Ercan Saatçi

Serdar Turgut ve sözleri

27 Mayıs 2012
GEÇTİĞİMİZ günlerde Sevilay Yükselir’in sunduğu ve moderatörlüğünü yaptığı TV programı ‘Yüzde Yüz Siyaset’i izledim.

Konu ‘Cemaat, Fenerbahçe’yi ele geçirmeye mi çalışıyor’ olunca iyice dikkat kesildim... Sevilay’ın konuklarının gazeteci Serdar Turgut, Oral Çalışlar, Nuh Gönültaş, tiyatrocu ve Fenerbahçe kongre üyesi Ali Erkazan olduğunu görünce hem Sevilay iyi bir iş başarmış dedim hem de programa ve konuya olan ilgim daha da arttı... Ali Erkazan bir Fenerbahçeli olarak çok net ve lafı dolaştırmadan konuştu. Oral Çalışlar da bugüne dek olan çizgisini sürdürdü. Fakat Serdar Turgut ve Nuh Gönültaş’ı hem anlayamadım hem de beni çok şaşırttılar... Hele hele Serdar Turgut’taki değişimi görünce başım döndü...!
Serdar Turgut, cemaatin çok faydalı işler yaptığını ve sempati duyduğunu anlattı. Neredeyse, “Cemaat Fenerbahçe’yi kurtarır” diyecekti. Elbette fikir fikirdir... Fakaaaat... Aynı Serdar Turgut kısa bir süre önce bir yazı yazmıştı. Yazının başlığı ‘Takım değiştiriyorum’du. Takip edenler hatırlar. Cemaatin Galatasaray’ı ele geçirmesine dayanamadığından artık Galatasaray’ı değil, oğlunun tuttuğu takımı, yani Fenerbahçe’yi tutacağını yazmıştı... Yazı halen internet sitelerinde mevcut, isteyen okuyabilir. Ben bu yaşıma kadar çok takım değiştiren, fikir değiştiren gördüm ama böylesini görmemiştim doğrusu...

Sözüm ona Fenerbahçeli

Ama daha da vahimi Serdar Turgut’un söylediği ve tüm Fenerbahçe yazarlarını hedef alan o iddialı sözdü; “Fenerbahçeli gazetecilerin hepsi Aziz Yıldırım’ın kucağındalar...!” Yukarıda anlattığım zihniyet bile böyle şuursuzca bir sözün altından nasıl kalkar bilemem. Ama kendi adıma söyleyeyim; Ben Fenerbahçeliyim ve neler yaşadığımızı, nasıl bir süreçten geçtiğimizi artık dünya alem biliyor. Böyle bir durumda Fenerbahçelilerin birlik beraberlik içinde olmaları, Serdar Bey tarafından ‘kucağa oturmak’ olarak nitelendiriliyorsa, bu onun nasıl biri olduğunu anlatmaktan başka birşey değildir.
Takımdaşlığın, Fenerbahçeliliğin ne demek olduğunu bilmeyen sözüm ona Fenerbahçeli Serdar Turgut, bu hakareti eder ama yüzü bile kızarmaz. Serdar Bey’e son söz: Kelimeler sizi ele verir...

Yeni yönetim ve soru işaretleri

Tamam rekor oy, rekor katılım ve müthiş bir destek... Ama o destek sadece Aziz Yıldırım için değil, o dereyi geçmek için çabalayan tüm yöneticilereydi. Bu nedenle yönetimden gidenler, yerlerine getirilenler son durumu mutlulukla karşılamaya yetmiyor. Bunu sadece ben değil bir çok Fenerbahçe taraftarı, biraz hayal kırıklığı biraz da üzgünlükle söylüyorlar. Bana bu konuda gelen maillerin haddi hesabı yok. Ve genel görüş, yeni yönetimin, taraftarın bu desteğinin karşılığı olmadığı yönünde... Umarım yanılırım ve umarım Fenerbahçe bir de böyle bir durum yüzünden kan kaybetmez...

Yazının Devamını Oku

Oyun bitti...

