'),t.viewport.prepend(t.loader),n.css({width:"horizontal"==t.settings.mode?100*t.children.length+215+"%":"auto",position:"relative"}),t.usingCSS&&t.settings.easing?n.css("-"+t.cssPrefix+"-transition-timing-function",t.settings.easing):t.settings.easing||(t.settings.easing="swing"),m(),t.viewport.css({width:"100%",overflow:"hidden",position:"relative"}),t.viewport.parent().css({maxWidth:h()}),t.settings.pager||t.viewport.parent().css({margin:"0 auto 0px"}),t.children.css({float:"horizontal"==t.settings.mode?"left":"none",listStyle:"none",position:"relative"}),t.children.css("width",g()),"horizontal"==t.settings.mode&&t.settings.slideMargin>0&&t.children.css("marginRight",t.settings.slideMargin),"vertical"==t.settings.mode&&t.settings.slideMargin>0&&t.children.css("marginBottom",t.settings.slideMargin),"fade"==t.settings.mode&&(t.children.css({position:"absolute",zIndex:0,display:"none"}),t.children.eq(t.settings.startSlide).css({zIndex:50,display:"block"})),t.controls.el=r('
'),t.settings.captions&&k(),t.active.last=t.settings.startSlide==v()-1,t.settings.video&&n.fitVids();var e=t.children.eq(t.settings.startSlide);"all"==t.settings.preloadImages&&(e=t.children),t.settings.ticker?t.settings.pager=!1:(t.settings.pager&&E(),t.settings.controls&&C(),t.settings.auto&&t.settings.autoControls&&T(),(t.settings.controls||t.settings.autoControls||t.settings.pager)&&t.viewport.after(t.controls.el)),d(e,f)},d=function(e,t){var n=e.find("img, iframe").length;if(0!=n){var i=0,o=function(){++i==n&&t()};e.find("img, iframe").each((function(){var e=r(this);if(e.is("img")){var t=new Image,n=!1;return r(t).on("load",(function(){n||(n=!0,setTimeout(o,0))})),t.src=e.attr("src"),void setTimeout((function(){t.width&&!n&&(n=!0,setTimeout(o,0))}),0)}e.on("load",(function(){setTimeout(o,0)}))}))}else t()},f=function(){if(t.settings.infiniteLoop&&"fade"!=t.settings.mode&&!t.settings.ticker){var e="vertical"==t.settings.mode?t.settings.minSlides:t.settings.maxSlides,i=t.children.slice(0,e).clone().addClass("bx-clone"),o=t.children.slice(-e).clone().addClass("bx-clone");n.append(i).prepend(o)}t.loader.remove(),b(),"vertical"==t.settings.mode&&(t.settings.adaptiveHeight=!0),t.viewport.height(p()),n.redrawSlider(),t.settings.onSliderLoad(t.active.index),t.initialized=!0,t.settings.responsive&&r(window).bind("resize",W),t.settings.auto&&t.settings.autoStart&&B(),t.settings.ticker&&H(),t.settings.pager&&L(t.settings.startSlide),t.settings.controls&&P(),t.settings.touchEnabled&&!t.settings.ticker&&I()},p=function(){var e=0,n=r();if("vertical"==t.settings.mode||t.settings.adaptiveHeight)if(t.carousel){var o=1==t.settings.moveSlides?t.active.index:t.active.index*y();for(n=t.children.eq(o),i=1;i<=t.settings.maxSlides-1;i++)n=o+i>=t.children.length?n.add(t.children.eq(i-1)):n.add(t.children.eq(o+i))}else n=t.children.eq(t.active.index);else n=t.children;return"vertical"==t.settings.mode?(n.each((function(t){e+=r(this).outerHeight()})),t.settings.slideMargin>0&&(e+=t.settings.slideMargin*(t.settings.minSlides-1))):e=Math.max.apply(Math,n.map((function(){return r(this).outerHeight(!1)})).get()),e},h=function(){var e="100%";return t.settings.slideWidth>0&&(e="horizontal"==t.settings.mode?t.settings.maxSlides*t.settings.slideWidth+(t.settings.maxSlides-1)*t.settings.slideMargin:t.settings.slideWidth),e},g=function(){var e=t.settings.slideWidth,n=t.viewport.width();return 0==t.settings.slideWidth||t.settings.slideWidth>n&&!t.carousel||"vertical"==t.settings.mode?e=n:t.settings.maxSlides>1&&"horizontal"==t.settings.mode&&(n>t.maxThreshold||n1980’li yıllardan beri İBB’ye tahsis edilmiş olan üç katlı taş bina, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde Marmara Üniversitesi’nin kullanımına verilirken sonraki yıllarda da İBB Başkanlığı yapanlardan kimsenin aklına lojman olarak kullanmak gelmemişti. Eminim birçok kişi İBB’nin Rumelihisarı’ndaki bu binanın sahibi olduğunu da bilmiyordur.
