Oya Armutçu

Salgın izni infazdan düşecek mi?

14 Eylül 2020
Koronavirüs nedeniyle binlerce hükümlü cezaevinden izinli olarak çıkarıldı. Bu geçen süre cezadan düşecek. Peki adli para cezası karşılığı kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yaptırımına hükmedilenlerin evde izinli geçirdikleri süre de infazdan sayılacak mı? Onun da yanıtı “Evet”.

Bu hafta köşemi hükümlüler ve yakınlarından gelen sorulara ayırdım. En çok sordukları soru şu: Salgının seyri yavaşlamadı ve sürüyor. Cezaevlerinde koronavirüs izinleri bir kez daha uzatılacak mı?

Okurum H.A. bu konudaki beklentiyi ve e-posta kutumu dolduran soruları şöyle özetliyor: “Üçüncü kez izin uzatması yapılacak mı? İnşallah olur. Sabırsızlıkla beklemekteyiz.”

ÜÇÜNCÜ KEZ UZATMA MÜMKÜN

Koronavirüs nedeniyle yaklaşık 60 bin hükümlüye 31 Temmuz’dan itibaren iki ay süreyle ikinci kez verilen izin eylül sonunda bitecek. Salgının seyrine göre Sağlık Bakanlığı’nın önerisi ile Adalet Bakanlığı’nca salgın izni üçüncü ve son kez önümüzdeki ekim ve kasım aylarını kapsayacak şekilde iki ay daha uzatılabilecek. Yeni infaz düzenlemesinin geçici maddesiyle getirilen salgın izni 1 Aralık’ta sona erecek.

1 ARALIK’TA DÖNECEKLER

Salgında olağanüstü bir durum yaşanmaması, hükümetin gerekli görüp, farklı ve yeni bir düzenleme yapmaması halinde hükümlüler kalan cezalarını çekmek üzere 1 Aralık’ta cezaevlerine geri dönecekler. Aynı yasa kapsamında salgın izninde geçirilen süreler infazdan düşürülüyor. Cezasının infazını, evde salgın izinde tamamlayan hükümlüler cezaevine bir daha girmeyecekler. Ancak bakiye cezası kalan hükümlüler 1 Aralık’ta geri dönecekler. Bakiye cezalarını koronavirüs tedbirleri sıkı şekilde uygulanan cezaevlerinde çekecekler.

GÖRÜNTÜLÜ ARAMA İÇİN SÖZLEŞME TAMAM

Yazının Devamını Oku

Düğün takısı kimin hakkı?

7 Eylül 2020
Yargıtay, “Düğünde kadına takılan her türlü ekonomik değeri olan şey kadına ait” içtihadını değiştirdi mi? Artık düğünde kadına takılan kadına, erkeğe takılan erkeğe mi verilecek? Takı torbası, sandığına koyulan takı nasıl paylaşılacak?Son emsal kararı ışığında, düğünde erkeğe takılan ‘kadına özgü olmayan’ takılar artık erkeğe verilebilecek. Ata, cumhuriyet altını, yarım, çeyrek, gram altın gibi ziynet eşyaları kolye, gerdanlık, bilezik, küpe gibi ‘kadına özgü’ sayılamayacağı için erkeğe kalabilecek. Para da bu kapsamda.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (YHGK) düğün takılarıyla ilgili erkekleri ilgilendiren kritik emsal kararından (YHGK, 04.03.2020, E. 2017/3-1040, K. 2020/240) sonra okurlarımdan birçok soru geldi.

Boşanmada takılarının paylaşımına ilişkin kriterleri belirleyen bu emsal karara göre, düğünde erkeğe takılan ve “kadına özgü” olmayan takılar artık erkeğe verilebilecek. Bu yeni paylaşımın nasıl olacağına ilişkin gelen soruları özetleyen erkek okurum S.T.’nin örnek sorusu şöyle:

ANNEANNE BİLEZİĞİ ERKEĞE TAKILIRSA

“Eşimle üç yıl önce evlendik. Boşanıyoruz. Bana takılan gram, çeyrek, yarım, tam altınlar hatta annemin taktığı anneannemin hatırası birisi elmas, üçü 22 ayar altın dört bilezik var. Eşime de kolye, küpe, bilezikler takıldı. Bunun yanı sıra takı sandığına atılan para, çeyrek, gram, yarım, tam altınlar var. Yargıtay’ın kararları ışığında düğün takılarının paylaşımı mahkemede nasıl olur? Annemin bana taktığı aile yadigarı bilezikleri geri alabilir miyim?”

