Devir, yoğun rekabetin yaşandığı sektörde farkındalık yaratanın devri. Yapılarında bu mantığı hayata geçiren kurumlar bir adım öne geçiyor. Sektöre iddialı giriş yapan DRC Grup’un kurucuları Onur Durmuş ve Caner Tan da İzmir’de bu ruhla yoluna devam edenlerden. Sektöre getirdikleri farklı bakışla hayata geçirdikleri Coordinat Bornova’nın yüzde 60’ından fazlasını satmayı başaran Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun iki genç girişimci ile hem projelerini, hem de gelecek planlarını konuştuk.
Yol haritası günlükte
Üniversite yıllarında hayallerinin hep kendi şirketlerini kurmak üzerine olduğunu anlatan Durmuş, “Hatta yıllığımıza, ‘Bir gün İzmir’de kendi mühendislik ofisimizi kurmak üzere’ diye yazmıştık. Ben okul sonrası Kastamonu’ya, Caner ise İstanbul’a döndü. Enerji sistemlerinde doğalgazın İzmir ve Ege’de büyük bir potansiyel taşıdığını düşündüğümüz için de bir süre sonra rotayı buraya çevirdik. Çeşitli deneyimlerin ardından 2017’de İzmir Bornova’da 30 metrekarelik bir ofiste kendi şirketimizi kurduk. Enerji, ısıtma soğutma sistemleriyle işe başladık. Şirketi kurarken de, ‘5’inci yılımızda inşaata girelim’ diye planlama yapmıştık” diyerek girişimcilik öykülerini aktardı.
Her şey öğrenciler için
Öğrenciyken ev konusunda yaşadıkları sorun ve sıkıntıları göz önünde bulundurarak inşaat sektörüne adım attıklarını söyleyen Tan ise, “2011’de ilk projemizin temelini attık. Katip Çelebi Üniversitesi’ne çok yakın konumdaki Balatçık’ta 12 daire ve 5 dükkanlık bir proje yaptık. Sonrasında yine aynı bölgede 64 daire 3 dükkandan oluşan bir projeyi yaşama geçirdik. Yaptığımız her işte hayatta gördüğümüz eksiklere çözüm üretme mantığı var. İzmir ciddi bir üniversite kenti ama öğrencilerin yaşayacağı uygun konut alanında sıkıntı var. Ödenen paraların da karşılığının alınamadığını düşünüyoruz. Bu mantıkla Coordinat Bornova’ya başladık. 1 Mart 2018’de teslim etmeyi planladığımız projede 1+0, 1+1 ve 2+1’lerden oluşan toplam 500 konut ve 2 bin 350 metrekare dükkan alanı olacak” bilgisini verdi.
Tüm olumsuzluklara rağmen bu önemli bir başarı. Darısı zor bir yıl olacağı düşünülen 2017’nin başına... Tabii ev almak öyle kolay bir iş değil. İnce eleyip sıkı dokumanın yanı sıra bir de teknik bazı durumlar var. Gelecekte canınızın yanmaması adına bu teknik konuları göz ardı etmemekte fayda var. Bu detayların başında da oturma ruhsatı geliyor. Bunu kat irtifakı ve küt mülkiyeti izliyor. ‘Emlak Gurmesi’ unvanlı inşaat mühendisi Serdar Dağıstan’la bu detayları konuştuk.
Sorumluluk müteahhittin
Özellikle emlakgurmesi.com internet sitesinden ev alma planı yapanların sorularını yanıtlayan CDS Yapı Genel Müdürü Serdar Dağıstan, oturma raporu olmayan bir evi almanın çok riskli olduğunu ifade ederek, “Oturma raporunun neden alınamadığının ilgili belediyenin imar ve fen işleri müdürlüklerinden öğrenilmesi gerek. Burada en büyük sorumluluk müteahhidin. Oturma raporu alınamayan bir konut onaylı projelere ve imar yönetmeliklerine aykırı olarak imal edildiyse yıkıma kadar gidebilir. Ayrıca, oturma raporu olmayan bir konut büyük ihtimalle şantiye elektrik ve suyu kullanıyordur, veya kaçak bağlantı yapmıştır” diyor.
