Erdem Sevgi

Başkan adaylarının sosyal medya sınavı

15 Şubat 2014
30 Mart seçimleri öncesi, siyasiler sosyal medyada boy gösterme yarışına girdi. Artan takipçi sayıları, “Trend Topic” listesine giren etiketler sanal alemi kasıp kavuruyor. 141. Karakter’de sanal dünyanın siyasi gündeminin ne kadar gerçekçi olduğunu inceledik.

Twitter’da sayıları hızla artan ve popülerleşen sahte profiller, seçim sürecinde siyasete de karışıyor. Burada sahte profilden kasıt, birinin oturup tek tek açtığı 10-15 hesap değil. Tek tuşla yönetilebilen binlerce hesaptan söz ediyorum. Sahte hesaplar ile atılan tweetler, 30 Mart seçimleri öncesi siyasi propaganda faaliyetlerinde kullanılıyor. Geliştirdikleri yazılımlarla Twitter’da binlerce profil oluşturan girişimciler, bu sahte hesapları takipçi olarak pazarlıyor. Her birinin kendine has ücretlendirme sistemleri var. İşi abartanlar arasında satın alacağınız takipçileri Türk ve yabancı olarak ayıranları dahi görebilmek mümkün. Bu işi yapan sitelerin birinde 4 bin Türk takipçi 130 TL’ye 5 bin yabancı takipçi 30 TL’ye satılıyor. Pazar koşullarında “yerli malı”, “ithal mal”a göre daha kıymetli... Başka bir sitede ise 25 TL’ye 5 bin takipçi, 20 TL’ye de 5 bin retweet satın alabiliyorsunuz.

DİKKATLİ GÖZLERDEN KAÇMADI

Fiyatların farklı olduğu piyasada, takipçi satan sitelerin yöntemleri de farklı. Bazıları, tamamen kendi oluşturdukları; birbirlerini takip eden, zaman zaman tweet atıp, retweet yapan binlerce sahte hesaba sahip. Bazı siteler de Twitter’ın güvenlik açıklarından faydalanarak gerçek kullanıcı hesaplarını, müşterilerine ait hesapların takipçisi haline getirebiliyor. Yine bu gerçek kullanıcıların hesapları üzerinden tweet atıp, retweet yapabiliyor. Sosyal medyayı dikkatli kullananlar, sorunun farkına varıp önlem alıyor ama aynı hassasiyeti göstermeyen binlerce kullanıcının varlığı da bir gerçek. Genel hatları ile sosyal medyanın “çakma” sesleri bu yöntemlerle ortaya çıkıyor.

“PİŞTİ” OLAN SİYASETÇİLER

Takipçi pazarındaki rakamların düşüklüğü, seçime hazırlanan adayların bütçeleri için büyük bir yüke dönüşmüyor. Satın alıp, uygulamaya geçmek ucuz ve pratik... Öte yandan Twitter’ın şehir, ülke ya da dünya gündeminde (Trend Topic) üst sıralara yükselmek siyasilerin kendilerini iyi hissetmesine neden oluyor. Fakat gözden kaçırılan bir ayrıntı var. Dikkatli kullanıcıların Twitter’da yaptıkları ufak bir araştırma gösteriyor ki, sosyal medyada “pişti” olan siyasetçiler komik duruma düşüyor. Bir yazılım aracılığıyla hep birlikte tweet atmaya başlayan hesaplar, aynı anda farklı partilerin, farklı kentlerdeki adaylarını destekler duruma düşebiliyor. Örneğin, binlerce sahte hesap aynı dakikalarda bir partinin Ankara adayının lansman törenini desteklerken, birden karşıt başka bir partinin İzmir’deki bir adayını öven tweetler atmaya başlıyor. Ortaya çıkan manzaranın ne kadar gerçekçi olduğunu siz düşünün...

