Özgecan Aslan’ın (20) maruz kaldıklarını okudukça, duydukça içim acıyor, yüreğim burkuluyor, isyan ediyorum, lanet okuyorum.
Bir insana tecavüze yeltenmek, olmadı hunharca öldürmek, olmadı DNA izlerini ortadan kaldırmak için ellerini vücudundan ayırmak, olmadı yakmak. Bu nasıl bir canavarlıktır.
*
BİR kız çocuğu yetiştiren anne olarak öfkem de korkum da büyük. Çünkü kadına, çocuğa yönelik şiddet dur durak bilmiyor, sınır tanımıyor. Bir gün sizin ya da evladınızın başına gelmeyeceğinin bir garantisi yok.
Öyle bir salgın ki, az gelişmiş ülkelerin de gelişmiş ülkelerin de ortak paydası, ortak belası. Cahili de okumuşu da her an erkek egemen toplumun terörünün kurbanı olabiliyor.
Haftanın fotoğraflarından biri de Avrupa Birliği’nden gelen ilk konuk olan Alman politikacı Martin Schulz ile Çipras’ın çekilmiş kareleriydi. Avrupa Parlamentosu Başkanı olan Schulz elini kravat takmayan Çipras’ın yakasına doğru uzatmışken görüntülenmişti.
Fotoğrafçılar iyi yakalamıştı. Yıllardır Yunanistan’ın iki yakasını bir araya getirmeye çalışan AB’nin sanki bir uyarısı gibiydi. Nitekim Martin Schulz, dün Welt am Sonntag gazetesinde yayınlanan röportajla o görüşmeyle ilgili bazı ipuçları verdi.
*
2010 yılında iflasın eşiğine gelen Yunan hükümetleri, Avrupa Birliği ile tasarruf anlaşması yapmıştı. Radikal Sol Koalisyonu SYRİZA lideri Çipras ise geçen haftaki seçim öncesinde Yunanistan’ın AB’ye olan 320 milyar Euro borcunun yarısının silinmesini isteyeceğini, diğer yarısını ise şartlar uygun oldukça ödeyeceğini savunmuştu. Kemer sıkma programı altında ezilen, yoksullaşan halka ise ekonomik iyileşme vaat etmişti. Çipras ve SYRİZA bu arada bol bol Almanya Başbakanı Angela Merkel’e çatmıştı.
Bir kadın sokak ortasında görevliler tarafından sürükleniyor, sonra cellat kalabalığın önünde kılıçla başını kesiyordu. Bir defada olmadığı için infaz üç hamlede gerçekleştirilmişti.
Kadına yöneltilen suç ağırdı. Bakımını üstlendiği üvey kızını taciz edip öldürmekle suçlanıyordu. Ancak sanık son nefesinde bile masum olduğunu iddia ediyordu.
Adil bir yargılama görmüş müydü, cezası böyle mi uygulanmalıydı? Birçok soru işareti var.
*
KIRBAÇ cezası. Bu defa bir blog’cu... Bir internet sayfası açmıştı, sosyal ve siyasi tartışmalar yapılıyordu.
Normalde güvenli ülkeler sayılan Fransa’da Belçika’da elit komandolar asayişi sağlamak için sokağa çıkarken ‘uyuyan terör hücreleri mi uyanıyor’ sorusu güvenlik uzmanlarına kâbus gördürüyor.
Öte yanda Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Pakistan’da, hırslar uğruna, çıkarlar uğruna, inatlar uğruna insanlar ölüyor.
*
SURİYE. Esad rejimini devirme hayaliyle yaklaşık dört yıl önce başlayan devrim ve sonrasında civar ülkelerin körüklemesiyle kontrolden çıkan iç savaşta can kaybı 220 bini geçti.
Uluslararası kamuoyu ülkenin üçte birini ele geçiren terör örgütü IŞİD’e yoğunlaşmışken Beşar Esad kendine daha geniş hareket alanı buldu, hatta elini güçlendirdi bile.
