Müge Akgün

Ayla by Aret Sahakyan

10 Ağustos 2024
Hiç kuşkusuz Bodrum’u dünya sahnesine taşıyan, uluslararası bir turizm destinasyonu olmasına katkısı büyük tesislerin arasında Maçakızı vardır. Hem sade lüks oteli hem de gastronomik bir durak olan şef Aret Sahakyan’ın başında olduğu restoranıyla.

Maçakızı yaz başında yeni bir restorana ev sahipliği yapmaya başladı. Bundan tam 47 yıl önce arkadaşlarının ona seslendiği lakabını vererek açtığı ve kısa sürede sanatçıların, edebiyatçıların buluşma mekânı olan Maçakızı Ayla Emiroğlu’nun adı, bundan böyle Ayla by Aret Sahakyan’la da yaşamaya devam edecek.



24 yıl önce Washington’da politikacıların, gazetecilerin buluşma noktası ünlü restoranı Cities’i kapatarak Türkiye’ye dönen, Bodrum’da annesinin pansiyonuna ortak olan ve yıllar içinde mekânı bambaşka bir boyuta taşıyan Sahir Erozan da bu projeyi hayata geçirdiği için çok mutlu.

Uzun yıllar Amerika’da birbirinden önemli şeflerle birlikte çalıştıktan sonra yolu Sahir Erozan’la kesişen, Cities döneminin ardından İstanbul’da Tuus ve Bodrum’da Maçakızı’nın mutfağını teslim alan Aret Sahakyan da öyle.
Ayla Hanım’ın anısına saygı niteliğinde Ege mutfağı ağırlıklı, şef dokunuşlu ince ince düşünülmüş menüsüyle Ayla, Aret Sahakyan için de yeni bir gastronomik yolculuk olacak gibi görünüyor.


Yazının Devamını Oku

Yazın son ayına girerken

3 Ağustos 2024
Muhtemelen yaşanan en sıcak yaz mevsimi olarak tarihe geçecek haziran ve temmuz aylarında çoğunluğu arabayla batıdan doğuya kuzeyden güneye seyahat ederken içimi ferahlatan en önemli şey ülkemizin muhteşem doğasının yanı sıra, ziyaret ettiğim kentlerdeki karşılaştığım yaptıklarıyla gurur duyduğum insanlardı. Onlar olmasa her geçen gün betonlaşmaya kurban verdiğimiz kentler, tatil beldeleri ve restoran sektöründeki baş edilemez boyutlara yükselen fiyat artışlarının yarattığı ruh haliyle bu yazı bambaşka bir yazı olurdu. Her biri için iyi ki var diyelim...

GAZİANTEP’İN YENİLİKLERİ BİTMEZ

Gaziantep en saygı duyduğum kentler arasında. Hem belediyecilik anlayışıyla hem de kentine sahip çıkan, kendini yenileme, sahip olduklarını daha ileriye taşıma ruhunu içselleştirmiş yerleşikleriyle öncü bir şehir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olduğu günden bu yana tanıdığım, kişiliğine, enerjisine saygı duyduğum Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve ekibi yine hayata geçirdikleri yeni müzeler ve gastronomik duraklarla kentlerine artı değer katmaya devam ediyor.



Bu kez ziyaret ettiğim KAYNA Sabun ve Pekmez Müzesi, Panorama 25 Müzesi kompleksinin içinde kısa süre önce açılan Havara Restoran; Mutfağın Sokak Modu/ MSM de türlerinin en başarılı örnekleri olmuş.



Yazının Devamını Oku

Çok özel iki lezzet durağı

27 Temmuz 2024
Son dönemde tarzları farklı olsa da beklentilerimi tam anlamıyla karşılayan iki restorana birbiri ardına gitme fırsatı buldum. İkisinden de çok mutlu ve gastronomi kültürümüz adına umutlu ayrıldım. Etik değerleri olan, yaptıkları işi sadece para kazanma aracı olarak görmeyen, günü kurtarma anlayışında olmayan yerler gerçekten fark yaratıyor...