BOĞAZ KÖPRÜSÜ’NÜ SATAN DOLAP OSMAN

Adayları sosyal medyada mağdur eden bir başka hata da şöyle gelişiyor:

Yazının Devamını Oku

Erzincan tadıyla dönerden fazlası

14 Şubat 2014
Erzincan sokaklarında herhangi birine, “Bu şehirde ne yenilir?” sorusunu yöneltenlere verilen yanıtlar arasında “döner” mutlaka bulunur.

Ankara ile de anılan meşhur yemeklerin arasında yer alsa da döneri özel kılan şey, yapımında kullanılan et oluyor. Erzincan yaylalarında kekik yiyerek beslenen hayvanlardan elde edilen et, şişe takıldığında ortaya bambaşka bir lezzet çıkıyor. Uzun yıllar, ayaküstü mekanlarda “karışımlı” döner yemek zorunda kalan Ankaralılar, son dönemde “iddialı” mekanların sayısının artması ile birlikte dönerden fazlasına kavuştu. Dönerin, ekmeğin arasından pidenin ya da pilavın üstünden başka bir platforma taşınmaması da seçenekleri azaltıyordu. Bu hafta Başkentlilerin döner alışkanlıklarını değiştireceğini düşündüğüm bir mekanı ziyaret ettim.

1979’DA BAŞLAYAN LEZZET ÖYKÜSÜ

1979’dan bugüne Erzincan’da döneri ve farklı sunum çeşitleri ile isim yapan Evin Döner’in Ankara’ya açtığı, üçüncü şubesi Çukurambar Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi üzerinde bulunuyor. İç dekorasyonu ile dikkat çeken mekanda sırayla denenmesi gereken çok sayıda lezzet var. Dönerin lezzeti kesinlikle üst seviyede. Siz menüden farklı sunumlar eşliğinde servis edilen dönerlerden birini seçmeye çalışırken yöresel başlangıçlar masanıza ulaşıyor. Cevizli Erzincan tulum peyniri, havuç tarator, acılı ezme, yeşillikler ile yaptığınız açılışın ardından fındık lahmacun servis ediliyor. Dönerin sıradışı sunum çeşitlerine karşı muhafazakar davranma eğilimindeyseniz, klasik bir sipariş verebilirsiniz. Sadece döner istediğinizde; közlenmiş domates, biber ve kızarmış yağlı ekmek eşliğinde hazırlanan Erzincan döneri lavaş arasında servis ediliyor. Bu arada lavaş ekmeğinin de Erzincan’dan getirildiğini hatırlatmakta fayda var.

SUNUMLA ZENGİNLEŞEN DÖNER

Klasiği geride bıraktıktan tadına baktığım mekana özel döner çeşitlerinden bahsetmek istiyorum. Sunumu ile mekanın en çekici ürünü olduğunu düşündüğüm cızbız döner, tahta ayaklı bir ızgara üzerinde servis ediliyor. Altında yanan gaz ocağı, sıcaklığını korumasına yardımcı oluyor. Gümüşhane Kelkit’ten gelen tereyağında sotelenen sebzeler, döner ile harmanlanıyor ve ızgaranın üstündeki yerini alıyor. Cızbız döner, önereceğim ilk seçenek. Bir diğer alternatifte patlıcanlı beğendinin üzerinde servis edilen dönere, közlenmiş domates ve biberler eşlik ediyor. Döner beğendiyi, yoğun et tadını farklı bir lezzetle yumuşatmak isteyenler tercih edebilir.

TEK SEÇENEKLE YETİNMEYİN

Orjinal sunumlardan önereceğim diğer seçeneğin adı ise “evince” olacak. Evince, metal bir kaptaki lezzet katmanlarından oluşuyor. En alt bölümde patates kızartmaları, ardından haşlanmış buğdayla karıştırılmış süzme yoğurt, döner bulunuyor. En üstte ise domates sos, son lezzet katını çıkıyor. Mekanda dönerin her türlüsünü deneyebilirsiniz. İki veya daha fazla kişi gidenler için önerim, herkesin farklı bir ürünü sipariş etmesi. Böylelikle farklı tatları deneyebilir, bir öğünden aldığınız keyfi birkaç katına çıkarabilirsiniz.

