Ercan Saatçi

Aykut Hoca kazandı

8 Nisan 2012
FENERBAHÇE’ye geldiğinden beri Bienvenu sürekli eleştiriliyordu.

Öyle ki, devre arasında bu yüzden Sow transferi bile yapıldı. Fakat Aykut Hoca, ondan umudu kesmedi ve ince ince hazırladı Bienvenu’yü... Dün de ilk 11’de şans verdi ona... Dakikalar 80’i gösterirken, Bienvenu’yü oyundan aldı, ama alkışlatmak için... F.Bahçe taraftarı da bir gol atan ve çok olumlu bir futbol oynayan futbolcularını ayakta alkışladı. Aykut Hoca hem oyuncusunu hem de oyunu kazandı. Üstelik benim gibi tahammülsüzlere de ders vererek... Maçın başka bir güzel yanı da Novi Pazar taraftarlarının iade-i ziyaretiydi. Özellikle açılan pankartlar görülmeye değerdi.

Top5

1-Bienvenu’nün dönüşü...
2-Novi Pazar taraftarlarının Kadıköy’deki coşkusu...
3-Kadıköy’e ayak basan küçük Alex...
4-Defans resitaline devam eden Yobo...
5-Herşeye rağmen (!) F.Bahçe’nin 34 haftalık performansı.

Maçın Üç Adamı

Yazının Devamını Oku

Cezaevi ve Şeref Tribünü

2 Nisan 2012
DÜN hep bir ağızdan Aziz Yıldırım’ın kulakları çınlatıldı... Volkan Demirel’e bıçak, fişek, demir plaka atıldı...

Fenerbahçe’li futbolculara, yöneticilere, teknik ekibe sövüldü... Hem de kimlerin huzurunda; Trabzonspor ve TFF Başkanı’nın huzurunda... Ben de Aziz Yıldırım’ın kulaklarını çınlattım ama saygı duyduğum için... Çünkü Aziz başkanın, neredeyse tek tek Fenerbahçe taraftarıyla konuşup, küfüre ve toplu öfkeye karşı verdiği mücadeleyi hatırladım. Bu yüzden Kadıköy’de son yıllarda böyle bir şey görülmüyor. Aziz Yıldırım olsaydı bu olanları büyük bir sakinlikle izler miydi sizce? Elbette hayır. Gerekirse o tribüne gider sustururdu taraftarını. İşte ben bu yüzden kulaklarını çınlattım Aziz başkanın... Bu olaylar tam bir “yönetim zafiyetidir”. Trabzonspor Başkan ve yönetiminin başarısızlıklarını örtmek için başlattığı boş galeyanın yansımasıdır bu... En değerli oyuncularını bedavaya rakip takımlara yollayıp, kulüplerini zarara uğratanların suçudur bu durum. Küfür ve şiddetle mücadele edip, Kadıköy’e bir standardizasyon getiren başkan cezaevindeyken, kendi taraftarının ağır küfürlerini ve tacizlerini Şeref Tribünü’nde(!) sessizce izleyen bir başkan var. Daha neyi konuşalım ki...

Üç Direk Bir Penaltı

Olmayınca olmuyor işte. Fenerbahçe en rahat maçlarından birini oynadı ama kazanamadı. Bu kadar pozisyon üretip, direklere takılmak tamamen bir futbol şanssızlığıdır. Verilmeyen penaltılar da oyunun seyrini değiştirmiştir kuşkusuz.  Yine de Avni Aker’de oynayıp, her türlü yabancı madde ve küfürlü tacize rağmen futbollarını oynamaya çalışanları kutluyorum. Bir kutlama da, taraftardan çok verdikleri demeçlerle onları adeta bir öfke savaşına hazırlayanlara; Tebrikler başardınız!

