Ercan Saatçi

Karlaar düşeeer

8 Mart 2011
HER iki takımın da çok iştahla oynadıkları, gerçekten hatırı sayılır bir futbol izledik dün gece.

İlk yarıda tam bir gol düellosu, ikinci yarıda da tam bir doğayla mücadele belgeseli izledik. Ama ikinci yarıda iştahı daha da kabaran bir Fenerbahçe vardı sahada. Gençlerbirliği karşılaşması, Fenerbahçe’yi bekleyen en zor maçlardan biriydi belki de.
Öyle de oldu zaten. Son haftaların en dinamik takımlarından birini daha geçmek varış noktasına daha da yaklaştırdı Fenerbahçe’yi. Ancak görünen o ki tıpkı Play Station oyunları gibi her hafta engel daha da zorlaşacak...
Fener ipi göğüslerZaten bu oyunun doğasındaki Hakem hatası, oyuncu sakatlığı, hava şartları, formsuzluk ve kötü niyetlileri de katarsak, heyecanın tadından yenmez her halde. Şimdi bu yarışmaya kalan 10 haftayı da göz önünde tutarak bakarsak, Fenerbahçe’nin de her geçen hafta konsantrasyonunu sağlamlaştırması ve baskıyı kontrol etmek zorunda olduğu kaçınılmazdır.
Hele son yıllarda bu yarışmanın hep aynı yerinde kaybeden bir takım, o bölüme yaklaştıkça ayrıca bir strese girecektir.
Peki, Fenerbahçe bu yarışmayı götürebilir mi? Elbette evet. Aykut Kocaman son maçlarda kaç puan kaybının tölare edilebileceğini varsaymıştır bilmiyorum; ama bence 5-6 puan kaybıyla bile Fenerbahçe ipi göğüsleyecektir. Hele, her iki yarıdaki yirmişer dakikalık iyi futbolunun süresini de arttırabilirlerse eğer bu yarış güzel bitecektir Fenerbahçe için.

İSTEMEK NEDİR ?

İSTEMEK nedir diye sorsa küçük bir çocuk, dünkü Fenerbahçe’yi gösterir “budur” derdim. Bir şeyi istemenin en güzel tarifi dün gece sahadaydı çünkü.

Yazının Devamını Oku

sampiyonlukgeliyor@fenerbahce.com

27 Şubat 2011
Müthiş bir inanmışlık, çok yüksek bir isteklilik, harika bir mücadele…

İşte dün akşam ki maçın özeti budur. Ligin sonuna adım adım yaklaşırken, “Aykut’tan da hoca mı olur” diyenler bile bu söylediklerini unutmuş ve havaya girmiş durumdalar. Sıralamanın son sırasında olmasına rağmen çok iyi mücadele eden Kasımpaşa’yı yenmek önemli bir engeli daha aşmak anlamına geliyor. Artık kolay maç yok diye diye dilimde tüy bitmesine rağmen, Bu tip maçların önemini anlayamayanlara hayret ediyorum doğrusu. Defans, orta saha ve forvet uyumunun gün geçtikçe perçinlendiği bir Fenerbahçe’yi ancak erken havaya girmek etkileyebilir gibi görünüyor. Taraftarın dediği gibi: Fener gol gol gol, şampiyonluk geliyor…

Bu arada 10. Yılını kutlayan taraftar gurubu Genç Fenerbahçelileri  (GFB) tebrik ederim.

TOP 5

1-      Profesörün ölçüp, biçip adrese yolladığı süper frikik.

2-      Maçın genelinde üşüyen Volkan’ın, müthiş bir refleksle kurtardığı penaltı.

3-      Lugano’nun bitmek bilmeyen hırsı ve mücadelesi.

4-      Dia’nın taraftarın sevgilisi olma yolunda hızlı adımlarla yükselişi.

5-       Schuster ve Hagi’nin yine çuvalladığı bir haftada,  Aykut’un Kocaman yükselişi.

Yazının Devamını Oku

Protokol!!!

23 Şubat 2011
HAFTA sonu hatasıyla sevabıyla muhteşem bir derbi yaşamıştık. Ancak her derbide olduğu gibi o güzelim maçın da üzerine çıkan olaylar oldu ve o doksan dakikadan çok bunlar konuşuldu, konuşuluyor. En çok konuşulan da protokol salonunda ki olaylardı. Bu konuda da gazetemin yaptığı haber ve yayınladığı fotoğraflar tüm basın kamuoyuna ışık tuttu. 