BONFİLENİN LOKUM HALİ

Yazının Devamını Oku

Tepside sunulan kebap hanedanı

7 Şubat 2014
Vejeteryanlığın popüler olmadığı ülkemizde her öğün et ile beslenmeyi alışkanlık haline getirenlerin sayısı bir hayli fazla.

Şanlıurfa ve Diyarbakır’da kahvaltıyı ciğer kebap ile yapanlara, Ankara’da uyku öncesi kokoreç yiyenler ekleniyor. Yeşilliklerin bolca yetiştiği Ege’de dahi kırmızı ete hayır denmez. Hal böyle olunca mangal kültürü, doğudan batıya ülkenin dört bir yanına uzanıyor. Ev dışında protein ağırlıklı beslenmek bazen cüzdanı zorlayabilir. Menü fiyatlarıyla bu alışkanlığı daha düşük masrafla çözebilecek mekanlara yönelmek gerekiyor. Kalabalık başlangıç ikramları ile konuklarının önce açlığını giderip, daha sonra et ürünlerinin keyfini çıkarmasını sağlayan mekanların sayısı son dönemde artış gösterdi. Farklı fiyat kategorilerinde hizmet veren bu adreslerin kalabalığı ise Başkent’teki hakim yemek kültürüne ilişkin ipuçları veriyor. Kebaba “hayır” diyemeyenlerin çoğunlukta olduğu bir kentte yaşıyoruz. Aynı şekilde ikramlarla başlayan bol mezeli bir sofraya da “hayır” diyemiyoruz. Bu hafta çoğunluğun damak tadına ve cüzdanına hitap eden bir mekanı ziyaret ettim.

KALABALIK BAŞLANGIÇ

Menüsünü kebap ve pide çeşitleri ile oluşturan Beşevler Dögol Caddesi’ndeki Hanedan Kebap, gün boyu kalabalık bir kitle tarafından ziyaret ediliyor. Hanedan’a gitmeden önce açlık oranınızın yüksek olmasına dikkat etmenizi öneririm. Siparişinizi vermeden önce masanıza kalabalık başlangıçlar ulaşıyor. Siz; çigköfte, karışık yeşil salata, fırında soğan, acılı ezme, turşular ve Rus salatası açlığınızı bastırırken seçtiğiniz kebap da mangalda pişmeye başlıyor. Mekanda mezelerin yanında yumurtalı balon lavaş servis edildiğini de hatırlatmak gerekiyor.

İSKENDER Mİ CİĞER Mİ

Çevrenizdeki masalara bakarak tercihte bulunmayı tercih edenlerdenseniz, gözlerinizin sizi ciğer ya da iskender kebaba yönlendireceğini söyleyebilirim. Keza masaların çoğunda iskender ve ciğer tercih ediliyor. İskender kebap simetrik sunumu ile dikkat çekiyor. Oval tabağın üçte ikisine özenle dizilen soslu dönere; şiş köfte, közlenmiş biber ve domates eşlik ediyor. Tabağın geri kalan kısmında ise koyu kıvamlı yoğurt bulunuyor. Bakır tabaklarla, beş ayrı şişte servis edilen ciğer kebapta ise şişleri boşaltma keyfi size bırakılıyor. Unutmadan, ciğeri küçük parçalar halinde seviyorsanız, sipariş verirken bunu hatırlatmanız gerekiyor.