Top51- Sürmene Bıçağı
2- Bir çift spor ayakkabı
3- Bayrak sopası
4- Açılmamış doğal kaynak suyu

Yazının Devamını Oku

Kadıköy'ün kadınları 2

25 Mart 2012
BU bir cezaysa eğer, bu cezayı mükafata dönüştüren tek taraftar grubu Fenerbahçe’nin kadın ve çocuk seyircileridir.

Biraz iddialı oldu ama diğer takımların bu anlamdaki doluluk oranına bakarsanız apaçık ortada olduğunu görürsünüz. Kadıköy’ün Kadınları yine o zarif ve cılız sesleriyle öyle bir destek verdiler ki takımlarına, eminim ki erkek seyirciler de gurur duymuştur. 12 numarayı ikiye bölmek, kadın erkek diye ayırmak da kar etmiyor anlayacağınız.

Kadın hakem de istiyoruz

* TFF’nin bu uygulamasına bir de tavsiyem var. Oldu olacak böyle maçlara kadın hakem de atasınlar ve maçları tam anlamıyla kadın egemen hale getirsinler. Emin olun hiçbir zararı olmaz, daha da keyifli olur maçlar. Hakem hatası olacaksa da hiç değilse bir hanımın elinden olur...

ALEXtra* ALEX’in forması sahaya çıksa rakip takımı bozar diyeyim, siz bu girizgahın sebebini anlayın. Sevgili Altan Tanrıkulu’nun kulakları çınlasın, çünkü sevgili Altan, Alex’li sisteme karşı çıkanlardan... Bense tam tersini düşünenlerdenim. İstatistikler ve görüntü ortada. Bu maçta da yaptığı üç dört hareket bile gerekli üstünlüğü sağlamak için fırsat yaratıyor. Takımı kötü oynasa da Alex extra bir güç kazandırıyor...

TOP 51- Alex klasiği şık bir gol.
2- Fenerbahçe’nin yeni hastalığı; “Geriye Çekilme Sendromu”
3- Orhan Şam’ın istekli ve mücadeleci futbolu.

Yazının Devamını Oku

Kadıköy Cehenneminin Melekleri

21 Mart 2012
Hafta içi, yemek vakti, çocukları uyutma vakti, ders çalışıp yatma vakti, uyuma vakti...

Hepsi hikaye. Çarşamba olmasına rağmen, üstelik derbideki kötü futbola rağmen Kadıköy’ün Kadınları on bin kişi olup, desteklediler Fenerbahçelerini... Onlar doğrusunu yapıyorlar, karşılıksız destek veriyorlar. O cılız ama zarif sesleriyle sevgilerini haykırıyorlar. Oysa Galatasaray’la 2-2 berabere kaldı diye takımlarını topa tutan Fenerbahçeliler de var...

 

Onlar

 

Benim gibi düşünür müsünüz bilmem ama ben şöyle düşünüyorum. Aykut Kocaman ve oyuncularının Fenerbahçe camiasında sonsuz kredisi vardır ve olmalıdır da. Ya da şöyle söyleyeyim; En zor günlerinde bu takımı sırtlamış, terk etmemiş, en acı çekilen dönemde herkesle, her şeyle mücadele vermiş bir topluluğa kimsenin bir şey söyleme hakkı olmamalıdır. Aykut Kocaman da hata yapabilir, oyuncuları da kötü oynayabilir. Hiç bir sorunu olmayan kulüplerde bile böyle şeyler varken, hala takımlarının akıbetiyle ilgili fikirleri bile olmayan bu hocaya ve futbolcularına saygı duyuyorum, onlar da hata yapsınlar. Büyük Fenerbahçe taraftarı da ellerini bırakmasın onların. Her zaman ki gibi farkını göstermeye devam etsin tahammülsüzlere kulaklarını tıkayarak. Cızırtılı sesler çıkaranlar da Kadıköy’ün Kadınları’na kulak versinler.