Sözleşmeye ekletin
Oturma raporu olmayan bir konutun alınma koşulunu ise Dağıstan, şöyle aktardı: “Müteahhitle yapılan sözleşmede oturma raporu alınması koşulu eklenmeli. Oturma raporu alınırken alıcının da maddi yükümlülükleri var. Vergi borcunun olmaması gibi... En azından ilgili konutun oturma raporu almaya hazır olduğunu belgeleyen fen işlerinden alınacak sıhhi tesisat onayının alınması ilgili satış vaadi sözleşmesine eklenmeli. Eğer müteahhitte karşı bir güven eksikliği varsa konutun bedelinin ödenmesi oturma raporunun alınmasına bağlanmalı.”
Diyaloğu hiç koparmayan Cihan Dernek ve Eren Kurt, bir süre sonra büyük şehrin kaos ve kurumsal yapısından sıkılır, kaçış planları yapmaya başlar. Samimiyet, hoşgörü, huzur, mutluluk odağında, egolardan uzak bir kaçış planı ikiliyi, doğdukları topraklara İzmir’e getirir. Eren Kurt’un gıda alanındaki marka üretme ile Cihan Dernek’in finansal deneyimi 2015’te Pizza Locale hayat verir. Kısa sürede 4 noktaya ulaşan ikili, bu yıl İzmir’deki operasyonu 6 şubeyle noktalayacak. Diğer kentlere ise rüzgar yön verecek...
CİHAN Dernek ve Eren Kurt.... “Gözünü aç, rahatça kahveni iç, gazetelere göz at, duşunu al, tıraşı geç, esnafa selam vererek dükkana yürü, kapıyı aç, mutlu ol, insanları mutlu et, selamlaş, yardım et, evine mutlu dön, mutlu uyu, gözünü mutlu aç” misyonuyla kariyerlerine yön veren iki genç girişimci... Cihan Dernek ve Eren Kurt ile her şeyin bir ‘neden’ sorusuyla başladığı girişimcilik serüvenleri ile geleceğe dair planlarını konuştuk. 1983 doğumlu Cihan Dernek, çocukluğundan itibaren her yaz inşaat mühendisi olan babasının elektronik dükkanında deneyim kazanır. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun olan Dernek, önce İzmir ardından da İstanbul’da bankacılık sektöründe kariyerine yön verir.
Ama bu tablo değişmeye başladı. İzmir sadece emeklilik döneminde yaşanacak bir kent olmanın ötesine geçiyor. İstanbul’un kalabalığından sıkılıp İzmir’de çalışmaya-üretmeye gelen bir kitle var. 2016 rakamları henüz açıklanmadı ama 2015’te TÜİK verilerine göre en fazla göç alan üçüncü kent olan İzmir’e en çok İstanbullular rağbet göstermişti. 2015’te 16 bin 129 İstanbullu İzmir’e göç etmişti. Tabii bir de hem yaşamak hem de yatırım yapmak için rotasını İzmir’e çevirenler var. Bunun en son temsilcisi ise Kuzu Holding.... Eskişehir ve Çanakkale’nin ardından yatırımlarının odağını İzmir’e çeviren Kuzu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kuzu ile hem yatırımlarını hem de gayrimenkul alanındaki gelişmeleri konuştuk.
2 milyona ev satıyor ama...
Uzun yıllar Avrupa ve Amerika’daki gayrimenkul fonlarını yönlendiren ve 2010’da ise Almanya’da kendi şirketini kuran Selim Kuzu, “Yurt dışı çalışmalarının yanında bir süre sonra Türkiye’deki inşaat firmalarına da danışmanlık vermeye başladık. Ama hizmet verdiğimiz firmalarda metrekare ve kat bazlı bir bakış açısı vardı. Yapının işlevselliği pek konuşulmuyordu. 2 milyon liraya sattığı dairenin hala lavabo bataryasının hesabını yapıyordu. Bu mantıkla iş yapamayacağımızı anlayınca da kendimiz Türkiye’de iş yapmaya karar verdik. İlk durak Eskişehir oldu. Burada 306 konut ve bir otel projesini hayata geçirdik. Daha sonra ise yine Çanakkale’de ikinci otel projesine başladık” diyerek Türkiye sürecini paylaştı.
