Paylaş
O yüzden ilçe ve il kongrelerinde, CHP eski İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat’ın deyimiyle “delege pazarları” kurarak 4-5 Kasım 2023 Kurultayı’nda son vuruşunu yaptı. Kurultay günü de satın aldığı delege oylarıyla Özgür Özel’i CHP Genel Başkanlığı’na oturtarak hedefine doğru yürüdü.
İmamoğlu, “Ben 6 yıldır aynı zamanda bir kampanya yürütüyorum” dediği cumhurbaşkanlığı adaylığı için 2014’te Beylikdüzü’nde kurduğu yolsuzluk ve rüşvet çarkını yöntem ve kadrosuyla 2019’dan sonra İBB’ye taşıdı. Bu yolsuzluk paraları ile sadece kendi partisi değil başka partileri de kirletti. Siyasi hedefini bu şekilde finanse ederken ilk günden itibaren en çok fazla ağırlık verdiği ise medya yapılanmasıydı. Çünkü yolsuzluk ve usulsüzlükle sahip olduğu her şeyi medya üzerinden yürüttüğü algı operasyonlarıyla korumuştu.
Şimdi tutuklu olan reklamcısı Necati Özkan’ın verdiği rakamlara göre; 2018 Aralık’ta İBB Başkan adayı olan İmamoğlu’nun 14.4’lük tanınma oranının 3 ayda yüzde 94’e çıkmasında da “kampanya makinasına” dönüşen medya operasyonları vardı. İBB Başkanı olduktan sonra da medya yapılanmasına büyük ağırlık verdi. Özellikle sağ kolu eski gazeteci Murat Ongun üzerinden gazeteciler, sosyal medya fenomenleri, ünlü ünsüz oyuncu ve şarkıcılar önce İmamoğlu propagandisti, sonra da yayılmak istenen yalan ve dezenformasyonda aparat olarak kullanıldı. Kimi konser kimi sponsorluk kimi elden nakit ödemelerle desteklendi.
Özellikle Murat Ongun yönetiminde sosyal medyada yalan, dezenformasyon ve linç operasyonları ile İmamoğlu’nun hedefi doğrultusunda yol temizliği yapıldı. Artık sayıları çok azaldı ama İmamoğlu adının geçtiği yolsuzluk ve rüşvet konularında savunma yapan gazeteci ve televizyoncular da o dönemin artıkları olarak görevlerini yapıyor.
Murat Ongun üzerinden medya operasyonlarına aralıksız devam eden İmamoğlu, 2020 yılında da medya yapılanmasına girişmiş. Bunu da yolsuzluk operasyonunda tutuklanan isimlerden İmamoğlu’nun kullandığı tekstilci işadamı Hüseyin Köksal’ın şoförü Servet Yıldırım ifadesinde şöyle anlatıyor: “Patronum olan Hüseyin Köksal ile Ekrem İmamoğlu bildiğim kadarıyla 15-20 yıldır tanışıyorlar. Olay TV’nin sahibi Cavit Çağlar’dı. Hüseyin Köksal, Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Olay TV isimli TV kanalını Cavit Çağlar’dan almak istedi. Satın alım ile ilgili finansmanı Ekrem İmamoğlu sağlayacaktı. Cavit Çağlar ile Hüseyin Köksal, Olay TV’nin satın alınması hususunda 2.5 milyon Euro’ya anlaştılar. Satın alma sürecindeki ve televizyonun kuruluş aşamasındaki tüm süreç ile ilgili finansmanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Fatih Keleş İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden sağladı.”
