21 Nisan 2009
Kaşığın tarihçesini okuduğumda, atalarımızın yemek yerken kullandığı diğer mutfak eşyalarını da öğrenmek istedim. Bunun için 11. yüzyıla küçük bir yolculuk yaptım ve başta Selçuklular ve Karahanlılar olmak üzere, Türk beyliklerinde kullanılan sofra araç ve gereçlerini araştırdım. Onlar topraktan yapılma; küpler, çanak çömlekler, tekneler (hamur yoğurmak için kullanılan araç) ve yasdıgaçlar kullanıyorlarmış. Bu arada, hayvan derisinden yapılan ve genelde yiyecekleri saklamak için kullanılan; sanaç (dağarcık), sarnıç (su tulumu) ve tulkuk (tuluk) ve bunların dışında, metalden yapılan bazı mutfak eşyaları da o dönemin yemek kültürünün önemli parçalarıymış. Tabii ki bu kadarla sınırlı kalmıyor araç ve gereçler; bıçak, et çengeli, sıvılar için kullanılan ibrik, bardak, tepsi, sac, şiş ve havan da var. Dikkat ederseniz, henüz çatal yok ortalıklarda. Bir gün de size “geç keşfettiğimiz” çatalın öyküsünü anlatacağım sevgili okurlarım.
Susamlı büyükanne çöreği
8 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 35 DAKİKA
PİŞME SÜRESİ 40 DAKİKA
MALZEME LİSTESİ
? 1 adet yumurta (oda sıcaklığında beklemiş olmalı)
? 1 su bardağı yoğurt (susuz kısmından kullanılacak)
? 1 su bardağı sıvı bitkisel margarin
? 1 paket kabartma tozu
? 4 su bardağı un
Üzeri için;
? 2 adet yumurtanın sarısı
? 2 yemek kaşığı susam
YAPILIŞI : Oda sıcaklığında bekleyen yumurtayı ve yoğurdu derin bir kaba aktarın. Üzerine sıvı bitkisel margarini ekleyin. Un ve kabartma tozunu başka bir kapta kaşıkla karıştırıp yumurtalı karışımın üzerine aktardıktan sonra ele yapışmayan ve kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde eidnceye kadar yoğurun. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayarak 1 santim kalınlığında şeritler haline getirin. Bu şeritlerin uçlarından tutup ortaya doğru getirerek 8 şekli oluşturacak şekilde yuvarlayın. Hazırladığınız çörekleri fırın kağıdı yaydığınız tepsiye aralıklı olarak yerleştirin. Üzerlerine çatalla iyice çırptığınız yumurta sarılarını fırçayla sürüp bolca susam serpiştirin. Çörekleri 10 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında üzerleri altın sarısı oluncaya kadar pişirip çıkarın. Sıcak ya da ılık halde servise sunun.
Bademli Arnavut kurabiyesi
12 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 30 DAKİKA
PİŞME SÜRESİ 20 DAKİKA
MALZEME LİSTESİ
? 1 su bardağı tuzsuz badem içi
? 250 gr bitkisel margarin
? 1 su bardağı pudra şekeri
? 2 adet yumurtanın sarısı
? 1 paket vanilya
? 4 su bardağı un
YAPILIŞI : Bademleri kaynar suda 20 dakika kadar bekletip süzün. Bıçak yardımıyla kabuklarını soyduktan sonra mutfak robotunda incecik çekin. Bademin 2-3 yemek kaşığı kadarını kurabiyelerin üzerini süslemek için ayırın. Diğer taraftan, oda sıcaklığında yumuşamış margarini ve pudra şekerini derin bir kaba aktarın. Yoğurmaya başladıktan hemen sonra oda sıcaklığında bekleyen yumurta sarılarını ilave edin. Vanilya ve unu da azar azar ilave edip kulak memesi yumuşaklığında ve ele yapışmayan bir hamur elde edinceye kadar yoğurmaya devam edin. Hamuru merdane yardımıyla 1 santim kalınlığında açın.
