Ercan Saatçi

NE oldu...

Fenerbahçe’yi karıştırmak için bekleyenlerin yağ sürüldüğü bir      hafta oldu...
Aykut Kocaman’ı iyi tanıyanlardanım...
Rasyoneldir...
Başarı için uğraşır, başka hedfi yoktur.
Konu Fenerbahçe olunca yargıtay baş hakimi olur...
Ama..
Kaybetme korkusu, Alex polemiği Aykut Hoca’yı vurdu...

Belki Alex göründüğü gibi değildir. Belki de Aykut hocayı zor durumda bırakıyordur. Ama heykeli dikilecek bir adamın bu şekilde muammele görmesi ne Fenerbahçe geleneğine, ne de ahlakına yakışır.

Küfür yoktu... Çok sevdikleri Aykut Kocaman’a serzenişti sadece.
Çünkü Aykut hoca onların Kocaman yüreklerini temsil ediyordu.
Aziz Yıldırım cezaevindeyken tutundukları dalların en önemlisiydi o...
“Aykut Hoca Söyle Alex Nerede” diye sordular cılız sesleriyle hep bir ağızdan...
Oysa nice küfürlere, hakaretlere, “istifa istifa” seslerine, kavgalara tanık olmuştu o stat...
Onlar sadece Alex’i değil, Aile babası örnek koca için sordular o soruyu...
Sonra...

BEN Alex’i sahada görmeyince huzursuz olanlardanım...Kadro dışı olduğu halde, oğlu Felipe ile stada gelme olgunluğunu göstermesinden de gurur duyanlardanım...

Alex, Fenerbahçe’ye ve kendisine olan saygısını arkadaşlarını yalnız bırakmayarak göstermiştir. Fenerbahçe’de hem kulüp olarak hem de camia olarak takımın kaptanına gereken hassasiyeti göstermelidir.

Alex’in oynatılmayışının mutlak bilmediğimiz bir nedeni vardır ancak bunu bir kaos ortamı yaratmak isteyenlere malzeme yapmamak gerekir.

Dün de gördük;

Sol tarafta çok etkili olan Stoch yok, Alex kadro dışı ama ilk 11’de Baroni de yok...

Elbette Fenerbahçe’de futbolun patronlarının bildiği birşey vardır ama...

Görünen köy hikayesi... Bu kadronun hem Avrupa’da hem de Türkiye’de işinin zor olduğu aşikar. Hele Stoch ve Baroni’nin kulübe hapsi ve Alex polemikleri sürerse, bu durum Fenerbahçe için 3 Temmuz sürecinden daha da zor olacaktır. Umarım endişelerim yersizdir.

Bana göre maçın özeti; Aziz Yıldırım’ın maç esnasında mikrofondan yaptığı konuşmadır. “Aykut söyle Alex nerede” tezahüratının uzun sürmesi üzerine konuşma yapan başkan Yıldırım, takımını da ateşlemiştir...

TOP 5

AYKUT Hoca sahaya akıllı bir taktikle, mantıklı bir kadro sürdü. Buna ben de gönülden katılıyorum. Ama “Alex gibi bir oyuncun varsa, oynatacaksın” diyenler hayal kırıklığına uğradı. Fenerbahçe ve Aykut Hoca, ‘Alex spekülasyonlarına’ aldırmadan, bir yandan da ‘Alex’siz de olur’ imtihanı vermeye çalıştı çünkü...

Aslında mesele belli

Sadece Alex değil...

Rusya’da oynamış ve tek golünü Spartak Moskava’ya atmış Caner de, yine Rusya ve Avrupa tecrübesi olan Krasic de yedek çıktılar sahaya...

İlk lig maçından sonra, ‘Fenerli Mutsuz Hocam’ yazmıştım.

Mesele;

3 Temmuz’dan bu yana, gece gündüz demeden, Fenerbahçe’lerine ve başkanlarına sahip çıkan cefakar ve cesur taraftarın, artık (!) mükafatlandırılmalıydı aslında...

