Kenan Başaran

Derbinin kopyası

10 Aralık 2013
KAÇ hafta oldu Beşiktaş, Kasımpaşa’nın zeminini bir türlü çözemedi.

Dün de oyuncular kayıp durdu. Ama daha da önemlisi Kartal zirve zemininden de kaymaya başladı. Dün ilk 45’te kaçırdıklarına yanacak, ikinci 45’te ise bir paun için Necip’e dua edecek. Genel hatlarıyla Fenerbaçe derbisinin bir kopyasını izledik.

İLK 45:
Beşİktaş, sakatlıklardan ötürü ilk kez yan yana oynayan bir geri dörtlüyle çıktı. Açıkçası bu endişe vericiydi. Ancak Escude’nin serinkanlılığı ve stopere çekilen Necip’in de cengaverliği defansı ayakta tuttu. En büyük tehlike Atiba’nın hücumda kaybettiği topta yaşandı.
Bilic, rüyasında bile göremeyeceği kadar ofansif bir rakip buldu karşısında. Erken gol sürpriz olmadı ama sonrasında öyle pozisyonlar harcandı ki; ilk yarı 4-1 kapanabilirdi. Arkaya iyi sızan Kartal’ın farka gitmesine Fernandes ve ‘cinler’ mani oldu. Yeni imajıyla ‘mahallenin şık abileri’ni andıran Almeida, tek kelimeyle mükemmeldi.

İKİNCİ 45:BU bölüm Konya ve Fenerbahçe maçlarının ikinci bölümleri gibi başladı. Töre’nin sakatlanması oyunun aldığı biçim nedeniyle Beşiktaş’ın şansı oldu. Çünkü Holosko, ailecek gelen rakibi tehdit edebilirdi. Bilic, dökülmeye devam eden Fernandes’i de alıp Muhammed’i sahaya sürdü. Oyunu sete çevirmek istiyordu. Genç Mami’nin yaptığı hatadan sonra epey bocaladığını bir tek kaleci Tolga gördü. Tecrübeli eldiven gidip genç oyuncuyu motive etti. Bravo pazubantsız kaptan... Bilic’in hamleleri kağıt üstünde kalınca beraberlik kaçınılmaz oldu.

MAÇIN İYİSİ

Yazının Devamını Oku

Lider stadı terk etmez

5 Aralık 2013
BEŞİKTAŞ yarattığı değerleri ne kadar kolayca gözden çıkarıyor böyle?

Cumartesi akşamından bu yana Slaven Bilic, kendini savunmak zorunda kalıyor. Uzun süre 10 kişi kalan ve 3-2 önde olduğu halde Fenerbahçe karşısında maçın ikinci devresinde takımın yediği baskıdan ötürü Hırvat hoca sert bir şekilde eleştiriliyor. Ben de hem maç yazımda hem de bir sonraki analizde hocanın tercihlerine dair muhalefetimi yaptım. Çünkü Beşiktaş, ikinci devre sadece bir kez Fenerbahçe’nin ceza sahasına girebilmiş o da maçın uzatmalarında...

FUTBOL DİREKTÖRÜ NE İŞE YARAR O ZAMAN

Kartal’ın röntgenini kaleci Tolga da çok iyi çekti: “İlk ve son 10 dakika hariç kötü oynadık”. Ertesi gün başta başkan Fikret Orman olmak üzere yöneticilerin de Bilic’e çok kızgın olduklarını öğrendik. Kadıköy’deki ikinci 45’teki oyun ve Bilic’in “Bu şartlarda 1 puan da iyidir” yollu sözleri Beşiktaşlılık duruşuyla bağdaştırılmamış!. Ah şu Beşiktaşlılık duruşu!..
Başkan ve yöneticiler elbet hocalarını eleştirebilir ancak bunun kapalı kapılar arkasında yüz yüze olması gerekmiyor mu? Bakın hoca medya önüne çıkıp geçmiş maç için yaptığı tercihleri tekrar tekrar açıklamak zorunda kalıyor. Aslında medyaya değil yönetime cevap veriyor!..
Hani siz futboldan anlamıyordunuz ve hani siz futbolu profesyonellere emanet etmiştiniz? Çağırırsınız genel direktörünüzü ve ondan bir vaziyet raporu istersiniz. Hoş görmediğiniz mevzuları da onunla paylaşırsınız. Genel direktör dediğiniz sizinle takım arasındaki iletişim kanalıdır nihayetinde. Neden bu profesyonel kanalı kullanmak yerine doğrudan medya kanalını kullanıyorsunuz? Hangi yolun taşları döşeniyor?