Ancak İmamoğlu’nun İBB Başkanı olduktan hemen sonra aklına, Rumelihisarı sırtlarındaki eğitim yapılan 100 yıllık binayı boşaltıp İBB bütçesinden milyonlarca lira harcama ile kendisi için lojmana çevirmek geldi. İmamoğlu, kendi deyimleriyle “Başkanlık Çalışma Ofisi ve Yaşam Ofisi” ilan ettiği tarihi binanın yenilenmesi için İBB bütçesinden 30 milyon TL harcama yaptı. Ailesini de oraya taşıdı.
İmamoğlu’nun İstanbul Boğazı merakı bununla sınırlı kalmadı; Emirgan’da 1.5 milyar lira değer biçilen üzerinde üç villa binasının bulunduğu gayrimenkulü, milyarlarca liralık ihaleler verdiği, “kasası” diye tabir edilen müteahhit Ali Nuhoğlu’nun Güllüce Tarım isimli şirketinin ortağı olduğu İmamoğlu İnşaat tarafından sadece 15 milyon TL’ye satın alınması yoluyla devraldı. Bu da yetmedi, villaların çevresi boş kalsın diye hemen yanındaki arsayı da İBB bütçesinden 156 milyon TL’ye kamulaştırdı.
İmamoğlu bunu yaparken, yıllardır en yakınında olan isimlerden ve İBB’deki birçok yolsuzluklarda, gazeteciler ve sosyal medyadaki trol ağı üzerinden algı ve linç operasyonlarında adı geçen sağ kolu Murat Ongun’un da İstanbul Boğazı’nın Anadolu Yakasında ancak çok zenginlerin oturabildiği Acarkent villalarına taşındığı ortaya çıktı. Daha önce Etiler Ulus’ta lüks bir konutta yaşayan Murat Ongun’un, 2024 yılı nisan ayında Acarkent’te dört katlı lüks bir villaya taşındığını da İBB’ye yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda öğrendik.
Elbette herkesin aklına, aylık kazancının 350 bin TL olduğunu söyleyen Murat Ongun’un aylık kirası 300 bin TL, aidatı 60 bin TL olan Türkiye’de sayılı zenginlerin oturduğu Acarkent’te nasıl oturabildiği sorusu geldi.
Murat Ongun cezaevinde olmasına rağmen her zamanki gibi medya üzerinden bir algı operasyonuna girişti. Sözcü gazetesine şu açıklamayı yaptı:
“...Defalarca soruşturuldum. Süleyman Soylu, bakanlığı döneminde beni hedef aldı, her şeyimi araştırdı. Bunca gözü karartmış düşman etrafımda kol geziyor ve ben kiram yüzünden bunlara fırsat vereceğim öyle mi? Aklımı kaçırmış olmalıyım. Öncelikle ben ve eşimin geçmiş birikimleri ve gelirleri bu kiraya yeterlidir. Benim, İBB lojmanında kalma hakkım da vardı. Müstakil bahçeli bir lojmandan bahsediyorum. 2019’da başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, ‘Burada memur arkadaşlar kalsın, sen de talep etme’ dedi. Ben de başka bir kiralık ev tuttum. O günden beri Başkanımız Ekrem İmamoğlu bana, maddi olarak destek olmuştur. Bu bilgiyi ilk kez Başkanımızın onayı ile kamuoyuyla paylaşıyorum. Aslında iki kişinin arasında özel bir konu ama yalan ve iftiralarla dolu saldırılar bu açıklamayı yapmaya mecbur kıldı.”
İMAMOĞLU KİRA YARDIMI YAPIYORMUŞ
“Adına kent uzlaşısı da deseler, bizim Türkiye İttifakı dediğimiz bu süreçte belediye başkanlarımız ne ile suçlanıyorsa onu, partinin genel başkanı olarak kendi talimatım olarak ilettiğimi ve sorumlunun ben olduğumu açıkça ifade ediyorum.”
