×
En son arkadaşımız gazeteci Esin Övet’in başına geldi bu durum.
Ben uzun zamandır süreci biliyordum.
Esin sustu, kimseyi kötülemedi, tam anlamıyla kan kustu kızılcık şerbeti içti kız!
Tedavisine, yapılan yanlış operasyonu düzeltmeye, yani hayatına odaklandı.
Peki ne olmuştu?
Ben de geçen hafta çıktığım Bodrum seyahatimde bu konunun üzerine düştüm. Karış karış gezdim Bodrum’u...
Nerede, ne kadara, ne yenir yakından baktım.
Ucuz Bodrum var, evet ama kime göre, neye göre ucuz? Bu yılın ucuzuyla geçen yılın ucuzu arasında dağlar kadar fark var çünkü.
Bir de plaj olayını araştırdım... Çok şaşırdım, bir o kadar da alkışladım.
Çünkü Bodrum’un en lüks mekânının hemen dibine Kültür ve Turizm Bakanlığı bir plaj açıyor. Bayramda hizmete girecek o plajın giriş ücreti: 0 lira!
Şaka yapmıyorum, bedava. Orada çay ve su 10, kola 36 lira. Otopark ücreti ise gün boyu 30 lira.
Bodrum’da lahmacun ve kola ya da ayran bir yerde 515 lira, 15-20 kilometre ileride ise 85 lira.
Hamburgerler ise özgürlüklerini ilan etmiş durumda. En ucuzu 150, en pahalısı 500 lira civarında.
Hepsi kardeşimiz, eşimiz, dostumuz, komşumuz, akrabamız diyoruz.
Peki bazılarımız, yani özgürlüklerden yana olan bizler...
◊ Neden kızıyoruz Mabel Matiz’e, Melek Mosso’ya, Melike Şahin’e?
◊ Ödül törenlerinde yaptıkları konuşmalar neden ‘gereksiz’ olarak yorumlanıyor?
◊ Neden bazılarımız tarafı olduğu mevzudan bile soğuyor?
◊ Mesela Sezen Aksu çıksa ve benzer konuşmaları yapsa aynı tepkiyi alır mı? Kendi açımdan yorumlayayım...
Sezen Aksu gibi isimler söylese bu sözleri, kendi özel cümlelerini seçseler, inanın aynı tepkileri almazlar.
Toplum ciddiye alacağı isimlerden duymak ister bazı sözleri, kanaat önderlerinden işitmek ister nasihatleri...
Bir YouTuber olan Ali Biçim “boşanan bir arkadaşım telefonlarımı açmıyor” diyerek Demet Özdemir’e ufak bir gönderme yapmıştı.
Ben de “Arama o zaman” diye yazmıştım.
Bu kadar.
Hafta sonu telefonuma bir mesaj geldi.
Bir baktım bu arkadaşlar, YouTube kanallarından saçma sapan laflar söylüyorlar hakkımda.
Cevap vermezdim çünkü böyle tipleri iyi bilirim.
Tam istedikleri şeydir cevap onların.
Fakat mesele gazetecilik ve hakaret olunca orada dur dedim...
2019 yılında 72 lira olan lahmacun 2023 senesinde 450 liraya dayanmış.
İlk senelerde usturuplu bir artış olmuş. İlk önce 72 liradan 78 liraya çıkmış fiyat. Sonra 95 lira ve derken 200 liralara dayanan fiyat. Hatta bir de asgari ücretle kaç lahmacun alınabiliyor diye de araştırmışlar.
2019’da 28 adetmiş. Mesela şu anda benim hesaplamalarıma göre 19 lahmacun falan alınabiliyor, en pahalı lahmacunu baz alırsak...
Bu iş iyice enteresan bir hal almaya başladı.
Çiğ köfteyi ezdirmem
Vedat Milor “İstanbul’da çiğ köfte yok hepsi kısır” diye bir açıklama yaptı.
Ben resmen bir çiğ köfte fanıyımdır.
Bazı restoranlarda satılan kısır bile değil.
Eda Ece önceki akşam yapılan ‘Elle Töreni’nde sahneye ödül almak için çıktı. O sırada şöyle bir cümle kullandı:
“Deprem bölgesinde yaptığımız her şeyi onlar başkası yapıyor zannetti, sandıktan onu anladık ama neyse’
Sonrası Ece’nin kahkahaları ve salonun alkışı.E haliyle tepki gösterdi millet...
Ama salondakiler değil dışarıdakiler, çoğunlukla da sosyal medyadakiler.
Eda da bir açıklama yaparak şunları söyledi:
Ben ödülümü şubat ayındaki dergi kapağından dolayı aldım. Sonra da deprem felaketi oldu. O yüzden depremi anmak istedim. Mizahi bir şekilde ele aldım. Mizahla bazı şeyleri kotarıyorum...
Keşke hiç açıklama yapmasaydı.
Böyle sözlerin sonrasındaki açıklamalar bana hep ‘çırpınış’ gelir çünkü.
“Ah” dedim bu günleri göreceğimiz öyle belliydi ki...
UEFA hafta sonu gerçekleştirilen Şampiyonlar Ligi finali öncesinde bir uyarı yayımladı.
O uyarıda ‘İstanbul’da taksi yolculuğundan kaçının’ yazıyordu.
Yani İstanbul’a gelen turistlere, futbol severlere dikkat edin demişler açık açık. Dikkat etmezseniz dolandırılırsınız, canınız sıkılır, hatta fiziki bir müdahaleyle bile karşılaşabilirsiniz.
Bizim taksi problemimiz sınırlarımızı aşalı çok olmuş anlayacağınız.
Peki biz müşteriler dışında utanan var mı bu durumdan?
Yani taksici esnafı, yönetimi sizce utandı mı?
E Murat uykulu. Eser de yanında değil... Saniyelik bir şokun ardından hemen erkek arkadaşını koruma moduna aldı kendini ve “evet evet burada içeride uyuyor” söyledi. Bu yola baş koyan bir erkeği yolundan döndüremezsiniz.
O yüzden Berfu’nun ‘Uyandırır mısın’ falan gibi isteklerine Murat ‘aaa delirdin mi Berfu, bırak uyusun’ tarzında cevaplar verdi.
Şimdi diyorlar ki...
∆ ‘Erko’lar kesin kapatılsın...
∆ Sizler resmen örgütsünüz...
∆ Yazıklar olsun...
∆ İnsan ihanete nasıl ortak olabilir?