Daha önce kaç kez aynı şeyi savundum bilmiyorum, insanların yas tutma şekline karışılmaz diye.
Vedaya da karışılmaz.
Bazen başka türlü vedalar vardır çünkü. ‘Cem Yılmaz neredesin’ diyorlar, ayıp değil mi iki söz yazsana diyorlar, story at, post at diyorlar.
Size ne kardeşim!
Onlar zaten tam da ateşin düştüğü yerdeler...
Elbette yaparlar ama zorunda da değiller sosyal medyadan bir şeyler karalamaya.
Hele ki bazı ‘rahatsızlar’ bunu istiyor diye hiç yapmak zorunda değiller.
Esin Övet köşesinde şunları yazmış: “Haklısın Orkun, ancak erkekler de kadını delirterek gidiyor. Neden tükendiğini, neden isyan bayrağını çektiğini anlatmıyor, bazıları gidermiş gibi yapıp gitmiyor ve kadını elinde tutuyor.”
Hatta şöyle bitirmiş sözlerini: “Kadın terk eder ama bazı erkekler kendi terk etmiş gibi davranır. Keşke erkeklerin bu yönlerini de anlatsan Orkun.”
Haklı Esin. Düzgünce gitmesini bilenlerin dışında böyle erkekler de var tabii ki.
Hatta maalesef sayıları da fazla...
Mesela yedekte ya da hayatında hep bir kadın tutanları da biliyorum ben.
O çok sevdiği kadını gün geliyor ikinci, hatta üçüncü kadın haline getiriyor bazıları.
Mutludurlar huzursuzluktan, ihanet etmekten...
Son yıllarda gülmese de yüzümüz, takımımız kırmızı çizgimizdir bizim.
O yüzden gelene sevinir, gidene hep üzülürüm.
Mesela Arda Güler.
Hiç ihtimal vermiyordum hemen gideceğine...
Kalır sanıyordum Fenerbahçe’de.
Real Madrid’e transfer oldu Arda.
Gümüşlük’e 125 milyon dolarlık yatını demirlemiş ve Mimoza Restoran’a yemeğe gitmiş.
Sıkı durun...
Hesap 500 bin lira gelmiş.
E adam da yüzde 10 kuralını uygulamış, 50 bin lira da bahşiş atmış.
Neyse...
30 kişilermiş de, hesap o yüzden 500 bin lira gelmiş de... Bıdı bıdı...
Yok ben anlamıyorum. Vallahi aklım almıyor.
Dünden beri hesap yapıyorum, yine de 500 bin liralık hesaba ulaşamıyorum.
Nişantaşı’ndayken sık sık giderdim...
Müdavimleri vardı oranın, güler yüzlü müşterileri...
Kapandı Nişantaşı’ndaki Frankie... Şimdi Galataport’ta yeniden açıldı.
Geçen gün ziyaret ettim yeni yerlerini.
Ve dedim ki, “Ben neden bugüne kadar buraya gelmedim?”
Sonra yanıtlarını da verdim kendi kendime...
Belki Galataport’un zor konumu.
Hatta 4.
Hadi canınız isterse 5 yapın onu.
Hiç sınır falan koymayın.
Bu kadar da olmaz abartmayalım falan demeyin.
İpler kopalı öyle uzun zaman oldu ki...
Şimdi İstanbul’da yeni taksiler yollara çıkmaya başladı.
İlla denk gelmişsinizdir.
Uzaklardan hissederiz...
Ben en son Ece Seçkin’de hissettim bunu. Son konserinde müziği durdurdu ve dedi ki; “Orada bir köpek var, korkuyor. Onu korunaklı bir yere alalım”...
Yahu Ece!
Sana helal olsun...
Kendini değil, seyircilerini değil, çalışanları, orkestranı değil de bir köpeği düşündüğün için, onun korktuğunu taaa sahneden hissettiğin için sana benden 10 puan!
Arif Olmak
Develi Restoranları’nın sahibi Nuri Develi öyle güzel bir hareket yaptı ki...
Hem bizler hem konunun kahramanı olan babası
Yazıdan tam 1 gün önce telefon açtım Esin’e ve “Doktor kimdi?” diye sordum. Yazıma gittiği doktorun adını da ekledim. Bilerek tek bir sefer geçirdim doktorun adını.
Bu kadar.
Yazımı da “Herkes dikkat etsin gittiği doktora, yaptırdığı operasyona. Hatta uzmanlar bu tip operasyonların göz doktorlarına yaptırılması gerektiğini söylüyor” diye bitirdim.
Ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyor. Anladınız umarım. Yani bir sorun varsa, meslektaş meslektaş oturup aranızda tartışacaksınız!
Bazı kendini bilmez doktorlardan hakaretler, bazı kim olduğu belli olmayanlardan saçma sapan mail’ler aldım.
Son olarak da ‘Estetik Plastik Cerrahi Derneği’ resmi bir mail attı: “Camiamız için itibar kaybettirici ve aynı zamanda ticari itibarımıza zarar verici bu durumları, yazınızın yayınlandığı gazete ve sütunda ivedilikle tekzip etmenizi sizden bekliyoruz.”