Buna rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tutuklanan Ekrem İmamoğlu, hakkındaki terör soruşturması kapsamında ifadesinde, “Kent Uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır” diyerek işbirliğini gizlemeye çalıştı.
SEÇİMDEN 3 GÜN ÖNCE CHP ÜYESİ OLDULAR
Ekrem İmamoğlu’nun yeniden İBB Başkanı seçilmesinin önünde engel olarak görülen Başak Demirtaş’ın adaylığından çekilmesi karşılığında PKK/DEM ile CHP arasındaki “Kent uzlaşması” kapsamında Esenyurt, Mersin Akdeniz ve Toroslar ilçelerinin belediye başkanlıkları CHP listelerinden giren PKK/DEM adaylarına bırakılırken, belediye başkan yardımcılıkları, belediye meclis üyelikleri de verildi.
Öyle ki İBB Belediye Meclis üyelerinin 4’te 1’inin daha önce CHP üyelikleri yoktu. Anlaşma gereği seçime 3 gün kala CHP üyesi olan bu kişilere, İBB Meclisi’ne seçilecek sıralardan ilçe belediye meclis üyelik listelerinde yer verildi.
İmamoğlu’nun yönlendirmesiyle PKK terör örgütüyle iltisaklı olanlardan bazıları ilçe belediye başkan yardımcılıklarına ve mali işleri yönetecek pozisyonlara getirildiler. İBB ve yerel belediye meclis üyelikleri, belediye başkan yardımcılıkları ve mali konularda yetki kazanan PKK ile iltisaklı kişiler, terör örgütüne yakın iş insanlarına kazanç, örgüt sempatizanlarına iş imkânı, öldürülen terör örgütü üyelerinin “değer ailesi” adı verilen yakınlarına maddi destek sağlanmaya başlandı.
55 MECLİS ÜYESİ PKK’LILARLA İRTİBATLI
PKK/DEM ile bu konudaki bağlantıyı
Bunlardan birisinin “Mahkemenin tahliye kararını durdurma karşılığı 500 bin dolarlık rüşvet pazarlığı” başlıklı son yazımda Hüseyin Aydın olduğunu yazmıştım.
İmamoğlu’nun 2019’da İBB Başkanlığı’nı kazanması sonrası, İBB iştiraki olan KİPTAŞ, sözleşmeye aykırı kullanıldığı gerekçesiyle Necmettin Şimşek’in sahibi olduğu şirketin kiraladığı yerin tahliyesi için davası açmış, mahkeme 30 Aralık 2019’da tahliye istemini reddetmişti.
Mahkemenin tahliyenin reddi kararına rağmen 17 Ocak 2020’de şirkete ihtarname çeken KİPTAŞ, ardından da “kira sözleşmesinin feshi ve tahliye” için 30 Mart 2020’de yeni bir dava açmıştı. Mahkeme 11 Kasım 2020’de tahliye kararı verirken, İstinaf Mahkemesi’nin 13 Mart 2024 tarihli kararı ile dava KİPTAŞ lehine sonuçlanarak kesinleşti.
TAHLİYENİN DURDURULMASI İÇİN RÜŞVET
Bu karardan sonra Necmettin Şimşek ve aracı Hüseyin Aydın, mahkemenin kararına rağmen tahliyenin durdurulması için İmamoğlu’na yakın milletvekili T.A.’ya ulaştı. Aydın, savcılık ifadesinde İBB şirketi KİPTAŞ’ın mahkemeden aldığı tahliye kararının durdurulması için İmamoğlu’na danışmanlık yapan eski bir milletvekilinin 500 bin dolar istediğini, 200 bin doları ödediklerini anlattı.
Parayı vermelerine rağmen tahliye kararını durdurmadıkları için peşin ödedikleri 200 bin doları geri istediklerini ancak alamadıklarını söyledi. Bu para yerine kendisine avukat R.A. adına düzenlenmiş senet verildiğini anlatan Hüseyin Aydın, 26 Mart tarihli ifadesi ile birlikte parayı veren işadamı Necmettin Şimşek için yaptığı T.A. ve R.A. ile toplantının ses kayıtlarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdi.
