Doğan Hızlan

Turizm mevsiminde İstanbul’u yeniden tanımak

6 Mayıs 2025
YALNIZ turistler için değil yıllarca İstanbul’da yaşayanlar da İstanbul üzerine kitapları okumalıdır.

Feridun M. Emecen’in ‘İstanbul -Tarihi Dönüşüm Kenti’ okuma listesinde yer almalıdır.

Kısa tanıtım şöyle:

Dünya tarihinin en büyüleyici şehirlerinden biri olan İstanbul, sadece coğrafi konumuyla değil geçirdiği dönüşümlerle de insanlığın medeniyet hafızasında eşsiz bir yer edinmiştir. Feridun M. Emecen, bu eserde İstanbul’un tarihini bir dönüşüm anlatısı olarak ele alıyor. Şehir, Pagan döneminden Hıristiyan Roma’ya, Osmanlı’nın göz kamaştırıcı payitahtından modernleşme sürecine uzanan bir zaman çizelgesinde tarihin keskin dönemeçlerinde yeniden şekilleniyor.

İstanbul’un jeopolitik öneminden kültürel zenginliklerine, imparatorlukların hayallerini süsleyen stratejik kimliğinden dönüm noktası olan büyük olaylarına kadar birçok yönü titiz bir akademik yaklaşımla ele alınıyor.

Emecen’in zengin kaynaklarla desteklenmiş, farklı dönemlere dair derinlemesine analizi hem akademisyenler hem de tarih meraklıları için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı sunuyor.

İster İstanbul’u geçmişin ihtişamlı payitahtı olarak görmek isteyen, ister modern dünyanın eşiğinde bir şehir olarak, bu kitap dönüşümlerin izlerini sürerek sizi büyüleyici bir tarih yolculuğuna davet ediyor.

İstanbul’un biricik hikâyesini daima ve yeniden keşfetmek için...

Yazının Devamını Oku

İki besteci

4 Mayıs 2025
Bestecilerin hayatları ile eserleri arasındaki bağlantılar, müzik tarihinin ilgi gören kitaplarını oluştururlar.

İsmail Birateş’in kitabını da bu kategoride değerlendirmek gerekir:

Schubert ve Şevki Bey: Kısa Süren Uzun Hayatlar.

Birateş’in iki besteciyi bir arada yazması, yalnız besteciler açısından değil, Batı toplumu ile Türk toplumu arasında sanatçıya bakış farkını da ortaya koymaktadır.

Bugün Schubert’in mezarı ile Şevki Bey’in mezarına baktığımızda bunu anlamak mümkündür. Şevki Bey döneminde sanatçı dostlukları da gündeme geliyor. Şevki Bey’in yaratıcılıktaki dehasına bir örnek verilmektedir.

Bir günlük gazeteyi almış bütün sayfaları bestelemiştir.

Bestecilerin eserlerini de bu kitapta görebilirsiniz.

Şevki Bey hakkında ünlü Türk müzisyenlerinin de düşüncelerini öğrenebilirsiniz:

- Alaeddin Yavaşça

Yazının Devamını Oku

Rıfat Ilgaz yılı

2 Mayıs 2025
Bursa Nilüfer Belediyesi Başkanı Şadi Özdemir düzenlediği basın toplantısıyla Rıfat Ilgaz’ı ‘Yılın Yazarı’ olarak seçtiklerini açıkladı. Bir yıl boyunca onunla ilgili toplantılar, etkinlikler, yarışmalar yapılacağını belirtti.

Rıfat Ilgaz yakından tanıdığım, kitaplarını okuduğum, saygı duyduğum bir yazardır.

Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan ‘Sarı Yazma’nın da önsözünü ben yazdım.

İyi yazarların anılmaları, yeniden okuma gündemine getirilmeleri desteklediğim bir çabadır. Her yeni kuşak eski kuşağın ustalarını tanımalıdır.

‘Sarı Yazma’ dışında ‘Karartma Geceleri’ni de mutlaka okuma listenize koyun.

Zaten yıl içinde çeşitli tanıtımlar, konuşmalar yapılacaktır.

