Bu kitabında, farklı coğrafyalarda yaşayan kadınlara odaklanmış. Türkiye’deki kadınlarla benzer sıkıntılar olsa da, her ülkenin kendine özgü sosyolojik ve psikolojik meseleleri var. Kadın-erkek ilişkilerinden göçmenlik deneyimlerine, yerel mutfak tatlarından o toplumların az bilinen gerçeklerine kadar birçok ilginç konulara yer verilmiş. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan ve birçok farklı kültürle etkileşim içinde olan Gönül’ün “Bir Külbahar Sabahı” adlı öyküsü, yazarın yakında yayımlanacak olan “Rengin Göçmen Kadın Öyküleri 2” antolojisinde yer alacak.
Aklımda kalanlar!
İnsan beyninin çok katmanlı yapısı ve çok katmanlı yapısına yönelik bir araştırma yürüten Luiz Pessoa’nın kaleme aldığı bu çalışma, zihinsel süreçlerimizle duygusal deneyimlerimizin birbirleriyle nasıl iç içe geçtiğini ele alıyor ve beyin-davranış ilişkisini incelerken indirgemeci, detaycı yaklaşımlardan uzak durmaya özen gösteriyor.
Pessoa’nın bu kitabı, beyin davranış ilişkisini temelden kavramak isteyen psikiyatristler, psikologlar, nörologlar, nörobilimciler ve bu alana ilgi duyan herkes için bir kılavuz niteliğinde. VBKY’nin insan ve toplum kitaplığı, Luiz Pessoa’nın yazdığı “Dolanık Beyin” kitabıyla genişlemeye devam ediyor.
Yaşamın paradoksları
Kozmos Buradan Geçer, Türk mitolojisinin derin sembollerini çağdaş bir bakış açısıyla harmanlayan şiirsel bir yolculuktur. Kitapta, bireysel deneyimlerle evrensel temalar birleşerek yaşamın paradokslarını, ölüm, tanrı gibi büyük soruları ve doğa ile gökyüzüyle kurulan kadim bağları işleyen özgün bir anlatı ortaya çıkmaktadır. Şair, hem Türk kültürünün çok katmanlı mirasını hem de modern şiirin estetiğini birleştirerek okuyucuya derin bir kültürel ve entelektüel deneyim sunuyor. Yazar: İbrahim Ercan-Sayfa Sayısı: 40-Tür: Şiir-Profil Kitap
Eskişehir’de yeni bir kitapçıyla tanıştım. Toprak Kitap Kafe, kitapseverlerin kitap satın alırken çay ve kahvelerini yudumlayabilecekleri nezih bir alan.
Sıcak ve samimi atmosferi ile misafirlerine huzurlu bir ortam sağlıyor. Toprak Kitap Kafe, toplamda 30 yılı bulan kitapçılık deneyimine sahip iki kardeş tarafından kurulmuş, Tayfun Demirel ile Tolga Demirel tarafından. Eskişehir’e giderseniz Toprak Kitap Kafe’ye bir uğrayın derim.
Dakikalar İçinde Güneş Sistemi
Kronik Kitap’ın çok sevdiğimiz “Dakikalar İçinde” serisi her geçen ay büyümeye devam ediyor. Bu kez alıştığımız konuların dışına çıkarak bizlere Güneş Sistemi’ni sundular. Bu büyüleyici rehber, gezegenlerin, uyduların, asteroitlerin ve daha fazlasının gizemlerini keşfetmemizi sağlıyor ve hem dünyamız hem de komşu gezegenlerimize dair çok sayıda bilgiyse ufkumuzu açıyor.
“Dakikalar İçinde Güneş Sistemi”; 200 temel kavramı açıklarken, kara deliklerden cüce gezegenlere, uydulardan asteroitlere, Merkür’den Plüton’a uzanan geniş yelpazesi ve görselleriyle Güneş Sistemimizin karanlıkta kalan kısımlarını aydınlatıyor.
Gezginler için yeni bir kitap
A7 Kitap etiketiyle raflarda yerini alan roman, hayatın tuhaflıkları üzerinden okurunu farklı yaşamların tanıklığına davet ederken herkese kendi hikâyesine sahip çıkması gerektiğini hatırlatıyor. Roman, kadın cinayetlerinden toplumsal cinsiyet rollerine, aşkın yıkıcılığından geçmiş travmaların sarsıntısına kadar birçok temayı postmodern bir anlatıyla okuruna sunuyor. Bunu yaparken bilim ile büyüyü, gelecek ile dünü, aşkı, fedakârlığı ve tüm yakıcı duyguları iç içe geçiriyor.
