en çok satan solo caz albümü kaydına olanak sağlayan unutulmaz konserin nasıl organize edildiğini ele alması.
◊ Tahar Rahim’in dünya çapında 180 milyondan fazla albüm satan unutulmaz Ermeni asıllı Fransız şarkıcı, söz yazarı ve oyuncu Charles Aznavour’u canlandırdığı “Monsieur Aznavour”u sevdim çünkü aylarca piyano ve şan eğitimi alan Tahar Rahim, Aznavour’u 20’li yaşlarından 50’li yaşlarına kadar canlandırıyor ve “La Bohème”, “Emmenez-moi” ve “Je me voyais déjà” da dahil olmak üzere sanatçının yazıp söylediği bazı şarkıları filmde seslendiriyor.
Burçak Gönül’ün ödüllü öyküsü
Bu yıl 21’incisi düzenlenen Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması sonuçlandı. Daha önce “Falezlere Götür Beni Aysel”, “Yeldeğirmenlerine Karşı: Bir Ressamın Anıları” ve “Ayağımın Tozuyla Aşk” romanlarıyla tanıdığımız Burçak Gönül, ilk kez kaleme aldığı bir tür olan öyküyle ödüle değer görüldü.
Son yıllarda ülkemizde de ciddi merakın olduğu Stoa felsefesi üzerine yeni bir kitap raflardaki yerini aldı.
William Mulligan’ın kaleme aldığı “Stoacının El Kitabı” Timaş Yayınları tarafından okurla buluşturuldu.
Marcus Aurelius, Epiktetos ve Seneca gibi Stoacı filozofların yaşamlarından ve eserlerinden örneklerin de yer aldığı, Stoacılığın hayat felsefesini aktaran kitap her bölümde okurlara basit etkili alıştırmalar da sunuyor.
Zorlukların ve değişkenliklerin git gide arttığı çağımızda huzurlu ve dengeli bir yaşam isteyenler için gözden kaçırılmaması gereken bir çalışma.
İstanbul Film Festivali başlıyor
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, Türkiye’nin en büyük uluslararası sinema etkinliği İstanbul Film Festivali, bu yıl 44’üncü kez gerçekleştiriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti ile Belçika Krallığı arasında 16 Temmuz 1964’te imzalanan iş gücü anlaşmasıyla Belçika’ya yerleşen Türk toplumu, oradaki 60’ıncı yılını doldurdu. Göçün 60’ıncı yılında özgün bir kitap projesine de imza atıldı.
37 yazar ve şairin “göç” temalı yazıları, “Göç Edebiyat Taşır” adlı kitapta bir araya getirildi.
Gazeteci-yazar Fikret Aydemir, şair-ressam Nerkiz Şahin ve şair Yılmaz Koçak’ın editörlüğünü yaptığı eser, Türkçe ve Flamanca olarak yayımlandı. Brüksel’in simge yapılarından Grand Place’ta Fikret Aydemir’le buluştuk,
Belçika’da kütüphanelere ve devlet arşivlerine de giren kitabın nasıl doğduğunu konuştuk, bakın neler söyledi:
“Evet, kitabın en önemli özelliklerinden biri bu; daha saf duygularla karşılaşabiliyorsunuz. Profesyonel yazarlar, yazarken teknik düşünür ama bu tür ilk denemelerini yapan insanlar yaşadıklarını daha saf duygularla kâğıda döküyorlar.
Gaziantep’te çoğu şehirde hissedemeyeceğiniz huzuru yaşarsınız. Bu gidişimde de böyle oldu. Antep sadece gastronomi şehri değildir, aynı zamanda kültür sanatın da şehridir. Gaziantep Bebek Kütüphanesi, Gaziantep’te bulunan bir bebek kütüphanesidir. İlk ziyaret ettiğim yerdi. Umarım daha da yaygınlaşır.
· Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i makamında ziyaret ettik. Kendisine “içinden yemek geçen filmleri” içeren bir festival de önerdim. Bakalım böyle bir festival yapacaklar mı?
· Gaziantep Şehir Tiyatroları’nın iki yeni oyununu izleme fırsatı buldum. “Uçtu Uçtu Hezarfen” adlı oyun hem dekoruyla hem de şarkılarıyla bizi çok eğlendirdi. Her yaşa göre etkileyici unsurların yer aldığı, özellikle çocuklar ve gençler için tasarlanmış nitelikli bir oyun. Fırsatını bulunca mutlaka izleyin. Meltem Kımız Şener’in yazdığı, Ahmet Serhat Artunç’un yönettiği, genel sanat yönetmenliğini ise Nejat Şener’in üstlendiği tek perdelik müzikli çocuk oyunu 50 dakika sürüyor. 6 yaş ve üzeri için uygun.
Geçen hafta İtalya’da Bologna şehrindeydim.
