Önce okurlarımdan gelen çok sayıdaki apartman gürültüsü ve rahatsız eden komşu sorularını özetleyen üçü:
H.Y.: Binamızdaki 12 daireden 10’u kent yaşamıyla bağdaşmayacak şekilde yaşıyor. Kapımız defalarca darp edildi. Evimize yaptığımız alışveriş için dahi “Çöp topluyorlar” denilerek bize karşı algı yaratılıyor. Deli, şizofren diye hedef gösteriliyoruz. Pencere açamıyoruz, sürekli halı silkeliyorlar. Çok yüksek TV sesi var. Apartmana gelen polise, “Bozu” diyorlar. Bizi de “Polis böyle gelir-gider. 40 yıldır buradayız. Sizi attıracağız” diye tehdit ediyorlar. Tüm bunlara rağmen hakkımızda imza toplayıp suç duyurusunda bulunmuşlar. Avukatla çalışıp çalışmamak konusunda kararsızız. Nasıl bir yol izleyebiliriz?
RAHATSIZ EDİCİ SESLE BAĞIRIYOR
H.O.: Alt kattaki kiracının 12 yaşlarındaki oğlu psikolojik sorunlu. Evde sürekli atlıyor ve rahatsız edici bir sesle bağırıyor. Komşuyu uyarmaya gittiğimde tersleyip bağırdı. Ev sahibiyim. Evi satmam ve taşınmam zor bir ihtimal. Psikolojimiz bozuldu. Yasal haklarım nelerdir?
EŞYA ÇEKİYOR
M.F.: Sürekli eşyaları çekip gürültü yaparak çok rahatsız eden bir komşumuz var. Uyarmak için kapısına gittik, açmadı. Ne yapabiliriz?
KANUNİ YÜKÜMLÜLÜK
OKURUM S.B., açtığı kayıp-kaçak bedelinin iadesi davasının üç yıl önce çıkarılan yasayla konusuz kaldığı için düştüğünü ve nasıl bir hukuki yol izleyebileceğini soruyor.
S.B. kayıp-kaçak bedeli iadesi davaları düşen tüketiciler için artık iç hukuk yolları tükendi. Hatta bu konuda AİHM’ye bir başvuru yapıldı bile. Adana Barosu avukatlarından Ahmet Çolak, müvekkili şirket adına açtığı davada, bilirkişinin tespit ettiği 192 bin 577.83 TL’lik kayıp-kaçak bedelinin iadesi davasının düşmesi ve AYM’in başvurularını reddetmesi üzerine AİHM’ye başvurdu. Avukat Çolak’ın başvurusu özetle şöyle:
YARGI HAKSIZ BULDU AMA...
“Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/7-2454 esas ve 2014/679 karar sayılı ilamı ile elektrik faturalarındaki kayıp-kaçak bedelinin alınamayacağına karar vermiş olmasına ve aynı zamanda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi emsali yüzlerce olan kararındaki gibi kayıp-kaçak, iletim, dağıtım vs adı ile bir kısım haksız bedelin tüketicilerden talep edilemeyeceğine karar vermiş olmasına rağmen bu hukuksuzluğun düzeltilmesi yerine hükümet çıkardığı 6719 sayılı kanun ile devam eden davaları da etkileyecek ve konusuz bırakacak şekilde yasa çıkarma yoluna gitmiştir.
AYM, bu tür haklı davaları sonlandıran 6719 sayılı kanunun iptali için açılan davayı oyçokluğu ile reddetmiştir. Karara muhalif AYM üyeleri yazdıkları muhalefet şerhinde evrensel hukuka temas ederek yasanın iptali gerektiğini bildirmişlerdir. Adana Ticaret Mahkemesi’nde açtığımız davanın da konusuz kalması nedeniyle geri çevrilmesi ve AYM’nin başvurumuzu reddetmesi üzerine AİHM’ye başvurduk.
ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİ
Başvurumuzda, ‘Aynı konuda açılan ve elektrik abonelerinden haksız tahsil edilen kayıp-kaçak vs bedellerinin iadesi gerektiğine dair yargı kararları üzerine birçok kişi haksız alınan paraları geri alır iken çıkarılan 6719 sayılı yasanın geçici maddesi ile davamızın konusuz bırakılması nedeniyle adil yargılanma hakkımızın ihlal edildiğini’ savunduk. AİHM’den yerel mahkeme yargılaması sırasında bilirkişinin hesap ettiği müvekkili şirketten fazladan tahsil edilen 192.577.83 TL kayıp-kaçak vs bedelinin talep ettik.”