Biz artık İzmirliyiz
Üçüncü sınıfta bitkisel tedavi yöntemlerine merak salar. İşin fitilini ise bir aktarın ‘Bu iş senin anlayacağın işlerden değil” sözü ateşler. Bu sözle kendi tabiriyle ‘gaza gelen’ Mustafa Yaşar, tamamlayıcı tıp kapsamında dünyanın birçok ülkesinde eğitim ve seminerlere katılır. Ve uluslararası standartlarda doğal ve bitkisel ürünler üretme fikriyle 2004’te İzmir’de Naturin’i kurar. Dr. Mustafa Yaşar, Naturin Nutraceuticals ile bugün sıvı ve toz ekstrelerden bitkisel ham droglara, gıda destek takviyelerinden bitkisel kapsül ile fitokozmetik ürünler üreterek yoluna devam ediyor.
DR. MUSTAFA Yaşar... Hekim kimliğinin yanına girişimciliği de ekleyerek zor olanın peşinden giden bir isim. 90’lı yıllarda ‘Önce Fayda Sağla’ sloganıyla çıktığı yolculukta bugün neredeyse yüzde 100’ünü Türkiye’den temin ettiği doğal bitkilere katma değer katarak fitoterapi (bitkisel tedavi) alanında fark yaratıyor. Naturin Nutraceuticals’un kurucusu Dr. Mustafa Yaşar ile hem girişimcilik serüvenini hem de gelecek planlarını konuştuk. 1970 İzmir doğumlu olan Dr. Yaşar, liseye kadar yaşamının İzmir’de geçtiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
İlk uygulama ev arkadaşlarına
“İşçi emeklisi bir babanın oğluyum. Lisenin ardından da çocukluğundan beri en büyük hayallerinden biri olan doktorluk için tıp fakültesine gittim. 18 tercihimin hepsi tıp üzerineydi. Ve 1988’de Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. 3’üncü sınıftan itibaren de doğal tedavi yöntemlerine bir merak başladı. O dönem şimdiki gibi bilgiye ulaşmak bu kadar kolay değildi. Araştırmalarım sırasında bir gazete ilanı dikkatimi çekti. Konyalı bir aktar, ‘Kanserden astıma kadar her şey son’ başlığıyla yarım sayfa ilan vermişti. Aradığım şey burada olabilir diye düşündüm. Yaz tatilini bu aktarın yanında geçirerek bir şeyler öğrenir miyim diye düşündüm. Telefonla aradığım amca, ‘Oğlum bu iş senin anlayacağın işlerden değil. Sen kendi işine bak’ demesi beni gaza getirdi. O aktar bir şeyler yapabiliyorsa ben aldığım eğitimi de kullanarak daha güzelini ortaya koyarım fikriyle çalışmalarıma hız verdim ve uygulamalarımı ev arkadaşlarımın üzerinde denedim.”
Ama olay sadece bununla sınırlı değil. Bunun bir de aidat boyutu var. Özellikle markalı konut projelerinde ‘kapalı spor salonu, açık-kapalı yüzme havuzu, güvenlik ve geniş sosyal donatı’ diye başlayan onlarca detayın ucu hep aidata dokunuyor. Gayrimenkul sektöründe yaptığı araştırmalarla bilenen REIDIN de ‘Konut Projeleri Aidat Değerleri’ araştırmasıyla markalı konut projelerini inceleyerek İzmir’in rakamlarını ortaya çıkardı.
İzmir’in lideri Bornova
REIDIN’in analizinde İzmir’de markalı konut projelerinin metrekare bazında ortalama aidatı 2.51 lira. Kentte en yüksek aidat metrekare başına 5.25 TL iken en düşük ise 0.80 TL olarak hesaplandı. İzmir’de metrekare bazında en yüksek aidat değerine sahip konut projesi 2.33 TL ile Bornova’da iken, en düşük aidat da 1.61 lira ile Menemen’de bulunuyor. Araştırmaya göre 100 metrekarelik bir evin en yüksek aidatının 525, en düşüğünün ise 80 lira olduğu İzmir’de sektör temsilcileri ev alırken ya da kiralarken aidat bedelini önceden sorması konusunda tüketiciyi uyarıyor. Daha sonra ‘kira kadar aidatla’ karşılaşmamak adına bu uyarıya kulak vermekte fayda var.