NECMETTİN ŞİMŞEK ‘MÜŞTEKİ’ OLDU
Adı geçen işadamı
13 açık tanık, 4 gizli tanık ve 4 şikâyetçiyle başlayan rüşvet ve yolsuzluk çarkının ne kadar büyük olduğu yeni isimlerin ortaya çıkmasıyla belirginleşiyor.
İş insanı Zafer Gül’ün, İmamoğlu’na yakın isimlerden Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın baskısıyla ortağı Uğur Güngör’den ruhsat işlemleri için 6 milyon doları İmamoğlu’nun kasası Fatih Keleş’e verdiklerini, 13 daireyi bedelsiz İmamoğlu’nun bir diğer kasası Adem Soytekin’e rüşvet olarak bedelsiz devredildiğini anlatmasından sonra itiraflar artmaya başladı.
2009-2016 yıllarında Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan, 2014-2016 yıllarında da İmamoğlu’nun yardımcılığını yapan Zeki Çanakçı’nın ifadesi de Beylikdüzü’nden İBB’ye uzanan rüşvet ve yolsuzluk sarmalını ortaya koydu.
Dosyanın tutuklu sanığı reklam şirketi sahibi Mehmet Muhittin Palazoğlu da İmamoğlu’nun sağ kolu Murat Ongun’un reklam gelirleri üzerinden naylon faturalarla İBB milyarlarca lirasının iç edildiğini anlatarak serbest kaldı.
İBB’nin Kültür A.Ş isimli şirketinde 11 yıl avukatlık yapan Selman Yarman’ın açık tanık olarak verdiği ifade ise 2019 ile 2023 yılına kadar şahit olduğu yolsuzlukları gözler önüne serdi.
SORUŞTURMADA YENİ BOYUT
İBB’deki yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında 26 Mart günü “tanık” olarak ifade veren Hüseyin Aydın ise soruşturmaya yeni bir boyut kattı.
Basına yansıyan bilgilere göre,
2009-2016 yılları arasında Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcılığı yapan, 2014 ile 2016 arasında iki yıl İmamoğlu’nun yardımcısı olan Çanakçı’nın anlattıkları İBB’ye yönelik yolsuzluk ve rüşvet çarkının çözülmesinde de önemli ipuçları veriyor.
Zeki Çanakçı “tanık” sıfatıyla 24 Ekim 2024 günü verdiği ifade şunları söylüyor: “... Ben 2009-2016 yılları arasında Beylikdüzü Belediyesi Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yaptım. İmar başta olmak üzere birçok birimden sorumluydum. Ekrem İmamoğlu 2014 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı olarak seçildi. Benimle çalışmak istedi, ancak ben çalıştığım iki yıllık süre zarfında usulsüz işlemlerine tanık olduğum ve tasvip etmediğim için görevimden kendi isteğimle ayrıldım.
GÜL VE BEYAZ, İMAMOĞLU’NUN ORTAKLARI
Bu süre zarfında Beylükdüzü Belediyesi’ne ait imarlı arsanın hasılat paylaşımı yapılmak üzere ihalesi yapıldı. Ben ihale başkanıydım. Kapalı zarf usulü ihale yaptık. İhaleye Metin Gül, Ali Gül, Muzaffer Beyaz ile birlikte toplamda 6 firma girdi. Muzaffer Beyaz da Gül ailesi ile akrabadır ve bu kişiler Ekrem İmamoğlu’nun ortağıdır. Vira Projesi’nin ihalesini ben tutarı 200 milyon üzerine çıkarmak için açık artırma usulüne geçirdim ve ihalenin bu tutara çıkmasını sağladım. İhaleyi Gül İnşaat aldı. Satış yapıldıktan sonra 200 milyon düşülünce 35’i belediyeye verilecekti. Ben ayrıldıktan sonra proje bitti. Ben tapu kayıtlarını incelemek istedim. Özellikle ‘1 aylık sürede tapu devri yapıldı mı, bunun parası tahsil edildi mi ve bu paranın yüzde 35’i verildi mi?’ bunlara bakacaktım. Ancak bakmama izin vermediler. Ayrıca bu proje yapılırken ihale ettiğimiz arsanın çevresindeki yerleri de ihalesiz dahil ettiler. Terk yapılması gereken yeri ihdas, ihdas yapılması gereken yerin terkini verdiler. Bu proje yapılırken alınan encümen kararları incelendiğinde hukuka aykırılıklar görülecektir.
