Parayla mı kapak olunuyor?
Üst sıralarda nasıl kalınıyor?
Kısacası “bu alemde işler nasıl dönüyor” gibi sorular, kafalarda hep soru işaretiydi.
Hafta sonu Dilan Polat’ın “Enerci” isimli bir şarkıyla en hit listelere girdiğini, bu da yetmezmiş gibi kapak olduğunu gördük.
Bir şeyler yapmaya çalışanları anlıyorum, o yüzden Dilan’a da pek lafım yok bu mevzuda.
Ama yazık değil mi onca emeği olan sanatçılara? Bir şeyler yapmaya çalışan şarkıcılara?
O kapağa girmeyi arzu eden, gece gündüz bunun hayaliyle yaşayanlara?
Ben şanslı isimlerdendim.
Şarkının ona gelişine de, heyecanına da, ilk okumasına da tanıklık ettim.
Ben seviyorum böyle dokunaklı şarkıları.
Çok dokunuyor insana Begüm’ün şarkısı.
Ama o ‘dokunan’ şarkıların kadını zaten...
“Sevebilirim ki” şarkısını bulur bulmaz günlerini, aylarını bu şarkıya verdi.
Bakıyorum Spotify aylık dinlenme oranına, 4-5 binlerde. Hadi olsun 10-15 bin...
Ama bir bakıyorum şarkısı YouTube’da milyonları devirmiş.
Sonra müzik listelerine girip geziniyorum.
İsmini hiç duymadıklarım, bazı listelerin içinde.
Şarkılarının dinlenme oranları da yükselmiş dünden bugüne.
Mesela bazı şarkıcılarımız Beyonce’yi falan geride bırakmış YouTube’da.
Beyonce’den üç-beş kat daha fazla izlenmişler.
Konu, Mithat Can Özer’den ayrılan Alina Boz’un 2 hafta sonra yeni bir ilişkiye başlamasıydı...
Dün de Savaş Özbey’in Kelebek’teki köşesinde okudum. Demet Özdemir’i de katmış o yazısına.
“3 ay sonra yeni bir ilişkiye başladı, normal mi” demiş... “Ayrılıktan sonra bir yas süresi var mıdır? Birlikte geçirdiğin sürenin 40’ta 1’i kadar beklenmeli midir” diye sormuş.
Valla şu hayatta artık her şey normal.
Anormali yaşayan zaten karşılığını buluyor öyle ya da böyle.
Mehmet Coşkundeniz, ‘sessiz vazgeçiş’ diye bir tanımlama yapıyor böyle durumlara.
Bakın sessiz vazgeçişler vardır gerçekten.
İlişki içinde biter ilişki.
Hakan Evin, Michael Douglas ve ailesine de halı sattı.
Önceki gün Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da yaptığı açıklamada “Sizin duyduğunuz işin dedikodu kısmı. Biri densizlik yaptı diye her şey bir anda iptal olmaz” demişti.
O iddiaların odağındaki isimle konuştum.
O isim 37 yıllık Kapalıçarşı esnafı Hakan Evin.
Evin, olan biteni anlattı:
“Küfür yiyorum, tehdit ediliyorum, ben vatanını seven, Kapalıçarşı aşığı biriyim. Görüntüyü çekip bana gönderen başka bir esnaf arkadaşımız. Benim dükkânımın kameraları değil. Görüntü bana gelince, ben de birkaç fotoğraf karesini sosyal medyamda paylaştım sadece.”
Fırlatılan içecek Cardi B.’nin suratına gelince saniyesinde elindeki mikforonu fırlattı dinleyicisine.
Sonrada başladı bağırmaya...
Tabii o bağırırken korumalarda aşağıya inip uzaklaştırdılar o kendini bilmezi... Peki neden yapıyor bunu insanlar acaba?
İlla Cardi B. gibi karşılık mı vermek lazım ders alınması için? Geçen sene bu dönemlerde sayısız benzer olaylar yaşanmıştı ülkemizde.
Bu sene temiz geçiyor diyebiliriz.
Ama Cardi B. bence böyle bir olaya kalkışacaklara uyarı olsun. Artık bizim sanatçılarımızda sessiz kalmasın böyle hareketlere.
Ya sahneyi bıraksınlar ya da bağıra çağıra isyan etsinler ki bir daha tekrarlanmamak üzere kapansın böyle mevzular.
Belediyenin de o otoparklarda bir ortaklığı olabilir. Çünkü son gördüğümde ‘Şişli Belediyesi’ logoları vardı park noktalarında.
2 ya da 3 saat kalıp çıktım. 300 lira dedi vale kardeş bana.
300 lira!
Son dönemde her şeyi normalleştiriyoruz.
“Masrafları var normaldir” diyoruz, “et fiyatları arttı tamam” diyoruz, “içinde çok malzeme kullanmışlar değer” diyoruz...
Ama vale bu.
Buna neden zam geliyor? Haydi diyelim asgari ücret vesaire...
Bunlara karşı mıyız, hayır...
Fakat bu işin bir ayarı olmalı.
Demet Akalın çok haklı şekilde isyan etmiş. Elif Kaya’nın “Mavi Mavi” şarkısını dinlemiş ve “Şu şarkıları özgür bırakın. Saçma sapan aranjeler, saçma sapan okumalar” diyerek isyan etmiş.
Yahu yapmayın cidden.
Yemek konusunda da böyleyim. Her yemek yorumlanmasın derim. Tamamen tüketici bilincimle söylerim bunu. Şarkılar da öyle.
Her şarkı günümüze uydurulmaya çalışılmaz. Çalışılırsa ortaya skandal çıkar bazen. Kusura bakmasın söyleyen ama “Mavi Mavi” çok lezzetsiz olmuş.
Kimin ne hakkı var o güzelim şarkıyı bana böyle dinletmeye, ağzımın tadını, kulağımı bozmaya?
Hiç kimse de çıkıp demiyor mu “Yahu mahvetmişsin şarkıyı” diye...