7 MADDEDE YENİ TAKI PAYLAŞIMI

S.T. ve diğer okurlarımın sorularına yanıt Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’dan. YHGK’nın kararını inceleyen Gençcan, kendi görüşlerini kapsadığını vurgulayarak, yeni uygulamayı sosyal medya hesabından bakın şöyle anlattı:

1) Kadına takılan her türlü ekonomik değeri olan şey yine kadına aittir.

Yazının Devamını Oku

Cepte taahhüt mağduru olmayın

31 Ağustos 2020
GSM şirketiyle cep telefonu faturanızın düşmesi için 12-24 aylık indirimli taahhüt kampanyasına imza attıysanız dikkat! “Taahhüt sürem doldu, ben ayrılıyorum” dediğinizde sürpriz faturalarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu şekilde kampanyaya katılıp süresi dolduktan sonra ayrıldıkları halde fatura çıkarılan okurlarımdan şikâyet yağıyor. Bu okurlarıma yargıdan iyi haber geldi. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, bir GSM şirketinin 24 aylık taahhüt süresi dolmadan ayrıldığını iddia ederek icra takibi başlattığı bir yazılım-donanım şirketine açtığı yaklaşık 4 bin liralık davayı reddetti.

GSM şirketiyle cep telefonu faturanızın düşmesi için 12-24 aylık indirimli taahhüt kampanyasına imza attıysanız dikkat! Bu belgeleri çok iyi saklayın. Kesinlikle de atmayın. Çünkü “Taahhüt sürem doldu, ben ayrılıyorum” dediğinizde sürpriz faturalarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Mahkemelik bile olabilirsiniz. Bu şekilde kampanyaya katılıp süresi dolduktan sonra ayrıldıkları halde fatura çıkarılan okurlarımdan şikâyet yağıyor.

TİCARET MAHKEMESİNDEN İYİ HABER

Bu okurlarıma yargıdan iyi haber geldi. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, (24 Haziran 2020 günlü 2016/1205 Esas ve 2020/214 karar) bir GSM şirketinin 24 aylık taahhüt süresi dolmadan ayrıldığını iddia ederek icra takibi başlattığı bir yazılım-donanım şirketine açtığı yaklaşık 4 bin liralık davayı reddetti. Mahkeme, Adli Tıp incelemesiyle sözleşme tarihinde tahrifat yapıldığını, sahte paraf atıldığını ortaya çıkardı ve GSM şirketinin davası haksız olduğu gerekçesiyle geri çevrildi.

CEP TELEFONU KULLANICILARI DİKKAT!

Ankara Barosu avukatı Ebru Erdinç, GSM şirketleriyle benzer sorun yaşayan müvekkili şirket gibi icraya verilen ve hukuken ne yapabileceklerini soran okurlarıma yanıt verdi. Erdinç, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Pandeminin de etkisiyle cep telefonu operatör hizmetleri ve internet hizmetleri günlük hayatın can damarı haline geldi. Yoğun rekabet içerisindeki GSM operatörleri de abonelerini indirimli taahhüt kampanyaları ile 12 ila 24 aylık sürelerle adeta kendilerine mahkûm ediyorlar. Bu taahhüt süresi dolmadan hizmet sağlayıcıdan ayrılmak isteyen aboneleri ise sözleşmelerindeki tek yanlı hükümlere dayanarak bu defa uyguladıkları indirim bedellerini geri almak suretiyle cezalandırıyorlar.

SÜREYE DİKKAT

Telefon kullanıcılarını bekleyen çok daha büyük başka bir tehlike var. “Taahhüt sürem doldu, ben ayrılıyorum” dediğimizde, hizmet sağlayıcısı ‘taahhüt süremizin aslında hesapladığımız gibi olmadığını’ iddia ederek, kötü sürprizler yapabiliyor. Yüklü faturalar çıkarabiliyor. İşte bu nedenle imzaladığımız her evrakın bir suretini saklamak çok önemli.