İBB İHALESİ İLE TV FİNANSMANI
Bursa’daki Olay TV merkezinin İmamoğlu’nun isteğiyle 1.2 milyon Euro’ya satın alınan Bap Plaza’nın bir katına taşındığını, yayın araç ve teçhizatları için de 2 milyon Euro harcandığını anlatan Servet Yıldırım, “Teçhizatların finansmanı da Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Kültür A.Ş. üzerinden Fetih Keleş’i aracılığı ile Hüseyin Köksal’a yapılmıştır” dedi. Olay TV’nin sahibi Cavit Çağlar’ın satıştan vazgeçmesi üzerine 2.5 milyon Euro’yu iade ettiğini anlatan Yıldırım, İmamoğlu’nun medya işine soktuğu patronu Hüseyin Köksal’ı İBB üzerinden nasıl finanse ettiğini şöyle anlattı: “Hüseyin Köksal’ın gerçek işi tekstildir. Hüseyin Köksal Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile medya ve reklam işine girmiştir. Hüseyin Köksal medya işine girince Ekrem İmamoğ’lu Hüseyin Köksal’a ‘Medya işine girdiğinden dolayı hükümet tarafından sana baskı gelir. Tekstil işinde kredi kullanamazsın. Bu sebeple sana 2 tane reklam şirketi kuralım. Bu şirketler üzerinden belediyedeki reklam ihalelerine girersin’ dedi. Bunun üzerine Hüseyin Köksal Advertcity ve Urban Medya isimli şirketleri kurdu. Ancak Hüseyin Köksal şirketleri amcasının oğlu olan Av. Ahmet Köksal’ın üzerine kurdu. Ahmet Köksal’ın ortağı da Murat Kapki’dir. Advertcity’nin yüzde 80’i Ahmet Köksal’ın, yüzde 20’si Murat Kapki’nin üzerinedir. Bu şirketler kurulur kurulmaz İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin reklam ihaleleri bu şirketlere verildi. Üst geçit reklam ihalelerinin tamamını bu şirketler alıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 2 şirketin yıllık cirosu 1.5 milyar TL idi.”
Olay TV işi olmayınca Ekrem İmamoğlu, Hüseyin Köksal’ı çağırarak ‘Medya işinin gerçekleşmemesi sebebiyle artık hükümet ile bir tehlike kalmadığını, kurulan reklam şirketlerinden gelen paranın yüzde 60’ının kendisine, yüzde 20’sinin Murat Kapki’ye, yüzde 20’sinin ise Hüseyin Köksal’a ait olduğunu söylemiş. Reklamdan elde edilen paralar da 30-40 gün ara ile paylaşılmış. Paraların bir kısmı dövize çevrilip Hüseyin Köksal’ın Beylikdüzü’deki ofisinde çelik kasalarda tutulup, ihtiyaç halinde kullanmaları için İmamoğlu’nun kasası Tuncay Yılmaz’a şoförlerle yollanırmış. Servet Yıldırı ifadesinde kendisinin de para teslimatı yaptığını itiraf ediyor: “Bu süre içerisinde Zafer Keleş de Hüseyin Köksal’a ait Beylikdüzü’nde bulunan ofise bir çok kez yüklü miktarda paralar getirdi. Bu paraları kapalı pickup tarzı araçlarla getirmekteydi. Bir çoğunda farklı arabayla gelmişti. Bu tarz araçlarla para getirdiği zaman her seferinde yaklaşık 8-10 valiz para getirilmekteydi. Zafer Keleş’in getirdiği paraları Fatih Keleş gönderiyordu. Fatih Keleş Spor A.Ş.’nin genel müdürüdür. Spor AŞ.’den Hüseyin Köksal’ın ofisine gelen paralar da lazım oldukça İmamoğlu İnşaat’a götürülüyordu. Bazen de Tuncay Yılmaz İmamoğlu İnşaat’ta şoför olarak çalışan şahısları gönderip Hüseyin Köksal’ın ofisinden para aldırıyordu. Hüseyin Köksal’ın talimatı üzerine 5-6 defa da İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz’a valizlerle bizzat ben para götürüp İmamoğlu İnşaat’a ait Beylikdüzü’nde bulunan ofiste teslim ettim.”
Tüm bu itiraflar içinde en üzüldüğüm besleme yandaş gazetecilerinin hali. İmamoğlu, siyaset gibi medyayı ve gazetecileri de yolsuzluk parasıyla kirletti.
Paylaş