SOYTEKİN, İMAMOĞLU’NUN KALFASI VE KASASI
Ekrem İmamoğlu belediye başkanı olduktan sonra Mehmet Murat Çalık’ı teknik koordinatör olarak görevlendirdi. Adm İş Merkezi’nde oda verdi. Kendisinin de burada odası vardı. Adem Soytekin’i de Ekrem İmamoğlu aracılığıyla tanıdım. Eskiden Ekrem’in kalfasıymış. Ancak kendisine birçok iş verildi. Ekrem İmamoğlu’nun kasasıdır. İmamoğlu’nun kasası ihalelerden yüzde 10 alır. Fatih Keleş, Ekrem İmamoğlu’ nun kasasıdır. Belediyenin ihalelerinden yüzde 10 komisyon peşin alınır ve bu paraları Fatih Keleş toplardı. Paraların nereye gittiğini bilmiyorum. Turan Taşkın Özer, halihazırda CHP milletvekilidir. O dönem Ekrem İmamoğlu’nun özel kalemiydi. Mehmet Murat Çalık, Fatih Keleş, Adem Soytekin ile birlikte hareket ederler. Ali Ceylan ve Hakan Saçık’ı da tanırım. Hakan Saçık, Gül İnşaat firmasında mimardı. Son zamanlarda çok büyük projeler yapmaya başladılar.”
PARA KULELERİNDE DE AYNI KADRO
Beylikdüzü Belediye eski Başkan Yardımcısı
Şimdi konuya girelim: Dosyanın şüpheli müştekisi olan müteahhit Uğur Güngör, Beylikdüzü’nde inşaatının devamı için gerekli ruhsatın onaylanması ve proje bittiğinde iskân alabilmesi için Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanı iken, yardımcısı Murat Çalık’ın kendisinden rüşvet olarak İmamoğlu’nun kasası Adem Soytekin’e iki daire parası ve 13 dairenin verilmesini istediğini söyledi. Bu görüşmeye proje ortaklarından Zafer Gül aracılık etti. Güngör, kendisinin başta kabul etmemesine rağmen Ali Gül ve Zafer Gül’ün baskıları nedeniyle kabul etmek durumunda kaldı. İki daire parası 6 milyon TL’yi Zafer Gül aracılığı ile Fatih Keleş’e gönderdi. Toplamda 13 adet daireyi ise Murat Çalık’ın yönlendirmesiyle Adem Soytekin’in sahibi olduğu Asoy İnşaat’a devretti.
ŞİKÂYETİN ÜZERİ ÖRTÜLMÜŞ
Soruşturmada şüpheli müşteki olan Uğur Güngör, 2020 yılında Büyükçekmece Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş. Savcılık iddialarla ilgili takipsizlik vermiş, mahkeme de itiraza rağmen kararı onamış. Hatta kaymakamlık, görevi kötüye kullanma diye başlattığı soruşturmada belediye yetkililerini aklamış.
Tüm bu aşamalarda hiçbirisinin aklına şu soru gelmemiş; Uğur Gürsoy hem iki daire parası hem de 13 gayrimenkulu satış yoluyla devrettim dediğine göre bu satış bedelleri alıcı şirketten çıkıp satıcı şirketin hesaplarına girdi mi?
Oysa Uğur Gürsoy’un iddialarını çürütmek için sadece banka dekontu yeterdi. MASAK bunun peşine düşmüş ve rüşvet olarak devredilen gayrimenkul karşılığında şirket hesaplarından bir transfer yapılmadığını tespit etmiş. Yani o dönem yargıda her şey kılıfına uydurulmuş.
ZAFER GÜL’ÜN İFADESİ
Şimdi gelelim proje ortağı olan ve rüşvete aracılık eden, tutuklu olup etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest kalan
Hatırlayacaksınız, Ekrem İmamoğlu 31 Mart 2024 seçimleri öncesi mal beyanını açıklamıştı. Ama Sarıyer Emirgan’da 50 milyon dolar değerinde (1.6 milyar TL) üç villayı mal beyanından gizlemişti. Medyada, villaları paravan şirket üzerine kaydettirdiği ve böylece mal varlığı beyanından sakladığı yazıldı.