Rıfat Ilgaz denince benim takdimcilik yaptığım geceyi anımsarım; ilk ve tek sunuculuğumdur.

Şan Sineması’nda düzenlenen geceyi yazacağım. Çünkü hayatımda silinmez bir yeri vardır.

Yazının Devamını Oku

Türkçenin dil ilişkileri

29 Nisan 2025
Türkçenin tarihi boyunca diğer dillerle karşılıklı ilişkilerini, etkileşimlerini ele alan uluslararası toplantı 21-23 Nisan tarihlerinde İstanbul’da yapıldı.

Elginkan Vakfı tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı’nda, karanlık çağlardan bugüne farklı coğrafyalarda Türkçenin edebiyat, sanat, bilim dili olarak diğer dillerden aldığı kelimeleri, terimleri, deyimleri, hazır söz kalıplarını konu alan bildiriler sunuldu, Türkçenin diğer dillere verdiği söz varlığı öğeleri de yurtdışından katılan yabancı Türkologlarca ele alındı.

Kurultay, Elginkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen’in açış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında Türk dilinin zenginliğini, onu şekillendiren kültürel öğeleri ve bu dilin edebiyat ile olan derin ilişkisini değerlendirmek üzere bir araya geldiklerini belirten Akçen, bu kıymetli dil Türkçenin sesi olmaktan, köklü geçmişini ve aydınlık geleceğini paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Elginkan Vakfı’nın yıl aşırı olarak gerçekleştirdiği uluslararası kurultayın bu yılki konusunun “Geçmişten Günümüze Türkçe Dil İlişkileri” olarak belirlendiğini vurgulayan Elginkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen, kökleri tarihin bilinmeyen dönemlerine uzanan Türkçenin geçmişten günümüze gelinceye kadar diğer dillerle ilişkilerini konu edinen toplantıya yurtdışında ve ülkemizde bu alanda tanınmış bilim insanlarının bildirileriyle değer katacağını ifade etti.

Elginkan Vakfı Kurultayı’nın Doğan Hızlan, Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, Prof. Dr. H. Dilek Batislam, Prof. Dr. S. Dilek Yalçın Çelik, Ali Erköse, Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Filiz Okumuş, Prof. Dr. Kâzım Yetiş ve Prof. Dr. Gülden Sağol Yüksekkaya’dan oluşan Düzenleme Kurulu adına konuşan Prof. Dr. Akalın, açış konuşmasında Türkçenin dil ilişkileri üzerine bilgiler sundu. Dil ilişkilerinin söz varlığına yansımasının en ilgi çekici örneklerinden birinin bugün Mars, Jüpiter olarak adlandırılan gezegenlere Türklerin bin yıl önce ‘Bakır Sukım’, ‘Bakır Temren’, ‘Erentüz’ dediğini, sonrasında Arapça ile yaşanan yoğun ilişki ağı içerisinde Osmanlı Türkçesi’nde ‘Merih’ ve ‘Müşteri’ adlarının kullanıldığını, geçen yüzyıla kadar anılan bu adların yerini zamanla Batı dillerinin yoğun etkisi sonucunda Fransızca’dan geçen ‘Mars’ ve ‘Jüpiter’e bıraktığını, Türkçe adlarının unutulduğunu söyledi. Dil ilişkilerinde etkilenmenin kelimelerle de sınırlı kalmadığını belirten Prof. Dr. Akalın, Fransızca’nın etkisiyle 1940’lı yıllarda Alman ve dolar sözlerinin ince L sesiyle söylendiğine, hatta ‘dolâr’ biçiminde şapkalı yazımının kullanıldığına değindi.

Kurultayın çağrılı konuşmacısı Almanya’dan Prof. Dr. Martine Robbeets, yürüttüğü araştırmalarla Türkçenin Transavrasya dilleri içerisinde Neolitik Çağ’a kadar uzanan tarihçesinin kurduğu ses denklikleriyle günümüzden yaklaşık 9 bin yıl öncesine kadar uzanabildiğini açıkladı. Çağrılı konuşmacı Polonya’dan Prof. Dr. Henryk Jankowski de konuşmasında Türk lehçelerini kurdukları dil ilişkileri bakımından ele alarak Türk dil ailesinin yeni bir tasnifini yaptı.

