NOKUL
(6-8 kişilik)
NE LAZIM?
◊ 125 gr tereyağı
◊ 1/2 çay bardağı sıvıyağ
◊ 1 su bardağı yoğurt
◊ 4 su bardağı un
◊
İbrahim Alimoğlu, şair ve işadamı. Yemek kültürüne ve mutfağına aşık bir Afyonlu. Gastro Afyon 3. Uluslararası Turizm ve Lezzet Festivali’nin açılış töreninde okuduğu bu şiire, hepimiz kalpten alkışlarla karşılık verdik.
Afyon’a bu kez Isparta Havalimanı’ndan karayolu ile gittim. Etrafı seyretmeyi, ağaçları, tarlaları, yetişen ürünleri keşfetmeyi çok severim. Ne zaman ki Afyon il sınırına girdik, yol üstünde meşhur Afyon patates çuvallarını gördüm.
Leblebiciler, lokumcular, sucuk, dürüm ve sucuk dönerciler yan yana sıralanmıştı.
Gastro Afyon, çok geniş bir alanda kurulan çadırları, stantları, etkinlik ve yarışma alanlarıyla çok başarılı bir festivaldi.
Afyon’un ilçelerinin yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerini, yemeklerini tanıttıkları çadırlar ise en çok ilgimi çekenler oldu. Bu çadırlarda aynı zamanda kadın kooperatiflerinin el emeği, göz nuru ürünleri de sergileniyordu.
Hocalar İlçesi’nin standında sergilediği darı hamursuzu, salt hamursuz, leblebili baklava, tuzlu höşmerim, guru aş, dağ eriği turşusu ve banban aşı da dedikleri cıbıl topalak yemek kültürümüzün zenginliğini anımsattı.
Bu geleneksel lezzeti evde de ekonomik ve pratik şekilde hazırlayabiliriz.
(4-6 kişilik)
NE LAZIM?
◊ 3 adet tavuk göğüs eti
◊ 2 yemek kaşığı zeytinyağı
◊ 1 büyük boy yeşil dolmalık biber
◊
DÖNDÜRME BÖREĞİ
(8-10 kişilik)
NE LAZIM?
Hamuru için;
* 8 su bardağı un * 1 tatlı kaşığı tuz
* Aldığı kadar su
İç harcı için;
*
Yaşadığı köyü bir kitaptan okuyup öğrendiği ‘Eko Turizm’ ile tanıştırıp köydeki kadınlarla beraber çalışıp, köyünü bir ‘eko köy’e dönüştürmeyi başarmış. Hamur açma atöyeleri, meyve toplama etkinlikleri, yürüyüş turları, tarım ürünleri satışı, ev pansiyonculuğu, bağ bozumu, tohum bankacılığı gibi pek çok organizasyona ev sahipliği yapıyor.
Elde edilen kazanç ile köydeki kadınlara da ek gelir sağlamayı başarmış.
İlkokul mezunu ama bugüne kadar binlerce kitap okuyarak 2013 yılında Kültür Bakanlığı tarafından ‘sıradışı okur’ seçilmiş.
Yıllarca çobanlık ve pazarcılık yaptığını gururla anlatan Bedriye Hanım, aynı zamanda 40 yıllık usta bir traktör sürücüsü. Atalık tohumu çok önemsiyor ve onlara gözü gibi bakıyor. Tohumlarını balmumuyla kaplayıp, şişelere koyup toprak ve kerpiçten yapılan duvarların arasına gömüyor, çocuklarına miras olsun diye.
Bedriye Hanım şimdi de kiraz ağacı sahiplendirme projesini başlatarak, 374 kiraz ağacı sahiplendirmiş. Ağaçlar çiçek açınca sahipleri parasını ödüyor, meyve verince gelip topluyor ve arabasına koyup götürüyor.
LAHANA KAPAMASI
(8-10 kişilik)
NE LAZIM?
◊ 1 adet orta boy lahana (çok sert olmasın)
◊ 1/2 su bardağı zeytinyağı (ya da 2 yemek kaşığı tereyağı)
◊ Yeterince sıcak su
◊
Mercimekli börek (8-10 kişilik)
NE LAZIM?
* 2 su bardağı yeşil mercimek
* 3 iri soğan
* 3 yemek kaşığı sıvıyağ
* 1 çay kaşığı tuz, karabiber, kimyon, pulbiber
* 4 adet hazır yufka
5. Uluslararası Adana Lezzet Festivali boyunca meydana gelen atıkların geri dönüşümüyle ilgili, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ortaklaşa çalıştı.
Sevgili Ebru Baybara Demir’in önayak olduğu “atık yönetimi” projesi başarıyla tamamlandı. Böylece çöpe atılan gıdaların fazlalığına, gıdanın geleceğine, toprağın iyileştirilmesi konularında farkındalık yaratmaya çalışıldı.
Adana’ya her gidişimde, uçaktan inerken yüzüme çarpan kavurucu sıcak hava bana hep, gecesi serin Adana yaylalarını anımsatır.
Toros Dağları eteklerindeki Pozantı yaylaları, Adanalıların vazgeçilmezidir. Ancak bu kavurucu sıcaklık, aynı zamanda Çukurova’nın bereketli topraklarında yetişen binlerce bitki çeşitliliği için büyük önem taşır.
Bitkiler güneşin ışıklarıyla enerjilerini alıp, Seyhan ve Ceyhan Nehirleri’nin sularıyla da gelişir, büyür ve hayat bulur. Çukurova, kavun, karpuz, üzüm, her türlü narenciye, şeftali, salatalık, ıspanak, domates, bezelye, patlıcan, nohut, susam, pamuk, zeytin, nar gibi yüzlerce sebze, meyve ve tahıl üretimiyle Türkiye’nin en verimli ovalarından biridir.
İşte bu muhteşem sebze, meyve çeşitliliği tencerelerde buluşup yemeklere dönüşür ve Adana mutfağını bir şölen sofrasına çevirir.
Bu zenginliğin kaynağında, Çukurova coğrafyasının yanı sıra, tarihi 9 bin yıl öncesine giden onlarca medeniyetin, göçlerle gelen farklı etnik kökenli toplulukların da izlerini görmek mümkün.