CANAYDIN 6-0’DA BİLE YERİNDEN KALKMADI

Başkan Orman, geçen perşembe günü BJKTV’de Bilic ile uzun vadeli çalışmayı düşünüp düşünmedikleri yönündeki bir soruya mealen “Futbol duygusal bir şey değil. Önder Özen’in vereceği raporlara göre oturur değerlendiririz” dedi. İyi güzel, burada profesyonel bir dil kullanan başkanın derbi sonrası da profesyonelce davranması gerekirdi. Gelelim Beşiktaşlılık duruşuna... Kusura bakmayın ama 3-3’ken ve maçın bitimine uzatmalar dahil daha 10 dakikadan fazla bir süre varken rakibin beraberlik golünün gelmesiyle stadı terk edip gitmek de Beşiktaşlılık duruşuyla bağdaşmaz. Rahmetli Özhan Canaydın, takımı 6-0 yenilirken dahi o stadı terk edip gitmedi. Orman, ısrarla “Ben Beşiktaşlıların lideriyim” diyor. Lider kriz anlarında çekip gitmez bildiğim kadarıyla. Lider maç sonu soyunma odasına gider “Canınız sağolsun” der; tıpkı Tolga’nın basın toplantısında “Arkadaşlarımın canı sağolsun” dediği gibi. O Tolga ki Beşiktaş’ta daha senesi dolmamış...

NARTALLO’NUN GOL ATTIĞI MAÇI HATIRLAR MISINIZ?

Yazının Devamını Oku

Galibiyeti Bilic istemedi!

1 Aralık 2013
GERÇEK bir derbi oldu.

Beşiktaşlılar 90 dakika bittiğinde eminim ki kahroldu, galibiyet nasıl kaçtı diye... Haklılar da çünkü bana göre beraberliği hediye etti Kartal. Fenerbahçe ise bir puanı kazanç sayacaktır. Bir derbide daha Cüneyt Çakır başrole çıktı ve elbette bu iyi bir şey değil.

İLK 45:
İlk dakikadan itibaren keyifli bir derbi olacağı anlaşıldı. Beşiktaş cüretkarca önde basarak başladı. Fenerbahçe de presiyle onu kırmaya çalıştı. Almeida son iki haftadır gelişini müjdeliyordu zaten. Olcay’a harika asisti beni şaşırtmadı ama Olcay’ın golden ziyade Gönül’ü ekartesindeki ustalık şaşırttı. Tedbirler nafileydi. Kanarya en iyi olduğu yerlerden; kanatlardan iki gol üretip öne geçti. Üstelik galibiyet golünü attığında 10 kişiydi. Bilic, kapanan takımlara karşı zorlandıklarını söylemişti. İşte Fenerbahçe’nin eksilince geriye yaslanması Beşiktaş’ı olumsuz etkiledi ve mağlup duruma düştü. Neyse ki paniklemedi Kartal. Veli, kariyerinin en iyi asistini yaptı muhtemelen. Almeida da bu kez karşı karşıya sendromu yaşamadı. Beraberlik Fener’in şevkini kırdı ve Almeida bunun da cezasını kesti.

İKİNCİ 45: Tamam Fener mecburen saldıracaktı ama yine de Beşiktaş’ın kontra aşkına bu kadar gönüllüce izin vermesi mantıksızdı. Hücum eden Fener’den daha tehlikeli ne olabilirdi ki... Kartal, dördüncü gole oynayıp maçı bitirmek yerine rakibini cesaretlendirdi. Oyuna denge gariptir Necip atılınca geldi!.. Aslında Beşiktaş maçın başından itibaren 10 kişiydi zira Fernandes’ten dün akşam bir şey anlamadım. Bilic’in sabrına hayran kaldım(!). Hırvat hoca saşırdı ama Kuyt’ın golü geç bile geldi. Tolga, Atiba ve Olcay da bir yere kadar direnebildi. Bilic bu maçı evinde banttan izlediğinde eminim ki dizini dövecektir. İkinci devrede rakip on kişiyken izlediği stratejinin tutmadığın görmesi gerekirdi.

