Hitit dilinde “bal, şeker” anlamına gelen “melit, melid” kelimesinin zamanla Malatya’ya dönüşmesi efsanesi, tatlı dilli, konuksever Malatyalıların karakterlerini de çok iyi ifade ediyor.
44 numaralı il plakasının uğur getirdiğine inanan Malatyalılar, kendilerini “dört dörtlük” olarak tanımlıyor.
“Hayat çiçek açıyor” temasıyla düzenledikleri “Kayısı Çiçeği Festivali”nde de misafirlerini “44 kere maşallah” diyerek, 44 çeşit kahvaltı sofrasıyla ağırladılar.
Şehir planlaması açısından örnek gösterilecek kadar düzenli, estetik ve modern planlanmış bir şehir.
Geniş caddeleri, kilometrelerce uzayan parkları, doğa güzellikleri ve tarihsel birikiminin yanı sıra Malatya, çok önemli bir kavşak noktası.
Anadolu’nun ilk yerleşimlerinin doğduğu topraklar üzerinde kurulan Malatya, aynı zamanda pek çok medeniyete de ev sahipliği yapmış.
Anadolu Selçukluları döneminde ise Doğu Anadolu’nun ticaret merkezi olmuş ve çok zenginleşmiş.
Malatya, baharda kayısı çiçeklerinin beyaza boyadığı, dünyanın en çok kayısı üreten şehri olarak da bilinir.
Bugün 97 yaşında olan kayınvalidem Hatice Soysal, Divriği Alatlı pilavını müthiş bir efor, dikkat, titizlik ve törenle pişirirdi. Et ayrı pişer ve pirince katılırken mutlaka yenibahar dövülürdü. “Pilavın ziyneti yenibahardır” derdi.
Pişerken sandalyesini ocağın önüne çeker ve saatlerce başında bekleyip, adeta yemekle pişerdi. Sonrasında bakır tencereyi üç kat sofra beziyle sarar ve bir baş köşeye oturtur, demlenmeye–dinlenmeye bırakırdı.
Bayramın 1’inci gününde herkes akşama yenilecek pilavın önünden, arkasından geçip, sabırsızlıkla pilavın demlenip, lezzetlenmesini beklerdi.
Bayram sofrasında baş köşeye oturtulan pilav tenceresinin etrafındaki sofra bezleri açılır ve tahta bir kaşıkla hafifçe alttan üste doğru karıştırılıp tabaklara koyulurdu. Sonuçta herkes çok lezzetli bir yemek yemenin mutluluğuyla neşeli sohbetler yapardı.
Bayramların yemek kültürümüzde de çok özel bir yeri vardır. Çünkü misafirle paylaşmak için yapılan bayram yemeklerinin hepsi Türk mutfak kültürünü de zenginleştirmiştir.
MALZEMELER
* 200-250 gr çiğ tel kadayıf
* 150 gr tereyağı
* 1 çay bardağı sıvı yağ
* 1 paket dil peyniri (250 gr)
* 2 yemek kaşığı pekmez
* 2 yemek kaşığı tahin
Şerbet için:
Tarihi Oğuzlara kadar uzanan tutmaç, umaç aşı, anamaşı, kara kavurma gibi yemekler bulunuyor. Elazığ mutfağında yemekler daha çok etli ve bulgur mutfaktaki önemli malzemelerin başında geliyor. Tabii bir de salça ve soğan. Elazığ mutfağı kendine has sebze yemeği tarifleriyle de sağlıklı bir sofra kurmayı kolaylaştırıyor. Listenin başında ise ışkın, irehan (reyhan), kenger, kuzukulağı, pancar, pirpirim (semizotu), roka, yarpuz gibi sebzelerden yapılan yemekler var. Elazığ mutfağında “israf” en kaçınılan şeylerden biri. Örneğin, çörek ve patila yapılırken hem israfı önlemek hem de lezzetli olması için hamura peynir suyu, süt kaymağı veya içyağı konuluyor. Bazı yemeklerde yoğurt da önemli bir rol oynuyor. Tıpkı sırın, gıldirikli köfte, ayranlı çorbada olduğu gibi. Ve tabii ki tatlı, dut helvası, yatsılık denilen pestil, dutunu ve orcik... Dut, Elazığ’ın en çok üretilen meşhur meyveleri arasında. Taze olarak yendiği gibi, kurtuluyor da. Kurutulmuş dut taş dibekte dövülüp içerisine ceviz veya badem içi katılarak “dutunu”ya dönüşüyor.
