×
HEPSİNDEN önce şu anki günümüze odaklanalım;
Süper Lig deneyimine sahip oyuncular birer birer takımdan ayrılıyor.
Furkan Soyalp’in vedasıyla başlayan süreçte pek çok yerli oyuncu için taliplerin olduğunu hepimiz görebiliyoruz.
Peki, Bursaspor için bu durum fırsat mı?
SON YILLARDA ÖNEMLİ BİR GELİR YOK
Genel algı; Süper Lig tecrübesindeki pek çok yerlinin kulüpten ayrılacağı ve genç oyuncuların önünün açılacağı yönünde.
Zoraki bir durum, yeni bir fırsat kapısı sunacak, yabancıların da gidişiyle birlikte genç isimler daha fazla şans bularak, kendini geliştirecek.
Spor Toto Süper Lig’de artık kader haftasına girildi. Bursaspor’un Göztepe karşısında alacağı sonuç, adeta sezonun kaderini belirleyecek. Böylesine önemli bir mücadelede, kapalı gişe oynanacak karşılaşma için şehir bütünüyle kenetlenirken, gözler son sözü söyleyecek futbolcularda olacak. Sezon genelinde iyi bir oyun ortaya koyan Bursa temsilcisinin bu duruma gelmesinde bazı faktörler etkili oldu. Önceliğini hücum performansının aldığı bu etkenlere göz gezdirince, Göztepe ile oynanacak kader maçının nasıl öneme sahip olduğunu anlamak pek de güç olmayacak.
EN FAZLA NET GOL POZİSYONU KAÇIRAN TAKIM
32 haftası geride kalan ligde Bursaspor, yalnızca 26 kez gol sevinci yaşarken 18 takım arasında en az rakip fileleri havalandıran ekip konumunda. Ligin en fazla gol pozisyonlarına giren ekiplerine baktığımızda ise Bursaspor’un ilk sırada yer aldığını görüyoruz. 56 net gol pozisyonu kaçıran yeşil beyazlı oyuncular, aynı zamanda bu sezon yakaladığı gol pozisyonlarını cömertçe harcayan oyuncular olarak dikkat çekiyor. Bursaspor’un küme düştüğü 2003-04 sezonunu dahi 40 golle tamamladığını düşününce gol sayısının ciddiyetini daha fazla kavrıyoruz.
3 SANTRFOR SADECE 6 GOL ATABİLDİ!
Takımın en golcü ismi bir orta saha oyuncusu; Aytaç Kara. Aytaç, attığı 6 golle kariyerinin en golcü sezonunu yaşıyor. Sezon başında ‘gol umudu’ olarak transfer edilen isimler ise hayal kırıklığı yarattı. Diafra Sakho ve Umut Nayir’in 3’er golü bulunurken, Kubilay Kanatsızkuş bu sezon Bursaspor formasıyla golle tanışamadı. Sezon başından bu yana ise 6 farklı santrfor oyuncusundan yeşil beyazlı ekibin aldığı gol katkısı sadece 6. Takımdan ayrılan Bogdan Stancu ve Tomas Necid forma giydiği süreleri boş geçerken; genç forvet Ali Akman süre şansı dahi bulamadı. Ali Akman’ın alt yaş gruplarında her hafta goller kaydettiğini hatırlatmakta da fayda var.
TİMSAH EN İYİ OYNADIĞI MAÇLARI KAZANAMADI
Bursaspor’un bu sezon, rakip kalede hücum etkinliğini artırdığı maçlara da bakacak olursak; bu tablo net bir şekilde bir kez daha ortaya çıkıyor. Sezonun ilk yarısında Bursa’da oynanan Kasımpaşa maçında yeşil beyazlı oyuncular 24 kez kaleyi denedi. Bu rakam, sezon genelinde rekor olurken; sadece bu şutların 4’ü isabet buldu, neticesinde maç 2-1 kaybedildi. İkinci yarıda yine Bursa’daki Akhisarspor maçında ise çekilen 20 şuttan sadece 2’sinde isabet yakalandı. Golsüz sona eren maçta Bursaspor kritik 2 puan kaybetti. Bursaspor; evindeki Trabzonspor (0-1), Çaykur Rizespor (0-2), Fenerbahçe (1-1) ve Atiker Konyaspor (0-0) ile deplasmandaki BB Erzurumspor (2-0) maçlarında da yine sezonun en yüksek şut rakamlarına ulaşmasına karşın, bu mücadelelerden galibiyet çıkaramadı.
TOPA SAHİP OLDU AMA PUANLARA SAHİP OLAMADI
Bursaspor, son 2 sezondan bu yana süre gelen düşüşünü bu yıl da devam ettirirken, bir kez daha ligin bitimine son 1 ay kala kağıt, kalemi eline aldı ligde kalma hesapları yapıyor.
Tepkiler son olarak Akhisarspor maçında tamamen doruğa ulaşırken, artık taraftarın da sabrı kalmadı ki; nasıl kalsın?
TİMSAH BASKIYI SAHAYA YANSITAMIYOR
KÖTÜ geçen 2 sezonun ardından yeniden umutlarla girilen yeni sezonda, 20 binin üzerinde taraftara oynuyor Bursaspor. Bu rakam, ligde üst sıralara oynayan pek çok kulübün de üzerinde.
Söz konusu destekse; sezon başından beridir tribünlerin çok az sürede suskunluğunu görmüşüzdür.
Ancak bir durum var ki, Bursasporlu oyuncular artık iç sahada tribünlerin yarattığı baskıyı sahaya yansıtamıyor, yansıtmış gibi yapıyor.