Hamurdan çeşitli şekillerdeki kurabiye kalıplarıyla şekiller çıkarın. Ya da hamurdan elinizle parçalar koparıp 1 santim kalınlığında kare ve yuvarlak kurabiyeler hazırlayın. Hazırladığınız kurabiyeleri fırın kağıdı serilmiş tepsiye aralıklı olarak dizin. Üzerlerine hafifçe çırptığınız yumurta akını sürüp önceden ayırdığınız çekilmiş bademleri serpiştirin. Kurabiyeleri 5 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında, üzerleri hafifçe sararıncaya kadar, 20 dakika pişirdikten sonra çıkarın. Kurabiye fırından çıktığında yumuşak olacak, soğudukça sertleşecektir. Bu kurabiyeyi kapalı bir cam ya da teneke kutuda uzun süre saklayabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 
19 Nisan 2009
Türkiye’nin en büyük et entegre tesislerinden biri Lezita. Lezita Et Entegre Tesisi, taze piliç eti, şinitzel ve but ızgara gibi spesiyal ürünler, kadınbudu köfte ve döner gibi pratik ürünler, dondurulmuş ürünler ve yumurta üretimi yapıyor. Lezita İngiliz Perakendeciler Birliği tarafından kurulmuş olan British Retail Contortium’un Gıda Güvenliği Belgesi’ni (BRC) de alarak başarısını taçlandırmış bir firma.
Lezita, bu günlerde başka bir telaş içinde. Sizlere daha önce de duyurduğum bir Tavuklu Yemekler Yarışması bu. Firma “Türkiye’nin En Güzel Tavuklu Yemekleri” kitabını yapmayı amaçlıyor ve kitapta yayınlanacak tarifleri belirlemek için bir yarışma düzenliyor.
Yarışmaya katılmak çok kolay. Tarifinizi ya isim soyadı ve bir fotoğraf eklentisiyle www.lezita.com.tr internet adresindeki yarışmayla ilgili bölüme ya da Lezita Kemalpaşa mah. 412. sok. No: 4 Pınarbaşı/İzmir adresine göndereceksiniz. Tarifler siteye girenler tarafından oylanacak ve böylece ilk yüze giren tavuklu yemekler belirlenecek. Daha sonra jüri üyeleri olarak yemek kitabında yer alacak olan 30 tarifi belirlemeye çalışacağız. Finale kalan 10 yarışmacıysa Lezita’nın davetlisi olarak 16 Mayıs’ta İzmir’de yapılacak olan final gecesine katılmaya hak kazanacak. O gece tarifler uygulanacak ve jüri üyeleri yapılan yemekleri tadarak ilk üçü belirleyecek. İlk üçe giren tarifler ise sahiplerinin isim ve soyadlarıyla bu köşede yayınlanacak. Yarışmaya katılanlar sürpriz armağanlar da kazanacak.
6 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 20 DAKİKA
PİŞİRME SÜRESİ 60 DAKİKA
MALZEME LİSTESİ
YAPILIŞI : Sotelik ya da taskebaplık et, normal kuşbaşı etin yarısı büyüklüğünde olur. Sotelik eti orta boy bir tencereye aktarıp üzerine zeytinyağını (tereyağı da kullanabilirsiniz) koyup orta ısılı ateşin üzerine oturtun. Tahta bir kaşıkla sık sık karıştırarak etlerin rengi kahverengiye dönünceye kadar, 5-6 dakika kavurun. Üzerine arpacık soğanları ya da yarım ay şeklinde doğradığınız kuru soğanları ekleyip soyulmuş sarmısakları katın. Karıştırarak 5 dakika daha kavurduktan sonra tuz ve karabiberi serpin. Üzerine, yaklaşık 10-12 su bardağı sıcak suyu ve rendelenmiş portakal kabuğunu aktarıp orta ısılı ateşte, tencerenin kapağı kapalı vaziyette, etler iyice yumuşayıncaya kadar pişirin. Tarçın, yenibahar, kırmızı pul biber ve portakal suyunu da ilave edip yemeği 10 dakika daha pişirin. Ocaktan alıp ve özellikle pilavla birlikte sıcak sıcak servise sunun.
Yazının Devamını Oku 
18 Nisan 2009
Bir saray düşünün, yüzyıllarca hüküm sürmüş bir imparatorluğun padişahı otursun orada.