GÖZ DOYURAN TEPSİ

Kebabın her türünü aynı sofrada buluşturup, yeme sınırlarınızı zorlamak isterseniz, tavsiye edeceğim ürün özel Hanedan kebap olacak. İki veya daha fazla kişilik yemeklerinizde önce göz doyuran kebap tepsisini görünce, hangisinden başlayacağınız konusu kafanızı karıştırıyor. Tepsiyi, zırhla çekilmiş kuzu etinden yapılan Adana kebap, patlıcanlı kebap, kuzu şiş, tavuk kanat, tavuk şiş, beyti, döner, fındık lahmacun, yoğurt, bulgur pilavı, közlenmiş domates ve biber süslüyor. Alevler eşliğinde servis edilen özel Hanedan, kebap partisi vermek isteyenler için ideal bir ürün. Hanedan’da kebapların yanı sıra aralarında Konya etli ekmeğin de bulunduğu pide çeşitlerini bulabilirsiniz.

DONDURMALI İRMİK

Yazının Devamını Oku

Boş koltuğa yol arkadaşı

1 Şubat 2014
Toplu taşıma kullanamayan Ankaralı sürücüler, internetteki araç paylaşım platformları üzerinden, kendilerine yol arkadaşı arıyor. Trafikteki araç sayısını azaltmak isteyen Başkentliler’in tercih ettiği sistem daha fazla katılımcıya ihtiyaç duyuyor.

Paralel hatlarda tek vesait ulaşımın olmadığı Ankara’daki Kızılay odaklı toplu taşıma sistemi, kullanmak zorunda olan herkesi yoruyor. Kuş bakışı birbirine yakın olan birçok semt arasında seyahat edebilmek için mutlaka Kızılay’a uğramak gerekiyor. Tabii bu Ankara’daki toplu taşıma sisteminin aksaklıklarından sadece biri... Toplu taşınamayan Ankaralı, hızla otomobil sahibi oluyor. Sıfır ya da ikinci el... Fırsatını bulan kendi bireysel ulaşım sistemini kuruyor. Kentte, trafiğe kayıtlı araç sayısının 1,5 milyon sınırına dayanmasının sebeplerinden birinin yine toplu taşınamama sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Birgün durakta otobüs beklerken, üzerinde bulunduğunuz sokak ya da caddeden geçen araçları izleyin. Büyük bölümünde sadece sürücü koltuğunun dolu olduğunu göreceksiniz. Bu manzarayı, “lüks” ya da “ihtiyaç” şeklinde tanımlayabiliriz.

DÖRT KOLTUĞU BOŞ ARAÇLAR

Benzinin litre fiyatının 5 TL sınırını aştığı Ankara’da, otomobilinize yolcu alma ya da birinin otomobiline yolcu olmayı hiç düşündünüz mü? Birlikte Seyahat Merkezi adlı uygulama, aynı güzergahta yolculuk edecek farklı kişileri aynı otomobilde buluşturmayı hedefliyor. www.birlikteseyahat.com adresinden erişibilen siteye ücretsiz bir şekilde üye olabilirsiniz. Sitede aracına yol arkadaşı arayanlar ile yolculuğuna araç arayanlar buluşuyor. Örneğin her sabah aracınızla Batıkent’ten Bilkent’e gidiyorsunuz ve her akşam bu yolu geri dönüyorsunuz. Ve bu süreçte otomobilinizin 4 koltuğu tamamen boş. Sitede oluşturacağınız ilan ile kendinize yol arkadaşı ya da arkadaşları bulabilirsiniz. Herhangi birinin aracına yol arkadaşı olmak istiyorsanız, benzer bir ilan ile kendinize araç da arayabilirsiniz.

YAKIT GİDERİNE YOLCU KATKISI

Sistem üzerinde ilan oluştururken, boş koltuk sayısını, sürücünün cinsiyetini ve aracınızda sigara içilip, içilmediğini belirtiyorsunuz. Bazı araç sahibi ya da yolcular kendi hemcinsleri ile seyahat etmeyi tercih ediyor. Bu yolculuğun tekrarlarını da ilanınızda belirtebilirsiniz. Belki de böylece kendinize hafta içi hergün seyahat edecek yol arkadaşları bulabilirsiniz. Sisteme ilan bırakan sürücülerin bazıları yakıt parasına katkı sağlanmasını talep edebiliyor. Zaten bu durumda yolculuk öncesi site üzerinde gerçekleştirilen diyaloglarla iki taraf arasında konuşuluyor.

