Türkiye hâlâ 20 yaşında Ordu’da evinin kapısında canice öldürülen balerin Ceren Özdemir’in yasını tutuyor.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün talimatıyla, bakanlıkta kadına şiddeti önleyecek ve zincirleme şiddet suçu işleyen hükümlülerin açık cezaevine ayrılmasını zorlaştıran mevzuat değişikliği üzerinde çalışıyor.
İçişleri ve Aile bakanlıkları da şiddeti önlemeye dönük tedbirler üzerinde çalışırken, Yargıtay’da da kritik sonuçları olan bir toplantı yapıldı.
YİBK UYGULAMAYI TARTIŞTI
Geçen cuma günü Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu (YİBK) toplandı. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2 “harçlar ve masraflardan, vergilerden muafiyet ve davaya katılma” başlıklı maddesini tartıştı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na şiddet davalarına katılma yetkisini düzenleyen bu madde şöyleydi:
“Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.”
İÇTİHAT FARKI GİDERİLDİ
OKURUM Musa T.’nin e-maili:
“Baba ile görüştürülmeyen çocuk konulu yazınıza bir eleştirim olacak. Bu kanuni yolu anlatmak yerine, bu ilkel yöntemi eleştirmenizi beklerdim. Ben bir baba olarak hiçbir zaman çocuğumu haczetmem. Bahsettiğiniz kanunun kendisi ahlaksız, evrensel hukuk kurulları çerçevesinde çocuğun duygusal istismarıdır. Çocuk ve haciz kelimelerini aynı cümlede kullanmayı da zül sayarım. Bir hâkim isterse, hiçbir anne çocuk göstermezlik yapamaz. İnanın ki sorun hâkimler. Maalesef bu memleketin feminizmi de şiddet eğilimli.”
ÇOCUK EŞYA GİBİ İCRAYA KONUYOR
Çocukların icra yoluyla teslimi 1932 tarihli 87 yıllık İcra İflas Kanunu’nun, 54 yıl önce 1965’te değiştirilen 25. maddesinden kaynaklanıyor. Kanunun 25. maddesine göre çocuklar taşınır eşya gibi icraya konulabiliyor. Bu kanunu uygulamakla yükümlü icra memurları ve kolluk görevlileri de çocuğu mal ya da eşya gibi teslim alıyorlar. Alacaklı konumunda olan anne veya baba çocuk teslimi hakkındaki bir ilamı icra dairesine vererek takip talebinde bulunuyor. Daha sonra borçlu olan anneye veya babaya “icra emri” gönderiliyor. Bu “icra emrinde” borçluya 7 gün içinde çocuğu teslim etmesi, aksi halde çocuk nerede bulunursa bulunsun zorla alınacağı ve çocuğu gizlemesi halinde cezalandırılacağı bildiriliyor. Borçlu olan anne veya baba 7 gün içinde çocuğu teslim etmezse icra müdürü, çocuğu nerede bulursa zorla alıp alacaklı olan anneye veya babaya teslim ederek ilam hükmünü zorla yerine getiriyor.
2. YARGI PAKETİNDE
Her gün yeni bir icra zoruyla alınan çocuk dramı medyaya yansırken, büyük tepki çeken ve eleştirilen uygulamanın ilk yargı paketiyle kaldırılması bekleniyordu. Ancak ilk pakette bu düzenleme yer almadı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, icradan çocuk tesliminin ikinci yargı paketiyle kaldırılacağını kamuoyuna şöyle duyurdu:
Okurum D.E., “Apartmanda alt katımdaki komşum köpek besliyor. Havlama sesinden dairemde oturamaz oldum. Ne yapabilirim?” diye soruyor. D.E. gibi birçok okurum apartmandan köpekleri nasıl tahliye ettirebileceklerini soruyor.
Hayvanseverlerle sevmeyenleri karşı karşıya getiren apartman kavgalarının en önemli nedenlerinden biri olan bu konu çok hassas. Çünkü o bir ‘mal’ değil ‘can’. Alt komşunuzun köpeği ailenin bir ferdi gibi. Tahliye isterken bunu unutmayın. Öncelikle şunları bilmek gerekiyor:
MAHKEME KARARI ŞART
Apartmanda köpek besleyen, apartman kurallarını ihlal etmediği sürece şikâyet edilemez. Şikâyet için apartmandaki köpeğin sağlığı tehdit edecek düzeyde tüy dökmesi, etrafı kirletmesi veya apartman gürültü yönetmeliğine aykırı olağandışı bir ses çıkartması gerekir.
Kimsenin köpeği ihtarnameyle, site veya apartman olağan toplantısında alınan kararla, imza toplanarak ya da belediye zabıtası kararıyla evden atılamaz. Tahliye edilecek köpek için mahkemeden karar alınması şarttır.
