Doğan Hızlan

Gölgenin ardındaki güneş

13 Nisan 2025
AKADEMİK kariyerinde ve sanat üretiminde geleneksel halk sanatlarının özel bir yeri vardır Prof. Hüsamettin Koçan’ın. Kurucusu olduğu Baksı Müzesi’nde bu anlamda önemli işler yaptı.

Sanatçı, 2024 yılında gerçekleştirdiği “Gel Zaman Git Zaman” sergisinde, yaratıcılığın hiyerarşik bir alan olmadığı görüşünü açıklamış ve halk sanatlarını küçümseyen, insanı sanatın ve kültürün gerçek üreticisi olarak görmeyen pazar odaklı bakış açısını tartışmaya açmıştı. Aynı sergide, Baksı Müzesi koleksiyonuna kazandırılan hapishane işleri üzerine yoğunlaşan Koçan, hapislik, zaman ve boncuk arasındaki anlamlı yolu keşfederek bu işleri “Bitmeyen Zaman Saatleri” olarak adlandırmıştı.

Prof. Hüsamettin Koçan, Piyalepaşa’daki Galeri Merkür’de açtığı “Gölgenin Arkasındaki” adlı yeni sergisinde yolculuğuna Bayburtlu kadınlarla birlikte devam ediyor. Koçan, onların boncuk örgü tekniğini çağdaş bir yorumla yeniden ele alıyor. Sanatçı tığ işlerin yerleştiği saçları, Anadolu’da ekmek ve yemek pişirilen bu formu hem kadınların ekmek ve yemek yaptıkları, hem de bu tığ örgüler vasıtasıyla ekmeklerini kazandıkları bir form olarak yeniden yorumluyor. Bu nedenle malzeme herhangi bir müdahale yapılmadan olduğu gibi kullanılıyor. Bayburtlu kadınların kendi arzuları doğrultusunda boncuk örgülerinden “güneş” motifleri yaratmak istemesiyle, ortaya rengârenk ve ışıldayan bir güneş senfonisi çıkardıklarını vurguluyor. Koçan, bu üretimleri kadının kendini doğrudan ortaya koymadan ifade ediş biçimi olarak okuyor ve kendi sanat diliyle birleştirerek “Gölgenin Arkasındaki” adını veriyor.

Serginin kavramsal çerçevesinde gölge, kadının mahremiyetini; arkasındaki ise bu mahremiyetin iç dünyaya yansıyan izdüşümlerini simgeliyor. Bayburt’ta kurduğu Baksı Müzesi’nde her zaman yerel kadın gücüne ve yaratıcılığına alan açan Hüsamettin Koçan, bu sergide de kadın dünyasına bir erkek eli olarak katkıda bulunuyor ve boncuk işçiliğinin bir sabır yolculuğu olduğunu vurgulayarak bu anlayıştan yola çıkan bir sergi ortaya koyuyor.

GÜNEŞİN ANLATICILARI SANATSEVERLERLE BULUŞTU

Gölgenin Arkasındaki” sergisi için güneşi anlatan Bayburtlu kadınlar serginin yarattığı heyecanlı ortamı paylaşmak için geçen hafta İstanbul’a geldiler. Katılımcılar, kendi eserlerini tek tek izlerken, tığla fırça arasındaki barış ortamıyla karşılaştılar ve bu deneyimlerin ardından düşüncelerini paylaştılar. Ziyaretin ardından gelecekteki projelerine odaklanmak için Baksı Kültür Sanat Vakfı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’nin Bayburt’taki atölyelerine geri döndüler. Ziyaret sırasında, Baksı Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Oya Koçan, katılımcılara teşekkür plaketleri sundu.

Ziyarete Katılan Bayburtlu Kadın Zanaatkarlar:

Yazının Devamını Oku

Bursa’da kitap zamanı

11 Nisan 2025
TÜYAP Fuarcılık Grubu tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile hazırlanan Bursa 22. Kitap Fuarı yarın Merinos AKKM Fuar Alanı’nda başlıyor.