BU hafta söz sırası kiracılarda. Kiracı okurlarım ağırlıklı olarak apartman hesaplarını inceleyemediklerinden, ana yapının kat maliklerinden alınması gereken onarım, bakım, iyileştirme giderlerinin de aidata yedirilip kendilerinden alınmasından yakınıyor. Önce okurum B.G.’nin sorusu:
“22 aydır kiracı olarak oturduğum apartmandan 11 Eylül’de ayrıldım. Aidat 100 TL. Son ayın ödemesini yapmadım. Çünkü Kasım 2016’da ilk yönetim yöneticiliği devrettiğinde kasada 1876 TL para vardı. 10 aydır toplanan paralarla kasada mutlaka para vardır. Şimdiki yönetime ‘Hesap ekstresini dökün, borcum var ise vereyim, alacağım var ise ödeyin’ diyorum. Ekstre vermiyorlar. Benden ağustos ve eylül aylarına ait 200 TL aidat talep ediyorlar. Ödemezsem avukata vereceklerini söylüyorlar. Ne yapabilirim?
AİDATI ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜSÜNÜZ
B.G. başta olmak üzere okurlarımın benzer sorularını Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) hükümleri çerçevesinde yanıtlamak istiyorum. Okurum B.G., aidatı ev sahibi ile kontratında çıktığı ay aidatı ödemeyeceğine ilişkin bir hüküm yoksa ödemekle yükümlü. Apartman hesabında para olduğu gerekçesiyle aidatı ödememek gibi bir hakkı yok. Ancak hesap ekstresini talep edebilir.
“Kiracılar apartman yöneticisi ve denetçisi olabilirler mi” sorusuna gelince... KMK’ya göre denetçi veya denetim kurulunun kat malikleri arasından seçilmesi gerekiyor. Bu nedenle kiracılar denetçi olamazken, yönetim planında aksine hüküm yoksa kiracılar yönetici atanabiliyorlar.
HESAP VERMEK DE KANUNİ YÜKÜMLÜLÜK
KMK hükümlerine göre ise apartman yönetimi ve yönetici hesap vermekle yükümlü. Artık birçok site ve apartmanda ilan panoları ve asansörlerde hesap dökümleri ilan ediliyor. KMK’nın 41. maddesine göre denetim kurulu, yönetim planında eğer zaman yazılmamışsa her takvim yılının birinci ayı içinde kat malikleri kuruluna verecekleri bir raporla denetimin sonucunu ve anagayrimenkulün yönetim tarzı hakkındaki düşüncelerini bildirmekle yükümlü. Bu denetim raporunun da çoğaltılarak birer örneğinin taahhütlü mektupla kat maliklerine gönderilmesi gerekiyor.
Türkiye’de ‘Dumansız Araç’ denetimleri kapsamında polis bir günde 5 bin 63 sürücüye 153’er lira sigara cezası kesmesi geçen haftaya damga vurdu. Özel araçta sigara yasağının kapsamı ve özel hayatın ihlali olup olmadığı tartışılıyor. Bazı okurlarım Avrupa’da bu yasağın olup olmadığını, ceza verilenler ise nereye itiraz edebileceklerini soruyorlar. Yanıtım ‘Evet’. İtiraz yolu var. Bulunduğunuz yerdeki sulh ceza mahkemesine cezanın iptali talebiyle itirazda bulunabilirsiniz.
YASAL DÜZENLEME HAZIRLIĞI
Bu tartışmaya ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da vurgu yaptığı hazırlıkları süren yeni yasal düzenlemeye katkıda bulunabilmek adına hukukçularla konuştum. 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un 2/C maddesiyle getirilen yasağın sürücüleri kapsadığı ve yolculara sigara içtikleri için ceza verilemeyeceği ağırlıklı görüş. Hukukçuların değerlendirmeleri şöyle:
‘AB’DE ARAÇTA ÇOCUK VE HAMİLE VARSA YASAK’
Prof. Dr. Ersan Şen: Avrupa Birliği ülkelerinde, eğer arabada 18 yaş altı, yani çocuk var ise araçta sigara içmek yasak. Bu ülkeler İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, İrlanda, Avusturya ve Kıbrıs. Örneğin Yunanistan’da 12 yaşından küçük bulunuyorsa veya İtalya örneğinde hamile varsa araçta sigara içmek yasak.
