Paylaş
“Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı Siyonist severlerin, gönüllü veya paralı Siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur. Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu hükümeti Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta, bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir. İsrail’in Filistin ve Lübnan’daki saldırılarını çok yakından takip ederken Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle nasıl birer küçük uydu yapı kurmak istediğini de çok net görüyoruz.”
PKK’LIDAN İTİRAF
Aradan tam 7 ay geçti ve PKK terör örgütü yöneticilerinden “Bese Hozat” kod adlı Hülya Oran, kendi güvenliği için Siyonist İsrail’in Kürtleri nasıl kullanmak istediğini şöyle itiraf etti; “Bölgede ve Ortadoğu’da 3’üncü Dünya Savaşı yoğunlaştı. Bölgenin dizaynı çok gündemde. Süreci bütün bu gelişmelerden kopuk ele alamayız. Gelinen aşamada 21’inci yüzyılın dengeleri, siyasi sistemi yeniden dizayn ediliyor. Bu anlamda bölge dizaynı İsrail’in güvenliği ve çıkarları temeline ele alınıyor ve o temelde yeniden düzenleniyor. Giderek İsrail bölgede hegemonik güç oluyor. ABD, İngiltere ve batının ciddi desteği tüm bölge üzerinden etkisi giderek artıyor.
Bu gelişmeler doğrudan Kürtleri de ilgilendiriyor. Çünkü Kürtler de tüm bu dizayn içindedir, bu gelişmelerin tam merkezindedir savaşın tam merkezindedir. Bütün bu güçlerin de İsrail başta olmak üzere ABD başta olmak üzere Kürtler üzerinden ciddi hesapları var, planları var. Bu dizaynda kendi menfaatleri çıkarları temelinde İsrail’in güvenliği temelinde bir biçimde Kürtlere de yer vermek isteyen bir politika izleniyor, bir strateji izleniyor.”
Bu sözler, Siyonist İsrail’in Ortadoğu’da özellikle PKK’lı teröristler üzerinden Kürtleri kullanarak nasıl bir oyun planladığının en açık itirafı. Türkiye bölgedeki bu gidişatı başından beri doğru okudu. Tedbirlerini ve girişimlerini de buna göre yaptı.
ÖCALAN: PKK ANLAM YOKSUNU
PKK elebaşı Öcalan, 27 Şubat günü yayınlanan çağrısında; ayrı bir ulus devlet, federasyon ve idare özerklik hatta “kültüralist çözüm” hedefi bile kalmayan PKK terör örgütünün, sosyalizmin çöküşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler sonrası artık anlam yoksunluğuna düştüğünü ilan etti.
Öcalan’ın PKK’lı teröristlerin üzerinde bombadan bile tesirli olan cümleleri şunlardı; “Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.”
PKK da 12 Mayıs günü fesih kararını ve silahlı mücadeleye son kararını açıkladı. Her ne kadar silahları bırakma konusunda netlik yoksa da fesih kararı getiren Öcalan’ın gerekçeleri hala tartışılıyor.
SİYONİZM’E UŞAKLIK
Artık, sözde haklarını savunduğu Kürtler için sözde bir ayrı devlet, federasyon hatta özerklik söz konusu olmayan hatta dil ve etnik köken tartışmaları gibi “kültürülast çözüm” bile tartışılmayacak ortamda, PKK’ya artık tek bir anlam biçilmiş o da ABD ve İngilizlerin desteklediği Siyonist İsrail’e uşaklık.
Kurucusu tarafından ideolojik, siyasi, tarihi olarak artık Kürtlerin haklarını temsil etmediği ilan edilen ve anlam yoksunluğuna düşen PKK terör örgütünün silah bırakıp bırakmaması artık kendisine yüklediği anlam ile ilgilidir.
Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” ile beklentilerinden biri elbette PKK terör örgütünün silah bırakmasıydı. Asıl beklenti ise Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Diyarbakır’da şöyle açıklandı: “Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır; terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi. Örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgemizde artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi...”
ONURLU YURTTAŞLIK YA DA SİYONİZM’E UŞAKLIK
Türkiye açısından tablo çok net...
PKK terör örgütünün fesih kararı alıp silahı tamamen bırakmasıyla siyasi vesayetinin tamamen ortadan kalkması çok önemli. Bu konuda PKK/DEM’in de terör örgütünün vesayetine karşı çıkması önemli. Artık, PKK’nın önünde iki seçenek var ya kendisini tamamen feshedip, silah bırakarak çekilecek ya da elindeki silahlarla soykırımcı Siyonist İsrail’e uşaklık yapacak.
PKK/DEM de benzer bir karar alacak; ya terör örgütünün vesayetine direnecek ya da Siyonistlere uşaklık eden PKK terör örgütünün gölgesinde kalacak. Bunun, İsrail’in kullandığı PKK ve siyasi kolu PKK/DEM ile seçmen tabanı açısından ne anlama geldiğini ise 13 Ocak 2025 günü bu köşede şu başlıkla yazmıştım:
YA ONURLU YURTTAŞLIK YA SİYONİZME UŞAKLIK
Paylaş