 

Top 5

 

Yazının Devamını Oku

Uzaya giden goller

18 Mart 2012
12:41 “Bayramlıklarımızı giyindik, stada gitmeye hazırlanıyoruz abi...

“ Maçtan önce telefonla konuştuğum, Fenerbahçe’de artık tercümandan öte bir konumu olan sevgili Samet Güzel’in sözleri bunlar... Durur muyum hiç... Malkoçoğlu Volkan’ı aradım. Niye mi? Galatasaray maçları öncesi ritüeli bunlar. Volkan maça dört saat kalmış, beni sakinleştiriyor; “Rahat ol abi”... Aykut Hoca’yla on iki sularında konuşmuştum... Her zaman ki vakur duruşuyla ve en mütevazi haliyle konuştu yine. İşte ben güne böyle başladım... 

20:00 Aman Allahım... Bu nasıl bir atmosfer! 6-0’lık maçta bile böyle bir iklim yoktu. Daha maçın başında 2-0... Sow Fenerli oldu, Alex büyü yaptı... İkisi de birbirinden güzel gol. Uzay golü gibi... Sonra eşitlik geldi. Ama şaibeli hakem(!) Bülent Yıldırım hakkında çıkan öngörüleri boş çıkarmadı, yardımcı oldu istemeden(!)

21:49 Maç bitti... İki üç kendini bilmez Fatih Hoca’nın kaşını patlattı, ilk yarıdaki Fener’den eser yoktu, Fatih Terim’e kim oynamasın diye sorsan diyeceği iki isim Alex ve Stoch oyundan çıktı. Rehavet Fenerbahçe’yi bitirdi ve maç berabere bitti... Eminim ki bu sonuca Galatasaraylılar bile şaşırmıştır. Fenerbahçe’nin attığı iki golde boşa gitti, bana göre uzay golleri uzaya gitti...

Top5

1- Sow’un Galatasaray’a atıp Fenerbahçeli olduğu muhteşem gol.
2- Alex’in El Classicosu... Müthiş vuruş ve gol.
3- Fatih Hoca’nın ikinci yarıdaki taktiği.

Yazının Devamını Oku

Laubali!

10 Mart 2012
F.BAHÇE’nin aklı G.Saray maçındaydı ama yine de tatsız, tuzsuz ve zevksiz olmamalıydı bu maç.

A.Gücü, F.Bahçe’yle oynuyor diye ekstra motivasyonlu ama, ne olursa olsun bu futbol, F.Bahçelileri endişelendirmiş, G.Saraylıları da umutlandırmıştır. Ben daha genç bir kadro bekliyordum Aykut Hoca’dan ancak, o işini sağlama almak istemiş belli. Fakat bazı oyuncular öyle laubalice oynadılar ki, hem oyun düzenini, hem de kendilerini bozdular resmen...! O yüzden diyorum ki, umarım bu maç G.Saray maçının provası değildir. Eğer öyleyse vay Fenerin haline...

Şampiyonluğa oynuyorsan...

Gencecik oyunculardan kurulu A.Gücü, F.Bahçe’den daha çok korner atıyorsa, oyuna daha çok hakimse, daha çok atak geliştiriyorsa, bu işte bir laubalilik var demektir. F.Bahçeli oyuncuların artık herhangi bir mazeretin ardına gizlenme lüksleri kalmamıştır. İster karşılarında kümeden düşmüş bir takım olsun, ister şampiyonluğa oynayan bir rakip olsun, F.Bahçe kazanmak için oynadığını ve mücadele ettiğini göstermek zorundadır. Skor ve üç puan böyle maçlarda yanlış teşhistir çünkü.

TOP 5

1-Senegallilerin ilk kez 11’de sahaya çıkmaları ve  ilk gole imza atmaları.
2-Geçtiğimiz aylarda gönderilmesi kesin dediğimiz Bilica’nın aynı tas aynı hamam duruşu.
3-Canla başla mücadele eden Ankaragüçlüler.