MAÇIN İYİSİ

Attığı iki gol ve bir asistle Portekizli Almeida.

Yazının Devamını Oku

Orman müjdeyi veriyor

28 Kasım 2013
Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ile Beşiktaş Kulübü arasında stadın yapımına dair protokolün bugün Başkan Fikret Orman tarafından Ankara’da imzalanması bekleniyor. Böylece resmi prosedür tamamlanacak. Başbakan Erdoğan’ın da 15 Aralık sonrasına temel için gün vermesi bekleniyor.

Beşiktaş’ın yeni stadının temeli bir türlü atılamıyordu. Yok ruhsat yok, yok bakan engelliyor, yok Başbakan randevu vermiyor... Peki neden? Bunun için de iddialar muhtelifti: Çarşı’nın Gezi’deki tavrı, maçların 34. dakikasında atılan slogonlar... Bu gerekçeleri iki tarafa da resmen doğrulatamıyorsunuz. Takdir kamuoyunun. Diğer yandan temeli geciktiren somut bir neden daha vardı. Siyah beyazlılar yeni stat için Gençlik Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) ile arasındaki protokülü imzalamıyordu. Çünkü protokolün külfeti ağırdı. Orman, bugün başkentte bu protokolü imzalayıp resmi prosedür tamamlayacak ve temelin önünde engel kalmayacak. Başbakan’ın da bütçe görüşmeleri bittikten sonra; yani 15 Aralık’tan sonra temel için randevu vermesi bekleniyor.

G.Saray ödemiyor

İmzası geciken protokol ağır dedim çünkü Beşiktaş yeni stadın reklam gelirlerinin yüzde 5’ini ve de isim sponsorluk gelirinin de yüzde 20’sini (23 milyon dolar) vermekle mükellef. Bunun dışında genel müdürlüğün loca ve yer talebi olduğu da konuşulan konulardandı. Genel hatlarıyla GSGM’nin protokolü Galatasaray’ın da imzalamasını istediği protokolle aynı. Fakat sarı kırmızılı kulüp, reklam ve sponsorluk gelirinden GSGM’ye pay vermeyi gerektiren yönetmelikten önce stadını yapıp pazarladığını belirterek bu parayı ödemeye yanaşmıyor. Sayıştay diretince de konu mahkemeye taşındı.
Beşiktaş’ın stadı yönetmelikten sonrasına denk geliyor ve GSGM “Ben bu paraları vermem” cevabını kabul etmiyor. Yine de Orman yönetimi direndi. Hal böyle olunca da temel gecikti. Nihayet uzlaşmaya varıldı. Bazı esneklikler sağlandı ve Orman da bugün imzayı koyacak.

SARIYER TEKLİFİNİ DEMİRÖREN REDDETTİ

Peki Beşiktaş’a yeni stadını tamamen devlet yapamaz mıydı? Yapardı da o vakit de semtten Sarıyer topraklarına gitmesi gerekecekti!. Çünkü devlet, “İnönü arazisini satıp size Sarıyer tarafında bir stat yaparız” teklifinde bulundu. Neyse ki dönemin başkanı Yıldırım Demirören,-nadir de olsa- doğru bir kararla “Hayır” demiş. Demirören, “Stadı kendimiz yaparız ama siz de tarihi ve kültürel engelleri kaldırın” diyerek cevap almış. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın ayak dirediğini hatırlayın... Hasılı kelam, Orman, olağanüstü bir durum yaşanmazsa, bugün Ankara’da protokole imza koyacak ve muhtemelen BJKTV’de bu akşam katılacağı programda da hem bunun hem de Başbakan’ın temel atmaya geleceğini açıklayacak.
Bundan sonra top gerçek anlamda Orman yönetiminde olacak. Para sorununu aşıp vaat ettiği gibi yeni stadı Ağustos 2014’e yetiştirip yetiştiremeyeceğini göreceğiz.

