Bu tutuklamanın ardından...
Aile sessizliğe gömüldü, mezra ise daha da sessizleşti.
*
Aile bir sır saklıyor gibi.
Mezra bir sır saklıyor gibi.
*
Ailenin ve mezranın sırrı çözülürse...
Narin olayının da sırrı çözülür.
- ZORLAMAYALIM: Genç teğmenlerin yemin ederken söyledikleri sözlerde bir sorun yok. Bağımsızlığa, demokrasiye, laikliğe yapılan vurgular kimi neden rahatsız eder anlamış değilim. Zorlama yorumlarla bu ifadeleri karanlık yerlere çekmek ne kadar da yanlış. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözüne de politik bir slogan muamelesi yapılmamalı.
*
- ŞÜPHELER ŞÜPHELER: Çok eski zamanlarda değil, AK Parti’nin iktidarda olduğu günlerde “Genç subaylar rahatsız” manşetini atmıştı Mustafa Balbay. “Altımı tutamıyorum” diyen koca koca generaller çıkmıştı ortaya. Buralardan geliyoruz. Olaya şüpheyle, tereddütle yaklaşanların zihinlerinde bunlar var. Onları da anlayışla karşılamak lazım.
*
- DİSİPLİN DE DİSİPLİN: Ordu demek disiplin demek. Ordu demek hiyerarşi demek. Bu açıdan bakıldığında kekremsi bir taraf yok değil teğmenlerin yemininde. Bir kısım teğmenin kılıçlı yemin gösterisine katılması, bir kısmının katılmaması... Burada sorun var mesela. Hiyerarşi dışı eylem yapar gibi bir hava... Askerlik mesleğine pek yakıştırılamıyor sanırım.
*
- ART NİYET YOK: Ben bu teğmenlerin, sivil iktidara karşı bir meydan okuma içine girdiklerine asla inanmıyorum. Amaçlarının sivil iktidara yönelik bir tutum almak olduğuna zerre kadar inanmıyorum. Öyle olsa yemini ettiren Ebru Teğmen, “Birincilik diplomamı Sayın Cumhurbaşkanımızın elinden almanın onurunu yaşıyorum” diye paylaşım yapmazdı.
*
Teğmen İkra.
Teğmen Şeyda.
Üçü de birinci.
Biri Kara Harp Okulu birincisi. Biri Hava Harp Okulu birincisi. Biri Deniz Harp Okulu birincisi.
*
Bu Türkiye tarihinde bir ilk.
Hatta Yılmaz Özdil’e göre dünya tarihinde bir ilk.
*
ÜLKENİN düşman işgalinden kurtulduğu büyük zaferin yıldönümünde...
Hangi kumandanın ordusunda yer almanın hayalini kurarsınız?
*
Eğer Yunan Ordusu’na nefer yazılmak gibi kaçıkça bir hevesiniz yoksa...
Tabii ki hayalinizdeki yeriniz Mustafa Kemal’in ordusu olur.
*
Vatanını seven her Türk gibi şöyle dersiniz:
*
18 gün tutuklu kalan Dilruba adlı şahıs, tam olarak böyle demişti.
*
“Bunlar” dediği... Hükümeti yönetenlerdi.
“Gerizekâlı” dediği... AK Parti’ye bir biçimde oy vermiş herkesti.
*
Soruyorum size: “Beyni emcüklenmiş gerizekâlısınız” demek, bir düşünce açıklaması mıdır? Cumhurbaşkanı ile “ahır” kelimesini yan yana getirmek, bir düşünce midir? “Gerizekâlı”, “emcüklenmiş”, “ahır” gibi sözcüklerle mi yapılacak muhalefet?
Sonuç? Ne oldu yani? Neye yaradı bu 18 günlük tutukluluk macerası?
*
Hiçbir şeye yaramadı.
Ama şu tür net sonuçları oldu:
*
- Tutuklamayı asla gerektirmeyen bir vakanın tutuklamayla sonuçlanmasına neden oldu.
*
O parkta ağustostan beri her akşam konser düzenleniyor.
Binlerce kişinin ikamet ettiği apartmanların tam göbeğindeki parkta düzenlenen bu konserler, Harbiye / Nişantaşı / Teşvikiye üçgeninde oturan ahali için resmen işkenceye dönüşmüş durumda.
*
Konserlerin başlamasıyla birlikte olanlar şunlar:
Camlar titreşiyor. Evler sarsılıyor. Odalarda kimse kimseyi duyamıyor.
Televizyonun sesini sonsuz açıyorsun. Nafile! Bırak anlamayı, duymak bile mümkün olmuyor.
Öyle bir yüksek ses ki... Kitap okuyamıyorsun, sohbet edemiyorsun, görüntülü / görüntüsüz hiçbir telefon görüşmesi yapamıyorsun, kafa dinleyemiyorsun.
Sadece mesajlaşabiliyorsun, o da bir yerden sonra baymaya başlıyor.
Oysa Malazgirt ile 30 Ağustos...
Ayrılamaz, ayrılması teklif dahi edilemez bir bütündür.
*
Daha önce de yazmıştım.
Yineliyorum:
*
- Malazgirt anahtardır, 30 Ağustos kilit.
- Malazgirt