Fakaaat... Bu olayın kamuoyundaki yorumlanma biçimine aklım sırrım ermiyor. Sayın Sinan Vardar’ın Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe camiasına, daha bir hafta önce ağır ithamlarda bulunduğunu unutup, el sıkmak istemesini de anlamış değilim. O unutsa bile Aziz Yıldırım’ın bunu unutması mümkün mü? Hem eleştirip hem de “Elimi sıkmadı” demek bana göre tuhaf bir durumdur. Göz göre göre gerginliğe davetiye çıkartmaktır. Kaldı ki bazılarının sürekli söylediği o hakem odası basma olayı artık egzajere olmuş ve hükmünü yitirmiştir. Egzajere edilmiştir çünkü hakem odasını basmak ağır ve yanlış bir ifadedir.

Konu Fenerbahçe olunca

Koridorda hakeme serzenişte bulunmak, başkanı olduğu camianın hakkını sorgulamak, konu Fenerbahçe olunca hakem odası basmak olarak abartılıyor ve herkesin bilincine böyle yerleştiriliyor.
Ayrıca hatırlatırım; bu olay 2 aydan fazla bir süre önce olmuştu. Peki, bu olayı neden o hafta kimse konuşmadı da aylar sonra gündeme getirildi? Acaba Fenerbahçe’nin çıkışıyla bir paralelliği olabilir mi? Ya da şöyle söyleyeyim; Fenerbahçe bugün 10 puan geride olsaydı bu konu gündeme getirilir miydi acaba. Bugün Fenerbahçe’nin galibiyeti, atılan altı gol yerine neden bunlar konuşuluyor diye sormama gerek yok herhalde.
Yazının Devamını Oku

Ferrari su kaynattı !

21 Şubat 2011
DÜN gece uzun süredir izlemediğim müthiş bir maç vardı İnönü’de. Derbiyse derbi, futbolsa futbol, heyecansa heyecan, mücadeleyse mücadele...

Her şey vardı dün gece. Fakaaattt... En önemlisi, bir tarafta hem formaları için hem de Aykut Kocaman için oynayan bir takım, diğer tarafta takımı ve seyircisi için oynayan bir takım vardı... Yani Schuster faktörü dün de Fenerbahçe için avantaj olmuştu! Scuhuster’in tercihi Ferrari’nin de dirseğiyle, ilk yarıda kopması gereken maç o an koptu... Beşiktaş maçı kaybetti ancak tek üzülen Beşiktaşlılar değildi dün... Aykut Kocaman ve Fenerbahçe düşmanları da hayal kırıklığına uğradılar. Yani su kaynatan sadece Ferrari değildi anlayacağınız...

TOP 5

İnönü’deki yıldızlar geçidi.
“İşte budur” dedirten müthiş mücadele.
Profesör Alex’in 90 dakika süren harika ameliyatı.
“Biz hepimiz bir takımız” sloganını kalbinde taşıyan Fenerbahçe takımı
Her koşulda takımlarını destekleyen Genç Fenerbahçeliler.

KİM KAYBETTİ

Yazının Devamını Oku

Ayakta alkışlayın

15 Şubat 2011
FENERBAHÇE için şampiyonluk kapısının açılması bu kadar kolay işte.. Üst üste gelen Antalya, Trabzon ve Manisa galibiyetlerinden sonra Kayseri çok önemli bir engel olarak karşısında duruyordu F.Bahçe’nin.. Ama ligdeki pek çok takıma kök söktüren, ligin en sert takımı Kayseri, F.Bahçe karşısında adeta keten helvaya dönüştü..
İlk 20 dakikadaki o prese karşı koyabilecek takım, Türkiye sınırları içinde yok zaten.. Volkan Babacan’ın hediyesi ve Özer-Topuz ikilisinin asistiyle gelen erken Niang golü, Kayseri’nin gardını düşürdü.. Ve F.Bahçe 90 dakika boyunca sahanın tek hakimi oldu..