Türkiye’de kanundaki düzenlemeden hareketle sigara yasağının sadece hareket halindeki araç sürücülerine getirildiği söylenebilir. Yolcular yönünden uygulanması özel hayatın ihlali olur. Ben bu yasağı uygulanabilir bulmuyorum. Devlet tartışmalı bu yasak yerine yüzde 80 vergi aldığı sigarayı üretmeyi ve içmeyi tamamen yasaklasın. Bu mümkün değilse, bu yasak da mantıklı sayılamaz.
ANKARA BAROSU BAŞKANI: YASAĞA KATILIYORUM AMA...
‘AİDAT ÖDEMEM’ DİYEN KOMŞU
B.A: Eşim bina yöneticisi. Binada 12 daireden 3’ü aidat ödemem diye itiraz ediyor. Hukuki yoldan nasıl çözebiliriz?
A.A: 90 TL aidat ödüyorum. Ancak, yönetici ekstradan bakım-onarım bütçesi altında 90 TL istiyor. Bu parayı ödemek zorunda mıyım? Ödemezsem bir sorun olur mu?
Bu soruları, çok sayıdaki okurumun benzer sorularına da yanıt olacak şekilde Kat Mülkiyeti Kanunu’na (KMK) göre yanıtlamak istiyorum. Ev sahibi de kiracı da olsanız, dairenize hiç uğramasanız da düzenli aidat ödemek ve ortak giderlere katılmak zorundasınız. Çünkü bu kanunla getirilen bir yükümlülük. KMK’nın 20. maddesi şöyle:
“Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça; kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.”
İCRA TAKİBİ VE YÜZDE 5 FAİZ
Bu maddeden anlaşılacağı üzere okurum A.A., bakım-onarıma dönük ekstra 90 TL’yi ödemek zorunda. Apartman yönetim kurulunca alınan kararlara dayalı olan bu tip ödemelerin yapılmaması halinde, yöneticiniz aleyhinize sulh hukuk mahkemesinde dava açabilir.
GEÇEN hafta ‘diller ve dinler şehri’ Mardin’deydim. 2. Uluslararası Midyat Kültür ve Sanat Festivali’ni izledim. Sınır bölgesine gittim. Bu hafta hukuk yerine Nusaybin’deki hendeklerle, terör ve operasyonlarla gündeme gelen bölgeyi yazmak istedim.
Önce 6,7,8 Eylül’de Midyat’ta yapılan festival...
6 Eylül’de açılış töreni Ezidi, Süryani ve Müslüman din adamlarının ülkenin birliği ve beraberliği için ettikleri dualar, müzik toplulukları ve sanatçıların çeşitli dillerde söyledikleri şarkı ve türkülerle sürerken, Midyat Ömerli kırsalında güvenlik güçlerinin operasyon başlattıkları duyuldu. Mardin Polis Özel Harekât Şube Müdürü Tufan Kansuva’nın çatışmada şehit olduğu acı haberini ise Mardin Kaymakamı Hüseyin Tekin’le ertesi sabahki sohbetimiz sırasında aldık. Tekin, yanımızdan ayrılmadan önce bölge ve festivalle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
MİDYAT’IN ACUR TURŞUSU LONDRA’DA SATILACAK
“Böyle bir festival hayaldi, yaptık. Bir gün Midyat’ın acur turşusu Londra’da satılacak. Vatandaş artık terör örgütünün baskılarına tolerans göstermiyor. Bu bölgede devletin ve bölgenin iş insanlarının desteğiyle gençler artık spor, sanat ve bilime yöneliyor.
Festival davetiyesini arkadaşlarımla beraber bir anı eşyası olarak saklanabilecek şekilde biz tasarladık. Arapça, Süryanice, İngilizce ve Kürtçe olan tahta bir kutunun içinde sunulan davetiyenin üzerinde dinlerin kutsal saydığı cami, haç ve tavus kuşu sembolleri var. Davetiye her yıl aynı şekilde hazırlanacak ve sadece tarihleri değiştirilecek.”
Ziyaret ettiğimiz Mardin Valisi ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman ise “Bölgenin terör ve hendeklerle değil kültür, spor ve sanatla anılıp gelişmesini istiyoruz” dedi. Yaman, Süper Lig’e bölgeden çıkan ilk kadın hentbol takımının kurulduğunu, Türkiye’nin ilk profesyonel bisiklet parkurunun Artuklu Üniversitesi Merkez Kampüsü’nde inşa edildiğini anlattı.