17 Mayıs 2012
Ama sahadaki oyun bitti... Hayatım hiç bir zaman “Şu lig bitse de kurtulsak” dediğimi hatırlamıyorum.

 Bir gün böyle bir dilekte bulunacağım aklımın ucuna gelmezdi. Başladığı günden bugüne kadar “Bitsin, yeter artık” sözleri kafamdan ve kalbimden hiç çıkmadı. Evet oyun bitti. Fenerbahçe açısındandan güzel de bitti. Fakat sahanın dışındaki oyun ne zaman son bulur, inancımızı yitirdiğimiz adalet duygusu, ne zaman tekrar içimizde güven oluşturur bilinmez... Ama bitti ya, Kocaman bir Ohhh çekiyorum.

MÜKEMMEL SEZON

Sadece futbolda değil, hemen hemen her branşta ekstra alkışlık bir sezon geçirdi Fenerbahçe. Ekstradan alkışın nedeni malum... Cezaevi, şike, biber gazı, silahlı örgüt, çıkar amaçlı çete, biri size bunlardan bahsetse konunun futbol olacağı hiç aklınıza gelir miydi...? Biz futbolu bu sözlerle yaşadık bu sezon. İşte böyle bir süreçte, Ligde kıl payı kaçan şampiyonluk, kupada şampiyonluk mükemmel bir başarıdır Fenerbahçe için. Helal olsun...

TOP5

1- Her golün başlangıcındaki adam, Profesör Alex de Souza.
2- Galatasaray maçında ki ıskasını affettiren golüyle Baroni.
3- Biber gazı sendromunu henüz atlatamadan final maçına koşan Fenerbahçe taraftarı.

Yazının Devamını Oku

Üzülmeyin

15 Mayıs 2012
FENERBAHÇE taraftarları... Sakın ha üzülmeyin. Aksine sevinin...

Böylesine berbat şeyler yaşayıp da, ayakta kalan, her iki kupada da final oynayan, basketbolda, voleybolda şampiyonluklar alan sporcuları alkışlamaya devam edin. Size karşı orantısız güç kullananlarla mukavemet etmeyin... Fenerbahçe’nin özellikle bu yıl yaşattığı bu başarı 10 şampiyonluğa bedeldir...

KUTLAYIN

Galatasaray’ı da tebrik ederim. Fatih Hoca sıfırdan bir takım kurdu ve başarılı oldu. Fenerbahçe’nin geçen yılki şampiyonluğunu yok sayanlara inat, Fenerbahçeliler Galatasaray’ı kutlamalıdır. Tıpkı Aykut Kocaman’ın, Volkan Demirel’in, Ali Koç’un yaptığı gibi...

SEVİNMEYİN

Ey futbolun bu en yüz karası dönemine ışık tutanlar, ateşe odun atanlar, arkadan kıs kıs gülüp yüzümüze adaletli kişiyi oynayanlar, hak yiyenler, koca bir camiayı kaosa sürükleyenler... Sevinmeyin. En büyük zevkleri futbol olan bir toplumu birbirine düşüremeyeceksiniz. Fenerbahçe’yi hiçbir zaman yerlerde sürünürken göremeyeceksiniz.

BRAVO ENGİN BAYTAR

Final maçı sonrası muhabirler saha içinde futbolcularla konuşuyorlar... Mikrofon Galatasaraylı Engin Baytar’a uzatıldı. Saha içinde çok agresif, sinirli ve biraz da çılgın olan Engin öyle güzel konuştu ki, TV’ler jeneriğine almalılar. Üstelik sıcağı sıcağına Kadıköy gibi bir atmosferde, böyle güzel, yapıcı rakibin de hakkını veren bir şampiyonluk konuşması tek kelimeyle muhteşemdi. Helal olsun Engin Baytar...

ŞİKE...

Yazının Devamını Oku

Maçtan önce maçtan sonra

13 Mayıs 2012
MAÇTAN önce; Onca yaşanan şeye rağmen (!), Fenerbahçe’nin final oynaması, en güzel cevaptır, onurlu duruşun zaferidir, içi dolu gerçek bir şampiyonluktur...