Cevizli kavurmalı patila/gözleme
MALZEMELER
Hamur için:
* 1 su bardağı ılık süt
* 1 çay bardağı ılık su (kulplu çay bardağı)
* 1 çay bardağı sıvı yağ (kulplu çay bardağı)
Nasıl yapmasın; İran ile Akdeniz’in, Mezopotamya ile Küçük Asya’nın, Arap yarımadası ile Karadeniz’in ve Kafkasların ulaşım yollarının kesiştiği yerde bulunuyor. Bu, kültürel zenginliğini daha da artırıyor. Tüm bu medeniyetler, Adıyaman mutfağını da zenginleştiriyor. Üstelik sadece çeşitlilik açısından değil sağlıklı beslenme açısından da dikkat çekiyor. Yöresel lezzetlerin başında yılın her günü tüketilebilen etli ve etsiz çiğ köfte geliyor. Adıyaman’ın etsiz çiğ köftesi için patent bile alınmış. Adıyaman mutfağında buğday önemli yemek malzemelerinden biri. Patlıcan, kuru baklagiller, domates, sarmısak, soğan gibi ürünler; pul biber, salça, kuru nane, maydanoz gibi lezzet katıcılar da sık kullanılıyor. Adıyaman medeniyetlerin kesişme noktası olmasının faydalarını mutfağında da yaşıyor, hem Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu hem de Akdeniz bölgelerinin lezzetleri sofralarda yerini alıyor. Örneğin, etli köfteler Güneydoğu Anadolu, hamur işleri ve et yemekleri Doğu Anadolu, sebze yemekleri ise Akdeniz mutfağının izlerini taşıyor.
Kabaklı Mehir Çorbası
MALZEMELER
* 1 orta boy kuru soğan
* 5 yemek kaşığı zeytinyağı
* 4 yeşil sivri biber
* 1 kırmızı kapya biber
Bir kısmı Marmara, bir kısmı ise Ege’de kalan Çanakkale, sebze tüketimi bakımından oldukça zengin. Pazı dolmasıyla, iskorpit çorbasıyla, melki yemeğiyle, peynir helvası tatlısıyla ağzınızı sulandıracak ve upuzun bir yemek çeşitliliğine sahip.
Peynirli tava böreği
MALZEMELER
* 1 adet hazır yufka
* 1 Türk kahve fincanı sıvı yağ
* 1 Türk kahve fincanı su
* 2 yemek kaşığı dolusu mısır ya da buğday nişastası.
İç harcı için:
Mardin mutfağında da farklı kültürlerin lezzetleri birbiriyle uyum içinde sofrada yerini alıyor. Tarihi Mezopotamya mutfağının renklerini taşıyan Mardin’de yemek kültürü, çoğunlukla et ve baharat üzerine kurulu. Sebze yemeklerinde de genellikle et ve baharat yerini koruyor. Bulgur pilavı sofranın değişmezleri arasında. Acin (çiğköfte), ırok (içliköfte), ikbebet (içliköfte), bello’i (mercimekli köfte), kibe (işkembe dolması) ve kaburga dolması özgün yemeklerinden sadece birkaçı. Yemeklerin et ağırlıklı olduğuna bakmayın, sumak ve nar ekşisiyle tatlandırılmış salatalar da önemli bir yere sahip sofrada. Sumak zaten en çok kullanılan baharatlardan.
Soğan dolması
MALZEMELER
* 1 kg sıkma portakal büyüklüğünde kışlık beyaz soğan (oval yani lale şeklinde olanları kullanmanızı tavsiye ederim)
* 50-100 gr tereyağı
* 1 yemek kaşığı tatlı biber salçası
* 4-5 su bardağı sıcak su
Kadının emeğini, el becerisini, yeteneğini, bilgisini ortaya koyarak bir üretim yapması, bunu satarak bir ekonomik değer oluşturabilmesi beni çok mutlu ediyor. Bu pazar Anneler Günü ve ben de müsaadenizle kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapmak istiyorum.
Biliyor musunuz, dünyadaki gıda üretim ekonomisinin neredeyse yüzde 75’i küçük ölçekli çiftçiler, kooperatifler tarafından karşılanıyor...
Bu çiftçi ve üreticilerin büyük bir kısmı da kadınlar. Özellikle gıda üretiminde kadınların işin içinde olduğu her oluşum bana güven veriyor. “Sevgi, kardeşlik ve barış” sloganıyla yola çıkan, zeytin kokulu kadınların kurduğu Altınözü Hazek Kadın Kooperatifi Türkiye’nin yüz akı.
“Kadının gücü ile geleceğe” sloganı, Malatya Kadın Kooperatifi Maldiana’ya ait.
“Kadınım, kazanırım, kalkınırım” sloganıyla yola çıkan Battalgazi Kalbi Kadın Kooperatifi ise başka bir muhteşem örnek.