Fransız Devrimi: İnfografik
Kronik Kitap, daha önce İkinci Dünya Savaşı ve Antik Roma üzerine yayımladıkları infografiklere, Fransız Devrimi’ni de eklemiş. İster alanında uzman bir tarihçi, isterseniz bu döneme meraklı bir tarihsever olun, “Fransız Devrimi: İnfografik” hayal gücünüzün zincirlerini kırarak sizleri Fransa’nın özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sloganlarıyla inleyen sokaklarında nefes kesici bir maceraya çıkarıyor.
Gaziantep’ten İstanbul’a baklava
Tarihçi Burak Onaran ve Priscilla Mary Işın tarafından kaleme alınan “Saraydan Çarşıya, Gaziantep’ten İstanbul’a Kırk Kat: Baklava Tarihi” kent müzelerinden sanat tarihine uzanan birçok noktada baklavanın bu topraklardaki tarihi araştırıyor. Cumhuriyet döneminde baklavanın nasıl ve niye değiştiği gibi daha önce ortaya konulmamış teorileri ele alan eser, eski tarifleri de içeren tam bir gastronomi tarih rehberi.
Kendine özgü yalın ve akıcı öykülerinde okuru şaşırtan, insanı ve doğayı içtenliğiyle anlatmaktan geri durmayan, her şeyin merkezine insan sevgisini koyan usta yazarın, bu ay okurla buluşacak eserleri şunlar: “Son Kuşlar”, “Semaver”, “Seçme Hikâyeler” ve “Alemdağ’da Var Bir Yılan”.
Osmanlı’nın ilk fotoğrafçılarından
Fabrizio Casaretto’nun kaleme aldığı ve Osmanlı’nın ilk fotoğrafçılarından Sébah&Joaillier’nin hikâyesini anlatan “Sarayın Gözleri” Mundi etiketiyle okurla buluşuyor.
Okuru 19. yüzyıldan 21. yüzyıla uzanan renkli bir dünyaya davet eden roman; İstanbul, Bursa ve İzmir gibi birçok şehrimizin ilk panaromik fotoğraflarını çeken ve kültürümüze paha biçilemez bir kültür hazinesi miras bırakan Sébah&Joaillier Fotoğrafhanesi ile 200 yıldır varlığını sürdüren Casaretto ailesinin yer yer duygusal, yer yer şaşırtıcı anılarıyla bezeli hikâyesini konu alıyor.
Aklımda kalanlar
ABD Sağlık Bakanı adayı Robert F. Kennedy Jr.’ın yıllardır süregelen sağlık skandallarını mercek altına aldığı, “Anthony Fauci’nin Gerçek Yüzü” Altın Kitaplar etiketiyle yayımlandı.
Bu fırsatların kullanılması isteniyorsa en önemli kaynağın insan kaynağı olduğunu dile getiren Daron Acemoğlu, Türkiye’nin insan kaynağına ciddi yatırım yapması ve teknolojiyi doğru kullanması gerektiğini de söyledi. Bence de dijital teknolojiler, insan verimliliğini artırmak için kullanılmalı.
Daron Bey’in sunumu “yeni başlayanlar için yapay zekâ” sunumu gibiydi. Yapay zekâ ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi.
Acemoğlu’nun “Yapay Zekâyı Yeniden Tasarlamak” adlı kitabını okuma listenize alın çünkü bu kitapta “Daha adil bir toplumun inşası için yeni teknolojiler nasıl kullanılabilir” sorusuna bir bakış getiriliyor.
Gençlere ve girişimcilere tavsiye
“Sıfırdan Zirveye”, Kemal Şahin’in başarı hikâyesini anlatıyor. Azim, çalışma ve kararlılık üzerine kurulu bu eser, okuyuculara hayallerinin peşinden gitmeleri için yol gösteriyor. Gençlere ve girişimcilere rehberlik eden bu kitap, herkes için yeni bir başlangıcın anahtarı olabilir.
Kırmızı Kedi Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan “Sıfırdan Zirveye”, Kemal Şahin’in iş ve özel hayatındaki başarılarını ve bu süreçte kazandığı tecrübeleri yalın bir şekilde aktarıyor. Yaşam öyküsü kitaplarını sevenlere duyurulur.
◊ Berlin’e ne zaman gitsem yazacak bir şeyler bulabiliyorum. Bu yazımda da Berlin’deki farklılıkları anlatmaya çalışacağım. Bergmannstrasse, Kurfürstendamm-Potsdamer Platz, Tiergarten, Marksist Museum, Friedrichstrasse, Kantstrasse en çok vakit geçirdiğim yerlerdi.
◊ Bizim caddelerimizde ve sokaklarımızda da sanatçı isimlerini daha çok görmek istiyoruz. Bu şehrin II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden inşa edilmiş olmasına inanamıyorsunuz.
◊ Wintergarten’ın yeni etkinliği Josephine’ni görme şansı da bulduk. Bu etkinlik, eşsiz sanatçı Josephine Baker’a bir saygı duruşuydu.