‘YASAKLI TÜRLER’ HARİÇ
OKURLARIMDAN apartmanda internet kafe açmak ve kapı girişine bankamatik koydurmak için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair çok sayıda soru geldi.
Birkaç okurum ise bu internet kafe ve bankamatiklerden şikâyetçi. İptal ettirmek için hukuken ne yapabileceklerini soruyorlar. Önce bu soruları özetleyen ikisi:
1- Tapuda asma katlı bodrumlu dükkân olarak geçen işyerinde internet kafe açmak için diğer mesken sahiplerinin muvafakatnamesi gerekir mi?
2- Apartman girişine bankamatik koydurmak için komşuların izni ve apartman yönetim kurulu izni gerekir mi?
İSTİRAHAT VE EĞLENCE YERİ
Okurlarımın sorularını toplu yaşam alanları hukuku uzmanı avukat Cemalettin Gürler, Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) ve İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğe göre şöyle yanıtladı:
“İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik madde 5’e göre, tapuda işyeri olarak görünen yerlerde, umuma açık istirahat ve eğlence yeri açılması durumunda yönetim planında aksine bir hüküm yoksa kat maliklerinin oyçokluğu ile aldığı kararın bulunması gereklidir. Yine aynı yönetmeliğe göre internet kafeler umuma açık istirahat ve eğlence yeri olarak tanımlanmıştır.
Önce okurumun o sorusu:“3 katlı ve 16 daireli bir apartmanda 2 tane dairemiz var. Bu yıl asansör bakımı yaptırılması ve değişmesi gerekiyormuş. Yönetici fiyat almış, 55 bin lira. Fakat başka 2 firmadan biz kendimiz de fiyat aldık. Neredeyse yarısı kadar, 20 bin ile 25 bin lira arası. Aradaki fark çok fazla. Ama yönetici ısrarla 55 bin lira fiyat veren firma yapacak diyor. Diğer 14 kişiyi razı etmiş. Bize de ‘Parayı mahkeme yoluyla alırım. Daha fazla ödemek zorunda kalırsınız’ dedi. Biz onarıma karşı değiliz ama 20 bin liralık bir işe yönetici ve diğer kişiler kabul etti diye 55 bin lira ödemeye razı olmamız mı gerekiyor? Hukuken ne yapabiliriz?”
YÖNETİCİNİN GÖREVİ
Apartmanlarda bazen yüksek rakamlara ulaşan tamirat ve tadilat bedelleri konusunda tartışma ve sıkıntı yaşanıyor. Bu yönde okurumun sorusu gibi çok sayıda soru ve telefon geldi. Asansör bakım ve değişimi başta, apartmanlardaki bakım ve onarım işlerinin nasıl yapılması gerektiğini ve okurumun sorusunu avukat Cemalettin Gürler’e ilettim. Toplu yaşam alanları hukuku uzmanı olan Gürler, şu yanıtı verdi:
“Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) madde 35/1-d ve l’ye göre, ana gayrimenkulün genel yönetim işleriyle onarım gibi bakım işleri ve asansör işletmesi için yönetim planında gösterilen zamanda, planda böyle bir zaman gösterilmemiş ise her takvim yılının ilk ayı içinde kat maliklerinden avans olarak münasip miktarda paranın toplanması ve asansörlerin güvenli bir şekilde işletilmesinin sağlanması amacıyla aylık bakımları ile yıllık kontrollerinin ilgili teknik düzenlemelere uygun şekilde yaptırılması ve bu işlemlere ilişkin ücretlerin ödenmesi yöneticinin görevlerindendir.”
DEĞİŞİKLİK İÇİN KARAR ŞARTI
“Apartmanda yapılan değişikliklerin, kat malikleri kurulu toplantısında tartışılması, oylanarak karara bağlanması gereklidir. KMK madde 29’a göre kat malikleri kurulu; yılda bir defadan az olmamak üzere yönetim planında gösterilen zamanlarda, eğer böyle bir zaman gösterilmemişse her takvim yılının ilk ayı içinde toplanır. Önemli bir sebebin çıkması halinde, yöneticinin veya denetçinin veya kat maliklerinden üçte birinin istemi üzerine ve toplantı için istenilen tarihten en az onbeş gün önce bütün kat maliklerine imzalattırılacak bir çağrı veya bir taahhütlü mektupla, toplantı sebebi de bildirilmek şartıyla, kat malikleri kurulu her zaman toplanabilir.”
İMZALAMAYIN, DAVA AÇIN
Geçen haftaki yazımda yer verdiğim apartman yöneticisinin sorumluluğu ve denetimi konusunda çok sayıda soru geldi. Bu konuyu bu hafta biraz daha açmak istiyorum. Kat Mülkiyeti Hukuku uzmanı avukat Cemalettin Gürler, özetlediğim sorularınızı bakın nasıl yanıtladı...