20 kişinin öldüğü Charlie Hebdo katliamı ve rehine olaylarına varan süreçte birçok hata yapıldı. Şimdi durma zamanı; durup da kötü gidişatın nasıl durdurulabileceğini tartışma zamanı...
*
FRANSA. Çoğu Kuzey Afrika, Mağrip ve Türkiye kökenli 5.5 milyon Müslüman yaşıyor. Terör eylemlerine gelirsek...
Charlie Hebdo saldırısını düzenlediği öne sürülen Cherif (32) ve Said Kouachi (34) kardeşler ve Yahudi marketini basan Amedy Coulibaly’nin (32) hayat çizgilerinde benzer unsurlar var. Kouachi kardeşler küçük yaşlardan itibaren yurtlarda büyümüş. İyi eğitim alamamışlar. Hapishaneye girdiklerinde de buralarda yaygın olan örgütlerin tuzağına düşüp radikalleşmişler. Kouachi, Coulibaly ve onun aranan eşi Hayat Boumeddine’in (26) de sağlam işleri olmamış. Kurye, balık tezgâhtarlığı, kasiyerlik gibi geçici işlerde çalışmışlar. Ve onlar da Fransa’da özellikle iyi eğitim almamış gençleri daha çok vuran işsizlikten mustarip olmuşlar.
Dresden’den çıkan ve her pazartesi akşamı eylem düzenleyen Pegida hareketi bugün Köln’de sokağa dökülecek.
Ve kentin en önemli merkezlerinden biri olan Köln Katedrali yönetimi, anlamlı bir karar alarak protestoyu protesto etmek için gece ışıklandırma yapmayacağını açıkladı.
*
PEGİDA. Almanca ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar’ ifadesinin kısaltılmışı.
Aslında çıkışı da ilginç. PKK Dresden’de terör örgütü IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısını kınamak için eylem düzenliyor. O dönemde ülkenin çeşitli yerlerinde terör örgütü PKK yandaşlarıyla Selefiler arasında çatışmalar yaşanıyor. Pegida da Ortadoğu’daki ‘vekâleten savaşın’ Almanya topraklarına taşınmasını protesto etmek bahanesiyle ekim ayında sokaklara çıkıyor. İlk başta sayıları 200-300’ü geçmiyor.
2010’dan itibaren Arap baharının ilk kıvılcımının çaktığı ülke olan Tunus’ta gelinen bu nokta ne anlama geliyor?
*
ARAP baharını anlamaya çalışırken yapılan en büyük hatalardan biri Mağrip’ten Ortadoğu’ya kadar Arap dünyasını aynı perspektifle anlamaya çalışmak sanırım. Oysa tarihi geçmişleri, gelenekleri, siyasi, etnik ve dini yapıları bu ülkeleri benzeyen yanları olsa da büyük ölçüde birbirinden ayırıyor.
Demem o ki, ‘bahar’ sürecinde birbirleriyle etkileşim içinde olsalar bile Tunus; bir Mısır ya da Libya değil.
Sonra hacker tehditleri yüzünden ‘Interview’ filminin gösterimini iptal eden Sony Pictures Şirketi’ne “Önce benimle konuşsaydılar” diye çatıyordu.
*
OBAMA, 2012 yılında ikinci kez seçilip yeniden başkanlık koltuğuna oturduğunda danışmanlarına talimat vermişti. “Büyük düşünün” demişti. Beyaz Saray’ı bıraktığında tarihe geçecek önemli başarılar üretilmesini istemişti. İran ile nükleer pazarlık başlatılmış, Küba ile ise gizli diplomasi devreye girmişti.
Ve perşembe günü Küba ile 50 yılı aşkın süredir devam eden düşmanlığın sona ereceği açıklandı.
Bomba haberdi. Lakin ABD, yine bu hafta tarihe geçecek başka bir bombayla sarsıldı.