SGK, yayımladığı genelge ile 2025 yılında uygulanacak asgari ücret desteğinin şartlarını belirledi. 2024 yılında günlük 23.33 lira, aylık 700 lira olan asgari ücret desteği, 2025 yılında günlük 33.33, aylık 1.000 liraya çıkartıldı. SGK, hangi şirketlerin, destekten, nasıl yararlanacağını genelgeyle açıkladı.
Dikkat edilecek husus ise, asgari ücret desteğinin, 2025 yılı öncesi kurulan işletmeler ile 2025 yılında kurulan işletmeler açısından farklı uygulanacağı. Asgari ücret desteğinden yararlanma koşullarını madde madde sıralayayım.
* 2024 yılında prime esas kazancı 1.000 lira, toplu iş sözleşmesi uygulanan özel sektör işyerlerinde prime esas kazancı 2.000 lira ve linyit, taşkömürü çıkarılan işyerlerinde ise prime esas kazancı 2.667 lira ve altında olan işçi sayısı kadar 2025 yılında asgari ücret desteği verilecek.
BU DETAYA DİKKAT!
* 2025 yılında kurulan işyerleri içinse çalıştırılan tüm sigortalılar için günlük 33.33 liralık, aylık 1.000 liralık asgari ücret desteği verilecek. 2025 yılında kurulan işletmeler için, 2024’teki 1.000 liralık prime esas kazanç tutarı şartı aranmayacak, tüm sigortalıların prim ödeme gün sayıları asgari ücret desteği hesaplamasında esas alınacak.
* İşverenler, uzun vadeli sigorta kollarına tabi, yani yaşlılık, ölüm sigortası ve malullük primi ödenen çalışanlar için asgari ücret desteğinden yararlanabilecek. Emekli çalışanlar için asgari ücret desteği verilmeyecek.
* 2025 yılında da asgari ücret desteğinden yararlanabilmek için 2024’ün ocak-aralık döneminde bildirilen sigortalı sayısının altına düşülmemesi gerekiyor. Örneğin, geçen yıl 100 işçi çalıştırıyorsanız, bu yıl destekten yararlanabilmek için çalışan sayısının 100’ün altına düşmemesi gerekiyor.
* Bir işletmenin kapatılarak başka bir ad veya unvanda açılması ya da şirketler arasında istihdamın kaydırılması durumunda asgari ücret desteğinden yararlanılamayacak. Eğer yararlanılmışsa da gecikme cezası ile birlikte geri alınacak.
Son günlerde okuyuculardan SGK’nın emekli ve dul maaşlarını kestiği ve yasal işlem başlattığı yönünde çokça soru alıyorum. Soruların kaynağı, geçtiğimiz günlerde, SGK’nın hileli boşanmaları takibe aldığı ve bu yola başvuranlar hakkında yasal işlem başlattığına yönelik çıkan haberler. Kimi okuyucular, SGK’nın bu durumları nasıl tespit ettiğini, kimileri uygulamanın yasal dayanağını merak ediyor. Kimileri de, SGK’nın hangi durumlarda emekli maaşını kestiğini soruyor.
Aslında tüm bunlar, SGK’nın, özellikle son yıllarda sahte sigortalılığa karşı yürüttüğü mücadelenin bir parçası. Ne demek sahte sigortalılık? Sadece, babadan dul maaşı için anlaşmalı boşanmalar yok. Tek tek sayayım. Bir tanıdığının yanında çalışmadığı halde kendini sigortalı göstermek, hamilelik döneminde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek ve doğum öncesi ile sonrasında iş göremezlik ödeneğinden faydalanmak için bir yerde kendini çalışıyor göstermek sahte sigortalılıktan sayılıyor.
Benzer şekilde sağlık hizmetinden yararlanmak için sigortalı gözükmek, Bağ-Kurlu olup da daha yüksek emekli maaşı alabilmek için kendini başka şirkette SSK’lı göstermek, ölen babadan maaş alabilmek için boşanıp birlikte yaşamaya devam etmek, protez giderlerini SGK’dan alabilmek için kendini sigortalı göstermek de sigortada sahtecilik anlamına geliyor. Bir de bu sahteciliği organize etmek için kurulan paravan şirketler var.