Yöneticinin tutmak zorunda olduğu defter hangisi?
Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) 32. maddesi, kat malikleri kurulunun kararları ve bu kararların yazılacağı defterin ne olduğu, bu defterin ne şekilde tutulacağı ve defterin ileride çıkan anlaşmazlıklarda çözüm aracı olarak kullanılabileceğine ilişkindir. Adı geçen bu defter, karar defteridir. Yöneticinin tutmak zorunda olduğu defterler, KMK’nın 32. ve 41. maddelerinde belirtilmiştir. Yönetici, 1’den başlayıp sırayla giden sayfa numaraları taşıyan, her sayfası noter mührü ile tasdikli olan bir karar defteri ve denetim defteri tutmakla yükümlüdür. Karar defterinde, binada yapılan toplantılar ve bu toplantılarda alınan kararlar yer alır. Aynı zamanda bir karar almak için yapılan oylamalarda da kararın son durumu ve oylamanın sonucu mutlaka deftere işlenmelidir.
İşletme defteri tutmak zorunlu mu?
KMK’da olmayan, uygulamada geliştirilmiş olan gelir-gider (işletme) defterinin tutulması zorunlu olmayıp, tutulması halinde kaydedilen işlemlere yönelik fatura vb evrakların da muhafaza edilerek defterle birlikte bulundurulması gereklidir. Ayrı olarak gelir-gider defteri tutmak isteyen yöneticiler, karar defterine yapılan giderleri de yazmalı, defterin yanı sıra gelir ve giderlere ilişkin evrakları da dosya halinde bulundurmalıdırlar. Bu defterlerin, her yıl sonunda yönetici tarafından, noterden kapanış tasdiki alınması suretiyle kapatılması gereklidir.
Apartman yönetimini kim ve nasıl denetler?
KMK madde 41’e göre “Kat malikleri kurulu denetim işini, kendi aralarından sayı ve arsa payı çoğunluğuyla seçecekleri bir denetçiye veya üç kişilik bir denetim kuruluna verebilir; bu halde denetçi veya denetim kurulu yönetim planında yazılı zamanlarda, eğer zaman yazılmamışsa, her takvim yılının birinci ayı içinde kat malikleri kuruluna verecekleri bir raporla denetimin sonucunu ve ana gayrimenkulün yönetim tarzı hakkındaki düşüncelerini bildirir; bu rapor çoğaltılarak birer örneği taahhütlü mektupla kat maliklerine gönderilir”. Kat malikleri, yöneticinin ve site yönetiminin denetimini bizzat yapabilecekleri gibi, seçecekleri bir denetçi veya denetim kurulu vasıtasıyla da yapabilir.
Apartman ve sitelerde yüksek meblağlara ulaşan aidatların nereye nasıl harcandığı ve denetimi artık sorun haline geldi. Okurlarım, apartman ve site yönetimlerini denetleyememekten şikâyetçi. Önce bu konudaki soruları özetleyen birkaçı:
M.U.: Ümraniye’de beş bloktan oluşan 200 daireli bir sitede oturuyorum. Daire başına 120 TL aidat toplanıyor. Yönetimin yaptığı harcamaları kontrol edebilecek resmi bir kurum var mı?
MAKBUZ VERMEK ZORUNLU DEĞİL Mİ?
E.E.: Kiracıyım, 550 lira gibi yüksek bir aidat toplanıp tümü harcanmıyor. ‘Avans’ adı altında yönetimde birikiyor. Aidatın meblağına itiraz etmiyorum. İtiraz ettiğim aidat karşılığı herhangi bir detay içeren makbuz verilmiyor. Makbuz verilmek zorunda değil mi? Aidatın ne kadarı içerde kalıyor? Ne kadarı ev sahibine ait? Ne kadarı elektrik su vb masraf, anlamak mümkün değil. Defalarca uyardım. “Sene sonunda apartman ortak toplantısında” denilerek geçiştiriliyor.
E.K.: Ben mevcut bir evi, kirada oturduğu evi ve kiradaki şirketi adına aidat ödeyen biriyim. Karşılaştığım en önemli sorun ‘hesap vermemezlik’ sorunudur. Bilindiği gibi aidat bir avans ödemedir. Yıl sonunda yönetimler hesap yapar, her dairenin gelir-gider tablosu çıkarılır ve alınan avans karşılığında borç çıkıyorsa ödenmesi talep edilir, alacak varsa o da ya iade edilir ya da gelecek yıla mahsup edilir. Ancak yönetimler daire bazında borç-alacak tablosu yapmaktan kaçınıyorlar. Kiracı iseniz durum daha da karışık. Ev sahibine ait giderlerle kiracıya ait giderler iç içe. Ben büyük bir sitede oturuyorum. Masa, sandalye, telefon aparatı vb masraflar kiracıya yüklenmiş. “Bunlar demirbaş, ev sahibine ait” diyorsunuz, yanıt şöyle: “Çok çabuk kırılıyorlar, işletme gideri sayıyoruz. Kiracı hesabına da yüklüyoruz”.