Durduracak takım yok

Şunları kabul edelim: Kondisyonu yok denen F.Bahçe şu an ligin en çok koşan takımı.. Takım savunması yapmadığı için eleştirilen F.Bahçe, şu an topun arkasına en iyi geçen takım.. Ve karşı kaleye gidemediğinden dem vurulan F.Bahçe, şu an ligin en çok pozisyon bulan takımı.. Bu F.Bahçe’yi durduracak takım yok.. Hele ki, gelecek hafta Kiev maçının 4 gün sonrasında F.Bahçe’nin karşısına çıkacak olan Beşiktaş..
Aykut Kocaman’ı ve bu F.Bahçe’nin yıldızlarını ayakta alkışlıyorum..

GECENiN TOP 5’i

Topuz’un Emre’yi aratmayan enerjisi ve gol pası
Santos’un Brezilya Milli Takımı’nın solbeki olduğunu hatırlaması
Taraftarın gerçek ‘sevgilisi’ olarak F.Bahçe’yi görmesi
Niang’ın gol konusundaki müthiş iştahı
Dia’nın yavaş yavaş sarı-lacivertli formaya ısınması

MAÇIN ÜÇ ADAMI

Lugano - M.Topuz - Niang
Yazının Devamını Oku

Nerede kolay maç

6 Şubat 2011
BU ligde kolay lokma ve kolay maç yok diye defalarca yazmıştım. Ama ne olursa olsun taraftar tuttuğu takımın yenilme ihtimalini reddediyor, yorumcular da ateşe benzin döküyor. Aslında bu durum futbol işte... Futbol bu nedenle milyonlarca kişiyi peşlerinden sürüklüyor. Beşiktaş-Karabükspor maçında da gördük ki, ne kadar iyi transferler yaparsan yap, kazanma ihtimali hiçbir zaman yüzde 100 olmuyor.

Fenerbahçe ise olmadık maçlarda puan kaybetme olasılığını artık hazmettiğinden, kiminle oynarsa oynasın ciddiye alıyor artık. Kaldı ki, Hikmet Karaman’ın Manisaspor’u gerçekten iyi ve yükselişte olan bir takım. Ayrıca Fenerbahçeli oyuncuların yüzlerinde görmeye hasret kaldığımız o “isteklilik ve hırs” geçen hafta olduğu gibi dün akşam da fazlasıyla sahadaydı. Bir de son yıllarda Fenerbahçe’nin yarışı önde götürüp son maçlarda şampiyonluğu kaybettiğini düşününce, sezona kötü başlayıp iyi bitirmek daha mantıklı duruyor. Tıpkı dünkü maç gibi... Fenerbahçe geriye düştüğü maçı kazanmasını bildi.
“Sizi Trabzon galibiyeti de kurtaramaz” diye bağıran bazı Fenerbahçeli geçinen meczuplar, şimdi de alt tarafı Manisa’yı yendi diyerek bu üç puanı da aşağılayacaklardır şüphesiz. Ama onlara kötü haber; Fenerbahçe yükselişe devam ediyor. Maazallah Fenerbahçe şampiyon olursa ne yaparlar o Fenerli geçinenler...

Azizsilin mi yoksa sihir mi

ZORDU, sabır ve mücadele vardı. Taktik işe yaradı ve sonuç; Fenerbahçe ligde üstüste dördüncü galibiyetini aldı. Ne oldu peki? Azizsilin mi yoksa sihirli bir diriliş mi ? Aykut Hoca’nın sabrına hayranım doğrusu... Demediklerini bırakmadıkları takımı kazanmaya devam ediyor; o yine sessiz. Oyuncularıyla bir bağ kurduğu kesin, belli de oluyor zaten. Gollerden sonra Aykut Hoca’ya koşmaları bir kareografi değil...
Aykut Hoca’nın futbolcularını motive etmesi ve kenarda oturanın küsmediği bir takım yaratması öyle kolay bir iş değil. Dün de gördük ki, Fenerbahçe temposunu düşürmeden, hatta istediğinde artırdığı maçlar oynamaya başladı. “Gidiyor mu?” denirken müthiş geri dönüşler başladı. Ligin üstü karıştı, daha da karışacağa benziyor...

TOP 5

Koşmayan Alex’in müthiş mücadelesi ve asistleri.
Mağlubiyetten farklı galibiyete geçişte Aykut Hoca’nın doğru hamleleri.
Manisaspor tribünlerindeki boşluklara rağmen, Fenerbahçe tribününü tıklım tıklım dolduran Genç Fenerbahçeliler.
Defansın zaman zaman aksamasına rağmen, Lugano ve Yobo’nun uyumu.
Dörtte dört yapan Fenerbahçe’nin dört dörtlük taraftarı.