Bursa ve çevre illerdeki kitapseverlerin heyecanla beklediği Bursa 22. Kitap Fuarı, düzenlendiği ilk günden bugüne kadar yüzlerce yayınevi ve yazarı, Bursa ve çevre kentlerden gelen 4 milyondan fazla okurla buluşturdu. Bu yıl yeni bir mekânda, Merinos AKKM Fuar Alanı’nda düzenlenecek olan fuar, kitap tutkunları için kaçırılmayacak bir kültür şöleni vadediyor.

500’E YAKIN YAZAR VE ŞAİRLE 95 ETKİNLİK

Bölgenin kültürel yaşamına önemli katkılar sağlayan Bursa Kitap Fuarı bu yıl 300’e yakın yayınevi, marka ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenecek ve panel, söyleşi, şiir dinletisi ile çocuk etkinliklerinden oluşan 95 kültür etkinliğine ev sahipliği yapacak.

Bu sene edebiyat ve yayıncılık dünyasını Bursa’da 22. kez bir araya getirecek olan fuarda, Ahmet Ümit, Alişan Kapaklıkaya, Anooshirvan Miandji, Atilla Dorsay, Aytül Akal, Bahadır Yenişehirlioğlu, Birsen Ekim Özen, Burcu Ural Kopan, Dilek Cesur, Senai Demirci, Ümit Aktaş, Elçin Poyrazlar, Emre Alkin, Emre Kongar, Engin Alan, Enver Aysever, Eray Hacıosmanoğlu, Erdem Atay, Ergün Kazanır, Faruk Dilaver, Fatih Duman, Halit Ertuğrul, Hidayet Karakuş, Miyase Sertbarut, Murat Menteş, Mustafa Balbay, Nedim Gürsel, Saygı Öztürk, Seray Şahiner, Şebnem İşigüzel, Talha Uğurluel, Tarık Tufan, Ünal Güner, Üstün Dökmen, Yalvaç Ural, Yavuz Ekinci, Yekta Kopan, Zülal Kalkandelen ve daha birçok birbirinden değerli 500’e yakın şair ve yazar yer alacak. Şair ve yazarlar dokuz gün boyunca düzenlenecek etkinlikler ve imza günlerinde başta Bursa olmak üzere çevre illerden gelen okurlarıyla buluşma fırsatı yakalayacak.

Fuarda Tüyap tarafından düzenlenen “Selim İleri’yi Anıyoruz” söyleşisinde ise yakın zamanda kaybettiğimiz ve 37. İstanbul Kitap Fuarı onur yazarı olan usta yazar Selim İleri’yi anma etkinliği gerçekleştirilecek.

Fuar kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bursa Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile yapılan çalışmalar kapsamında, öğrenciler hafta içi günlerinde fuarı ziyaret edecek, kitaplarla bir araya gelerek kendi yaş gruplarına göre düzenlenmiş etkinliklere katılacak.

Girişin ücretsiz olduğu fuar, 20 Nisan tarihine kadar 10.00 – 19.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

 

Yazının Devamını Oku

Pen Şiir Ödülü İyi Şair Hilmi Yavuz’un

8 Nisan 2025
Ödül Gerekçesi:

“Türkçenin önde gelen şairi, düşünce insanı ve deneme yazarı Hilmi Yavuz’un şiir ve yazı birikimi edebiyatımız için benzersiz bir hazine. İşlek bir düşüncenin, imgelem gücünün ürünleri olan her yapıtıyla gündeme yeni konular, yeni yorumlar getiren, tartışmalar açan ve ateşleyici kıvılcımlarıyla ilgi uyandıran Hilmi Yavuz yeni şiir kitabı Rüya Şiirleri’yle 2023 PEN Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Hilmi Hoca’nın başta sayısız şiir kitabı olmak üzere tüm düşünce, deneme kitaplarını da mart kitabı olarak seçmekten ve sizlerle paylaşmaktan onur duyuyoruz. Ödülünü kutlarken nice yeni kitaplarıyla buluşmayı diliyoruz.”

Hilmi Yavuz’un ödül konuşması:

“Adorno, Ausschwitz Toplama Kampı’nı soykırımın simgesi olarak görmekte haklıydı: Auschwitz’den sonra şiir yazılamaz sözü bunun için söylenmiştir:  Adorno, Nazilerin Avrupa’daki soykırımıyla, insanlık adına değer verilip yüceltilen ne varsa, tümüyle yok ettiklerini ima eder. Güzellik, iyilik, doğruluk koyu bir karanlıkta görünmez olunca nasıl şiir yazılabilir ki? Doğrudur: Auschwitz, tarihi iblisleştirmiştir. 

