İşletme okur. Birer yıllık akademik ve özel sektör deneyiminin ardından ticarete atılır. Yağ sektörüne yönelik nakliye işi yapan Mesut Polat, 1995 yılında ise kontrol ve güvenlik sistemleri alanında faaliyet gösteren Polimek’i kurar. Bu alanda yurt dışına olan bağımlılığın önünü kesen Polat, birçok ilke de imza atar. Bugün Türkiye’nin yanı sıra 12 ülkeye ihracat yapan Mesut Polat’ın gündeminde yüz tanıma sistemlerinin üretimi var...
MESUT Polat... Ülkesine olan sevdasını Türkiye’de olmayanı üreterek taçlandıran bir girişimci. ‘Neden kendi ülkemizde kendi insanımızın elinden çıkan Türk malları üretilmesin’ diyerek yola çıkan ve bu uğurda Polimek Elektronik’i kuran Mesut Polat ile hem girişimcilik serüvenini hem de gelecek planlarını konuştuk. 1954 İzmir doğumlu Mesut Polat, Niğdeli asker bir babanın üç çocuğundan en büyüğü... Hem babasının hem de kendisinin yaşadığı kırılmaları anlatarak söze başlayan Polat, şöyle devam etti:
O TARTIŞMA YENİ YOLU OLUR
2016’yı yüzde 7’lik büyümeyle 201 bin 187 konut satışıyla kapatan Ege’nin 7 kenti 2017’ye de iyi bir başlangıç yaptı. TÜİK verilerine göre geçen ay, 2016 Ocak’a kıyasla yüzde 13.11’lik büyümenin yaşandığı Ege’de 13 bin 985 konut satışı gerçekleşti. İzmir, 5 bin 665 konut satışı ve yüzde 40’la yine Ege’de en yüksek paya sahip kent oldu. Satış sayılarına göre İzmir’i 2 bin 254 ‘e Aydın, bin 729 konut satışıyla da Balıkesir izledi.
Uşak yine lider
Satışta Ege’nin son numarası olan Uşak, konut satışında yine en hızlı büyüyen kent oldu. 2016 Ocak’a kıyasla Uşak, geçen ay yüzde 78.46’lık büyümeyle 464 konut satışına imza attı. Büyüme oranında Uşak’ı yüzde 36.66 ile Denizli izledi. Geçen ay büyümenin en düşük olduğu kent ise yüzde 1.26 ile Muğla oldu. Ege genelinde ipotekli konut satışları da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32.66 oranında artış göstererek 5 bin 543 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı ise yüzde 39.6 olarak gerçekleşti.
MUĞLA’DAN YABANCI ATAĞI
EGE genelinde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.89 artarak 5 bin 912 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı ise yüzde 42 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satışında ilk 10’da yer alan Aydın ve Muğla, son dönemde bu alanda sıkıntı yaşıyor. Muğla bir önceki döneme kıyasla satışlarını Ocak 2017’de yüzde 29 artırarak 40 oldu. Aydın’da ise yüzde 29’luk gerilemeyle 45 konut yabancılara satıldı.
1994’te ise Almanya’nın yolunu tutar. El becerisini esnaflık tecrübesiyle harmanlayan Şenol Özbey, otomotiv yan sanayinde çalışır. Özbey, 11 yıllık Almanya macerasının ardından Türkiye’ye dönüş kararı alır. İzmir’e eli dolu gelen Şenol Özbey, Almanları da ikna ederek Ege Serbest Bölgesi’nde sanayi tipi streç film üretmeye başlar. Gece gündüz çalışarak Beypak’ı büyütür. Bugün birçok ülke ve markaya ürün gönderen Özbey, şimdi de iki atıl binanın yerinde kuracağı tesiste fark yaratan ürünler üretmeye hazırlanıyor.
ŞENOL Özbey... Genelin aksine farklı olanın peşinden giderek sanayi tipi streç film sektöründe başarıyı yakalamış bir girişimci. ‘Zamana uymayan zamanla gider’ sözüyle yol haritasını çizen Beypak Stretch Film’in yönetim kurulu başkanı Şenol Özbey, girişimcilik öyküsünden yatırıma ve hedeflere kadar birçok şeyi anlattı. 1965 doğumlu, memur bir babanın 5 çocuğundan ortanca olan Şenol Özbey, elektrik teknisyeni babasının görevi nedeniyle bir dönem Ankara’da yaşar. Özbey, hikayenin devamını şöyle anlattı:
SU DA SATAR, ÇIRAKLIK DA YAPAR
Yatırım yapanın yarın kazançlı çıkacağı bir dönem. Bu dönemde yatırım yapanlardan biri de İzmir’de 1989’dan bu yana önemli projelere imza atan Yücesoy Mühendislik. Son dönemde Seyrek’te yarattığı mini kentle de adından sıkça söz ettiren şirket, 2016’nın sonunda olduğu gibi yeni yılda da yatırımda gaza basanlardan. Yücesoy Mühendislik bu yıl yaklaşık 400 milyon liralık yatırımı hayata geçirmeyi planlıyor.