Kariyerinin aşamaları arasında New York, Paris ve Berlin vardı. Caz ve swing ile Josephine Baker, ilginç ve dokunaklı anekdotlar Wintergarten’daydı.
◊ Neukölln Operası’nın daveti üzerine akılda kalıcı bir müzikli tiyatroya gittim. Oyunun adı “Der Teufel im Lift- Asansördeki Şeytan.” Uluslararası üne sahip Lautten Compagney Topluluğu’ndan, Bach’ın kantatlarını manzara alanına taşıyan, yeni ve farklı bir bakış açısı sağlayan, opera ve tiyatronun bir arada olduğu bir oyun izledik.
◊ La Sagrada Familia, Barselona şehrinde bulunan modern mimarinin öncülerinden sayılan Antoni Gaudi’nin 1883 yılında yapımını üstlendiği, fakat ünlü mimarın 1926 yılında bir tramvayın altında kalarak ölmesi sonucu yarım kalan bir bazilikadır. Barselona’ya ne zaman gitsem, bu bazilikayı çevresinde zaman geçiririm.
◊ Türk sanatçı-mimar Orçun Girgin ve İspanyol mimar Guillermo Munoz tarafından kurulan Chantier Art Gallery’i ziyaret etmeyi başardım, Avrupa’nın sanat başkentlerinden Barselona’da, Sarrìa bölgesinde.
Adını Fransızca “chantier” kelimesinden alan (Türkçe’deki “şantiye” anlamına gelen) bu galeride halen devam eden bir sergi var. Galeri, “Duvan Rojo” ile Kolombiyalı sanatçı, şair ve heykeltıraş Duvan López’i ağırlıyor.
“Renklerin Gücü” adlı serginin odak noktası olan “Duvan kırmızısı”, melankoli ve tutkuyu bir arada hissettiren zengin bir görsel derinlik yaratıyor. Çok katmanlı figürler, doğaya göndermeler dikkat çekiyor.
Sergi, insanın evrensel anlam arayışına ve varoluşsal sorularına derinlemesine bir bakış sunuyor. Sergi 10 Ocak 2025 tarihine kadar devam ediyor.
Bu arada Duvan Lopez’e Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı” romanından bahsettim, ilgisini çekti. Herkesin kendi sesiyle konuştuğu ölülerin eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine yazılmış bu kitabı hangi sanatçı okumak istemez ki? “Benim Adım Kırmızı” aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.
◊ ZB Medya İletişim’in kurucu ortakları Batuhan Zümrüt ve Berk Şenöz geçtiğimiz yıl Sezen Entertainment adında İspanya’da yeni bir şirket kurdular. Amaçları iki kültürün buluştuğu ve kaynaştığı fark yaratan etkinlik projelerine hayat vermek ve her iki ülkede de proje yapmak isteyen kurumlara danışmanlık hizmeti vermek.
Bugüne kadar Barselona’da konser, sergi ve konsept gastronomi etkinlikleri düzenlediler. 2025 yılı içinde ise başta sinema ve edebiyat alanları olmak üzere yeni projeler gerçekleştireceklermiş.
Yazar Ayhan Kudat da bunun iyi örneklerinden birisi. Kendisi Kanal D kanalının haber müdürü. Yazarın yeni kitabı “Korku” da önümüzdeki günlerde yayımlanacak.
Kitabın konusu da ilgi çekecek gibi. Hukuk fakültesini bitiren Yalçın geçirdiği trafik kazasında albay babasını kaybedip, hafızasını yitirir. 27 gün suni komada kaldıktan sonra uyandırıldığında sadece annesini hatırlar. Anne emekli öğretmen, abi terörle mücadelede komiser, dede de emekli tuğgeneraldir. Yalçın normale döndüğünde babasının terör örgütüyle aşiretler arasındaki bağı ele alan bir kitap yazmaya başladığını hatırlar. İşte kitabımızın kısa bir özeti, polisiye sevenlere duyurulur.
İstanbul figürlerini nakşedecekler
Panorama 1453 Tarih Müzesi’nde, sanatın ince detaylarına doğru yolculuğa çıkacağımız yepyeni bir atölye başladı; İstanbul Betimlemeleri Minyatür Atölyesi.
İsmihan Züleyha Dedeler eğitmenliğindeki atölyede katılımcılar minyatür sanatının İstanbul betimlemelerini beraber inceleyip, minyatür sanatına ait olan araç ve gereçleri tanıyarak İstanbul figürlerini nakşedecekler. Başlangıç düzeyindeki kişilere hitap edecek olan atölye takip edilmeyi hak ediyor. Bu atölye 1, 8 ve 15 Aralık tarihinde olacak.
Keşanlı Ali Destanı 60 Yaşında