Neden mi? Çünkü on yılların kuralları bir hamlede silinip atıldı, kuralsızlık yeni trend oldu.
*
ABD. Başaktör sayıldığı için ondan başlıyorum.
Nobelli ABD Başkanı Obama’nın amacı neydi?
Irak ve Afganistan savaşlarını bitirecek büyüyen Çin tehlikesine karşı Asya-Pasifik bölgesine ağırlık verecekti. Ancak hesap çarşıya uymadı. ABD’nin 2011 yılında çekildiği Irak’ta hesaplar altüst oldu.
Önce Avrupa Birliği ve diğer resmi kuruluşların Türkiye’de kadınların durumuyla ilgili verilerini aktaracağım.
*
DÜNYA Ekonomik Forumu, 2006 yılından bu yana ekonomik, siyasi, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanmayı baz alarak cinsiyet eşitliği raporu yayınlıyor. Ekim ayı sonunda da 2014 raporunu açıkladı.
- Türkiye, 142 ülke sıralamasında 125’nci sırada. 2006 yılında 115 ülkenin değerlendirildiği endekste 105’nci sıradaydı. Performansında iyileşme olsa bile diğer ülkelerin kaydettikleri hızlı ilerleme Türkiye’yi listede geriye düşürüyor.
- Buna göre, Türkiye, Avrupa ve Avrasya bölgesinde cinsiyet eşitliği konusunda performansı en düşük ülke.
MALUM, Mısır’da 2013 yazında Müslüman Kardeşler destekli Muhammed Mursi’nin Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi tarafından devrilmesinden bu yana Arap ülkeleri arasında ilişkiler limoniydi.
Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketini, kendi tahtları için de tehlike olarak algılayan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, darbecilere hem maddi, hem de siyasi destek vermişti. Türk hükümeti ve Katar ise seçilmiş bir iktidarın darbeyle uzaklaştırılmasına şiddetle karşı çıkmıştı.
*
GÖRÜŞ ayrılığı altı üyeli Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) kurulduğu 1981 yılından bu yana tanık olduğu en ciddi krizdi.
TAHRAN 2002 tarihinde enerji üretmek amacıyla nükleer santraller kuracağını açıkladığından bu yana zan altında. Çünkü Batı, İran’ın bu program sayesinde nükleer silah üretip hem bölgedeki, hem de dünyadaki dengeleri tehdit edebileceğinden şüpheleniyor.
Bu nedenle 2006 ve 2010 döneminden bu yana Tahran’ın petrol ve finans sektörüne ağır yaptırımlar uygulanıyor. Ülke ekonomisi dibe vurmuş durumda. Ayrıca son dönemde ABD’nin şeyl enerjisi sayesinde petrol üreten ülke haline gelmesi, düşen fiyatlara rağmen Suudi Arabistan’ın petrol vanasını kısmaması Rusya ekonomisi gibi, İran piyasasını da iyice kıskaca aldı.
*
BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi; ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere ile Almanya’dan oluşan P5+1 ile İran arasındaki pazarlıklarda nihai gün 24 Kasım.
Viyana’da yapılacak görüşmeler öncesinde henüz uzlaşma sağlayacak formüle ulaşılamadığına dair haberler geliyor. Görüşmeler üç noktada kilitleniyor; birincisi İran’ın nükleer silahlar da üretebilmesini sağlayacak zenginleştirilmiş uranyum geliştirme kapasitesinin nasıl kontrol altına alınacağı, ikincisi uluslararası yaptırımların nasıl ve ne sürede kaldırılacağı, üçüncüsü nükleer anlaşmanın ne şekilde denetleneceği.
*
Binyamin Netanyahu Yönetimi ve ABD bu eğilimi kontrol altına almazsa Suriye ve Irak savaşından sonra Ortadoğu yeni bir küresel krizle daha karşı karşıya kalabilir.
*
BİR süredir tehlikeli bir şekilde tırmanmaya devam eden Kudüs krizi geçen hafta İsrailli güvenlik güçlerinin 1967’den bu yana ilk kez postallarıyla Kıble Camisi’ne girmesine kadar vardı. Gerilimin nasıl yükseldiğine gelince...