Böyle bir sarayın mutfağını da şöyle bir gözünüzde canlandırmaya çalışın. Sizce padişahın evinde ona ve saray çalışanlarına yemek yapmak için toplam kaç aşçı çalışıyordu? Osmanlı Saray Mutfakları’nda çalışan aşçı sayısı yaklaşık 300’dü. Bu sayı tahmininizin çok üzerinde değil mi?
Bu aşçıların 20’si baş aşçı olarak görev alırdı. Baş aşçılardan sonra saray aşçıları gelirdi ve bunların sayısı da 60’ı bulurdu. Sarayda bu aşçılara yardım etmek için varolan yardımcı aşçı sayısı ise 200’dü.
Peki sarayda çalışan baş aşçıların en az vezirler kadar önemli mevkilere sahip olduklarını biliyor muydunuz? Peki 300 gibi kalabalık bir aşçı grubu bütün gün ne yapıyordu? Bir kısmı sadece padişah için yemek yapardı ve bunlara “kuşçu başı” denirdi. Aşçıların bir diğer kısmı ise sarayda önemli yeri olan valide sultanlar ve şehzadeler için yemek yaparlardı. Bir de Osmanlı saray mutfağında çok önemli bir yeri olan tatlıcı aşçılar vardı.
Vişne kompostosu
MALZEME LİSTESİ
· 1 kg vişne
Yazının Devamını Oku 
17 Nisan 2009
Özellikle Yükselme Dönemi’nde hayatı yollarda ve fethedilecek topraklar peşinde geçen Osmanlı ordusunun beslenmesi başlıbaşına bir kitap konusu olabilecek niteliktedir.
Özellikle sefer zamanı ayrı bir faaliyete geçilir ve seferden en az altı ay önce yiyecek alımına başlanırmış. Osmanlı ordusuna mensup “satın almacılar” imparatorluğun dört bir tarafına gönderilir ve bu çok uzun ve yorucu dönem için yiyecek almaları sağlanırmış. Ancak sonra bakmışlar ki, seferler çok uzun sürüyor ve bu uzun sürede yiyecekler bozularak ziyan oluyor ya da düşman orduları tarafından talan edilip yağmalanıyor, çözümü daha pratik bir yemekle beslenmekte bulmuşlar.
Yanlarında taşıdıkları tarhana ve kurutulmuş yoğurtla beslenmeye başladıklarında ihtiyaç duydukları tek şey gittikleri yerde alacakları bir miktar su olmuş. Bu üç malzeme birleştiğinde koyu kıvamlı bir çorba çıkıyormuş ortaya ve bu çorba askerlerin yemek ihtiyacını karşılamaya yetmese bile acil durumlar için can simidi niteliği taşıyormuş. Tarhanayı sefer sırasında kullanan tek ordu Osmanlı ordusu da değilmiş üstelik.
Selçuklular da bu besleyici yiyeceği çok kullanır ve ordunun yemek listesinden hiç eksik etmezlermiş.
Haspirli düğün çorbası
8 kişilik
Haz›rlama süresi
15 dakika
Yazının Devamını Oku 
16 Nisan 2009
11. yüzyılda varlığını sürdüren Selçukluların saraylarında yiyecek içecekle ilgilenen mekanları ikiye ayırmak mümkünmüş.
Yemeklerin yapıldığı yer mutfak, içkilerin bulunduğu yerse şaraphaneymiş. Sarayların en önemli kısımlarından olan bu ikisiyle ilgilenen, mutfaktan ve şaraphaneden sorumlu olan iki ayrı insandan söz etmek mümkün. Saraylardan çıkıp evlere gelindiğinde ise her evin yemek pişirmeye ayrılmış olan ayrı bir kısmı olduğunu biliyoruz. Bu yere “aşlık” dendiğini de. Evet 11. yüzyılda evin yemek pişirilen bölümüne tamamen Türkçe bir isim verilmiş. Zamanla bu öz Türkçe sözcük yerine Arapça kökenli “mutfak” geçmiştir.
