Mojo ve Uncut’taki ‘Yıla Dikiz’ dosyalarını, bazı web sayfalarının önerilerini okudum.
Aslında 2012’de de yine çoğunlukla eskileri dinleyeceğim ama katara 2012’de eklenecek, kimi kalıcı, kimi gidici olacak albümler de var. Olmalı...
Leonard Cohen, PaulMcCartney ve Horrors’ı henüz dinleyemedik fakat şu günlerde yeni albümler çıkardılar.
Madonna’nın albümü daha sonra yayınlanacak fakat bir şarkısını öğrendik, dinledik. Buralara geliyor, bizzat kendisinden dinlemek de mümkün olacak 2012’de zaten.
Peki başka neler var?
Kimine “Geliyormuşsun. Aferin gel? Gelsen n’oluur gelmesen n’oolur?” şeklinde yaklaşacağım kesin bu albümlerin.
Bu sebepten daha umutlu olduğum veya bahsedilmezse ayıp olacağını düşündüğüm albümleri mimledim.
Seçmenin cezaevine düşmeye eğilimli (!) bölümü, tutuklu vekilleri aracılığıyla, -nispi temsil pozisyonunda- Meclis dışında kalmış durumda.
Yani içerde vekil var.
* * *
Emekli Genelkurmay Başkanı, ülke savunmasının emanet edildiği İlker Başbuğ ve “ona bağlı kuvvetler” çete olmakla suçlanıyor.
Yani içerde ordu var.
“Paul Auster gelsin.
Paul Auster gelmesin.
Paul Auster gelse ne olur, gelmese ne olur?”
O zaman fena halde yanılıyorsunuz.
Bir tartışma daha var.
Zaman’dan Ahmet Turan Alkan’ın tabiriyle “Lâkin mevzû ateşteki kestanedir...”; yani bir yerde dokunanı yakabilir.
Mevzu Said-i Nursi’dir, Nur Risaleleri’dir.
Hikmet Karaman’ın gelişiyle zengin kadrosunu toparlayan Gaziantepspor topu rakibinin kullanmasına burun farkıyla izin verse de direncini yitirmedi.
Orta saha cenginin tamamlanmasının ardından, yani 30’uncu dakika civarlarında bir pozisyon patlaması yaşandı maçta.
Bu kez şans, beceriksizlik ve üstün kaleci performansları gol üretimine engel oluşturdu.
İlk yarı melodramın aksiyon filmine dönüştüğü anlarda sona erdi. İkinci yarının tansiyonunun yüksek olacağı belliydi...
***
Basit ve zekice oynayarak galibiyet serisi yakalamış olan G.Saray, yine yanlış pas seçimi esnasında kaybettiği topla geriye düştü.
Popov, Cenk ve Dany gibi bana kalırsa bu ligde her takımda oynayabilecek oyunculara sahip olan Gaziantepsor, öne geçerek elde ettiği moral üstünlüğünü ve hamle şansını değiştiremeden Galatasaray golü bulunca işin rengi değişti.
Karda yapılacak en doğru iş nedir?
Elbette evde oturmak, kedilerin 20 saatten 23 saate çıkardıkları uyku süreleriyle ilgili tespitlerde bulunmak, ara sıra dışarı bakıp “Ne yağdı yahu!” demek, daha önce böyle durumlarda okunmuş kitapların emniyetine ve güzelliğine sığınmak, kış müzikleri çalmak.
Bunların hepsini yaptım, yapmaya devam ediyorum.
Ama en fazla müzik dinledim.
Önce ‘kar şarkıları’ndan hatırladıklarımla başladım işe.
Fleet Foxes’dan ‘White Winter Hymnal’, Belle & Sebastian’dan ‘Fox in the Snow’, Nick Cave & The Bad Seeds’den ‘Fifteen Feet Of Pure White Snow’, The White Stripes’tan ‘In The Cold Cold Night’, Leonard Cohen’den ‘Winter Lady’, Red Hot Chili Peppers’tan ‘Snow (Hey Oh)’ ve ‘Frosty The Snowman’ (Cocteau Twins versiyonunu çok severim!) ilk turda öncülük yaptılar.
“Babadan daha iyi bilecek halim yok” diyerek Bob Dylan’ın ‘Theme Time Radio Hour’ programının CD’lerinden ‘soğuk’ teması altında sıralanan üç şarkıyı peşi sıra dinleyerek ‘Ustalara Saygı’ bölümü hazırladım sonra:
Bu maçtan ayrı olarak konuşmak gerekirse, farklı faktörler sıralamak mümkün. Neye dayandığı kestirilemeyen bir politikası, buna elbette transfersizlik politikası da diyebiliriz, bugünlerin belirleyici faktörü oldu.
G.Saray camiası her zaman dışarıdan gelen etkilerden çok, kendi içindeki itişmeleri probleme çevirmekle meşhurdur. Yolunda giden bir takımı bu hale getirmek, sadece G.Saray’ın becerebileceği bir işti. Yönetimde, Florya’da, G.Saray’ın karanlık dehlizlerinde bu manzarayı hazırlayanlar eminim tatmin olmuştur.
* * *
Antalyaspor maçı G.Saray için bir direnç noktasıydı. Bu maçı kazanıp, en azından psikolojik olarak üstünlüğünü sürdürmesi mümkündü. Fakat kış ve ara transfer mevsimine uyum sağlayamayan kulüp ve takım bu kendi içinde önemli maçı hanesine olumlu şekilde yazdıramadı.
G.Saray, belki Eskişehirspor ve Bursaspor deplasmanlarındaki kadar etkisiz oynamadı. Ama oynadığı futbol, şampiyonluk koşusundaki bir takım görüntüsünden yine de uzaktı.
* * *
Bu maçta kaybedilen 2 puan, G.Saray’ın kimyasını muhakkak bozacak. Uzun ve başarılı bir koşunun ardından, yalpa vurmaya başlaması hem zor kazanılan özgüveni, hem de play-off geldiğinde işe yarayacak puan farkını heba etmiş oldu. Sezon sonu yapılacak transferler bu sezonu doğal olarak kurtarmayacak. Hesapları futbol sahası dışında aramanın bedeli, bir şampiyonluk kaybı kadar büyük olabilir.