Bu soruları Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) ışığında yanıtlamak mümkün. KMK’nın 39. maddesine göre aidat ödemek gibi yöneticinin hesap vermesi de kanunen zorunlu. KMK’nın 41. maddesine göre kat malikleri kurulunun yöneticinin görevdeki tutumunu devamlı olarak denetlemesi gerekiyor. Haklı bir sebebin çıkması halinde onu her zaman değiştirebiliyor. Hesapların denetlenmesi için yönetim planında -belli bir zaman konulmamışsa- bu denetimin her üç ayda bir yapılması gerekiyor. Haklı bir sebebin çıkması durumunda hesapların incelenmesi her zaman yapılabiliyor.
YÖNETİCİ NASIL DENETLENİR?
OKURLARIMDAN peşin ödenen kira geri alınabilir mi soruları geliyor. Bu soruları özetleyen o sorulardan biri okurum Z.B.’den:
“Kiraladığım konutun bir yıllık ücretini peşin olarak ödedim. Taşındıktan sonra kombinin patlak olduğunu ve çalışmadığını gördüm. Bana 4 aydır ev sahibi kombiyi yaptıracağını söylüyor. Beni ve ailemi mağdur etti. Ben de bu evden taşınıyorum. Fakat evi kiralayan kişi peşin ödediğim parayı vermeye hiç sıcak bakmadığı gibi ‘Kiralayabilirsen sen kirala’ diyor. Benim evi kiralayan şahıstan 7 bin TL alacağım var. Ne yapabilirim?”
KONTRATI FESİH HAKKINIZ VAR
Bu soruyu avukat Gökçe Atabek’e ilettim. Atabek, kombinin patlak olmasının kiracı için konutta yaşamayı çekilmez hale getirdiği için fesih hakkı verdiğini belirterek benzer sorulara da yanıt olacak şekilde şöyle dedi: “Somut olaya göre Borçlar Kanunu’nun 331. maddesine istinaden; taraflardan her biri kira ilişkisinin devamı kendisi için çekilmez hale getiren önemli sebeplerin varlığı halinde fesih hakkını kullanılabilir. Buna göre kombinin yaptırılmaması kiracı için konutta yaşamayı çekilmez hale getirmektedir. Bu bağlamda Borçlar Kanunu’nun 348. maddesine göre yazılı usul şartı ile fesih bildirimi kiracı tarafından kiraya verene yapılabilir. Fesih bildirimi sonrasında da söz konusu peşin ödenen kira bedeli kiraya veren tarafından ödenmezse bu halde alacak davası açılabileceği gibi icra yoluyla da söz konusu tahsilat gerçekleştirilebilecektir.”
ASANSÖR TAMİR GİDERİNE KATILIM
Okurum B.G. ise “Asansör tamirat ücretleri arsa payına göre mi ödeniyor? Asansörün aylık bakım ücretleri de arsa payına göre midir?” diye soruyor. Avukat Atabek bu soruyu ise Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) hükümlerine göre şöyle yanıtladı: “KMK’nın 4. maddesinde ortak yerlerin neler olduğu düzenlenmiştir. Buna göre asansörler de ortak yerler kapsamına alınmıştır. Aynı kanunun 20. maddesine göre ortak yerlerin bakım, tamirat, onarım gibi giderlerine her kat maliki kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Bu halde asansör tamirat ücretleri ve bakımı için yapılacak giderlere her kat maliki arsa payı oranında katılmak zorundadır.”
AİDAT ÖDEMEK YASAL ZORUNLULUK
Yurtdışında oturan bir okurum ise “Yurtdışında kalıyorum. Sekiz dairelik bir apartmanda oturuyorum ve hizmet almıyorum. Aidat ödemek zorunda mıyım?” diye soruyor. Atabek, bu konuda da şu bilgiyi verdi: “Türk hukuk sistemine göre apartman aidatları ortak giderler adı altında alınmaktadır. Aidat ödemek yasal zorunluluktur. Bu yasal zorunluluk KMK’nın 20. maddesinden kaynaklanıyor. O madde ‘Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça; kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz’ şeklinde. Ancak yurtdışında herhangi bir taşınmaz için uygulanacak kanun, bulunduğunuz ülkenin kanunudur ve o uygulamaya tabidir.”