Maçtan sonra; Akbabalar gibi bekleyenlerin yutkundukları andır, vurup kıranların hayal kırıklığıdır. Çünkü bu mücadelenin galibini görmek için, maçın sonucunu beklemeye gerek yoktur...
3 Temmuz’dan bu yana ne çok şey yaşandı, ne zihniyetler su yüzüne çıktı, ne kirli emeller zamanını bekliyormuş gördük... Bir futbol takımının “Kendi kurtuluş savaşı” iklimini yarattılar istemeden ve bu kadarını beklemeden...
Gerdikçe gerdiler, sövdükçe sövdüler, vurdukça vurdular ama engel olamadılar. Bu muhteşem Onur Mücadelesine... Ayırdılar, böldüler, suçlu ilan ettiler ama yine olmadı.
Fenerbahçe kenetlenmişti bir kere... Sadece bu kadar mı? Fenerbahçe’yi, Galatasaray’dan, Beşiktaş’tan, Trabzon’dan, Bursa’dan, Anadolu’dan, Avrupa’dan ayırmak için uğraştı bazıları. Kendi kişisel başarısızlıklarını örtbas etmek için koca camiaları Fenerbahçe’nin düşmanı ilan ettiler! Aynı dili konuşan, aynı Allah’a inanan, aynı Vatan’a hizmet edenleri ötekileştirmeye kalktılar... Kimileri bu oyuna gelmedi, kimilerinin de yakındır kurulan oyunu anlamaları...
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın aynı evde kamp yaptığı günleri okumayanlar, Karınca Ezmez Şevki’nin, bir elinde Fenerbahçe, bir elinde Galatasaray bayrağıyla sahaya çıktığını hatırlamayanlar, Ordinaryus Lefter’le, Kral Metin’in o müthiş fotoğrafını yok sayanlar, bir tarihin ve geleneğin üstünü örtmeye çalışsalar da, tarihin bu iklimi yaratanları affetmediğine şahit olacağız...

ONLAR VE FENERBAHÇE

- Onlar hem savcı hem hakim oldular, Fenerbahçe birlik oldu.

Yazının Devamını Oku

Gelenek bozulmadı

4 Mayıs 2012
MAÇI izlemeye başlamadan önce kafamda o klişeleşmiş soru vardı; Rakibinin puan kaybettiği hafta, Fenerbahçe de puan kaybedecek miydi?

Hiç seslendirilmeyen, bilinmeyen o geleneğe uyacak mıydı? Bunları düşündüm çünkü, genelde hep öyle oluyordu. Öyle de oldu... Fenerbahçe, yakaldığı büyük bir fırsatı değerlendiremedi. Belki de en tarihi fırsatlardan biriydi bu maç ama bu kez yukarıdaki de Fenerbahçe’nin yanında değildi galiba...
Yan hakemlerin de sonuca etki ettiği bir maç oldu. İki çok önemli atakta yanlış kararlarla ofsayt bayrağı kaldırarak Fenerbahçe’nin önünü kesti... Fenerbahçe çok kötü değildi fakat olmadı işte... Alex’in çok etkisiz olması da Fenerbahçe’nin önünü kesen nedenlerden biriydi. Volkan’ın cansiperane oyunu olmasa fark açılabilirdi de...

Top 5

1- Beşiktaşlı hanımların hafif küfür içeren, renkli ve organize tezarühatları.
2- Alex’in en kötü derbi maçı.
3-Volkan’ın muhteşem kurtarışları.
4- Baroni’nin sert şutunda Cenk’in maçı da kurtaran refleksi.

Yazının Devamını Oku

Sarı kart manyağı oldular

30 Nisan 2012
EGEMEN, atmosferi germek için elinden geleni yapsa da, Rüştü, Fenerbahçe’ye karşı pek bir ekstra motivasyonla oynasa da, Beşiktaşlı oyuncular çok sert oynasalar da, Fenerbahçe karşıtları, Egemen’in golüyle havalara uçsalar da, Fenerbahçe bu...

