ya da anlatım metodundan,
iş hayatı insanının sevdiği yabancı ifade ile storytelling örneklerinden
falan bahsetmiyorum.
…
Yeri geldiğinde hepsi değerli ve elzem ancak şu an
öncelikli konumuz biraz daha
derin.
…
vizyon sağlamak, katkı sunmak,
inisiyatif almak…
Ya da sadece duyarlı değil fonksiyonel duyarlı olmak.
Birçok farklı şekilde ifade edilebilir ancak bilmeli ki kurumların tahmin edilenden daha büyük bir gücü var ve
çoğunlukla bu gücü kullanmaktansa “görünen sosyal sorumlu” olmaya
meylediyorlar.
…
Tercih midir yoksa beceri ve vizyon eksikliği midir bilemem. Hatta tamamen iyi niyetle yapılan
Şahit değil müdahil olan & olabilen herkese şükran borçluyuz. Böyle durumlardaki emeğin ve çabanın tarifi gerçekten çok zordur.
İşin teknik kısmına girmeden,
mühendis kökenli ( Orman Mühendisi ) biri olarak çok net söyleyebilirim ki;
bu acıyı sarmak için tüm ekipler
daha çokça uzun bir süre çaba sarf etmeye devam edecek.
Hatta genel ilgi azaldıktan çok sonra bile!
…
Yangın var!
Kaçının iş hayatında doğrudan karşılığı var bilinmiyor ama yönetimlerin, insan kaynaklarının, sorumluluk sahiplerinin
ve bu süreçten etkilenme ihtimali olanların tedirginliğini
fark etmek için istatistiğe gerek yok.
…
Sadece ekonomiye ve tüm iş alanlarına doğrudan etkisinden bahsetmiyorum,
dolaylı olarak tüm süreçlere, operasyonlara etkisi
sabit planlamaların çok ötesinde.
…
Ne kadar uzman, ne kadar güncel ya da ne kadar gelişime, sıfırlanmaya ve
deneyimi cepte tutarak baştan başlamaya
açıksınız?
…
Bu soruların cevabı, otomasyonun yüksek bir ivme ile kabul gördüğü iş hayatında insan dokunuşunu
değerli kılan nokta olacak.
…
Yıllar önce kendisinden hiçbir şey öğrenmediğimi düşündüğüm bir yöneticimin (ki şu anda derin hayat dersleri aldığım görüşündeyim)
Evet evet değilsin…
Ondandır tatil gördüğünde,
çocuklar gibi sevinip şen olman. Bu güzel tabi, ama daha ötesi var ki bak bunlar hayra alamet değil…
Hani tüm tatilleri heyecanla bekleyişlerin,
dönüş yolundaki buruk esprilerin, her gördüğün yere yerleşme isteğin,
küçük şirin cafe’den Bodrum’daki domatese ortak hayallerin,
hayatı tatil gibi yaşama isteğindeyken
tatili iş gibi yaşamaların,
Toplumumuzda çok derin ve değerli karşılığı olan “aile” kavramı ile yakınlık kurmak,
aynı amaç için bir arada olunduğunun vurgusu,
belki kurum için herkesin değerli olduğuna atıf,
şu an ve gelecek üzerine güvence sözü & koruma vurgusu,
“Neşeli Günler” nostaljisince kalbe dokunmak
Vs.
…
Daha birçokları sayılabilir…
Bu arada bilmeyenler için yetişkin eğitimi üzerine çalıştığımı ekleyeyim… Konu insan ve eğitim olunca bilgi çeşitliliğinden uzak durmak
net olarak imkansız.
…
Lakin geçtiğimiz günlerde öyle bir çalışma ile
öylesine tesadüfi olarak karşı karşıya kaldım ki, bu benim için bile şaşırtıcı oldu.
İsmi çok çarpıcı; Evde Kalamayanlar
…
Araştırmayı Universus adında, çok genç ve belli ki bir o kadar da aktif bir ekibin kurduğu Sosyal Araştırmalar Merkezi yayınlamış.