Yazının Devamını Oku

Komşularla uyuşmazlıkta arabulucuya gidin

24 Ağustos 2020
Komşunuzla yaşadığınız her türlü hukuki sorunun mahkemesiz, pratik, hızlı ve kolay bir başka çözüm yolu var. Gönüllü (ihtiyari) olarak arabulucuya gitmek ve kendi çözümünüzü bulmak. Arabulucuda komşunuzla yapacağınız anlaşma belgesi tıpkı mahkeme ilamı gibi uygulanıp sonuç doğuruyor.

Her hafta halı çırpan, yüksek sesle müzik dinleyen, çöp atan komşularından şikâyetçi olan okurlarımdan onlarca elektronik posta alıyorum. Çoğu Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) kaynaklı bu sorunlarına mahkemeye gitmeden daha kolay çözüm arıyorlar. Nasıl bir yol izleyebileceklerini soruyorlar.

Komşunuzla yaşadığınız her türlü hukuki sorunun mahkemesiz pratik, hızlı ve kolay bir başka çözüm yolu var. Gönüllü (ihtiyari) olarak arabulucuya gitmek ve kendi çözümünüzü bulmak. Arabulucuda, komşunuzla yapacağınız anlaşma belgesi tıpkı mahkeme ilamı gibi uygulanıp sonuç doğuruyor. 

TAM İHTİYACA UYGUN ÇÖZÜM

Eski Arabuluculuk Daire Başkanı, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar, komşu uyuşmazlıkları başta hukuki sorunlarla ilgili her alanda arabulucuya gidilebileceğini, çok farklı ve tam ihtiyaca uygun çözümler bulunabileceğini, bu kararların da mahkeme ilamı gibi uygulanabileceğini aktardı.

YÜZ YÜZE BAKAN İNSANLAR İÇİN

Öztatar, arabuluculuğun komşular gibi her gün yüz yüze bakan insanlar arasındaki sorunları çözümleyebilecek en önemli alternatif çözüm yöntemi olduğunun da altını kalın kalın çiziyor. Öztatar, komşu uyuşmazlığında arabuluculuğu ABD örneği üzerinden şöyle anlattı:

TÜRKİYE’DE GECİKTİ

“Arabuluculuk Türkiye’de ilk defa uygulanan bir sistem değil. Hatta Türkiye’ye çok gecikmiş gelen ülkelerden birisi. Dünyada 160 ülkede uygulanan bir sistem. İlk uygulayan ülkede ABD. 1970 yılında aile arabuluculuğu ile başlamış. Süreçte 1980’lerde İngiltere, 1990’larda Fransa, İtalya 2000’li yıllar ve bütün Avrupa ülkelerine ve bizden bir yıl önce Yunanistan’a gelmiş. Bizim için milat 14 Kasım 2013 tarihi. Bu tarih 1 no’lu arabulucunun sicile kayıt olup faaliyete geçtiği tarih.

Yazının Devamını Oku

Özel okulda telafi eğitimi verilmezse ücret iadesi nasıl olur?

17 Ağustos 2020
28 Temmuz’da yürürlüğe giren son düzenlemeye göre tüketici hakem heyetlerinin görev sınırlarında kalan, 2020 yılı için değeri 10 bin 390 TL’ye kadar olan özel okul ücret uyuşmazlığı il ve ilçe hakem heyetlerinde çözümlenecek. Bu rakamın üzerindeki ücret anlaşmazlıklarının çözümü için önce arabulucuya gidilecek. Arabulucu ücret uyuşmazlığını çözemezse tüketici mahkemesinde dava açılabilecek.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, 31 Ağustos’ta “uzaktan eğitim” modeliyle 2020-2021 eğitim ve öğretim sezonunun başlayacağı ve 21 Eylül’de “kademeli yüz yüze eğitime” geçileceği açıklaması, özel okullarda telafi eğitimi ve ücret iadesi tartışmasını yeniden alevlendirdi. Özel okulda çocuğu olan okurlarım, “Koronavirüs nedeniyle eğitim verilemeyen dönemin ücretinin iadesi gerekmez mi?” diye soruyorlar. Nasıl bir hukuki yol izlemeleri gerektiğini öğrenmek istiyorlar.