Bu üç villayı paravan bir şirket üzerinden mal beyanından gizlediği yönündeki soruya şu açıklamayı yapmıştı; “Paravan şirket dedikleri İmamoğlu İnşaat. Bu şirket neredeyse 3 nesildir ticaretle uğraşan bir aile şirketi. Bu şirketin tarihinde de güzel anekdotlar var. Trabzon’da başlayan İstanbul Beylikdüzü’nde devam eden, vergi rekortmenliği sıralamalarına girmiş bir kuruluş. Ben neredeyse 35 yıllık BAĞ-KUR’luyum. Binlerce kişi istihdam etmiş bir şirket. İmamoğlu İnşaat ticaret yapar. Kamu ile işi olmaz, usulsüz işi olmaz. Ben kişisel mal varlığımın dışında gerek olmadan eşimin de mal varlığını açıkladım. Aynı zamanda şirkette hissesi olan bir insanım. Bu daha önceki beyanlarımda da var. Bizim gizlimiz saklımız yok. Oradaki mülkümüz İmamoğlu inşaatın üzerinedir.”
“Gizlimiz saklımız yok” diyor ama ortağı olduğu şirketin üzerine kayıtlı villaları gizliyor, İmamoğlu bu...
Dün da benzer sözleri medyaya yansıdı; usulsüzlüğü ve yolsuzluğu ortaya koyan MASAK raporlarını kabul etmediğini söylüyor.
Haklı! Kim yolsuzluğunu ortaya çıkaran raporları kabul eder ki?
İMAMOĞLU’NUN KASASI
Konuyla ilgili soruya verdiği yanıt, gerçeği ne kadar rahat gizlediğini ve karşısındakileri kandırabildiğini gösteriyor; 1990’da KKTC’den usulsüz yatay geçiş yaparken “Ekonomik durumunun bozuk olmasını” gerekçe gösteren İmamoğlu sanki köklü bir iş geçmişi varmış, hakkıyla kazanarak Emirgan’da 50 milyon dolar değerinde üç villa yaptırmış ve bunları da şirketin üzerine kaydetmiş zannedersiniz değil mi?
Oysa, tutuklandığı İBB’deki yolsuzluk ve rüşvet soruşturması bu konuda gerçeği ortaya çıkarıverdi. Soruşturma dosyasına göre 1.6 milyar TL’lik (50 milyon dolar) bu üç villa İBB’den milyarlarca liralık ihale alan ve “
İmamoğlu başrolünde olduğu “kent uzlaşması” ile savcılığın sorusuna şöyle cevap vermiş; “’Kent uzlaşısı’ ifadesinin DEM Parti söylemi olduğunu biliyorum. Kent uzlaşısı bana değil, şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır.”
Bu gülünç cevabın arkasına sığınan İmamoğlu’nu, CHP’li isimler seçim öncesi TV ekranlarında yaptıkları şu açıklamalarla yalanlıyor:
CHP’li Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer: “Ben Esenyurt ilçesinde kent uzlaşısının adayı olarak ortaya çıktım. Bana bu teklifi CHP yaptı; Sayın Özgür Özel, Sayın Ekrem İmamoğlu.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Bizim bu seçimde DEM’le olan ilişkimizde belirli yerlerde kent uzlaşısı olarak adlandırılan uzlaşı sağlanmış oldu.”
CHP’li Aytuğ Atıcı: “Gizli ittifak, hayır hayır açık açık ittifak yaptık. Kent uzlaşısı çerçevesinde açık seçik, herkesin gözü önünde bir ittifak yaptık. Esenyurt’ta yaşanan, Mersin’de yaşanan, Akdeniz ilçesinde yaşanan bir işbirliğidir. Kent uzlaşısı altında elbette ki işbirliği yapıldı.”
PKK/DEM DEMİRTAŞ KOZUNU SÜRDÜ
Hatırlayacaksınız, yerel seçim öncesi dağdaki PKK’lı teröristlerin talimatıyla; esası Ekrem İmamoğlu’nun yeniden İBB Başkanı seçilebilmesi için CHP ile PKK/DEM arasında “kent uzlaşması” adını verdikleri bir ittifak yapıldı. PKK/DEM pazarlık için önce Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın İBB başkan adayı olarak ismini dolaşımı soktu. Başak Demirtaş, 21 Ocak günü eşi ile cezaevinde yaptığı görüşmeden sonra sözde İBB adaylığını şu sözlerle açıkladı: “İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı adaylığı için henüz partimiz DEM Parti’den bize bir öneri gelmedi, ama halk ister, partimiz de uygun görürse demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak düşünebiliriz.”
Başak Demirtaş