Sadece şampiyonluk değil, onur mücadelesi veriyorlar. Hiçbir taktiğin ve topluluğun karşısında duramadığı şey, işte bu Onur Mücadelesi’dir. Alex, Sow ve Emre’nin yokluğu elbette böyle bir maçta hissedilebilinir bir boşluktur ama yine de Fenerbahçeli oyuncular genel anlamda iyi mücadele ettiler. Özellikle Selçuk Şahin bir iki pas hatası dışında harika oynadı. Zaten maç boyunca en fazla isabetli pasın sahibi de Selçuk oldu. Halis Özkahya klasik olarak hatalarla dolu Fenerbahçe maçlarından birini yönetti (!) Hem futbolcuları tabiri caizse sarı kart manyağı yaptı, hem de çok önemli pozisyonları kaçırdı.

Top 5

1- Canlarını dişlerine takıp oynayan Fenerbahçeliler.
2- Fenerbahçe taraftarının vefat eden Galatasaray taraftarına açtıkları pankart.
3- Futbolcuları “sarı kart” manyağı yapan hakem Halis Özkahya.
4- Hep destek tam destek, Fenerbahçe taraftarı.
5- Maçın en çok gol atan adamı, Egemen Korkmaz.

MAÇIN ÜÇ ADAMI

Yazının Devamını Oku

Alkışlayın

23 Nisan 2012
ÇÜNKÜ; Bu sporcular, Cumhuriyet tarihimizde hiç bir kulübün yaşamadığı bir zulüm yaşamasına rağmen, şerefleriye mücade verdiler.

“Şike” denilen zırvalıklarla uğraştılar.
Takımın “belkemiği” denlen oyuncuları gitmek zorunda kaldılar.

İdman yaptılar

Asılsız haberlerden akıbetlerini okudular, birileri yönlendirme yaparken (!) onlar idman yaptılar.
Rakip takımların teknik direktörleri futbolcu siparişleri verirken, Aykut Kocaman hem hocalık, hem babalık, hem de psikologluk yaptı.
Rakip takımların yöneticileri standart bir sorumluluk alırken, Fenerbahçe yöneticileri hem cezaevindeki başkanlarının hem kulüplerinin alaşağı edilmesiyle mücadele ettiler.

Her şeye rağmen

Başka hiçbir takımın mücadele etmediği şekilde hakemlerle ve TFF ile mücadele ettiler.

Yazının Devamını Oku

41 Kere Maşallah

16 Nisan 2012
DİLE kolay 41. haftadır F.Bahçe’yi Kadıköy’de hiçbir takım deviremiyor...

Üstelik hiçbir zaman unutulmayacak bir süreçte, böyle bir performans alkışlanmalıdır. Belli ki F.Bahçe bu maça özel bir hazırlık yapmış... Bunu oyuncuların mücadele hırsından ve vücut dillerinden rahatça anlamak mümkün. Maç öncesinde de telefonla görüştüğüm bazı oyuncular daha maça çıkmadan maçı kazanmışcasına inançlı konuştular benimle... Uzun süredir kötü oynayan Mehmet Topuz ve takımdan uzak kalan Emre’nin hırsları alkışlıkdı. Ama özellikle maçın başından itibaren, Gökhan, Alex ve Baroni müthiş oynadılar. Takım halinde “Muhteşem” bir F.Bahçe vardı sahada.

Ordan Burdan

- Uzaktan şut denemeleri Trabzon’dan, uzaktan tek vuruşta gol Baroni’den.
- Maç öncesi adale açma futbolculardan, makyaj tazeleme eşlerinden.
- Muhteşem destek taraftardan, müthiş futbol Fenerbahçe’den.
- Taktikler Aykut Hoca’dan, fauller Zokora’dan.
- Güzellikler futboldan, yanlış kararlar Bülent Yıldırım’dan.

Açılış Seremonisi

Yazının Devamını Oku