YILDA 100 BİN SAHTE SİGORTALI TESPİT EDİLİYOR
Mesela geçen sene 2 bin 114 sahte işyeri, 94 bin sahte sigortalı, babadan emekli maaşı için boşandığı eşiyle birlikte yaşayan 3 bin kişi; SGK tarafından tespit edilmiş. Bunlar sadece 2024 yılına ait olanlar. Son beş sene içinde 600 binin üzerinde sahte sigortalı tespit edilmiş. Ortalama her yıl 80-100 bin arasında sahte sigortalı ve 2 bine yakın sahte işyeri tespit ediliyor. Bunlar tespit edilenler; bunu üzerine tespit edilemeyenleri ekleyin, sigortada sahteciliğin ne boyutlarda olduğu ortaya çıkar. Öyle ki, sosyal güvenlikte bu tür suiistimalleri önlemek amacıyla geçtiğimiz senelerde Sahte Sigortalılık ve Sahte İşyeri Takip Platformu bile kuruldu.
EŞ, DOST, AKRABA İHBAR EDİYOR
Hazır yeri gelmişken okuyucuların bu konuda merak ettiği birkaç soruya da açıklık getireyim. Babadan yetim maaşı almak için eşten boşanıp, beraber oturmaya devam edilirse; SGK, maaşı keser mi? Keser; çünkü kanun, ana-babadan yetim aylığı alan kızların eski kocalarıyla beraber yaşamaya devam etmesi halinde aylıklarının kesileceğini söylüyor. Eski kocayla değil de başka bir erkekle aynı evde yaşanırsa aylık kesilmiyor. SGK, bu durumları nasıl tespit ediyor? Okuyucular bu sorunun cevabını da merak ediyor. Açıkçası, bu iş ihbar ile yürüyor. Genelde de eş, dost, akraba ihbar ediyor.
Değişikler de Resmi Gazetede yayımlanarak, uygulamaya girdi. Bu kapsamda deprem sigortasının primleri arttı, verilen teminat tutarı yükseldi ve olası bir depremde DASK’ın ödeyeceği hasar rakamı yeniden belirlendi ve böylece deprem sigortasında yeni dönem başladı. Peki, değişiklikler kimi, nasıl etkileyecek, konut sahipleri bundan sonra ne yapacak? İşte, tüm detaylar.
1-Zorunlu deprem sigortasının primlerinde neler değişti?
8 Mart tarihinden itibaren primlerde yüzde 10’luk bir artış yapıldı. Yeni düzenleme ile zorunlu deprem sigortasında asgari primler de yeniden belirlendi. Deprem sigortasında primler, konutun bulunduğu deprem risk grubuna göre belirleniyor. Deprem risk grubu da 1. dereceden 7. dereceye farklılık gösteriyor. 1. derece deprem riski en yüksek bölge, 7. derece ise deprem riski en düşük bölge anlamına geliyor. Buna göre, 8 Mart tarihinden sonra deprem sigortasının primleri; 1. derece için 1.441 liradan, 2. derece için 1.238 liradan, 3. derece için 1.092 liradan, 4. derece için 1.024 liradan, 5. derece için 765 liradan, 6. derece için 546 liradan ve 7. derece için 371 liradan düşük olmayacak. Özetle, konutunuz 7. derece deprem bölgesinde ise deprem sigortasına 371 liradan daha düşük prim ödeyemeyeceksiniz.
2-Primler ne kadar arttı?
Örneğin, İstanbul’da, 1. derece deprem bölgesinde, 100 metrekarelik, betonarme konut için 8 Mart tarihinden önce 1.878 lira ödenirken, yeni düzenleme ile 2 bin 57 lira ödenecek. 100 metrekare, betonarme konut 7. derece deprem bölgesinde ise 8 Marttan önce 482 lira prim ödenirken, şimdi 571 lira ödenecek. Primlerde yüzde 10’luk bir artışa gidilmiş oldu.