PROTOKOLDEKİ KRİTİK ÜÇ MADDE

Yazının Devamını Oku

Siyahla beyaz gibiydi

26 Kasım 2013
KONYA, Fenerbahçe’yi muhteşem geri dönüşle yenerken esasında ligdeki en büyük yanılsamaya sebebiyet vermiş de o zaman kestirememişiz(!).

Malum, Fener o günden beri tutulmuyor. Konya ise evinde aldığı galibiyetlerle ayakta duruyor. Uğur Tütüneker, ikinci bir Fenerbahçe maçına imza atabilirdi ancak Beşiktaş’ın özellikle ilk devredeki ciddiyeti buna izin vermedi. Bilic şimdi Kadıköy’e kağıtları yeniden karmak için gidecek...

İLK 45:

SİYAH beyazlılar tek bir organizma olarak sahaya yayılınca Konya, atak bile geliştirecek fırsatı bulamadı. Fernandes’in iştahı, Oğuzhan’ın ayağının daha düzgün olması, Olcay’ın taktiksel başarısı, Töre’nin ligin başındaki verimliliğini yakalaması ve de Almeida’nın son haftalarda ortaya çıkan özverili oyunu maçı ilk yarıda bitirdi. Forvet hiç olmadığı kadar birbiryle uyumluydu. Konya ikili mücadelede Kartal’dan daha iyi bir istatistiğe sahipti ancak dün rakamlar değil Bilic’in adamları konuştu. Oğuzhan’ın dün akşam attığı golden şimdiye kadar 4-5 tane atmış olması lazımdı zira onun alamet-i farikası budur.

İKİNCİ 45:

MAÇ ilk yarıda bitti dedim ya, Beşiktaş da öyle düşündü ki rehavete kapıldı ve acemice bir gol yedi. Devamında 3-1 öndeyken bile kontra yemek de ilginçti. İyimser bir yaklaşımla Kartal her şartta hücum futbolundan ödün vermiyor diyebiliriz ama kazın ayağı öyle değildi. Organizma ofans ve defans olarak ikiye bölündü. Giden geri gelmeyince inisiyatif Konya’ya geçti. Fernandes’in yerine Necip girse de Bilic maçı ‘atan kazanır’ havasından çıkaramadı. Kaybedecek bir şeyi olmayan rakip oyunu çılgınlaştırdı. Yiyeceği golden ziyade atacağını düşündü. Öyle ki maç dönecek noktayla tarihi fark arasında gidip geldi ama iki taraflı beceriksizlik buna mani oldu. İkinci devre en iyi Kartal, Tolga’ydı!. Haftaya Kadıköy’de de Beşiktaş’tan bir çılgınlık bekleyeceğiz...

MAÇIN İYİSİ

Ödülü Olcay, Töre ve Tolga arasında pay ediyorum.

MAÇIN KÖTÜSÜ

Yazının Devamını Oku

Fernandes de Q7 gibi harcanmasın

21 Kasım 2013
Geçen sezonun ilk devresi Quaresma tartışmalarıyla geçmişti. Orman yönetimi, ‘Q7 markası’nı oynatıp satmak yerine kadrodışı bırakmış ve sonunda da 1.5 milyon Euro’luk alacağını ödeme karşılığında sözleşmeyi feshetmişti. Demirören, Q7’ye 7.3 milyon Euro ödemişti.