Türkiye’ye döner dönmez de marka tescilini yaptırır. 2013’te ise babasının 1969’da İzmir’de kurduğu Sevim Lokantası’nın ardından ikinci bir başarı öyküsü yazmak üzere kollarını sıvar. Meftune Türk Mutfağı’nı kuran Kadir Kurtulan, şimdilik iki şubeyle yoluna devam ediyor. Ulusal bir marka yaratma hedefiyle çalışan Kurtulan’ın gündeminde, Türk mutfağını dünyaya tanıtma stratejisi doğrultusunda yurt dışında da mağazalaşmak var.
KADİR Kurtulan.... 10’lu yaşlarda yiyecek-içecek sektörüne adım atan ve babası Mürteza Kurtulan’ın izinden giderek yeni bir başarı öyküsüne imza atmak için sürekli araştıran bir girişimci. Sevim Lokantası’nın ortaklarından ve Meftune Türk Mutfağı’nın kurucusu Kadir Kurtulan ile hem girişimcilik serüvenini hem de yeni markasının çıkış hikayesi ve gelecek planlarını konuştuk. Kosova’da pastanecilik yapan babası Mürteza Kurtulan’ın 50’li yıllarda İzmir’e geldiğini anlatarak söze başlayan Kadir Kurtulan, o dönemi şöyle aktardı:
Kosova’dan İzmir’e
“İzmir Bornova’ya 30’lu yaşlarda gelen babam önce Kosova’daki mesleğini burada devam ettirir. Küçük bir pastane açar. Daha sonra Ege Üniversitesi’nin yavaş yavaş büyümesiyle birlikte yeme-içme sektörüne girme kararı alır ve 1969’da Sevim Lokontası’nı kurar. Ege Üniversitesi öğrencilerine, evlerini aratmayan lezzetleri sunma hedefiyle yola çıkıyor. Bende 10’lulu yaşlarda iş dahil oldum. Ve ortaokulu bitirdikten sonra da babamın yanında resmen çalışmaya başladım. Babamız Mürteza Kurtulan’ın kurduğu yapıyı bugün ağabeyim ve iki yeğenimle birlikte yönetiyoruz. Dört şubeye ulaştık.”
Şu ana kadar yapılan açıklamalara bakıldığında tablonun bu yıl da değişmeyeceği görünüyor. Tabii, ‘ekonomik durgunluk var’ diye beklemek olmaz. ‘Kriz varsa fırsat da var’ diyen bazı yatırımcılar, bu sıkıntılı atmosferde elini taşın altına koymuş durumda. Ekonomist dergisi de 2017’nin ilk sayısında ‘58 Yeni Otel Geliyor’ manşetiyle bu yatırımcıları ele adı. Bu yatırımların 10’u, turizmin önemli duraklarına sahip Ege’den. Değeri milyon liraları bulan ve yüzlerce kişiye iş imkanı yaratacak bu tesislerin iki yıl içinde faaliyete geçmesi bekleniyor.
2018’de açılacaklar
Ege’de iki yıl içinde en fazla tesis yatırımı konusunda Bodrum öne çıkıyor. Ceviz Sırtı Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’nin Ortaca’da 62 milyon lira değerinde 5 bin 49 yatak kapasiteli yatırımı bulunuyor. 147 kişinin çalışacağı beş yıldızlı otelin işletmesi konusunda ise yatırımcı firma çeşitli markalarla görüşüyor. 100 milyon euro’luk yatırımla 210 yatak kapasiteli Swissotel Bodrum Hill’i Yokuşbaşı’na getiren Çağdaş Holding, tesisi Haziran 2018’de açmayı planlıyor. 2018’de açılması hedeflenen bir diğer oteli de Nef, Yalıkavak’ta hayata geçiriyor. 120 milyon lira yatırım değeri olan ve 130 yatak kapasitesi bulunan tesisi Banyon Tree Bodrum işletecek. 40 milyon dolarlık projesiyle Akfen İnşaat da Bodrum’da yatırım yapanlardan. İnşaatı süren projenin açılış tarihi ise henüz belli değil.