3-Teminatlar arttı mı?
Yeni düzenleme ile sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedeli betonarme konutlar için 8.039 liraya, diğer konutlar içinse 5.359 liraya çıkartıldı. 8 Mart öncesi metrekare bedeli betonarme konutlar için 6.000 lira, diğer konutlar için 4.000 liraydı. Buna göre zorunlu deprem sigortasının teminatları yüzde 34 artırılmış oldu. 8 Mart tarihinden önce 100 metrekare betonarme bir konutun sigorta teminatı 600 bin lirayken, şimdi 803.900 liraya çıkarıldı. Şöyle ki, olası bir depreme konutunuz yıkılırsa DASK size 803.900 lira ödeyecek.
4-En yüksek teminat tutarı arttı mı?
ANNELERE verilen doğum desteği değişiyor, yardım tutarı artırılıyor. Meclis’e gönderilen torba kanun ile mevcutta uygulanan doğum yardımı sisteminde önemli değişikliğe gidiliyor ve doğum yardım tutarları artırılıyor. Konunun detayına geçmeden önce doğum yardımı hakkında kısa bilgi vereyim.
Doğum desteği ilk kez 2015 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çatısı altında uygulamaya geçirildi ve 10 yıldır da uygulanıyor. Yardım, 2015 yılının Mayıs ayından sonra gerçekleşen doğumlar için verilmeye başlandı. Bu tarihten önce çocuğu olanlar yardımdan yararlandırılmadı. Uygulama kapsamında da birinci çocuk için 300 TL, ikinci çocuk için 400 TL, üçüncü çocuk için 600 TL ve bir defaya mahsus olmak üzere annelere ödeme yapıldı. 2015 sonrası üç çocuğu olan annelere bir kereliğine toplamda 1.300 TL ödendi ve 2025 başına da kadar da ödemeler devam etti.
AMAÇ DOĞUM HIZINI ARTIRMAK
2015 yılından bu yana uygulanan doğum yardımı, Meclis’e gönderilen torba yasa ile kökten değişiyor. Değişikliğe neden ihtiyaç duyulduğuna dair de bir iki paylaşayım yapayım. Birinci neden, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesi. Ama asıl neden, doğurganlık hızımın azalması, genç nüfus oranının düşmesi ve nüfusun son yıllarda hızla yaşlanması. Şöyle ki; TÜİK’in son açıkladığı verilere göre, toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2.38 çocuk iken, 2023 yılında 1.51 çocuk olarak gerçekleşti. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2.10’un altında kaldığını gösterdi. Yıllık nüfus artış hızı 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1.1’e geriledi. Çocuk ve genç nüfus azalırken, yaşlı nüfus tarihte ilk defa yüzde 10’un üzerine çıktı, ortalama yaş da 34 sınırına dayandı. Özetle, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızı alarm veriyor. İşte bu durum, doğurganlık seviyesinin nüfusun yenilenme düzeyine yükselmesine yönelik önlemleri günde getirdi. Bunların başında da doğum
yardımı geliyor.
İKİNCİ ÇOCUKTAN SONRA DÜZENLİ YARDIM
Peki, Meclis’te görüşmeleri süren tasarı yasalaşırsa, doğum yardımında neler değişecek? Madde madde anlatayım.
* 1 Ocak 2025’ten itibaren doğan ilk çocuk için bir seferliğine anneye 5 bin TL doğum yardımı ödenecek. 1 Ocak 2025’den önce doğacak çocuklar için bu yardım geçerli olmayacak.