Tarihin acımasız ironisi: Nazi soykırımının gaddarlarına dönüştürdü mağdurlarını, bu kez bir soykırımın gaddarlarına dönüştü mazlumlar zalim, acınasılar acımasız oldular. 

Soralım şimdi Gazze’den sonra şiir yazılamaz mı?

Ama yazılmalı: Dünyamızın iğrenç çirkinlikleri, iblisçe kötülükleri ve budalaca yanlışları şiirin lirik varlığını arındırmıştır, çünkü ve arınmayı elbette sürdürecektir. 

Eluard ne demişti: Gece asla kör karanlık değildir. Bir yerlerde bir kibrit alevi varsa o alev şiirdir, o ilk alev ki dünyayı aydınlığıyla arındırır.” 

Yazının Devamını Oku

Müzikle resim birleşince

6 Nisan 2025
MEHMET ERGÜVEN müzik ve resim alanında kalıcı yazılarıyla tanınan biri.

Kimdir?

Münih’te şan ve sahne yönetmenliği eğitimi gören Mehmet Ergüven’in görselliğe odaklı olarak yazdığı denemeler arasında Yoruma Doğru, Sırdaş Görüntüler, Görmece, Pusudaki Ten vb. kitaplar yer alıyor. Ayrıca 1982 yılından sonra Ahmet Adnan Saygun, Nevit Kodallı ve Sabahattin Kalender’in yapıtları başta olmak üzere Handel’den Mozart’a, Beethoven’dan Wagner’e kadar birçok bestecinin eserini sahneledi.

1982’de Hürriyet Gösteri Dergisi’nin Deneme Yarışması’nda birinci oldu.

Yeni yayımlanan ‘Söylerken Görmek’ kitabının girişindeki yazılar:

“Sanatı, azmi ve kişiliğine saygı duyduğum Erdoğan Zümrütoğlu’na sevgiyle.“

“Her şey olduğunu sandığın şeydir (Marcus Aurelius).”

“Bugünlerde sık sık sözcüklerin hastalığından söz ediliyor, hatta bundan söz edenlere kızılıyor, onların bu konuda konuşabilmek için sözcükleri hastalıklandırdıklarından şüpheleniliyor. Olabilir. İşin kötüsü, bu hastalığın aynı zamanda sözcüklerin sağlığı da olması. Anlam belirsizliği mi parçalıyor onları? Bu anlam belirsizliği iyi ki var, o olmasa diyalog da olmazdı. Yanlış anlama mı çarpıtıyor onları? Ama bu yanlış anlama anlaşmamıza olanak sağlıyor. Boşluk mu giriyor içlerine? Bu boşluk onların anlamının ta kendisi (Maurice Blanchot).”

Yazının Devamını Oku

Adalet Ağaoğlu’nu yeniden okumak

4 Nisan 2025
TÜRK edebiyatının ustalarından Adalet Ağaoğlu’nun kitapları Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi tarafından yeniden yayımlanıyor.

Tamamı 28 cilt olacak kitapların ilk dördü okurlara ulaştı.

Büyük ve iyi yazarları sık sık tekrar okumalı. Okurun değişimi ve yazarın yeniden değerlendirilmesinin bu yolla sağlanacağına inanırım.

Kısa tanıtımlar:

- Dert Dinleme Uzmanı

Dar Zamanlar IV

Adalet Ağaoğlu, eleştirel gerçekçiliği ve insan ruhunu derinlemesine analiz eden psikolojik çözümlemeleriyle modern Türk edebiyatının en güçlü kalemlerinden biridir.

Dar Zamanlar serisinin dördüncü ve son kitabı olarak yayımlanan Dert Dinleme Uzmanı, başkalarının dertlerini dinleyen, dinlerken tükenen bir adamın gözünden bireyin kendi hayatıyla ve çevresiyle yaşadığı çatışmaları incelikle ele alır.