Halep usulü acur dolması
Malzeme listesi
· 15-20 adet kurutulmuş acur
· 1 kg kaburga kemiği
· 400 gr yağlı koyun kıyması
· 2 adet orta boy kuru soğan
Yazının Devamını Oku 
15 Nisan 2009
Osmanlı mutfağına ait bilgilerimizi dönemin yemek tarifi kitaplarından ve saraya ait malzeme defterlerinden ediniyoruz. Özellikle 1800’lü yıllardan başlayarak düzenli olarak tutulan saray defterleri Osmanlı padişahlarının ve ailesinin yaşadığı saraylarda hangi malzemenin ne kadar tüketildiğini açıklar.
Biz şimdi saraya alınan unlara ve bu unlardan yapılan ekmek çeşitlerine göz atalım. Sarayda ekmek yapımı için kullanılan en kaliteli un Bursa’dan gelen buğdaydan elde edilen has undu. Bu undan yapılan ekmeği bizzat padişah ve onun çevresindeki az sayıda insan yerdi. Daha az kaliteli olan fodula unu ise genellikle Balkan topraklarından gelen buğdaydan yapılırdı ve bu undan yapılan ekmek genellikle saray çalışanları tarafından tüketilirdi. Genel olarak baktığımızda sarayda yapılan ya da tüketilen ekmekleri saf ve harci olarak ikiye ayırmak mümkündü.
Yoğurtlu Ayazma çorbası
8 kişilik
Hazırlama süresi 15 dakika
Pişirme süresi
35 dakika
Malzeme listesi
· 1/2 su bardağı pirinç
· 1 su bardağı haşlanmış nohut
· 1/2 kg süzme yoğurt
· 6 su bardağı ılık su
· 2 yemek kaşığı un
· 1 adet yumurta
· 2 diş sarmısak
· Türk kahvesi fincanıyla 1 fincan sirke
· 25 - 50 gr tereyağı
· 2 çay kaşığı tuz, karabiber
· 2 çay kaşığı kırmızı pul biber, kuru nane
Süzme yoğurdu orta boy bir tencereye koyup üzerine ılık haldeki et ya da tavuk suyunu ilave edin. Tel çırpıcı yardımıyla çırparak yoğurdu sulandırın. Üzerine yumurtayı kırıp dövülmüş sarmısakları ekleyin. Sirkeyi de aktarıp tel çırpıcıyla sürekli çırpmaya devam edin. Yıkayıp süzdüğünüz pirinci tencereye aktardıktan sonra malzemeler birbiriyle iyice harmanlanıncaya kadar karıştırmaya devam ederek koyu ayran kıvamına getirin. Çorbayı, orta ısılı ateşte sürekli karıştırmaya devam ederek kaynayıncaya kadar pişirin.
Çorba kaynamaya başlayınca, önceden haşlayıp kabuklarını soyduğunuz nohutları tencereye aktarın. Tuz ve karabiberi de serptikten sonra arada sırada karıştırarak 15 dakika daha kaynatıp ocaktan alın. Tereyağını küçük bir tavada eritip üzerine kırmızı pul biber ve kuru naneyi ilave edin. Kaynamaya başlayınca ocaktan alıp sıcak çorbanın üzerine gezdirin. Çorbayı tekrar karıştırdıktan sonra sıcak sıcak servise sunun.
Tuzda balık
4 kişilik
Hazırlama süresi 20 dakika
Pişirme süresi
60 dakika
Malzeme listesi
· 1 kg ağırlığında büyük boy levrek balığı
· 125 gr tereyağı
· 7-8 adet sarmısak
· 1 m boyunda alüminyum folyo
· 2 adet iyotsuz tuz
Sosu için;
· 2 adet limonun suyu
· 1 su bardağı sızma zeytinyağı
· ½ demet maydanoz
Levrek balığını temizleyip yıkadıktan sonra süzün. Balığın içini ve dışını oda sıcaklığında yumuşamış tereyağıyla iyice yağlayın. Kabuklarını soyduğunuz sarmısakları bütün halde balığın içine yerleştirin. Alüminyum folyoyu tezgahın üzerine serip balığı folyonun tam ortasına koyarak sıkıca sarın. Diğer taraftan, tuzu derin bir kaba koyup üzerine 3-4 su bardağı su ilave ederek hamur haline getirin. Tuzu fırın tepsisine aktarıp ortasına alüminyun folyoyu sardığınız balığı yerleştirin.