EMEKLİLERE bayramlarda ödenen bayram ikramiyesi yüzde 33 artırılarak, 4.000 liraya çıkıyor. Bayram ikramiyesinin artırılması ile ilgili kanun maddesi Meclis’e gönderilen yasa tasarısı içinde yer aldı ve önümüzdeki günlerde yasalaşması bekleniyor. Buna göre emeklilere Ramazan ve Kurban bayramında 4’er bin lira yatırılacak. 16.5 milyon emekli bayram ikramiyesinden yararlanacak.
Hazır yeri gelmişken bayram ikramiyesi ile ilgili hafıza tazeleyelim. İlk olarak 2018 yılında emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere senede iki kere, bayram öncesi ikramiye ödenmesine karar verildi. Uygulama başladığında emeklilere her bayram öncesinde 1.000’er lira ikramiye yatırıldı, ardından bu tutar 1.100 liraya, 2023 yılında 2.000 liraya, 2024 yılında da 3.000 liraya çıkartıldı. Şimdi de bayram ikramiyesi 4 bin liraya çıkarılıyor. Buna göre 2025 yılında bayram ikramiyesi adı altında Ramazan ve Kurban Bayramında toplam emeklilere 8 bin lira yatırılacak. Peki, ikramiyeden kimler yararlanabilecek?
DUL, YETİMLERE HİSSE ORANINDA ÖDENECEK
* Emeklilere Ramazan Bayramı’nda 4.000 lira, Kurban Bayramı’nda 4.000 lira olmak üzere toplam 8.000 lira yatırılacak.
* Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) emekli aylığı, yaşlılık aylığı, vazife malullüğü aylığı, malullük aylığı, ölüm aylığı ile sürekli iş göremezlik geliri ve ölüm geliri alanlar ile şehit yakınları, gaziler, muharip gaziler, güvenlik korucuları, şampiyon sporcular ve terörden zarar gören sivil vatandaşlar ile bu kişilerin hak sahipleri bayram ikramiyesi alacak.
* Birden fazla emekli aylığı alanlar ayrı ayrı emekli aylığı alamayacak, en fazla ödemeye imkân veren dosya üzerinden, tek ikramiye ödenecek. Hem emekli aylığı alan hem de ölüm aylığı alan kişi, kendi emekliliğinden dolayı 4.000 lira ikramiye alacak.
* Dul ve yetim aylığı alanlara hak sahiplerinin hisseleri oranında ikramiye yatırılacak. Örneğin, eşinin vefatı nedeniyle yüzde 50 hisse oranında ölüm aylığı alana 2.000 lira ikramiye, yüzde 75 hisse oranında ölüm aylığı alana 3000 lira ödenecek. Yetim aylığı alan ve yüzde 25 hisse oranında aylık alana ise 1.000 lira ikramiye yatırılacak.
YENİ EMEKLİ OLACAKLAR YARARLANACAK MI?
İstatistiklere göre 2024 yılında konkordato sürecinde mahkemelerce bin 753 şirket için geçici mühlet kararı verilirken, 827 şirket için kesin mühlet kararı, 701 şirket için de konkordatonun reddi kararı verildi. Geçen yıl 132 şirket için de iflas kararı verildi. 2025’in ilk iki ayında da 394 şirket için geçici mühlet, 268 şirket için kesin mühlet kararı alındı ve 167 şirketin talebi reddedildi, 25 şirket için de iflas kararı verildi.
Tabii bu durum, devlet destekli alacak sigortasını gündeme getirdi. Bir taraftan alacak sigortası şirketleri iflastan kurtarırken, diğer taraftan da işletmeler, özellikle KOBİ’ler, alacağını tahsil edememe endişesi ile alacak sigortasına yöneldi ve sigortaya talep arttı. Ancak alacak sigortasının konkordatoyu kapsayıp kapsamadığı, sürecin nasıl işlediği, sigortanın hangi durumlarda alacağı ödediği konusunda kafalar karışık. İşte konkordato sürecinde alacak sigortasında tüm merak edilenler.