DİZİLERİN ETKİSİ

Kurultayın en renkli konuşmaları Türk dizilerinin, televizyonlarının, müziklerinin etkisiyle başta Azerbaycan ve Kazak Türkçeleri olmak üzere Türk lehçelerine geçen söz varlığı öğelerini konu alan bildirilerdi. Azerbaycan’dan Dr. Kemale Elekberova, Azerbaycan konuşma dilinde Türkçe’den geçen çok sayıda kelimeleri örneklerle sundu. Kazakistan’dan Doç. Dr. Gulbakram Zhiyembayeva dil etkileşiminde popüler kültürün rolüne değinerek; konuşmasında son yıllarda Kazakça’ya geçen Türkçe kelimelere yer verdi. Yine Kazakistan’dan Dr. Nazgül Rakhatovna Balabekova, Türkçe-Kazakça dil ilişkilerinde dizilerin rolü üzerinde durarak, bu yolla Türkçe’den Kazakça’ya geçen kelimelere, hazır söz kalıplarına değindi.

YATAK ODASI TERİMLERİ

Arnavutluk’tan katılan Prof. Dr.

Yazının Devamını Oku

Afyon’da klasik müzik ve edebiyat buluşması

27 Nisan 2025
Bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali, 2-8 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ana sponsorluğunda, Afyon Valiliği’nin desteğiyle düzenlenen festivalin Genel Sanat Yönetmenliği’ni Hüseyin Başkadem üstleniyor.

Festival yeni açılan Afyon Müzesi, İkbal Termal Otel ve Ali Çetinkaya Tren Garı’nda gerçekleştirilecek.

KADIN CEZAEVİNDE KONSER

Festivalin en dikkat çekici etkinliklerinden biri, Açık Kadın Cezaevi’nde bulunan kadınlar için düzenlenecek. Konserde Çekyalı grup Terticho Trio sahne alacak.

Festivalin vazgeçilmezlerinden olan “Okul Söyleşileri” ve “Okul Konserleri” bölümleri ise yerli ve yabancı sanatçılardan oluşan bir kadroyla, Afyon’un köy ve kasaba okullarında gerçekleştirilecek.

2 Mayıs saat 20.30’da Afyon Müzesi’nde gerçekleşecek konserde, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, Çekyalı solist Stepanka Plockova’ya eşlik edecek. Sanatçı, Dvorák’ın 1. Viyolonsel Konçertosu’nu seslendirecek. Orkestra şefi Murat Göktaş.

Müze konserlerinde akşamları iki konser düzenlenecek.

Ali Çetinkaya Tren Garı ve İkbal Otel’deki gündüz pazar konserlerinde ise Çekyalı gruplar sahne alacak.

Yazının Devamını Oku

Cemal Süreya ve Papirüs

22 Nisan 2025
Türk edebiyat dergiciliğinde iyi şair Cemal Süreya’nın yayımladığı Papirüs’ün ayrı bir yeri vardır.

Benim şairler için yazdığım yazıların çoğu onun dergisinde yayımlanmıştır. Ayrıca dost olarak da yaşamımda ayrı bir yeri vardır. Benim çıkardığım dergilerde de onun adı öndedir.

Onunla ilgili her çalışmadan mutlaka söz ederim. Şiiri dışındaki yazıları, onun başta şiire, daha çok edebiyata, topluma bakışını yansıtan yazılardır.

Papirüs’ten Başyazılar - Cemal Süreya’ kitabındaki yazılardan o günün edebiyat dışı düşünce dünyasını da izlemeniz mümkün.

Muzaffer Buyrukçu ne yazmış?

Türk edebiyatına çeşitli açılardan bakan, o açıdan gördüklerini değerlendiren, sorunlara bir düşünür, bir denemeci, bir şair olarak yaklaşan ve çözüm arayan, çözüm getiren önemli yazılardır Cemal Süreya’nın yazıları.”