Tuz hamuruyla balığın her tarafını iyice örtün. Balığı 15 dakika önceden 200 dereceye ayarladığınız fırında 60 dakika kadar pişirip çıkarın. Balığın üzerine yapışmış ve sertleşmiş olan tuzu çekiçle ya da kalın bir bıçak sapıyla kırıp temizleyin. Alüminyum folyoyu dikkatlice açın. Balığı folyonun içinden çıkarıp servis tabağına yerleştirin. Sos malzemelerini bir kasede çırpın. Sıcak haldeki balığı servis yaparken üzerine sosu gezdirerek ikram edin.
Yazının Devamını Oku 
14 Nisan 2009
Galatasaray Lisesi, haziranın ilk pazarında pilav günü düzenler. Zaten her Cuma öğrencilere verilen geleneksel Galatasaray pilavının mezunları bir araya toplamasına 1930’lu yılların yarısında karar verilmiş. Sunulan teklifle Galatasaray Lisesi’nden çeşitli dönemlerde mezun olanların bir araya toplanacağı günde pilav verilmesi geleneksel hale getirilmiş ve toplanma günü rastgele olmaktan çıkarılmış.
Dilerseniz şimdi de meşhur Galatasaray pilavının malzeme listesine bir göz atalım. Tabii ki pilavın ana malzemesi pirinç. Kuzu ciğer eti, dolmalık fıstık, kuş üzümü, soğan, sarmısak ve baharatlarsa pilavın diğer malzemeleri. Ciğer etinin alternatifleriyse kuzunun diğer kısımlarından alınan etler. Evet, pilav için kullanılan malzemeler bunlar. Geleneksel pilav günlerinde Galatasaray camiasının aldığı malzemenin miktarı yüzlerce kiloyla ya da tonla ölçülüyor.
Terbiyeli kabak çorbası
6 kişilik
Hazırlama süresi
15 dakika
Pişirme Süresi 20 dakika
Malzeme listesi
· 4-5 adet orta boy kabak
· 1 adet orta boy kuru soğan
· 1 adet orta boy patates
· 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
· 2 su bardağı süt
· 6-8 su bardağı et ya da tavuk suyu
· 2 çay kaşığı tuz, karabiber
Terbiyesi için;
· 1 adet yumurta
· 1 su bardağı yoğurt
· 1 demet dereotu
· 1 tatlı kaşığı pul biber
Yapılışı: Dışını kazıdığınız kabakları yıkayın. Her birini uzunlamasına dörde böldükten sonra tavla zarı formunda doğrayın. Soğan ve patatesleri soyup rendeleyin. Diğer taraftan, zeytinyağını orta boy bir tencerede kızdırın. Rendelenmiş soğan ve patatesi, tavla zarı formunda doğranmış kabakları kızgın yağa aktarın. Tahta kaşıkla karıştırarak 5-6 dakika kadar kavurun. Üzerine süt ve ılık haldeki tavuk ya da et suyunu ilave edip tuz ve karabiberi serpiştirin.
Orta ısılı ateşin üzerinde ara sıra karıştırarak, kabaklar iyice yumuşayıncaya kadar pişirin. Sonra da ocaktan alıp bir kenarda bekletin. Terbiye sosunu hazırlamak için yumurtayı orta boy bir kaseye kırıp çatalla 1-2 dakika çırpın. Yoğurt ve kırmızı biberi ekleyip tekrar çırpın. Terbiye sosunu sıcak çorbanın içine, çorbayı bir taraftan karıştırmaya devam ederek azar azar ilave edin. Sürekli karıştırarak sosu çorbaya iyice yedirin. Üzerine ince kıyılmış dereotunu serpip sıcak sıcak servise sunun. İsterseniz üzerine maydanoz ve ince rendelenmiş taze kaşar peyniri de serpebilirsiniz. Bu çorbayı arzu ederseniz bir el blendırıyla çekerek püre haline getirip ikram edebilirsiniz.
Sebzeli lüfer dolması
2 kişilik
Hazırlama süresi
20 dakika
Pişirme Süresi 25 dakika
Malzeme listesi
· 2 adet orta boy lüfer
· 2 yemek kaşığı zeytinyağı
· 2 adet orta boy kuru soğan
· 4-5 diş sarmısak
· 1 adet yeşil dolmalık biber
· 1 adet kırmızı dolmalık biber
· 2 adet taze yeşil soğan
(Sadece sapları kullanılacak.)