Ağaoğlu,

Yazının Devamını Oku

50 unutulmaz film

1 Nisan 2025
ATİLLA DORSAY, yeni kitabında 50 unutulmaz film üzerine bilgi veriyor, tam adı şöyle:

‘50 Unutulmaz Film/ Bir Daha/ Sinemanın Hazineleri’

İçindekilerin sıralaması şöyle:

- Sunuş:

“İşte vaktiyle yazmış olduğum ve artık birer klasik sayılan 100 Yılın 100 Filmi, 100 Yılın 100 Yönetmeni, 100 Yılın 150 Oyuncusu (oyuncular o kadar çoktu ki 100 sayısına sığmamışlardı!) kitaplarıma ek olarak ortaya çıkan ve ilke olarak uzun yıllardır aylık Milliyet-Sanat dergisi için yazdığım ve klasik filmlere bakışımı içeren kitapların yenisi ve üçüncüsü. Ömrüm yeterse bunları 5 kitaba ve dolayısıyla 250 filme çıkarmak da hayallerimden biri...

Demek ki burada, ayda bir hesabıyla son 4 yılda yazageldiğim klasik filmler var. Yine belli bir hakkaniyet gözetmek, sinema tarihine adını yazdırmış hemen tüm yönetmenlere uzanmak; bunu yaparken zaman zaman da güncel olaylardan ve durumlardan esinlenmek ilkelerine saygı duyuldu. Ve yazıların çoğunda da seçme nedenlerime gönderme yapıldı.”

Filmler:

- İntermezzo (Intermezzo)

- Rebeka (Rebecca)

Yazının Devamını Oku

Bir müzik düşünürü ve maestro

30 Mart 2025
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı’nın 36. Vakıf Onur Ödülü Altın Madalyası, 2022 yılında orkestra şefi ve eğitimci Rengim Gökmen’e verilmişti.

Vakıf Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu’nun önerisi doğrultusunda ödülün “Türk bestecilerinin eserlerinin ilk seslendirilmelerine, kayıtlarına ve ülke genelinde icralarına katkısı, genç yorumcuların ve orkestra şeflerinin yetiştirilmesine, yeni orkestraların kuruluşuna, ulusal ve uluslararası opera ve bale festivalleri ile yarışmaların oluşumlarına öncülüğü ile Türkiye’nin tanıtımına katkılarından ötürü” Rengim Gökmen’e verilmesini kararlaştırdı.

Ödül vesilesiyle Zeynep Bilgehan’ın hazırladığı bir de kitap yayımlandı: ‘Bir Müzik Düşünürü Maestro Rengim Gökmen.’

İÇİNDEKİLER

*Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Yönetim Kurulu Kararı

*SCA Müzik Vakfı Başkanı Ali Başman’ın Konuşması

*2022 Yılı Onur Ödülü Altın Madalyası Sahibi

*

Yazının Devamını Oku

Haldun Taner’den seçmeler

27 Mart 2025
Hangi türde yazarsa yazsın Haldun Taner bir yazı ustasıdır. Öyküleri, oyunları, gazete makaleleri bilgi ile zekânın eşsiz işbirliğini yansıtırlar.

Konuşması da aynı etkileyiciliği, aynı ustalığı taşır.

İroninin günlük hayattaki dozunu, zekâ ile bezenişini onda bulursunuz.

Milliyet’ten buluştuğumuz Markiz Pastanesi’ne geldiğinde yolda bir öykü yazmıştır. Siyasetin kabalığa, hoyratlığa düşmeden de anlatılacağını, yazılacağını hepimiz ondan öğrendik. Yönettiğim dergiye yazısını nereye bırakırdı? Şaşıracaksınız Kadıköy vapurunun karşısındaki işkembeciye. Gerçek tevazu ondadır, böbürlenmenin gülünçlüğünü yazar.

Has bir okuru vardır. Yıllar önce İstanbul Devlet Tiyatrosu ‘yazar günleri’ yapardı, ben de danışma kurulunda idim. Taksim’deki sinemada düzenlenen geceye nerdeyse biz konuşmacılar giremeyecektik, kulise gelenler sokağa taşmıştı.

Yazdığı kabareler, o türün ne olduğunu ispatladı.

Nasıl mı?

Metin Akpınar-Zeki Alasya ile birlikte her akşam tiyatroya gelirdi, neden?

Seyircinin en çok neye güldüğünü not eder, ona göre değişiklik yapardı.

Yazının Devamını Oku