ETİMESGUT’TAN AYRANCI’YA

Ankara, Birlikte Seyahat Merkezi’nın sık kullanıldığı iki kentten biri olarak görülüyor. Sistemdeki güncel ilanlara baktığınızda her hafta sonu, öğle saatlerinde Elvankent’ten Kızılay’a ulaşmak isteyen bir yolcunun olduğunu görebilirsiniz. Bir başka yolcu da her gün Etimesgut’tan Ayrancı’ya giden bir araç sahibi arıyor. Sistem sadece şehir içi değil, şehir dışı seyahatlerde de kullanılıyor. Sistem üzerinde 1,2 ya da 3 Şubat’ta Muğla’ya gidecek olan bir sürücü, aracındaki 2 boş koltuğa yol arkadaşı arıyor. Her cuma Ankara’dan İstanbul’a gidip, her pazar geri dönen bir sürücünün ise aracında üç boş koltuğu bulunuyor.

YOLCULUK İÇİN FARKLI SEÇENEKLER

Yazının Devamını Oku

Beyaz lezzete soslu müdahale

31 Ocak 2014
Diyetisyenlerin sıkça tekrarladığı “Üç beyazdan uzak durun” sözü; un, tuz ve şekeri işaret ediyor.

Bu tekrarın yanlış anlaşılması sonucu, beyaz ete ilişkin şehir efsaneleri ortaya çıkabiliyor. Kırmızı et ile kıyaslandığında beyaz etin daha lezzetsiz olduğu görüşü de sos faktörü gözardı edilerek yapılıyor. Siz bunlara kulak asmayın. Kolesterol gibi sorunları nedeniyle kırmızı etten uzak durmak zorunda kalanların tercih olan beyaz et, iyi işlendiğinde lezzetli bir seçime dönüşebiliyor. Sadece beyaz et ürünleri servis eden mekanların uzun yıllardır var olması bu tarz menülerin de rağbet gördüğünü ortaya koyuyor. Sadece pilav eşliğinde sunulan piliç çevirmeden tutun, çeşit çeşit tavuk içerikli yemekler sunan bir çok mekan var. Beyaz eti lezzetlendiren en büyük etken soslar oluyor. Doğru baharat karışımı ile hazırlanan sosun içerisinde dinlendikten sora ateşle buluşan beyaz et, keyifli bir ziyafete dönüşebiliyor.

KÖZDE HAZIRLANAN MEZELER

Ankara’da menüsünün ana unsurlarını soslu beyaz et üzerine kuran bir mekanı ziyaret ettim. Öveçler 8. Cadde üzerinde bulunan Kanatçı Balgat, menüsünde tavuk etini ön plana çıkarıyor. Her akşam canlı müzikle neşelenen mekanda yemeğinize mezeler ile başlayabilirsiniz. Mangal severlerin soslu beyaz ete eşlik edebilecek mezeleri tercih etmesini öneririm. Bu noktada koyu kıvamlı bir cacık sipariş edebilirsiniz. İçeceğinize göre menüdeki mezelerden seçebilirsiniz fakat, közde sarımsak ve patlıcanı masanızın bir kenarında bulundurmanızı tavsiye ediyorum.

SOSTA BEKLEYEN KANATLAR

Mekana ismini veren kanat, ana yemek için ilk tercih olabilir. Beyaz etin farklı birkaç çeşidini de denemek isterseniz karışık ızgarayı seçebilirsiniz. Karışık ızgarada, kanatlara tavuk şiş ve tavuk külbastı eşlik ediyor. Bulgur pilavı, közlenmiş biber, domates ve sumaklı soğan ile maydanoz eşliğinde servis edilen karışık ızgara tabağında ete lezzet veren soslar dikkat çekiyor. Mangala ulaşmadan önce sosta bekleyen kanatları yerken ellerinizi kullanmanız gerekebilir. Izgara tabağı ile birlikte gelen lavaş parçalarının yanı sıra mekanda kızarmış ekmek servis ediliyor. Yemeğin yanında tercih edebileceğiniz çok sayıda salata çeşidini menüde görebilirsiniz. Tavsiyem gavurdağı salata yönünde olacak. İri ceviz parçaları ile kaplı, üzerinde taze nane yaprağı bulunan salata, nar ekşisi ile ızgara beyaz etin yanında keyifli bir seçim oluyor. Tabii menü sadece beyaz etten oluşmuyor. Kırmızı et tüketmek isteyenler için de mekanda çeşitli seçenekleri bulabilmek mümkün.