CASA LAVANDA

Hikâye Feryal ve Ahmet Şen’in kentin kaosundan uzak, kendi meyve ve sebzelerini yetiştirdikleri, çocuklarının özgürce oynadığı doğanın içinde bir kaçış noktası hayallerini gerçekleştirmek için 1991 yılında Şile’nin Ulupelit köyünde arazi satın almasıyla başlıyor.



Yapım süreci hayaller kadar pembe olmasa da Feryal Hanım’ın İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünde aldığı lisans ve yüksek lisans eğitimi, endüstriyel seramik tasarımı alanında 26 yıllık deneyimi mobilyalardan en küçük objeye her detaya yansıyor.


Yazının Devamını Oku

Side’de neler oluyor

20 Temmuz 2024
Yok yok hemen aklınıza olumsuz şeyler gelmesin, son birkaç yıldır Side’ye her gidişimde yavaş yavaş da olsa geleceğe dair umut veren değişim ve dönüşüm içinde olduğunu gözlemliyorum...

Bundan 9 bin yıl önce kurulmuş Side, Antik Dönem’in en önemli ticaret ve liman kentlerinden biri. Tarihi bagajında hem köle ticareti yapılan zengin bir kent hem de bilim ve kültür merkezi olarak ünü var.
Pamfilya bölgesinin bu ünlü liman kenti, 10’uncu yüzyılda terk edilmiş. Herhangi bir yerleşim olmamış, ta ki 1895’te Girit’ten göç edenler tarafından Selimiye Köyü kurulana dek.



1990’lı yıllarda ilk gidişimde tarihe saygısız, plansız programsız yapılaşmaya kurban edilmiş yeni Side beni gerçekten üzmüştü.
Neyse ki özellikle 2014 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Manavgat Belediyesi’nin ve Koruma Kurulu’nun ortak çalışmalarıyla yeni düzenlemeler yapılmış.
2 hafta önce gittiğimde, bağlı olduğu Manavgat Belediyesi’nin başlattığı Antik Side Tasarım Projesi kapsamında özellikle son 6 yılda yapılan düzenlemeler ve devam eden yıkım çalışmaları beni çok mutlu etti.

Yazının Devamını Oku

Turizm ve gastronomide kadın istihdamı

13 Temmuz 2024
Kahramanmaraş merkezli, Hatay ve ilçelerinde etkisi çok fazla hissedilen, can kayıpları ve yıkımlarla hepimizi şaşkına çeviren, derinden etkileyen deprem felaketi üzerinden bir buçuk yıl geçti. İlk aylarda yaraları sarmaya yönelik destekler yerini yavaş yavaş sürdürülebilir projelere bıraktı.

Bunların bana göre en önemlilerinden biri de Samandağ Gastronomi projesi. Hafta başında projenin paydaşları ile İstanbul’da bir araya geldik. IWSA’da Mey/Diageo Genel Müdürü Bahar Uçanlar’ın ev sahipliğinde yapılan KEDV (Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı) Başkanı Şengül Akçar, Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay’ın da katıldığı toplantıda projenin hikâyesi ve gelecek hedefleri paylaşıldı.



Hikâye, beş yıl önce Samandağ Kadın Kooperatifi, Gastronomi Köyü kurmak amacıyla Samandağ Belediyesi’den 25 yıllığına 20 dönüm arazi kiralamasıyla başlamış. Kadınların öncülüğünde bir turizm destinasyonu yaratmak, bölgede sürdürülebilir bir gelecek kurmak hayalleriyle yapımına başlanan proje bitmek üzereyken depremde yapılar neredeyse tümden yıkılmış.
Cumhuriyet tarihinin kadınları güçlendirmek için kurulan ilk kadın vakfı, üç yıl önce de dünyanın önde gelen yardım kuruluşlarından Oxfam’a üye olan KEDV, bölgedeki çalışmaları sırasında, ‘Gastronomi Köyü’nün depremde aldığı hasarları görünce projeyi tamamlamanın yollarını araştırmaya karar vermiş.



Yazının Devamını Oku

Farklı bir haziran...

6 Temmuz 2024
Bir yazının başına oturduğunuzda başlığı belirlerseniz içiniz rahat devam edersiniz. Ama itiraf etmeliyim ki bu kez kolay olmadı. Dengesiz, hiç alışkın olmadığımız yakıcı sıcakların yanı sıra turizm ve restoran sektöründeki derin çelişkileri, fiyat politikalarını anlamak ve anlamlandırmak kolay değil. Ama yine de ben bir süre, en azından yaz bitene dek her şeye pozitif yönleriyle bakıp anlatmaktan yanayım...