TELAFİ YAPILMAZSA ÜCRET İADE EDİLMELİ

Kendisi de özel okulda çocuğu eğitim gören bir veli olan Ankara Barosu avukatı Serkan Ağar’a göre okullar açılıp telafi eğitimi de verilmezse ücret iadesi yapılmalı. Ağar, izlenmesi gereken yolu şöyle anlattı: “Örgün eğitim okul çatısı altında yapılır. Ev çatısı altında örgün eğitimin telafisi olmaz. Pandemi yüzünden 21 Eylül’den sonra da okulların açılıp açılmayacağı belirsiz. Eğer okullar açılmazsa ve örgün, yani yüz yüze eğitim verilemeyen döneme ilişkin olarak telafi de mümkün olmazsa ücret iadesi yapılmalı.

ÖNCE OKULLA GÖRÜŞÜN

Ücret iadesi için önce okulla görüşün. Sonuç alamazsanız ikametinizin bulunduğu ilçe veya il hakem heyetine başvurun. Yasal sınırı aşan tutarlar için ‘zorunlu arabulucuya’ başvurmak şart. Arabulucu da çözüm bulamazsa tüketici mahkemesine ‘kısmi ifa imkânsızlığı’ sebebiyle ücretin iadesi talepli dava açın.

HAKEM HEYETİ ÇÖZER

Ücret iadesi yapılması gereken dönem 16 Mart/19 Haziran 2020 dönemini kapsıyor. Dolayısıyla 2019/2020 eğitim-öğretim yılının ücretinin tümünün iadesi söz konusu değil. Özel okul ücretlerini dikkate aldığımızda ihtilafın tüketici hakem heyetlerinde çözümleneceği kanaatindeyim.

Yazının Devamını Oku

Maskeyi yere atanı Ombudsman’a şikayet edin

10 Ağustos 2020
Okurlarımın “Maske takana ceza var, yere atana niye yok” şeklindeki haklı şikâyetlerini en kısa yoldan idareye duyurup çözmek için bilin bakalım ne yaptım? Kamu Denetçiliği Kurumu’na (Ombudsmanlık) başvurdum. Polise, zabıtaya şikâyetleri sonuçsuz kalan tüm duyarlı okurlarımı da KDK’ya başvuru yaparak hak aramaya çağırıyorum.

Denizler, sahiller, ormanlar, caddeler, sokaklar, parklar, site ve apartman bahçeleri bile maske ve tek kullanımlık eldivenlerle dolu. Birinci dalga sahillere inip salgın Ankara başta büyük kentlerde patlamışken, bu şekilde sorumsuz davranmak en başta kişisel sağlığınızı tehdit ediyor.

Maske takmanın zorunlu olduğu yerler başta, o maskeyi arabasından iner inmez sokağa, parkta banka oturunca yere, balkondan site bahçesine fırlatanlara benim ve okurlarımın bir sorusu var.

Maskeyi çevrenize saçmak, takmamak kadar tehlikeli değil mi?

Bu atıkları zor bir mesai ile toplayan belediye görevlilerine virüs bulaştırma ve salgının daha fazla yayılma ihtimalini hiç mi düşünmüyorsunuz?

Polis denetleme sırasında maske takmayanlara 900 TL ceza yazdığı gibi atana da 900 TL ceza yazmadığı için mi çöp yerine çevreye atıyorsunuz?

Her gün binin üzerinde insanımız tüm uyarılara rağmen hastalığa yakalanıp 15-20 insanımız hayatını kaybederken, sağlık personeli canlarını hiçe sayıp yaz sıcağında salgınla boğuşurken, tek kelimeyle bu sorumsuzluk neden?

MASKE KİRLİLİĞİNİN CEZASI YOK MU?

Yazının Devamını Oku

Akıtan çatının tamir masrafını kim öder?

3 Ağustos 2020
Çatı katında oturuyorsunuz, kiremitler kırıldı, salonunuza su akıyor. Masrafı kim ödeyecek? Çatıya ya da terasa mağazanızın reklam panosu mu koymak istiyorsunuz? Tüm komşularınızın izni ve bir karar gerekir mi? İşte cevapları...