1. Konkordato sürecinde alacak sigortası devreye giriyor mu?
Devlet destekli alacak sigortası ile KOBİ’ler, vadeli satışlardan elde ettiği cirosu üzerinden sigorta yaptırıyor, alacağını tahsil edemezse devreye sigorta giriyor ve alacağını KOBİ’ye ödüyor. Alacak sigortasının teminatları içinde iflas, dolayısıyla konkordato da var. Eğer alacak sigortasınız varsa ve alacağınız olan şirket konkordatoya başvurmuşsa, sigorta devreye girer.
2. Tüm alacağımı sigorta karşılar mı?
Devlet destekli alacak sigortasını, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kuruluşu Türk Reasürans’ın işleticiliğini üstlendiği Özel Riskler Yönetim Merkezi (ÖRYM) yönetiyor. Sigortayı yaptırırken çalıştığınız ve mal sattığınız tüm şirketlerin listesini ÖRYM’ye veriyorsunuz. ÖRYM, bu şirketlerin kredibilitesini ve mali durumlarını inceliyor. İnceleme sonucunda ya ‘A şirketine 500 bin liralık mal satarsan bu limite kadar sigortalarım, üzerindeki satışı sigortalamam’ ya da ‘B şirketine yapacağın satışları sigortalamam çünkü şirketin mali durumu iyi değil’ veya da ‘C şirketine yapacağın 1 milyon liralık satışın tamamını sigortalarım, sorun yok’ diyor. Bu alternatiflere göre alacağınız şirket konkordatoya başvurmuşsa, teminat verilen limitlerin tamamını sigorta öder.
3. Sigortanın teminat verdiği limitin dışında satış yapılmışsa ne olacak?
Son dönemdeki konkordatolarda böyle durumlar yaşanmaya başladı. Mesela, mal satılan şirket için sigorta 500 bin liralık teminat limiti belirlemiş, ancak sigorta yaptıran KOBİ, ‘bu tanıdık şirket daha fazla mal satabilirim’ diyerek, 1 milyon liralık satış yapmış. Karşı taraf konkordatoya başvurmuş. Bu durumda teminat kapsamında olan 500 bin liralık satıştan sigorta sorumlu, diğer 500 bin liradan sorumlu değil. KOBİ, sigortadan sadece 500 bin liralık alacağını alabilecek.
Soru: 2006 yılının ekim ayında işe girdim. Çalışmaya başladıktan altı ay sonra işyerinde kaza geçirdim. Şu anda yüzde 50 engelli raporum var. 16 yıldan fazladır çalışıyorum. Emekli olmak istiyorum. Çalıştığım şirkete sordum, bizim durumumuzda olanların emeklilik şartlarının değiştiğini söylediler. Yeni bir yasa çıkmış. Çevremdekiler detayını bilmiyor. “Emekli olamazsın, daha süre var” diyorlar. Yeni yasaya göre emekli olabilecek miyim? Seyfettin T.
Cevap: Engellilerin emekliliği ile ilgili yeni düzenleme yapıldı ve yasa çıktı. Burada kritik tarih 2008. Yeni yasa ile 2008 yılı öncesi çalışmaya başlayan engelliler ile 2008 sonrası çalışmaya başlayanlar emeklilik açısından aynı şartlara tabi oldular, emeklilikleri kolaylaştı. 1 Ekim 2008 öncesi sigorta girişli olanlar Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından vergi indirimine esas engellilik derecesine göre emekli olurlarken; 2008’den sonra sigortalı olanlar SGK Sağlık Kurulu raporuna göre emekli oluyorlardı. Yeni yasa ile 2008 öncesi sigortalı olanların Gelir İdaresi Başkanlığı ile ilişkileri kesiliyor, SGK sağlık kurulları raporuna göre engellilik derecesi belirlenip, bu şartlara göre emekli olabilecekler.