Oradan da trenle Rimini’ye geçtim..
Sinema ve karikatür iki kardeş sanat dalı gibi. İkisi de birbirinden besleniyor.
Arnavut asıllı İtalyan ressam ve karikatürist Agim Sulaj’la İzmir Mizah Festivali’nde tanışmıştık.
Rimini’ye gidip onu Fellini’nin şehrinde görmeyi de başardım.
İtalyan yönetmen Federico Fellini’yle çalıştığını, hatta ona ithaf ettiğini bir serginin olduğunu da biliyordum. Onunla Rimini’de uzun vakit geçirdim. Fellini Müzesi, Cinema Fulgor’u da gördüm. Agim Sulaj’ın Fellini filmlerini hatırlattığı resimleri Rimini’ye ayrı bir hava katıyor.
◊ “Ramazanın Işığı Mahya” sergisi görülmeyi hak ediyor. Camilerde mahya hazırlığı ramazandan 15 gün önceden başlar, her yıl ramazan ayı süresince, İstanbul’da Fatih, Eyüp, Sultanahmet, Süleymaniye ve Üsküdar Valide camileri dışında Edirne Selimiye, Eskişehir Reşadiye ve Bursa Ulu Camii’ne mahya kurulmaktadır.
◊ Bursalı karikatür ustası Cemal Nadir Güler’in vefatının 78. yıl dönümünde sanatsal mirasını yaşatmak amacıyla hazırlanan “Cemal Nadir Evine Dönüyor” isimli sergi, Bursa Kent Müzesi’nde sanatseverlerle buluştu.
Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürü Deniz Dalkılınç’ın danışmanlığında hazırlanan sergi, Nejat Biçen’in tasarımlarıyla hayat buldu. 27 Mayıs’a kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
Pek çok ünlü isim gibi Pınar Kür’ün de Nişantaşı’nda gittiği kuaför Ali Yatkın, “Cinayet Fakültesi” adlı romanı kendisi için imzalatmıştı. Ancak kitap bir süre sonra ortadan kayboldu. Yatkın, kaybettiğine üzülse de geçen yıllar içinde kitabı haliyle unuttu.
Ancak gazeteci Yavuz Rençberler bir eskiciden aldığı onlarca kitap arasında bu imzalı kitaba rastlayınca, sahibi hayattaysa ona ulaştırmak istedi.
Sosyal medya çağında bu da zor olmadı. Instagram hesabından Ali Yatkın’la iletişime geçti.
Ali Yatkın şaşkınlık ve mutluluğu bir arada yaşadı: “Neredeyse 20 yıl önce kaybolan kitabım için hiç tanımadığım biri bana ulaşarak ‘Sahibi siz misiniz’ diye sorunca şaka sandım. İnanamadım. Ücreti neyse ödeyeyim ne olur bana ulaştırın dedim. Ama hiçbir bedel istemeden bana teslim etti. Kendisine minnettarım. Yazar dostum Pınar Kür’ün kitabı bir daha kaybolmamak üzere kitaplığımda yerini aldı.”
Yavuz Rençberler ise “Hele ki yazarından imzalıysa, kitap kaybetmenin üzüntüsünü biliyorum. Tamamen bu duyguyla sahibine ulaştırdım. Kitabın sahibinin mutluluğu, gülümsemesi paradan puldan daha kıymetli” dedi.
Boğaziçi, Şen Gönüller Yatağı...
Ali Volkan Erdemir, Kenzaburo Oe’nin Can Yayınları’ndan çıkan “Suda Ölüm” romanını Japoncadan Türkçeye çevirisiyle, 2024 Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’ne layık görüldü.
Erdemir’e ödülü geçen hafta Salon İKSV’de düzenlenen bir törende İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı tarafından sunuldu.
Seçici kurul üyelerinin yanı sıra edebiyat dünyasından isimlerin de katıldığı törende, Talât Sait Halman Çeviri Ödülü Seçici Kurul Başkanı Doğan Hızlan da bir konuşma yaptı.
Düzce Konuralp Film Festivali mayısta
Geçen hafta Düzce’de ilki gerçekleştirilecek olan “Düzce Konuralp Film Festivali” basın tanıtım toplantısındaydım. Festival, 15-18 Mayıs tarihlerinde Düzce’de gerçekleşecek. Bu tür festivallerin uzun soluklu olması, hatta başlaması bile çok önemli. Festival Başkanı Prof. Dr. Ceyhan Kandemir, festivalin genç sinemacılara destek olacağını belirterek, “Düzce’nin doğası ve tarihiyle harmanlanacak bu festival, katılımcılara ilham verici anlar yaşatırken şehrin kültürel hayatına da katkı sunacak” şeklinde konuştu. Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Burak Coşkun ve Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdoğan Bıyık basın toplantısına katıldı.