‘Endüstriyel ağız’la konuşursam; yönetim elindeki ‘emtia’yı önce sorun haline getirdi sonra da bedelsiz gönderip şükretti!. Bu sezonu da Fernandes ve Almeida tartışmasıyla geçiriyoruz. Medyadan her gün rest çekilip yine eldeki emtianın değersizleştirilmesinden başka bir şey değil bu..
Fernandes ve Almeida ile yeni sözleşmelerin çoktan yapılması veya satılıp para kazanılması gerekiyordu. Şu saatten itibaren geçen her dakika pazarlık masasında Portekizlilerin elini güçlendirecektir. Yıl sonu istedikleri kulüplerle görüşme hakkı elde edecekler ve siz istedikleri parayı veremezseniz arkalarından el sallamakla yetineceksiniz. 3-5 kuruş edebilecek iki oyuncunuz bedelsiz olarak, elini kolunu sallayarak gidecek. Hatta Almeida için 2 milyon Euro da üste ödenecek. Malum Demirören, menajer Mendes ile böyle anlaşmıştı: Sözleşme bitmeden satılırsa 2 milyon Euro ödersin!..

RONALDINHO MU PIRLO MU?

BUGÜN “Fernandes ile ilgimiz yoktur” diye yalanlama geçenler de, tribünlerinizin sevdiği oyuncunuza forma giydirmek için yarışacak.
Marifet, “Ya verdiğimiz ücreti kabul ederler ya de giderler” demek değil, yollar ayrılacaksa bile kulübe kâr ettirmektir. Fernandes ve Almeida’nın gitmesiyle taraftarda oluşacak memnuniyetsizlik Ronaldinho ile mi giderilecek? Brezilyalı yeni stadın kombine ve loca pazarlanmasında bir araç olarak görülüyor. ‘Guti-Simao-Almeida-Fernandes-Quaresma’ paketinin(!) ‘satış pazarlama’ açısında katkısı nedir, bir söyleyin lütfen...
Pirlo için “Palavra, 35 yaşındaki bir futbolcunun ne işi var Beşiktaş’ta”diyen Orman’a hatırlatalım: Pirlo 34, Ronaldinho da 33!.. Demirören’in Lale Devri’ni yaşamış siyah beyazlı gönüllerin, takım da rayındaysa, Ronaldinho kadar Pirlo’nun da forması için, yolsuzluk yapıldığı ortaya çıkan Kartal Yuvaları’nda kuyruğa gireceğine eminim!..
Ve eğer başkan, futbolda kurduğu yeniden yapılanmaya gerçekten inanıyorsa hâlâ, dönüp teknik ekibine de bir sorsun: Ronaldinho mu yoksa Pirlo mu? Hasılı, gelinen noktada devre arasında satılamazlarsa şayet, Almeida ve Fernandes ile sözleşme yenilemek kulübün çıkarınadır. Aksi ise külliyen zarar ziyandır.

TAŞERON MU YAPACAK?

Yazının Devamını Oku

Orman, Ağaoğlu’na meydan okuyor(!)

14 Kasım 2013
FİKRET Orman, sürekli “Yıkamazlar, yapamazlar, edemezler dediler ama işte gördünüz...” minvalinde yakınıyor.

Manşetlere yansıyan aman aman eleştiriler yok. Sadece seçim zamanında ve de stada ilk kazmanın vurulurken bazı kaygılar dillendirilmişti. Ancak bu kaygılar da ağırlıkla “Orman yapamaz” değil de “Orman’a yaptırmazlar” şeklindeydi. İki yargı da şimdilik taca çıkmış görünüyor. Evet, ilk harcın çoktan konması gerekiyordu fakat stadın konumu ve zemini gecikmeyi mazur gösteriyor. Yine de bu duruma göre bir tarih verilse daha yerinde olurdu.

80’E YAPARSA HEYKELİ DİKİLİR

Beşiktaşlı’nın, “Orman o stadı yapamaz” demeye hakkı yoktur. Bilakis, “Orman o stadı yapmak zorunda, başka çaresi yok” demekle mükelleftir. Tek neden yeterli: Çünkü o stadı Orman yıktı!.. Siyah beyazlı camia yıkıcı değil yapıcı; stadın bitirilmesi için ‘denetleyici’ göz olmak zorundadır.
Orman, normal şartlarda 140-160 milyon dolara mal olacak stadı yarı fiyatına; yani 70-80 milyon dolara yapma gayretinde olduklarını söylüyor. Bunu gerçekleştirebilirse ayrıca heykeli dikilmeli zira bu işin hesabıyla kitabıyla uğraşanlar koltuk başına maliyetin 2 bin Euro olduğunu ve kaba bir hesapla 42 binlik yeni stadın en az maliyeti 84 milyon Euro. Dolar cinsindense 113 milyon dolar...