Yazıların taşıdığı zaman dilimi 1966 - 1980 arası. Değişenle değişmeyen arasındaki edebî ve düşünsel serüveni, insanların tanıklığını okuduğumuzda sorumluluk kavramı üzerine de düşüneceksiniz.

Yazıların arkasındaki kişilik yazıyla hayatın nasıl tutarlı bir bileşimde olduğunu da kanıtlıyor.

Aydın ve yazar üzerine çeşitleme için gerekli malzemeyi burada bulacaksınız. Edebiyatı edebiyat olarak yorumlama üzerine yeniden düşüneceksiniz.  Batının önemli adlarıyla Türkiye’deki fikir hareketlerini de mukayese edeceksiniz.

Yazının Devamını Oku

Müzik üzerine bir başvuru kitabı

20 Nisan 2025
Ögrenciler ve eğitimciler için kuramsal kitapların önemini biliyoruz.

Emel Çelebioğlu’nun ‘Müzik Kuramı’ kitabı bu açıdan bu gereksinimleri karşılıyor.

Kitabın tanıtım bilgileri içeriğini açıklıyor:

“Tüm bilim ve sanat dallarının bir felsefi temeli olduğu kadar bir de kuramsal dayanağı vardır. Müzikte her ne kadar yetenek (müzik kulağı), beceri, bellek gücü ve mizaç gerekli koşul olsa da bilimsel usavurma ve belleğin sırasında kullanılabilme özelliklerinin de sanatçıda, daha doğrusu yorumcuda bulunması yadsınamaz ve yeterli bir koşul olarak kabul edilmelidir. İşte bu yeterli koşul bilimsel kuramdan başkası değildir.

Bu kitabın amacı müzik kuramını genel hatlarıyla ele almak ve temel konularda müzik eğitimine katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda, müzik eğitimi alan öğrenciler kadar müziğin temel kurallarını öğrenmek isteyen tüm okurları aydınlatmak hedeflerinden biridir.

Kitabın birinci bölümünde müziğin asli öğelerinden olan notalar, esler, anahtarlar, ritim, ölçü, gamlar gibi müziği oluşturan temel konular ele alındı.

Kitabın ikinci bölümünde müzik yazımında kullanılan işaretler, süs notaları ve terimler; üçüncü bölümünde armoniyi oluşturan öğeler; dördüncü bölümünde çalgılar, çalgıların yapıları ve teknik özellikleri; beşinci bölümünde müzik formlarının kısa açıklamaları sözlükçe şeklinde ve son bölümünde de 20. yüzyıla ait olan müzik yazımı (notasyon) ana hatlarıyla yer almaktadır.

Ana konuların anlatımına dayanan çalışmalar da okurun kendisini kitapta sunulmuş olan bilgiler konusunda sınaması amacıyla kitabın en sonuna eklenmiştir.”

İNSANLIK TARİHİ KADAR

Yazının Devamını Oku

Nuri Pakdil’in mektuplaşmaları

18 Nisan 2025
Mektup türünün ayrı bir edebî lezzeti vardır. Mektup bir edebiyatçının eserine girmeyen özellikleri yansıtır.

Bu türün seçkin bir kitabı yayımlandı:

Necip Evlice’nin hazırladığı kitabın adı şöyle:

Koca Adam Merhaba! Nuri Pakdil’e Mektuplar

Kitabın içeriği üzerine Necip Evlice’nin Sunusu var:

Adı nereden geliyor:

“Fethi Gemuhluoğlu, 28 Mart 1961’de İstanbul’dan Maraş’a gönderdiği mektubunda Nuri Pakdil’e “Koca adam, merhaba!” diye yazmış.

Nuri Pakdil: “Ben, mektup almayı, mektup yazmayı çok seven bir yazarım. Hepinizden bana mektup yazmanızı bekliyorum. Mektuplarınızı mutlaka cevaplandırırım” derdi, yaşadığı sürece yaptığı konuşmalarda. Sıklıkla da mektubun öneminden bahseder.

Yazının Devamını Oku