Okurum T A.’nın çatı tamiriyle ilgili sorusu özetle şöyle: “Çatı katı sahibiyim. Çatıda oluşan tamir masrafı tüm apartman sakinleri tarafından mı ödenmeli? Yoksa sadece bana mı ait? Bildiğim, tüm apartmanı ilgilendiren bir gider ama diğer sakinleri tamir masrafını ödeme konusunda nasıl ikna edeceğim? Yasal prosedür nedir?” Bir başka okurum K.S. ise terasa çatının bir bölümünün çöktüğünü, kırık kiremitler yüzünden yağmur yağınca evini adeta su bastığını, komşularının apartmana da zarar veren bu ‘acil’ tamirata yanaşmadığını ve ne yapabileceğini soruyor.

MEVZUATA GÖRE ÇATI ‘ORTAK YER’

Okurlarımdan gelen benzer çok sayıda soruyu Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) açık hükümleri kapsamında yanıtlamak istiyorum. KMK’nın ‘ortak yerler’ başlıklı 4/C bendine göre “çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri” kat maliklerinin ortak kullanım alanları arasında yer alıyor. Kanun, ‘ortak yerler’e ilişkin giderlerden tüm kat maliklerini sorumlu tutuyor.

YÖNETİCİYE BAŞVURUN

KMK’nın 19. maddesine göre ise kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde ‘inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya’ yaptıramazlar. Bu kapsamda okurum T.A. çatı tamiri için öncelikle komşularının rızasını almalı. Yöneticiye başvurarak, kat malikleri kurulunda çatı tamiri için toplantı yapılıp karar alınmasını ve bu karar ışığında tamiratın yapılmasını isteyin. Çünkü “ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması” zaten kanuna göre yöneticinin görevi.

KMK’nın 20. maddesine göre de çatı ortak yerlerden olduğu için tamir giderine komşularınız arsa payı oranında katılmak zorundalar. Komşularınızdan biri çatı tamir parasını ödemezse, yöneticiniz ya da siz bu parayı yargı yoluyla ve üstelik faiziyle tahsil edebilirsiniz.

ACİL ONARIM GEREKİYORSA

Yazının Devamını Oku

Komşunuz gürültücü terziyse

27 Temmuz 2020
Üst katınızda 7/24 çalışan bir terzi varsa ne yapabilirsiniz? 2020 yılı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, konutlarda gürültü kirliliği para cezasını 1192 liradan, 1461 liraya çıkardı. Atölye ve işyeri gürültü kirliliği para cezası ise 12 bin 25 liradan 2020 yılında 14 bin 740 liraya yükseltildi. Haberiniz olsun...

Gürültü kirliliği, nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme, ulaşım olanakları ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte her gün büyüyen bir çevre sorunu. İşyerine dönüşen apartmanlarda üst/alt kat komşunun işyeri olması daha büyük sorun yaratabiliyor. Terzinin alt katında oturan okurum E.K.’nın sorusu bu sorunu net olarak özetliyor. Önce E.K.’nın sorusu:

7/24 ÇALIŞAN TERZİ

“Apartman girişinde iki dükkân var. Biri terzi, diğeri berber. Benim sorunum terzi ile. Bu terzi 7/24, sabah 09.00 akşam 23.00 çalışıyor. Ben terzinin bir alt katında oturuyorum. Kullandığı makine çok büyük. Az ses çıkaran bir diğer makine ile koro halinde bir gürültü kirliliği yaratıyorlar.

EVİN İÇİNDE MATKAP ÇALIŞIYOR

Zannedersiniz ki evin içinde matkap çalışıyor. 153’e şikâyet ettim. Gelip uyardılar. Bir-iki gün akşam erken iş bıraktılar. Ama şimdi eski sistemde çalışmaya devam ediyorlar. Cumartesi yok, pazar yok. Her gün bu çekilmez gürültüye devam. Ne yapmalıyım?”

RAHATSIZ ETMEMEK YASAL YÜKÜMLÜLÜK

E.K.’nın sorusunu yanıtlarken öncelikle Kat Mülkiyeti Kanunu’na (KMK) vurgu yapmak istiyorum. KMK’nın 18. maddesine göre apartmanda huzur bozan ve “çekilmez hal” alan gürültü yapmak yasak. “Komşuyu rahatsız etmemek” ise “genel kural” ve yasal bir yükümlülük. Modern yaşam kuralları içinde artık o apartmandaki bir anlamda “komşunuz” olan terzi de KMK’ya ve yönetim planındaki diğer kurallara harfiyen uymakla yükümlü.

Yazının Devamını Oku