MAÇIN ÜÇ ADAMI

Alex, Emre, M.Topuz
Yazının Devamını Oku

Yüreğini koy ortaya

31 Ocak 2011
YÜREĞİNİ koydu ortaya, yüreklerini koydular... “Bir şey olmaz bunlardan” diyenlerin huzurunda küllerinden doğdular...

Bu yukarıda yazdığım cümle var ya... Bu maçtan sonra yazmak için değildi aslında. Ligin sonunda yazmayı çok arzu ettiğim cümleler bunlar. Aile dedikleri, camia dedikleri... İçine ihtiras ve iktidar düşmeye dursun; nezaketten ve iletişimden yoksun olsa da Aziz Yıldırım’ı, karizmadan ve yalandan nefret etse de Aykut Kocaman’ı bile alaşağı yapmak için çarklar dönmeye başlar. Tıpkı bugünkü gibi... Bir tek ailenin çocukları sahip çıkarlar soyadlarına! Yani taraftar çıkar ve “Yüreğini Koy Ortaya” diye haykırır, elaleme karşı... Sonra mı...? Bundan önceki maçlarda futbolculara, “Sakın iyi oynamayın haaa!” diyen Aykut Hoca da insafa gelir ve Aziz Yıldırım’ın da onayıyla “Hadi bu seferlik oynayın” der oyuncularına...
Bilmem anlatabildim mi? Anlamayanlara da bir büyüğümün lafını söyleyeyim...
Ne demiş Yılmaz Özdil bir yazısında;
“Anlayana davul zurna saz, anlamayana sazı soksan az.”
Bünyamin Gezer Durur...
GÖRMEZ Dia’nın yediği tekmeyi! 19:07. dakikada Lugano golü atmasa, pozisyonun başında Lugano’ya yapılan penaltı da güme gidecekti... Ama Bünyamin gezer durur, Allah Fenerbahçe’yi korur...
Dakika 39... Adettendir Lugano’ya şırrrak sarı kart!... Bünyamin gezer de yanındakiler durur mu hiç..? Onlar da gezer, hem de uyur gezer... Yani demem o ki, çatık kaş, sert bir ses tonu, sarılar, kırmızılar ve hatta Emniyet mensubu olmak bile yetmiyor böyle maçları yönetmeye.

ÜÇ ADET SONUÇ

Yazının Devamını Oku

Stres yok, pozisyon çok

28 Ocak 2011
ÇOK az bir seyirci topluluğu önünde, iddiasız, dolayısı ile baskı hissetmeden ve de zevkli bir maç izledik dün akşam.

Fenerbahçe, neredeyse tamamına yakını yedek oyuncularla sahaya çıktı ama taktik olarak Trabzonspor karşılaşmasının provasını yaptı. Ve bence çok da başarılı bir provaydı. Hatta yedek oturmasına çok alışık olduğumuz bazı futbolcuların performansı, Aykut Hoca’nın kafasını karıştırabilir diye düşünüyorum. Dün akşamki karşılaşmayı her Fenerbahçeli gibi Trabzonspor’u düşünerek izledim. Trabzonspor gerçekten çok iyi bir takım ve tam anlamıyla takım oyunu oynuyorlar. Dolayısıyla olası bir Trabzonspor galibiyeti Fenerbahçe için çok önemli bir referans ve moral olacaktır.

Yedekler hakkında birkaç şey

-  Mert: Umut veriyor, soğukkanlılığı ve dünkü futboluyla “2. kaleci benim” diyor.
-  Bekir:  Görev aldığında minimum hatayla oynuyor, görevini yapıyor. Dün en çok çalışanlardan biriydi.
-  Bilica: Dünkü maçta bile ilk 15 dakikada gereksiz yere sarı kart gördü. Saatli bomba, Fenerbahçe’ye yakışmıyor.
-  İlhan: Kendini gösterebilmek için çok fırsat bulamadı, dünkü performansı çok yeterli gözükmedi.
-  Caner: Hala orta yapmayı beceremiyor. Amatörce gördüğü kırmızı kart, Fenerbahçe’de sonu olabilir...

Yazının Devamını Oku