BİR TARİHİ YARIMADA KLASİĞİ: ARMADA

İstanbul ruhunu, geçmişten bugüne uzanan kültürünü en iyi biçimde yansıtan, çizgisini hiç bozmayan ama kendini de yenilemeyi göz ardı etmeyen Armada bu yıl 30’uncu yaşını kutluyor.



Armada’nın kurucusu Kasım Zoto ve Müjde Zoto son 2 yıldır çok hoş bir projeye imza atıyor. Kendi mutfak geleneklerine çok da aykırı olmayan şeflerle iş birliği yaparak yaza özel tadım menüsü hazırlıyor.
Geçen yıl Seray Öztürk’le başlatmışlardı.


Yazının Devamını Oku

'Her şey dahil' klasiğinde yeni dönem

29 Haziran 2024
Her şey dahil ultra lüks konaklama dendiğinde Bodrum’da ilk akla gelen tesislerden Voyage Torba’da yeni bir dönem başlıyor.

Temmuz ayından itibaren farklı kültürlere ait yemekler sunan yedi alakart restoran, otelde konaklamayan yeme-içme severlere de sınırlı sayıda rezervasyonla hizmet vermeye başlayacakmış.
Alakart restoranların dışarıya açılmasının en büyük nedeni ise Torba’da tesisin yakınında yazlığı olan Türkiye’nin önde gelen iş insanlarının daha önce deneyimleyip sevdikleri restoranlara gelmek istemesi.



Gerçekten de Bodrum’da koylar arasındaki mesafeler hiç kısa değil, bir de yaz trafiğini hesaba katarsanız en az gidiş dönüş için iki saate yakın ayırmak zorunda kalabiliyorsunuz.
Evinizden yürüyerek gidebileceğiniz iyi bir restoran çok değerli.
Voyage’da Kebappa’dan Carino’ya, Wen&Wen Teppanyaki’den Meksika mutfağı sunan Gracias’a tüm alakart restoranlar türlerinin iyi temsilcileri arasında diyebilirim.


Yazının Devamını Oku

Ortak hayaller ve tesadüfler

22 Haziran 2024
Sinan Budeyri ve Emirhan Paralı ile Wondercats olarak yaptıkları bir etkinlik sırasında tanışmıştım. Yemekleri kadar kurguladıkları hikâye ve kullandıkları müziklerden de etkilenmiştim. İkilinin bir araya gelme hikâyesini de ilginç bulmuştum.

İkisi de aynı üniversitede işletme okumuş ama birbirlerini tanımıyorlarmış. Bir süre satış pazarlama gibi farklı alanlarda çalıştıktan sonra çocukluk hayallerini gerçekleştirmek için yeni yolculuklara çıkmışlar.
Gaziantepli bir aileye mensup, liseyi bitirene dek de memleketinde yaşayan Sinan Budeyri genlerine işlemiş yemek yapma aşkı galip gelince ailenin tüm karşı koymasına rağmen Amerika’ya gidip Johnson & Wales’de şeflik eğitimi almış.
Mezun olduktan sonra Per Se, Daniel, Redd gibi ünlü restoranlarda çalışarak deneyim kazanmış.
Emirhan da Paris’e giderek Cordon Bleu’de restoran yönetimi eğitimi almış. Bir süre Gilles Epie’de, İstanbul’a döndükten sonra da Mikla’da ön büro pozisyonunda çalışmış. Sonra yolu Sinan Budeyri ile kesişmiş, 2016 yılında “Birlikte bir şey yapalım” derken ortaya ‘Wondercats Pop Up’ etkinlikler çıkmış.



1 yıl sonra Maslak Oto Sanayi’nin içinde tat duygusunun yanı sıra göze ve ruha da hitap etme, gastronomi kültürünü tasarım, müzik gibi farklı disiplinlerle bir araya getirme mottosuyla kaburganın ön planda olduğu bir restoran açma hayallerini Markus Prime Ribbs’le gerçekleştirmişler.

Yazının Devamını Oku