STAT BORÇSUZ YAPILAMAYACAK

İkinci nokta finansman meselesi... Stadın isim hakkı Vodafone’a satıldı. Toplam 145 milyon dolar ki 29 milyonluk kısmı 2 yılı opsiyonlu 5 yıllık forma göğüs reklamını içeriyor. Geriye kalan 116 milyon dolarlık bölüm ise 5 yılı opsiyonlu 15 yıllık stat isim sponsorluğunu kapsıyor. 116 milyon dolara verilen isim hakkı paketinde stat reklam hakları da var. Orman, “Stadı borçsuz yapmaya çalışacağız” diyor. Ne var ki bunun mümkün olmadığı görüldü zira dört bankadan oluşan konsorsiyumla kredi görüşmeleri yürütüldüğü açıklandı. Mevcut sponsorluk anlaşması bir güvence olarak gösterilip kredi kullanılacak anlaşılan. Ne kadar kredi talep ediliyor, onu bilmiyoruz. Bir diğer kaynak da borsa şirketinde ikinci bir sermaye artırımına gitmek. Bu da deklere edildi.

SERMAYE ARTTIRIMINA SPK NE DER?

Bu yılın başında yapılan bedelli sermaye artırışıyla 70 milyon liralık bir kaynak sağlanmıştı. Bu artırımda en büyük hissedar olan dernek, nakit para koymayıp

Yazının Devamını Oku

Pastırmalı menemen!

10 Kasım 2013
Öngörülmeyen puan kayıpları yaşayan Beşiktaş, kuşkuyla gittiği Kayseri’de farklı kazandı.

Klasik tabirle skor sizi aldatmasın. Bilic’in ekibi, eski çırağı Prosinecki’nin ekibiyle de berabere kalabilirdi. Hakem hatası, kalecinin kadersizliği ve ‘günüde bir defans’ı Kartal’ın şansı oldu.

İLK 45:

Yüksek tempolu bol pozisyonlu; haliyle keyif veren bir bölümdü. Kayseri kanatlardan; ille de yalnız bırakılan Atiba’nın oradan gelirken, Kartal da hızlı ataklarla rakibine karşılık verdi.Keşke Beşiktaş ofsayt golüyle değil de Almeida veya Gökhan’ın vuruşlarıyla galip gitseydi soyunma odasına. Çizgi hakemi, yan hakem ve orta hakem ‘duble ofsayt’ı çözemiyorlarsa bence 4. hakemi de alıp okey oynamaya gitsinler daha iyi!.. Maç bir zamanların İnönü’sünde oynansaydı eminim ki taraftar “Pozisyon ofsaytmış hem de iki kere” diye bağırırdı. Oğuzhan’ın Veli’ye omuz vermemesi ayıptı. Almeida yine atamasa da geriden alıp Töre’ye ısmarladığı pozisyonda hürmeti hak etti. ‘Uzak forvet’ten‘hedef forvet’e evrilse daha mı iyi olur acaba...

İKİNCİ 45

Kayseri’nin ablukasına siyah beyazlı ortasaha da ‘basit top kayıpları’yla el verince müdahale kaçınılmaz oldu. Töre’nin verimsizliği dünün meselesi değil. Necip’le, Veli’ye lojistik destek vermek isteyen Bilic, Oğuzhan’ı da öne attı. Bu hamle defansif olarak ancak 10 dakika etkiliydi. İşler iyi gitmezken, Ramon’un kalecinin talihsizliğiyle de birleşen golü, siyah beyazlılara hayat verdi...
Almeida, özverisiyle alkış aldı. Eneramo, henüz onu yedekleyecek kalitede değil, gol atmış olsa da!.. Aybaba’nın kulağını çınlatırsak Kartal, sucuklu değil de pastırmalı menemen partisini hak eden kıymette 3 puan aldı...

MAÇIN İYİSİ

Olcay attı ve attırdı. Tolga da yemediği için bu payeyi aldı.

Yazının Devamını Oku