Dün de TÜSİAD’ın Fransa ile ilişkileri güçlendirmek üzere geçtiğimiz eylül ayında kurmuş olduğu Paris Boğaziçi Enstitüsü’nün seminerindeydik.
Peşinen söylemem gerekir ki, Fransa önemli isimlerle İstanbul’da temsil edildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Avrupa işlerinden sorumlu bakanı Pierre Lellouche, Fransız Sosyalist Parti’nin ağır toplarından Pierre Moskovici,
Yine Sosyalist Parti’nin önemli düşünce kuruluşlarından Terra Nova’nın Başkanı Olivier Ferrand, İslam ile ilgili kitaplarıyla Türkiye’de iyi tanının siyaset bilimci Gilles Kepel, Avrupa Konseyi eski genel sekreteri Catherine Lalumiere, Axa CEO’su Henri de Castries not aldığım isimlerden bazıları.
Dolayısıyla “Türkiye Batı’dan kopuyor mu” tartışmaları her zamankinden fazla alevlenmiş.
Böylesine ilginç bir süreçte Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi ile merkezi Washington’da bulunan bağımsız Transatlantik Akademi, “Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini ve yeni rolünü” masaya yatırıyor.
Batı’da kafalarda aylardan beri soru işaretleri yaratan “yeni rolün” birçok boyutu var kuşkusuz.
Avrupa Birliği, Ortadoğu, enerji bunlardan bazıları.
2012 yılına kadar 1 milyon hektarlık sulamaya açılmış olacak.
GAP için 2008-2010 arasında harcanması öngörülen para 21 milyar lira.
Bütçenin üçte biri sulama projelerine, üçte ikisi ise ulaşım alt yapısına, eğitim, sağlık projelerine gidiyor.
Ancak Karahocagil, harcamanın 21 milyarın altına düşebileceğin zira müteahhitlerin krizde fiyatlarını aşağıya çektiklerini söylüyor.
Yüzde 50 oranında dahi indirim yapan firmalar oluyormuş.
Bakan Taner’e göre, önümüzdeki hafta başı Azerilerle Şahdeniz-2 Anlaşması imzalanacak.
Türkiye ile Azerbaycan, imzaları büyük bir olasılıkla 7-8 Haziran tarihlerinde yine İstanbul’daki “Asya Güvenlik ve İşbirliği Örgütü’nün Konferansı sırasında atacak.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev söz konusu konferans için geliyor.
Taner’ın verdiği bilgiye göre, Rusya Başbakanı Vladimir Putin de bekleniyor.
Şimdi Putin’i akılda tutalım ve neden Şahdeniz-2’nin gazı önemli ona bakalım.
Daha çevreci, daha şeffaf, daha güvenilir, insan haklarına daha saygılı olmak için çaba harcıyorlar.
Bu yeni trendin farkına varmak için Amsterdam’daki “Küresel Raporlama Girişimi” Konferansı’na birkaç saatliğine için olsa da uğramak yeterli.
Konferans yukarıda sadece bir kaçını saydığım konularla ilgili gönüllü olarak hesap veren veren şirket temsilcileriyle, danışmanlarla dolu.
Şükür ki, az sayıda olsalar da, dünyanın bugünkü gidişine “dur” demek isteyen, kaynaklarının tüketilmesine karşı çıkan insanlar var.
Türkiye’de 18 yaş üstü nüfusun yüzde 40’ı hayatında hiç çalışmamış.
Bu inanılmaz oran Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin “Türkiye’de Toplumsal Eşitsizlik 2009” araştırmasında karşımıza çıkıyor.
Araştırma Profesör Ersin Kalaycıoğlu ile Profesör Ali Çarkoğlu tarafından yapılmış.
65 ilin, merkezini, ilçesini ve köyünü kapsıyor.
1569 hanede 18 yaş üstü kişilerle yüz yüze konuşulmuş.