SANCAR’IN İZİNDEN GİDEN ÖĞRENCİLER
YARGITAY 4. Hukuk Dairesi, temyiz süresini kaçıran davalı kamu avukatına, idarece 1 milyonu aşkın kamu zararının geri ödetilmesi (rücu) istemli davanın “zamanaşımından” ret kararını bozdu. Yargıtay, kamu avukatlarına dönük bu tip rücu davalarında zamanaşımı süresi belirlenirken, dava açmaya yetkili amirin soruşturmaya “olur” tarihinin baz alınmasına karar verdi. Karar bakın nasıl alındı...
DEVLETTEN AVUKATINA 1 MİLYONLUK DAVA
Düzce’de beş yıl önce bir kurum avukatı bir tapu iptali ve tescili davasında temyize gitmedi. Karar temyiz edilmeden kesinleşti ve 1 milyon lirayı aşkın değeri olan arazi, Hazine’nin malı olmaktan çıktı. Kamu avukatına soruşturma, daha sonra da dava açıldı. Davada, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi nedeniyle kurum zararının oluştuğu, arazi bedeli olan 1 milyon 317 bin 475 lira ve 52 bin 569 liralık icra masrafının davalı avukattan tahsil edilmesi istendi.
Mahkeme, davayı zamanaşımından reddetti. İstinaf da esastan ret karar verdi. Bunun üzerine, davacı Hazine, Yargıtay’da temyize gitti. Yargıtay, 13 Haziran’da oybirliği ile kararı bozdu. Yargıtay kararında, zamanaşımı başlangıcının yetkili amirin “olur” verdiği tarih olacağı vurgulanarak, özetle şöyle denildi:
DAVALI SÖZLEŞMELİ AVUKAT DEĞİL MEMUR
“Davalı, davacı kurumun memurudur. Dava, sözleşme ilişkisinden kaynaklanmamaktadır. Şu durumda memuriyet ilişkisi nedeni ile iddia edilen eylem görevi ihmal suçunu oluşturabileceğinden ceza zamanaşımı nazara alınmalıdır. Kaldı ki, zamanaşımının başlangıcı için dava açmaya yetkili amirin olur tarihi baz alınarak hesaplamaya gidilmelidir.
Bu yön gözetilmeden yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.”
Önce kadın okurum G.T.’nin nişanlısından ayrılan erkek kardeşiyle ilgili o sorusu:
“Erkek kardeşim nişanlısından ayrıldı. Nişanda kıza 3 bilezik, 2 çeyrek, 1 yarım altın takıldı. Kız tarafı bu takıları vermiyor. Sadece 1 bilezik için şahidimiz var. Diğer iki bileziği babam bayram ziyaretinde taktı. Kızın kolunda bileziklerle birçok fotoğrafı var. Ancak babam takarken çekilen bir fotoğraf ya da aile dışından bir şahit yok. Mahkeme beyanımızı kabul eder mi? Aklımıza bir tek kuyumcudan babam bilezikleri alırken ki görüntüleri istemek geliyor. Delil olabilir mi?”
MAHKEMELERDEN ÖNCE ARABULUCUYA DA GİDEBİLİRSİNİZ
Okurumun sorusunu benzer sorulara da ışık tutacak şekilde Başkent Arabuluculuk Ve Uyuşmazlık Merkezi ortağı arabulucu ve uzlaştırmacı avukat Eda Günday’a sordum. Günday, Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre alışılmışın (mutat) dışında hediye olarak nitelendirilen bilezik, altın gibi nişan takılarının iadesinin gerektiğini, bunun için nişanın bozulmasından itibaren 1 yıl içinde aile mahkemesinde dava açılabileceğini söyledi. Günday mahkemeden önce ihtiyari olarak arabulucuya gidilmesi yönteminin olduğunu ancak kamuoyunca bilinmediğini vurguladı.
NEDEN ÖNCE ARABULUCU?
Günday, zaman tasarrufu sağlaması, ekonomik olması, süreç kontrolünün taraflarda olması ve gizlilik imkânı vermesi gerekçeleriyle mahkemeden önce alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak avukat arabulucuya başvurabileceğini söyledi.
ARABULUCULAR KİM?