İçeride son oynanan Akhisarspor maçı da buna iyi bir örnek.
‘BU NASIL KAÇAR’ DEDİĞİMİZ POZİSYON YOK!
Biz, bu oyunu sevdiğimizde ‘başarı’ arzusunun her yol mubahtır anlayışına değil; aynı zamanda verdiği mesajlarla kitleleri harekete geçiren, dayanışmaya köprüler kuran ve ışık olan yönüne kapıldık.
Bu sayfalardan da yıllar süresince okuduğunuz sporun doğasına ait pek çok hikayeler ve gelişmeleri aktarırken, ‘haber alma’ özgürlüğünüz yanı sıra hayatlara dokunmak da esas noktayı oluşturdu.
Kentin en büyük marka değerlerinden Bursaspor’un yanı sıra, diğer branşlara da gerek yazılarımda, gerekse içeriklerde yer verilmesinin temelinde de bu yatıyordu; daha fazla kitleye yayabilmek.
Tabii, ‘futbol’ ile yatıp kalkan bir ülkede pek kolay da değil bu durum...
Ancak görüyoruz ki insanların yalnızca futbol etrafında değil, olimpik sporlara da ilgisi oldukça yükseliyor.
*
Bizlere de, bu noktada ön plana çıkan hayatları sizlere duyurmak kalıyor.
Son dönemlerde yaşanan kayıplar, Samet Aybaba’nın beklenen sona ilişkin demeçleri, camiadan gelen baskılar derken pek de sürpriz olmayan kararla teknik direktör değişikliği yaşandı.
Tıpkı ‘Olağanüstü Kongre Kararı’nın resmi siteden duyurulmasında olduğu üzere Bursaspor, bir kez daha baskıların en yükseldiği anda bir karar aldı.
Bugünden sonra düşünülmesi gereken tek şey yeni bir sayfanın açılarak, fikir ayrılıklarının halı altına süpürüldüğü bir bütünlük sağlamak.
Zira bu sezon görülen sorunların, yılların birikimi olduğunu düşünürsek, değil 7 hafta, 7 ay geçse bir takım sıkıntılar giderilemeyecek.
Mesut Bakkal ile yapılan sezon sonuna kadarlık anlaşma da bunun ipuçlarını veriyor.
Olağan İdari ve Mali Genel Kurul’da son yaşananlar, bugüne dek olan sürecin öfke patlamalarından bir tanesi.
Camia gergin.
Her ne kadar daha öncesinde mayıs ayında yapılacak olan Olağanüstü Genel Kurul duyurulsa da, beklentiler kongre tarihinin açıklanması ve bu noktada daha keskin, ilk ağızdan çıkacak bir açıklama ile somut bir adım atılması…
Geçtiğimiz günkü genel kurulda da çıkan tartışmaların odağında bu yer alıyordu.
Yönetim kanadı ise Başkan Ali Ay’ın da açıklamalarında belirttiği gibi sportif başarısızlığı kabullenir bir halde, ancak özellikle maddi yönden verilen desteklerin de yabana atılmaması gerektiğini ve çabalar gösterildiğini hatırlatıyor.
ÖZGÜVEN SORUNU AŞİKAR
İş artık öyle bir boyuta geldi ki; bardağı taşıracak son damla bekleniyor.
3-2 kaybedilen Galatasaray maçının ardından da Fatih Terim’in Bursaspor betimlemesi, kaybettiği maçlarda dahi ortaya koyduğu iyi futbolun olduğu yönündeydi...
Samet Aybaba’nın ise basına verdiği demeçlerde bu durumun oldukça altını çizildi, ‘takım bütünlüğü’ vurgusu yapıldı.
“Kendi ve dış cephemizden bunlar görüyorsa, sorun ne? Neden takım şu an ateş hattının üzerinde?”
Bu sorular her Bursaspor taraftarının aklını kurcalıyordur muhakkak.
Öyleyse bir başka yöne dikkat çekelim, sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim;
Bursaspor, askerlerden kurulu bir takım.
Mücadele düzeyine bakıldığında forma şansı bulan oyuncuların hemen hemen hepsi, var gücüyle bir mücadele ortaya koyuyor; formasını terletiyor, gol arıyor, pres yapıyor, sprintler atıyor, pozisyonlar buluyor.
Bu cümle, son 3 sezon baz alındığında oldukça alışılır hale geldi; sıklıkla tekrarlandı ve tekrarladık.
2 sezonluk, can haliyle son anlardaki mücadelelerle kümede kaldık derken, her sezona da yeni bir umut ile başladık.
Bu sezon da durum değişmedi...
Ligin ilk devresinde ortaya konan futbol –yalnızca bir-iki maç dışında- camiayı tatmin etse de, futbol kendi yüzünü gösterdi: Bu bir skor oyunu.
Nitekim Bursaspor’un da yaşadığı en büyük sıkıntı bu oldu. Ligin en fazla gol beklentisi yüksek ekiplerinden biri olmasına karşın girdiği pozisyonları sonuca çevirmekte zorlanınca yeşil beyazlılar, puan cetvelindeki 15’inci sıra da kaçınılmazdı.
Böylesine bir durum da, önemi geri planda kalan bir detay da var.
Bu sezon ligde geride kalan 25 haftaya bakıldığında; Bursaspor, 16 yerli oyuncu ile ligin en fazla yerli oyuncularına güvenen ve süre tanıyan ekibi konumunda.