Fırsat kapısı zoraki doğacak

HEPSİNDEN önce şu anki günümüze odaklanalım;
Süper Lig deneyimine sahip oyuncular birer birer takımdan ayrılıyor.
Furkan Soyalp’in vedasıyla başlayan süreçte pek çok yerli oyuncu için taliplerin olduğunu hepimiz görebiliyoruz.
Peki, Bursaspor için bu durum fırsat mı?

SON YILLARDA ÖNEMLİ BİR GELİR YOK

Genel algı; Süper Lig tecrübesindeki pek çok yerlinin kulüpten ayrılacağı ve genç oyuncuların önünün açılacağı yönünde.
Zoraki bir durum, yeni bir fırsat kapısı sunacak, yabancıların da gidişiyle birlikte genç isimler daha fazla şans bularak, kendini geliştirecek.
Bu senaryo, beklenildiği gibi ilerlerse güzel duruyor.
Zira Bursaspor Kulübü, yüksek rakamlardaki son yerli oyuncu satışını 3 yıl önce Serdar Aziz’in 4.5 milyon Euro’ya Galatasaray’a transferiyle gerçekleştirdi.
Sonrasında bir tek Harun Tekin’in Fenerbahçe’ye daha düşük ücrete bir transferi var.
Bu iki isim dışında son yıllarda Bursaspor Kulübü’nün önemli bir gelir elde ettiği yerli oyuncusu yok.
Oysa ki; Serdar Aziz’in ayrılmasından bir dönem öncesinde Ozan Tufan 7, Volkan Şen 2.5 ve Şener Özbayraklı 1.63 milyon Euro’ya Fenerbahçe’ye transfer olmuş, Enes Ünal da 4.4 milyon Euro’ya Manchester City’ye gitmişti...

GELENEKSELE DÖNÜŞ İÇİN BÜYÜK ŞANS

“Yetiştir, parlat, sat” stratejisi o dönemler Bursaspor’da saat gibi işlerken, şimdilerde ise yeşil beyazlı ekip, bırakın genç oyuncusundan para kazanmayı, tecrübeli oyuncularını dahi ciddi rakamlar karşılığı elinden çıkaramıyor.
Bu açıdan 1’inci Lig, genç oyuncuların yeniden kendilerini göstererek Bursaspor Kulübü’nü, geleneksel çıtasına geri döndürebilir.
Bir de madalyonun diğer yüzü var.
Mevcut genç oyuncuların geçtiğimiz sezon aldığı süreleri doğru değerlendiremediğini hepimiz gördük.
Düşünün ki; en fazla yerli oynatan, gençlere en fazla süre veren bir Süper Lig takımındasınız. Biz bunu düşündük ancak genç oyuncular bunun baskı ve stresini kaldırmakta güçlük çektiler.
Pek çoğunu sahada ne yapacağını bilmez halde, panikli ve telaşlı gördük.

GİDENLERİN YERİ NASIL DOLACAK?

Şimdi; 1’inci Lig gibi sertlik seviyesi oldukça yüksek –bana göre Süper Lig’den daha fazla-, daha çok temasa dayalı, mücadele ve fizik gücünün önde olduğu, taktiksel oyun yerine kaos futbolunun tercih edildiği bir ortamda, genç oyuncular ne kadar ayakta kalabilecek?
Kaldı ki...
Transfer yasağı söz konusuysa; Bursaspor Kulübü, Süper Lig tecrübesindeki isimleri elinde nasıl tutacak, giderlerse boşlukları nasıl doldurulacak...
Şu ana göre konuşmak gerekirse, gençlerin 1’inci Lig sertliğini kaldıramayacağı ortada.

TEKNİK ADAM BİLMECESİ NE OLACAK?

Bir başka soru ise akıllarda, başa kim gelecek?
Yeni teknik direktör ile 1 yıllık başarı endeksli bir anlaşma mı yapılacak, bu seviyelerde daha önce başarısını kanıtlamış isimlere mi yönelinecek?
Yoksa yeni yönetim, camianın saygı duyduğu ortak bir isimde birleşip önümüzdeki 4-5 sezonun planlamasını yaparak mı hareket edecek?
Tüm bunlar kongre sonrası yanıt bulacak.
Bursaspor adına gelecek ne gösterir bilinmez ancak artık aidiyet duygusu yüksek, kulüp için lafta değil, sahada akıttığı terle ‘ölecek’ oyunculara ihtiyaç var.