Yazının Devamını Oku

O golü 3 sayıyorum

4 Mart 2012
MAÇ bir yana, Stoch’un attığı o muhteşem gol bir yana...

Uzun zamandır böyle güzel bir gol izlememiştim. Bu yüzden o golü bir değil üç sayıyorum. Sadece gol değil, Fenerbahçe de uzun zamandır olmadığı kadar iyi oynadı. Hani sanırsınız, Aziz Başkan savcıdan özel izinle Samandıra’ya gidip bir konuşma yaptı. Oyuncularına mektup yolladığını biliyorum ama, geçen hafta izlediğim Fenerbahçe’ye değil mektup telgraf çeksen değişmeyecek gibi duruyordu... Şimdi bunları söylerken Aykut Kocaman’a haksızlık etmemeli... Onun sırtlandığı dertler, göğsünde yumuşattığı sancılar, Fenerbahçe’nin tarihe ”kara dönem” olarak geçen bir süreçte bile şampiyonluğa oynamasını sağlamıştır. İnişler, çıkışlar elbette futbola dahildir. Fakat bazı futbolcuların istenileni veremediği de bir gerçek. İşte böyle durumlarda ne taktik ne de idman derman olur. Fenerbahçelilik ruhu ile profesyonellik arasındaki ince çizgiyi aşmayan başarılı oluyor, izliyoruz...

Sek Sek Dansı

MAÇ güzel, stad güzel, goller güzel, futbol güzel... Amma ve lakin; futbolda bazı anlar patlamanın dozunu artırır, morallere moral katar ve motivasyon olur. Emre’nin gol sevincinden bahsediyorum... Attığı akıl dolu golden sonra yaptığı “sek sek dansı” başka bir şey kattı geceye. Tıpkı Deivid’in yengeç dansı gibi... Vücut dili, mimikler, hem seyirciyi, hem de takım arkadaşlarını öyle pozitif etkiliyor ki başka birşey katıyor futbola.

Top 5

1-Muhteşem Miroslav.
2-Sihirbaz Alex.
3-Ulubatlı Emre..

Yazının Devamını Oku

FORM’A!

25 Şubat 2012
GEÇTİĞİMİZ günlerde bir okurum bana gönderdiği mesajda şöyle yazmıştı; “Sayın SAATÇİ, Dünkü gibi mavi beyaz renkli forma ile seyrettiğim maçlarda, Fenerbahçe maçı izlediğimi anlayamıyorum.

Karşı takım da anlayamıyor, etkilenmiyor diye düşünüyorum. Barcelona da dün Osasuna’ya 3-2 yenilmiş. Onlar da saçma sapan renkli bir forma ile oynamışlar. Belki size çocukça gelebilir, Fenerbahçe sarı-lacivert formadan vazgeçmemeli.”
Noktasına kadar katılıyorum. Mavi beyaz forma ne alaka, neyi simgeler anlamıyorum. Sarı lacivertin dominant olmadığı bir forma, Fenerbahçe forması olmamalıdır diye düşünüyorum.
Maça gelince... Berbat bir ilk yarı, vasat bir ikinci yarı desek özetlemiş oluruz...Teknik taktik tenkitler bir yana, asıl eleştirilmesi ve önlem alınması gereken sorun, isteksizlik ve arzusuzluk. Fenerbahçe bir süredir, ne sarı lacivert forma giyiniyor, ne de forma giriyor...
Bol berbatlı bir maç- FENERBAHÇE’nin morali berbat, Fenerbahçe defansı berbat, orta saha berbat, Eskişehir’in stat zemini berbat, basın tribünü berbat, Mehmet Topuz, Ziegler, Bekir ve Baroni’nin futbolu berbat, 2000 kişiye bilet satıp 700 taraftarı stada sokan anlayış berbat, Caner Erkin’in yaptığı berbat...

Top 5

Mavi beyaz formalı formsuz Fenerbahçe.
12 otobüs biletli Fenerbahçe taraftarının stada alınmaması.

Yazının Devamını Oku