DEĞERLI BIR KEŞIF OLDU
“Bu kadar badireye rağmen İzmir’de gayrimenkul sektörü ve değerler hız kaybetmeden yükselmeye devam ediyor” diyen Yücesoy Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yücesoy’la kentin geleceğinden projelere kadar birçok konuyu konuştuk. En son Seyrek’te hayata geçirdikleri projede konutların 2 senede yüzde 85 değer kazandığını söyleyen Yücesoy, “Seyrek toplamda bin 600 konuttan oluşan bir yapı. 800’ünü tamamladık, yaşam başladı. Kalan kısım ise etap etap devam ediyor. 2017’nin sonunda bunu da aşama aşama tamamlamayı planlıyoruz. Biz yeterince değerlenmemiş bir bölgeyi keşfettik. Uygun arsa aldık. Kafeden alışveriş merkezine, yeşil dokuya kadar her şeyi yaptık. Site alanları yarattık. Bunları da uygun fiyata satışa sunduk. Böyle olunca da kısa sürede etapların önemli kısmını sattık” dedi.
400 MILYONLUK YATIRIM
Önce dil eğitimi alır. Ardından da merak saldığı Fransız peynirlerinin yapım tekniğini öğrenir. İzmir’e döndüğünde ise evinin mutfağında öğrendiklerini uygulamaya başlar, ürettiği peynirleri yakın dostlarına tattırır. Bu işi profesyonelce yapmaya karar veren ve Fransa’daki mandıralarda staj yapan Canan Urhan, 2015’te ev kadınlığından girişimciliğe resmen terfi eder. Miralem’i kuran Urhan, bugün butik olarak ürettiği 4 çeşit peynirle yoluna devam ediyor. Gündemde yeni peynirler var.
CANAN Urhan... Mutfağa olan merakını farklı boyuta taşıyan ve bu kulvarda kendine yeni yollar açan bir girişimci. İzmir Menemen’deki çiftliğinde başlattığı hobisini markaya dönüştürmeyi başaran Miralem Süt ve Et Ürünleri’nin kurucusu Canan Urhan ile hem peynircilik serüvenini hem de gelecekle ilgili planlarını konuştuk. Aslında her şeyin 2005 yılında oğlunun Fransa’da üniversite kazanmasıyla başladığını söyleyen Canan Urhan, hikayenin devamını şöyle anlattı:
Önce dillerini öğrendi
“O döneme kadar ev kadınıydım. Herhangi bir iş deneyimim yoktu. Birçok Türk kadını gibi benim de en büyük merakım mutfaktı. Üniversite için Fransa’ya giden oğlumun yanına gittiğimde de o ülkenin lezzetlerini tatmaya başladım. Bu sürede Fransız peynirler üreten bir komşum oldu. Onunla dilimi geliştirmek için kurduğum diyalog ile Fransız peynirlerin merak saldım. Ama dil sorunu sıkıntı yaratıyordu. Fransızca bilmediğiniz zaman markete gitmek bile sorun. Komşumun yönlendirmesiyle bir dil okuluna gitmeye karar verdim. Burada da 2 yıllık eğitimin ardından hedefim Fransız peynirlerinin yapımını öğrenmekti.”
Ağustosta önce Emlak Konut GYO, ardından da Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) başlattığı kampanya ile 120 ay vade 0.7 faiz oranıyla binlerce ev satıldı. Yine 1 Şubat’ta Emlak Konut GYO önderliğinde yeni kampanya seferberliği başladı. Özel sektör de destek verdi. 60 ayda 0 faiz, 120 ayda yüzde 0.45, 240 ayda ise yüzde 0.79 faizle 40 binden fazla konut satışa çıktı.
Ege’nin şanına yakışsın
Malum, Emlak Konut GYO’nun şu an Denizli haricinde Ege’de projesi yok. Dolayısıyla bu kampanyalar daha çok İstanbul ve Ankara’da konut alma planı yapanları yakından ilgilendiriyor. Daha önce de yazmıştım, yine tekrarlıyorum. Geçen yıl yüzde 7’lik büyümeyle 201 bin 187 konutun satıldığı Ege’de gayrimenkul sektörünün aktörlerinin de artık bölgenin şanına yakışır kampanya başlatması şart. Bu tip kampanya hem sektörde hareketlilik yaratır, hem de piyasalara güven gelir. Firma ve sektör STK’larının bunun öncülüğünü yapması umuduyla...