HAFTAYA YAYILAN TÜRKÜ GECELERİ

Kanatçı Balgat, yemek tercihlerinin yanı sıra eğlenmek isteyen Ankaralılar’a türkü gecesi gibi alternatifler sunuyor. Başkent’te gece eğlencesinin cuma ve cumartesiye sıkıştırıldığını herkes bilir. Hafta içi, akşam saatlerinde ziyaret ettiğim Kanatçı Balgat da bu alışkanlığın kırıldığını gördüm. Canlı müzik dinlemek ve beraberinde yemek yemeye gelen ailelerin çokluğu dikkatimi çekti. Mekanda, Ankaralı türkü severlerin tanıdığı Erdal Beyazgül, Nurettin Rençber, Birsen Kavut, Cankat Edoğan, Özcan Türe, Gökhan Kılıç gibi isimlerin haftanın farklı günlerinde sahne aldığını öğrendim.

MENÜDE NELER VAR

Yazının Devamını Oku

Kışın yerine yalancı bahar

25 Ocak 2014
Kış mevsiminin ortasında Ankara’ya hakim olan bahar havası, alışkanlıklarını korumayı seven Başkentlileri şaşırttı. Isınan hava ile birlikte keyiflenen ya da kaygılanan Ankaralılar, “kış baharı” tweetleri atmayı sürdürüyor.

Aralık ayında bir akşam üstü aniden bastıran kar yağışı ile kışın sert geçeceğini düşünen Ankaralılar yanıldı. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarına eşlik eden güneş, kentte bahar yanılgısına neden oluyor. Durumdan memnun olan Ankaralıların keyifli tweetleri sosyal alemin bahar cıvıltılarına dönüşüyor. Birkaç hafta önce sisli havaya sitem eden Başkentlilerin büyük bölümü güneşli Ankara’dan memnun görünüyor. Genel kanının aksine, kentteki sıcak havanın hayra alamet olmadığını düşünenler de var. Barajlardaki suyun azaldığını düşünürsek, haksız değiller.

SOĞUK HAVA GÖREVDEN ALINDI

Kış günü bahar yaşayan Ankaralı tweetçiler, gündeme ilişkin espriler yapmayı ihmal etmiyor. @allissebelma’nın, “Ankara’da kış mevsimi de görevden alındı galiba, yerine bahar geldi” tweeti bunlardan biri... Kentin uzun süren sisli döneminde eve kapananlar, güneşi görmelerinin ardından kendilerini dışarı attığını belirtiyor. “Bu güzel havada AVM’lere kapanmayın” çağrısı yapanları, Karanfil ve Konur sokaklardaki hareketliliği duyuranlar takip ediyor.

- @OzleemO Kışın geç teşrif ettiği Ankara’ya bahar erken mi geliyor? Yalancı bahar da olsa beni mutlu etmeye yetti.
- @m_nebioglu Ankara hep bahar havasında olursa ben de mutlu havamda olurum ki...
- @cagltogan Hava bugün bahar tadında. Güneş Ankara’nın üzerine doğmuş gibi.
- @ireminaaa Vay be ocağın ortasındayız ve bahar gibi bir hava var Ankara’da...

Yazının Devamını Oku

Klişelerden uzak İtalyan deneyimi

24 Ocak 2014
İtalyan mutfağının sadece makarna ve pizzadan ibaret olduğunu tekrar eden klişelerin kulağınıza sıkça geldiğini tahmin ediyorum.

