İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar’ın alaycı açıklamasına cevaptır: ‘Ünlülerin selfie yatı’ mı... Greta kim biliyor musun...

Ne acıdır ki İsrail Dışışleri Bakanlığı aynı anda şu açıklamayı yapıyor:

“Ünlülerin ‘selfie yatı’ İsrail kıyılarına güvenle yaklaşıyor. Greta ve diğerlerinin tek amacı reklam olan bir medya provokasyonu sahnelemektir.”

İşte bu kadar arkadaşlar.

Milyonlarca Filistinli’nin Gazze’de yaşadığı açlık ve ölümün İsrail devletindeki karşılığı budur.

“Ünlülerin selfie yatı.”

Greta ve diğerleri dediği de...  Yanlarında insanlıktan başka hiçbir şey olmayan 12 cesur yürektir.

GRETA’YI İLK GÖRDÜĞÜM AN

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın aşağılamaya çalıştığı Greta’ya gelince...

Onu son olarak BM İklim Zirvesi’nde görmüştüm.

Zirvenin yapıldığı salonda yürürken müthiş bir kalabalık dikkatimi çekmişti. İnsanlar geniş bir halka oluşturmuş, omuz omuzaydılar. Biraz yaklaştım.

Baktım ki,

BM’nin kurduğu bir platformda birisi konuşuyor.

İsveçli aktivist Greta Thunberg...

Çağımızın bu çevre kahramanını insanlar hayranlıkla izliyorlardı.

Konuşma bitti. Topluluk dağıldı.

Greta TV röportajları için ayrıldığında, yanındakilerden orta yaşlı bir kadına ‘merhaba’ demiştim.

Kahve içiyordu.

“Greta’yı soracaksın” diye güldü...

“Evet” dedim.

“Onu biz şöyle anlatıyoruz;

‘Greta’nın amacı bu gezegene yapılan kötülükleri göstermek için insanlara projektör ya da büyüteç olmaktır.’”

MADLEEN’DEKİ ÜNLÜ

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar’ın alaya alarak sözünü ettiği Greta işte buydu.

Gideon bunu ne kadar bilebilir ki...

Bırakın çevreyi, kuşları, ağaçları...

Gazze’de insanlara bunu yapan Greta’yı nasıl bilebilir ki...

Diyor ki:

“Greta ve diğerlerinin tek amacı reklam olan bir medya provokasyonu sahnelemektir.”

Evet işte tam da böyle.

Ama bir farkla.

Sizin “medya provokasyonu” dediğiniz şey;

Gazze’de insanlara karşı açlık ve ölüm arasında yürüttüğünüz soykırımı bütün dünyanın dikkatine getirmektir.

Greta ve arkadaşları işte bunun için o özgürlük filosunun bir gemisiyle yola çıktılar.

Biraz olsun bunu duyurdular.

Greta ve arkadaşları gözaltına alınacaklarını zaten biliyorlardı.

O cesaretle geldiler.

Amaç bu zulmü bütün dünyaya duyurmaktı.

Gerçi;

Ne İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan ne Körfez ülkelerinde milyarlarca dolarlık varlıklarıyla hüküm süren;

Her yıl ABD’ye milyarlarca dolarlık silah alarak varlıkları için “koruma bedeli” ödeyen şeyhlerden, emirlerden, krallardan bir ses çıkmıyor ama...

Olsun.

En azından ben, bizim Dışişleri Bakanlığı’mızın gür sesini duydum. Devletimizin en üstünden keskin bir kınama duydum. İktidarı ve muhalefetiyle siyasi partilerimizin gür sesini duydum.

TBMM Başkanı’mızın yaptığı kınamayı, lanetlemeyi duydum.

Avrupa’dan itirazlar duydum.

BM’nin Filistin temsilcisi raportörden uyarı duydum.

Ve en önemlisi;

Sosyal medyada insanlık adına yükselen milyonlarca paylaşımı gördüm.

Tek yürek olan milyonlarca insanı gördüm.

EĞER DEVAM EDERSEN BATTIKÇA BATARSIN

Sana gelince İsrail Devleti...

Ve insanlık için yola çıkan Madleen gemisi için “ünlülerin selfie yatı” diyen Dışışleri Bakanı Gideon Sa’ar...

Geçmişte Nazi Almanyası’nda, Polonya’da yaşanan insanlık dışı olayları, kampları bugün bizler nasıl hayret ve nefretle okuyorsak,

Tüylerimiz diken diken olarak belgesellerini izliyorsak,

Emin olun;

Gelecekte gençler, bugün Gazze’de yaşananları aynı hayret ve nefretle okuyacaklardır.

Eğer gözaltına aldığınız bu masum insanları serbest bırakmazsanız,

Tarih ve insanlık önünde battıkça batacaksınız.