GÖZLER FAİZLERDE
13’ünde kendi dükkanını açar. Şoförlükten tabelacılığa kadar birçok meslekte hayatına yön verir. 60’ına geldiğinde tabela işini oğluna devreder. Ama İsmail Erzurumluoğlu, emeklilik döneminde de boş durmaz. İlkini 70’li yıllarda yaptığı otobüs maketini bu kez de torunları için hayata geçirir. El emeği araç maketlerinin internette paylaşımıyla da Erzurumluoğlu’na adeta sipariş yağar. Bugün hobisini işe dönüştüren İsmail Erzurumluoğlu, tamamı el yapımı otobüsten kamyona hatta metrobüse kadar maketlerle yeni bir iş kolunun Türkiye’deki temsilcisi olarak yoluna devam ediyor. Gündemde ise müze var...
İSMAİL Erzurumluoğlu... Resme olan kabiliyetini üretime dönüştüren, 60’ında bile farkındalık peşinde koşarak yeni pazar yaratan bir girişimci. Oğlu Güner’le birlikte emeklilik döneminde Aydın Efeler’de yeni bir hikaye yazmak için yola çıkan GMS Maket’in kurucusu Erzurumluoğlu, hem girişimcilik serüvenini, hem de geleceğe dair planlarını anlattı. 1954 Çorum Sungurlu doğumlu, zanaatkar babanın 5 çocuğundan biri olan İsmail Erzurumluoğlu, şöyle devam etti:
BABASIYLA YOLLARI AYIRIR
“Dedem çok iyi bir demirciymiş. 6 çocuğundan biri olan babam da onun yanında yetişmiş. Yetenekli olduğu için de işi geliştirmiş. Kaynak ve torna makineleriyle işi büyütmüş. Römork üretmiş. Ben de 7 yaşında onun yanında iş hayatına adım attım. Babam da o yaşta bir çocuğun eli titremez mantığıyla kaynak makinesini elime tutuşturdu. Ve en hassas kaynakları bana yaptırmaya başladı. Çok iyi kaynak yapardım. Şimdiki otomatik kaynak makinelerinin ayarında işler çıkardı elimden. 10 yaşında ayağımın altına kasa koyup torna da yapıyordum. Tüm bunların yanı sıra okulumu da hiç aksatmadım. Tabii, ilkokulun ardından babam okumamamı istemedi. Ama ben okumak istiyordum. Bu konu babamla yollarımızı ayırmamıza neden oldu.”
12’sinde elektrikçi çırağı olur. Küçük yaşına rağmen ustasıyla il il, şantiye şantiye gezerek fabrikaların pano ve elektrik tesisat montajını yapar. Çocukluğundan itibaren kendi işini kurma planları yapan Davut Yanık, aldığı her haftalıkla hayalindeki dükkan için kaynak makinesi, mengene, matkap ve el aletleri satın alır. 1977’de ise çatısı akan bir dükkanda Tekpan Endüstriyel’i kurar. Bugün 50’ye yakın ülkeye ihracat yapan Yanık’ın gündeminde tam otomasyon odaklı yatırım planları bulunuyor.
DAVUT Yanık... Zor olanın peşinden giden ve mücadele dolu bir serüvenin ardından kendi hikayesini yazmayı başaran bir girişimci... Yatırım sevdalısı bir sanayici... Geçmişte pek çok insanın reddedemeyeceği iş tekliflerini ‘Ben kendi işimi yapacağım’ diyerek reddeden Tekpan Endüstriyel’in kurucusu Yanık, hem girişimcilik, hem de yatırım planlarını anlattı. 1955 Üsküp doğumlu olan ve 4’ünde ailesiyle birlikte İstanbul’a, 1 yıl sonra da İzmir’e gelen Davut Yanık, hikayenin devamını şöyle anlattı:
İkinci gün yolu bulamadı
“Daha o yaşlarda babamla pazarda naylon sepetler satar ev bütçesine katkı sağladım. İlkokulun ardından da bir an önce iş hayatına atılmak isteyince, babam beni elektrik işleri yapan arkadaşının yanına çırak olarak verdi. O kadar küçüktüm ki, ilk iş gününde Çankaya’daki dükkanı ikinci gün bulamadığım için işe gidemedim. Yaşım çok küçük olmasına rağmen ustamla birlikte il il, şantiye şantiye gezerek fabrikaların pano ve elektrik tesisat montajlarını yaptım. 70’li yıllarda çıkan bir kanunla tanınan ‘Mektupla Eğitim’ hakkını da kaçırmadım. Bir yandan çalıştım, bir yandan da mesleki eğitimimi tamamladım. Asker dönüşü ise hedefimi belirlemiştim. Kendi işimi kurmak için bir miktar sermaye oluşturmak adına bir süre daha başkalarının yanında çalıştım.”