Bunun hatalı bir genelleme olduğunu anlamak için “çizme” şeklindeki ülkeye yol almak pahalı bir keşif olabilir. Türkiye’de tabelasına bakıp, İtalyan restoranı olduğunu ikna olduğunuz bir mekan size sadece pizza, makarna ve standart soslar sunabilir. Aslında sıcak ülkenin, yüksek sesle konuşmayı seven, güleryüzlü insanları mutfaklarında pizza ve makarnadan çok fazlasına sahip. İsterseniz önce İtalyanların lezzet sırları ile başlayalım. Bir yemekte soğan ve sarımsağı aynı anda asla kullanmayan İtalyanlar, domates, roka ve fesleğeni “vazgeçilmezler” olarak tanımlıyor. Yemeklerin büyük bölümünde kullanılan parmesan peyniri ise sadece balıkla bir araya getirilmiyor. 30 dakikada eve gelenlerle kıyaslanamayacak derecede lezzetli olan pizzalarda ketçap ve mayonez kullanmak “ayıp” kabul ediliyor. Zeytinyağı ise İtalyan mutfağının hiç değişmeyen mucizevi sıvısı olarak dikkat çekiyor.

LOŞ IŞIK VE HAFİF MÜZİK

Tarihi, müziği ve birçok özelliği ile yurtdışı tatil planlarının ilk sıralarında yer alan İtalya’ya gitmek, sizin için masraflı ve zahmetli bir süreç olabilir. Gezi planınız öncesi, İtalya heyecanınızı bir parça bastırabilmek için mutfağı kullanabilirsiniz. Bu hafta, Ankara’da İtalyan lezzetlerini deneyebileceğiniz bir mekanı ziyaret ettim. Gazi Osman Paşa Uğur Mumcu Caddesi üzerinde bulunan Peperoncino adlı restoran, uzun yıllardır Ankara’da yaşayan İtalyan şef Daniel Evangelista tarafından işletiliyor. Üzerinde bulunduğu caddenin gürültülü ortamını geride bırakıp, mekana adım attığınızda farklı bir dünya sizi karşılıyor. Vitrayla süslenen duvarlar, loş ışık ve müzikler, renk seçimleri huzur veriyor. Masalardaki hoş ayrıntı ise öğüterek kullanabileceğiniz tuz ve karabiber ile içinde kekik dalı bulunan zeytinyağı... Menü ile buluştuğunuzda ise lezzetli seçeneklerin hangisini tercih etmeniz gerektiği konusunda yorucu bir süreç başlıyor.

BİBER REÇELİNİ UNUTMAYIN

Yemeğinize, peynir tabağı ile başlayabilirsiniz. Üzerinde; mascarpone peyniri, ricotta peyniri, parmesan, gorgonzola peyniri, peccorino peyniri, mozarella peyniri, füme peynir, karabiberli peynir bulunan geniş ahşap servis platformu, içeceğinizle beraber çok seçenekli bir keyfe dönüşüyor. Unutmadan, peynir tabağında yer alan ev yapımı biber reçelini denemeniz gerekiyor. Tadına bakmazsanız, pişman olabilirsiniz. Diğer başlangıçları deneyemedim ama menüden edindiğim bilgileri paylaşabilirim. Üzerinde yemeğin içeriği hakkında bilgiler veren menüler hem mekan hem de konuklar için faydalı oluyor. Peperoncino’nun menüsünde yer alan başlangıçlar arasında iki farklı seçenek ilgimi çekti. Limon ve zeytinyağı ile marinelenmiş dana kontrfile üzerinde roka ve grana padona peyniri ile masanıza ulaşan dana carpacio bunlardan biri. Diğeri ise Antalya’dan geldiğini öğrendiğimi mavi yengeç ile hazırlanan “zeytinyağlı yengeç” oluyor. Daha önce Antalya Beymelek’te tadına baktığım yengece; kapari, turşu, deniz börülcesi ve maydonoz eşlik ediyor.