· 1 çay kaşığı tuz, karabiber
· 4 yemek kaşığı sıvıyağ
· 2 yemek kaşığı mısır unu
· 1 çay kaşığı tuz
Yapılışı: Balıkçıdan aldığınız temizlenmiş lüferlerin karın kısmını keskin bir bıçakla uzunlamasına ve 3-4 santim derinliğinde yardıktan sonra yıkayıp süzdürün. Bu arada soğanları incecik doğrayın. Soyulmuş sarmısakları dörde bölün. Dolmalık biberleri ayıkladıktan sonra dörde bölüp ince şeritler halinde dilimleyin. Taze soğanın sadece beyaz kısımlarını alıp yine ince ince doğrayın. Diğer taraftan, zeytinyağını orta boy bir tavada kızdırın. Doğradığınız kuru soğanları, sarmısakları ve biberleri ekleyip orta ısılı ateşte tahta bir kaşıkla sık sık karıştırarak 4-5 dakika kavurun. Taze soğanları ilave edip tuz ve karabiberi serpin.
Malzemeleri 1-2 dakika daha karıştırarak kavurduktan sonra ocaktan alın ve soğumasını bekleyin. Diğer taraftan, mısırunu ve tuzu karıştırarak bir tabağa yayın. Sıvıyağı da hafif çukur bir tabağa koyun. Suyu süzülen lüferlerin orta kısmına soğuyan sebzeli harcı kaşıkla paylaştırın.
Elinizle bastırıp kapatın. Balıkların her tarafını önce sıvıyağa, sonra da mısırunlu karışıma bulayın. Fırın tepsisine alüminyum folyo serip balıkları tepsiye yerleştirin. Balıkları 5 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında 25-30 dakika pişirin. Sıcak olarak servise sunun. Lüfer yağlı balık olduğu için çok çabuk pişer. Hatta eski tip cezine ızgaraları veya mini fırın ızgaraları bu iş için idealdir.
Yazının Devamını Oku 
13 Nisan 2009
Osmanlı saraylarında kurulan sofraların, padişahların sevdiği yemeklerin bahsini defalarca açtık bu köşede. İnsana “o kadar çok yemeği nasıl yiyorlarmış peki?” dedirtecek kadar çok çeşit olurmuş saray sofralarında. Ziyafetler çorbalarla başlar, et yemekleri, pilavlar ve dolmalarla devam eder ve tatlı ikramıyla sona erermiş. Daha sonra içilen kahveyi de unutmamak gerek tabii.
İşte bu zengin sofraların vazgeçilmezlerinden biriymiş “dane” de denilen çeşit çeşit pilav. Evet, Osmanlı mutfağında, en azından belirli dönemlerde, pirince dane denildiği doğru. Hatta safranlı pilavın çok pişirildiği ve kıymetli bulunduğu yıllarda bu pilav “dane-i saru” adıyla yer almış yemek listelerinde. Kesin olmasa da dane kelimesinin Hintçe’den esinlenilerek kullanıldığı, çünkü “dhanya” nın Hintçe’de “insanın gıdası” anlamına geldiği biliniyor. Yani dediğimiz gibi pirinç ve ondan yapılan pilav Osmanlı mutfağının baş gıda maddeleri arasında yer alıyormuş.
Pilavın mutfaktaki yeri bu kadar vazgeçilmez olunca, lezzeti de önem kazanmış. Pilavı iyi pişiren aşçılar başarılı sayılmış ve çeşitli aşçılar tarafından türlü türlü pilav pişirme teknikleri geliştirilmiş. Pilavı iyi pişiren hanımların da çok iyi bildiği gibi, pişirilecek pilavın miktarı arttıkça, lezzeti ve kıvamı o kadar tehlikeye girer. İşte bu yüzden olsa gerek, Osmanlı saraylarına, özellikle de Topkapı Sarayı’na, yeni bir aşçı alınacağı zaman, çok büyük kazanlarda pilavı nasıl pişirdiğine bakılırmış. Eğer iyi yapıyorsa işe alınırmış.