Nasıl bir mükafat mı?

Dedikodulara ve iftiralara,

HADİ Baroni’yi riske atmıyor, Moskova’ya saklıyor...

Ama Krasiç neden ilk 11 de yok, anlayamıyorum. Daha Fenerbahçe’de 90 dakika oynamamış bir transferin kulübede oturması gerçekten ilginç. Orta sahada ise aynı özelliklerde iki oyuncu ilk 11’de; Selçuk ve Mehmet Topal. Bunu da anlayamıyorum. Sanırsınız rakip Real Madrid, Fenerbahçe de oyunu tutmaya çalışıyor...
Korkarım bu sağlamcılık, takımda ürkeklik olarak yer edecek. Herve Tum tek başına Fenerbahçe defansını yararken, Yobo’nun kulübede oturuşunu da anlayamıyorum... Elazığspor Fenerbahçe’ye kafa tutan cesur bir oyun oynarken, F.Bahçe’nin Elazığspor’dan korkan bir oyun sergilemesi herşeyden önce Fenerbahçe geleneğine uygun değil..!

Fenerbahçe bu değil

Fenerbahçe bu değil, olmamalı. Aykut Hoca bir an evvel daha renkli ve cesur bir Fenerbahçe için ne yapar bilmem ama bazı oyuncular var ki (isim vermiyorum) kesinlikle bu takımın oyuncusu olamazlar... Umarım Aykut Hoca milyonlarca Euro verip transfer edilen oyuncuların yerine, onları kulübede oturtur. Kısaca bu fotoğraf, oyuncu seçimleri, oyuncu değişiklikleri ve oynanan oyun Fenerli’yi mutlu etmiyor hocam...

TOP5

1-İzmir, İzmir’in havası ve İzmir’de bir süper lig karşılaşması.
2-Tek kelimeyle Dirk Kuyt.

Bol gol,

Bol yanıcı madde,
Bol hakem hatası,
Kuyt’ın Fenerbahçeli oluşu,
Umut’un Galatasaraylı oluşu,
Engin Baytar’ın kendisini bitirişi,
Kazım Karabekir Stadı’nın mis gibi çimlerinin yakılışı,
Caner’in 5 gün içinde iki penaltıya sebebiyet vererek, tehlike yaratan oyuncu olduğunu kanıtlaması...!

GÖRÜNEN, görünmeyen aleni ya da gizli tek bir kahraman vardı dün... O da profesör Alex de Souza’ydı.

Rakip büyük ya da küçük farketmez ama F.Bahçe’nin büyüklüğü sahadaydı dün.
Evinde yenilmeyen Vaslui
Yenildiler...
O iğrenç manşetleri atan Rumen basını nasıl bir manşet atacak meraktayım.
F.Bahçe’nin hala performansını yeterli bulmuyorum. Çünkü şimdi daha büyük rakipler var karşında.
Transfer mi, uyum mu, sistem mi bilmem ama derhal hallolmalı.

EĞRİ OTURUP DÜZ KONUŞALIM

- BİRİNCİ soru: Neden ısrarla Yobo?

İZLEMİŞ olduğunuz takım en kısa sürede transfer yapmaz ve kendine gelmezse, Şampiyonlar Ligi’ne veda edebilir!

Bu mudur yani?
Aylardır beklenen an gelmişken,
Başkanımızla birlikte bir yıl sonra aynı stadın içersindeyken,
Liverpool’dan Kuyt, BJK’dan Egemen, Valencia’dan Mehmet Topal sahadayken,
Futbola ve Fenerbahçe’ye bu kadar acıkmışken...
Bu mudur yani..!
Çokbilmiş spor insanları, Fenerbahçe’ye çok kolay bir rakip çıktı dediler de bizim topçular o safsatalara mı inandı acaba?