ŞEKLİNE GÖRE İSİM ALAN MAKARNA

Mekanın atmosferi, ne kadar aç olsanız da sizi yemeğin seyrini yavaşlatmaya sevkediyor. Bu nedenle menüdeki ana yemek seçenekleri arasından birden fazla lezzeti sipariş etmeye cesaret ediyorsunuz. Ana yemeğe geçmeden önce son dönemde çok sipariş aldığını öğrendiğim trüflü porçini mantar çorbasını deneyebilirsiniz. Klişelere aldırmadan makarnaların tadına bakmak istiyorsanız, bununla ilgili bir hatırlatma yapmak gerekiyor. İtalyan makarnaları, ev yapımı anlayışıyla hazırlanıyor. Tadına bakacağınız hamur ürünlerinin hiçbiri market raflarında gördüğünüz paketli ürünlerden değil. Hepsi kısa süre önce hazırlanmış taze hamurlardan oluşturuluyor. Makarnaların isimleri ise genişlik, uzunluk ve kesit gibi ölçüler ya da içine eklenen malzemeler ile belirleniyor.

DENİZ MAHSULLERİ KARIŞIMI

Yazının Devamını Oku

Geç açılışa sosyal tepki

18 Ocak 2014
Ankaralılar, yapım çalışmaları uzun yıllardır süren metro hatlarının açılışını bekliyor. Beklenmedik gelişmeler üzerine ertelenen açılış tarihi Başkentli Twitter kullanıcılarını kızdırdı. Sosyal alemde açılamayan metroya sitem var.

Başkentlilerin yıllardır beklediği metro hatlarından biri, önümüzdeki aylarda açılacak. Büyükşehir Belediyesi’nin 2001 yılında yapımına başladığı metro hatları, 7 Mayıs 2011’de düzenlenen bir törenle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na devredilmişti. ODTÜ metro istasyonunda yapılar devir teslim töreninde metroların 2014 yılının nisan ayında hizmete gireceği açıklanmıştı. Fakat süreç içerisinde tarih öne çekilerek, 29 Ekim 2013 olarak güncellenmişti. Son olarak 13 Ocak 2013’te açılacağı duyurulan Sincan Metrosu’nda bu tarih şubata ertelendi. Gecikmeler ardı ardına gelince 11 yıldır bekleyen Ankaralılar, Twitter’dan seslerini yükseltmeye başladı.

MEZUN OLDUK BİNEMEDİK

Espri dolu iletileri ile metro açılışının gecikmesini eleştiren Ankaralılar, türlü benzetmeler yapıyor. Bu tweetler arasında en dikkat çekeni @Tolga3939’dan geliyor: “Aşk dediğin Ankara’nın metro calışması gibi olacak, hiç bitmeyecek...” 20 yıl sonra emekli olduğunda Sincan Metrosu’nun inşaatında çalışmayı hayal edenler de var. Üniversiteye başladığında metro ile okula gitmeyi düşlediğini belirten bir Twitter kullanıcısı ise mezuniyetinin ardından 8 yıl geçtiğini söylüyor. Tüm bunların yanı sıra Twitter’da, metro hatları hizmete girmeden önce 214 açılış yapılmasına yönelik eleştiriler de bulunuyor.

- @Ammash247 Arabayla 5 dakikada gittiğim mesafeyi 1 dolmuş, 1 metro, artı 1 metro daha, artı bir otobüs, artı 5 dakika yürüme mesafesiyle gidiyorum. Ankara...
- @Tolga3939 Aşk dediğin Ankara’nın metro calışması gibi olacak, hiç bitmeyecek...
- @CananOzturk Ankara’nın bir türlü açılamayan metrosu ve bitmeyen deneme sürüşleri...
- @barisakdag Ankara’da açılacak bir metro vardı ne oldu acaba?

Yazının Devamını Oku