Türk mutfağı zamanın etkisiyle pek çok değişikliğe uğradı ama zenginliğinden bir şey kaybetmedi. Mutfağımızla ilgili değişmeyen şeylerden biri de pirincin sofralarımızdaki yeri. Hâlâ pilav olmadan sofraya oturmuyoruz ve hâlâ pilavı iyi yapmak yemeği iyi yapmakla özdeş mutfak kültürümüzde.
Sosisli yoğurtlu çorba
Kaç kişilik 8
Hazırlama süresi 15 dakika
Pişirme süresi
20 dakika
Malzeme listesi
· 2,5 yemek kaşığı un
· 6 su bardağı et ya da tavuk suyu
· 3 tatlı kaşığı tereyağı
· 2 yemek kaşığı zeytinyağı
· 1 su bardağı yoğurt
· 1 adet yumurta
· 2 adet orta boy sosis
· 1 çay kaşığı tuz, karabiber
· 1 tatlı kaşığı kuru nane, fesleğen
Yapılışı: Tereyağı ve zeytinyağını orta boy bir tencereye koyup et ya da tavuk suyunun 5 bardağını ekleyin. Ancak bunları yaparken ocağın altı sönük olmalı.
Diğer taraftan, kalan et ya da tavuk suyunu, yoğurdu, unu ve yumurtayı, çukur bir kapta mikserle 2-3 dakika, pürüzsüz hale gelinceye kadar çırpın. Üzerine, tuz, karabiber ve isterseniz kuru nane ve fesleğeni de ekleyin. Çorba tenceresindeki malzemeye, yoğurtlu harcı ilave ettikten sonra ocağın altını yakarak orta ısıya ayarlayın. Sürekli karıştırarak kaynayıncaya kadar pişirin. Kaynamaya başladığınıda tavla zarı formunda doğradığınız sosisleri de ekleyerek 5-6 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alın. Sıcak sıcak servise sunun.
Patatesli oruk köftesi
Kaç kişilik 8
Hazırlama süresi 10 dakika
Pişirme süresi
30 dakika
Malzeme listesi
· 6 adet orta boy patates
· 3 adet yumurtanın sarısı
· 1 yemek kaşığı margarin
· 2 yemek kaşığı galeta unu
· 4 yemek kaşığı taze kaşar
· 2 çay kaşığı tuz, karabiber
İç harcı için;
· 200 gr yağsız kıyma
· 1 çay bardağı su
· 3 yemek kaşığı sıvıyağ
· 1 adet orta boy kuru soğan
· 1 çay kaşığı tuz, karabiber
· 1 demet maydanoz
Patatesler yıkanıp üzerlerine çıkacak kadar su ilave edilerek haşlanır. İç harcın hazırlanması için kıyma ve su orta boy bir tavaya koyulur. Orta ısılı ateşte, sürekli karıştırılarak 5-6 dakika kavrulur. Üzerine sıvıyağ ve incecik doğranmış soğanlar eklenip sürekli karıştırılarak 5-6 dakika daha kavrulduktan sonra ocaktan alınır. Tuz ve karabiber serpilip çok ince kıyılmış maydanoz ilave edildikten sonra bir kenarda bekletilir. Haşlanmış patatesler soyulup ezilerek püre haline getirilir.
Üzerine yumurta sarıları, yumuşamış margarin, galeta unu, rendelenmiş peynir eklenip tuz ve karabiber de serpilerek 4-5 dakika kadar yoğrulur. Küçük bir kaseye 2-3 yemek kaşığı kadar sıvıyağ koyulur. Yoğrulan patates harcının yarısı, iyice yağlanmış 25-30 santim çapındaki tepsiye bastırılarak yayılır. Üzerine, hazırlanan kıymalı harç aktarılır. Kalan patatesli harç da bastırılarak üzerine, her tarafını kapatacak şekilde yayılır. Son olarak, üzerine fırçayla sıvıyağ sürülüp 175 dereceye ayarlı fırında 30-35 dakika pişirildikten sonra çıkarılır. Pizza gibi dilimlenerek servise sunulur.
Yazının Devamını Oku 