İsrail 1967 yılında Kudüs’ü işgal ettiğinde Mescidi Aksa’nın yönetimi Ürdün denetimindeki İslami Vakıflar Dairesine bırakıldı. İçinde Kıble Camisi, altın kubbeli Kubbet üs Sahra’nın da bulunduğu duvarlarla çevrili Mescidi Aksa Külliyesi bu vakıf tarafından idare ediliyor.
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın daha önce kriz yaşadığı New York Times gazetesi mesela. Cumhurbaşkanlığı binasının fotoğrafını baş sayfasının sürmanşetine açıp “Türk lideri, çatışmaları kullanarak gücünü pekiştiriyor (betonluyor)” (Turkish leader, using conflicts, cements power) diye iki anlama çekilebilecek bir başlık attı.
Makalede bir zamanlar Müslüman dünyası için örnek gösterilen Erdoğan’ın hem yurtdışı hem de yurtiçi ihtilaflardan yararlanarak Rusya Devlet Başkanı Putin gibi hangi göreve gelirse gelsin nasıl ülkenin tek lideri olduğu anlatılıyordu.
Alman Bild gazetesi, “Erdoğan, gösteriş sarayına taşınıyor” diye başlık attı. İngiliz The Guardian, fotolarla sarayı okuyucularına tanıttı. Al Arabiya haber sitesi, “Erdoğan’ın 350 milyon dolarlık sarayı tartışma yarattı” dedi.
Atatürk’ün Ankara’nın bozkırına yeşillik sağlamak için kurduğu orman çiftliğinde kesilen ağaçların yerine dikilen dev bina Çin’den ABD’ye kadar ses getirdi.
*
IŞİD aracılığıyla Ortadoğu’da kendilerine yer açmaya çalışan Iraklı Sünnilere mi? Avrupa’nın, ABD’nin kendinden olmayanı dışlayıcı politikalarının bir yan ürünü olan radikal savaşçılara mı? Irak’ta nüfuzunu arttıran İran’a mı?
Düne kadar terörist sayılırken birden ABD ve Avrupa tarafından IŞİD’e karşı mücadelede gizliden gizliye ortak görülen terör örgütü PKK’ya mı?
Savaşın birilerine yaradığı, birilerine yaramadığı doğru. Ancak birileri var ki, özellikle bu mücadelenin uzun soluklu olmasında memnuniyet duyacağa benzer.
*
ABD’de geçtiğimiz hafta arası, savunma şirketleri üçüncü çeyrek bilançolarını açıkladı. Tank, gemi ve özel jetler üreten General Dynamics, söz konusu dönemde net kârda yüzde 6.4 oranında artış ilan etti.
IŞİD terörüne rehin düşen Suriye’deki Kürt yönetimi Kobani’ye nasıl yardım edilebilir diye konuşmak yerine birbirimize girdik. Türkiye’nin birçok yerinde Kobani’den aşağı kalmayan görüntüler yaşandı. Maalesef onlarca can verdik. Batı’da şimdi ‘NATO’nun ikinci büyük ordusu Türkiye, niye bir taş atımı ötedeki Kobani’ye müdahale etmiyor’ diye bir algı var. Ve öyle bir hava yaratıldı ki, Kobani’nin düşmesi ya da orada sivil ölümlerin yaşanması halinde Ankara büyük bir suçlamayla karşı karşıya kalacak.
*
PKK ve Suriye’deki uzantısı PYD, Türkiye’nin Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin hemen karşısındaki Kobani’de IŞİD’e karşı direnen YPG güçlerine hem insan, hem de silah takviyesi yapılması için imkân sağlanmasını istiyor. Üç tarafı IŞİD tarafından saldırı halinde olan Kobani’nin dünya ile tek bağlantısı Türkiye. Rojava’nın diğer Kürt kantonları olan Cezire ve Efrin’den ya da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden gelebilecek Peşmerge yardımı ancak Türkiye üzerinden Kobani’ye ulaştırılabilir.
Türkiye gelinen nokta itibariyle zor bir konumda.
Çünkü bir yanda barış yapmak istediği, ama terör kartını yeniden öne süren bir grup; öte yanda ise PKK ile barış sürecini hep şüpheyle izleyen ve patlayan ilk krizde bu kuşkusunun boşuna olmadığını söyleme fırsatı bulan bir kesim var.