EMEKLİ OLABİLİRSİNİZ
Bu kapsamda 2008’den önce sigortası olanlar, yasa çıktıktan sonra SGK sağlık kurullarından engellilik raporu alacaklar, alacakları çalışma gücü kaybı raporuna göre de sigortalılık süresi ve prim gün sayısını tamamlayanlar emekliliğe hak kazanacaklar. Yeni düzenleme uygulamaya girdiğinde, 2008 öncesi sigortalılardan yüzde 40-49 engelliliği olanlar 18 yıl çalışıp 4100 prim gün ile, yüzde 50-59 engelliliği olanlar 16 yıl çalışıp 3700 prim gün ile, yüzde 60 ve üzeri engeli olanlar ise 15 yıl çalışma 3700 prim gün ile emekli olabilecek.
Bu durumda siz de 2008 öncesi sigortalı olduğunuz ve hem çalışma yılını hem de gerekli prim gün sayısını doldurduğunuz için emekli olabilirsiniz.
STAJ SÜRESİ EMEKLİLİĞİNİZİ ETKİLEMEZ
Soru: 8.6.1976 doğumluyum. 1.10.1990-30.10.1990 arası 30 günlük sigortalı çalışmam var. 15 Ekim 1999 tarihinde memuriyete başladım. Halen memuriyete devam etmekteyim. 1990 yılındaki sigortamın bana ne gibi bir faydası bulunmaktadır? Emekliliği öne çekmede bir katkısı var mıdır? Osman Ç.
Cevap:
Neydi, işin rengi? Geçen senenin sonlarında en çok konuşup tartıştığımız konu, 2024 yılında emekli olmakla 2025 yılına ertelemek arasında oluşacak maaş farkıydı. Nitekim yüzde 35’lere varan maaş farkı oluşuyordu ve bu durum, ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’dan (EYT) sonra yeni bir emeklilik furyası başlattı. Daha az emekli maaşı almamak için gerekli şartları yerine getirenler birer birer emeklilik dilekçesi verdi. Peki, sonuç ne oldu? SGK’nın yeni açıkladığı verilerle durum ortaya çıktı.
2024 yılında çoğunluğu sene sonu olmak üzere, 724 bin 479 kişi emekli oldu. ‘Öyle abartıldığı gibi değilmiş’ diyebilirsiniz ama genelde her sene 350-400 bin kişi emekli olurken 2024 yılında bu sayı neredeyse ikiye katlamış durumda. EYT’nin çıktığı yıl olan 2023’te ise 2 milyon 193 bin 791 kişi emekli olmuştu ki, sosyal güvenlik sisteminin tarihinde bir yılda en yüksek emekli sayısına ulaşılmıştı. Son iki yılda ise EYT de dahil, emekli olanların sayısı 2 milyon 918 bini geçti. Açıkça söyleyeyim, bu inanılmaz bir sayı.
EN ÇOK İŞÇİLER EMEKLİ OLDU
2024 yılında emekli olanları detaylı inceledim. En çok emekliliğini isteyen kesim işçi statüsünde (4/A’lı) çalışanlar. Geçen sene işçi statüsünde çalışanlardan 603 bini emekli olmuş. 2023 yılını da hesaba katarsak son iki yılda bu kesimden emekli olanların sayısı 2 milyon 527 bini geçmiş ki, bu kesimde yıllar itibarıyla emekliliğini isteyenlerin sayısı 250-300 bin arasında değişiyordu.
2024’te Bağ-Kur statüsünde, yani kendi işinde çalışanlar arasında 73.231 kişi emekli olmuş. 2023’te ise 182 bin 557 Bağ-Kur’lu emekli olmuştu. Son iki yılda kendi işinde çalışanlardan 255 bin 788’i emekliliğini istemiş.
Memurlara da bakalım. 2024 yılında 48 bin 151 memur emekli olurken; 2023’te emekli olan memur sayısı 86 bin 406. Son iki yılda emekli olan memur sayısı 134 bin 557. Bu da şunu gösteriyor; Bağ-Kur ve memurlarda emekli olanlar geçen yılların ortalamasında seyrederken, son iki senede işçi statüsünde çalışanlarda adeta emeklilik rüzgârı esmiş.
1.61 ÇALIŞANA 1 EMEKLİ DÜŞÜYOR