- Çok acayip bir deprem olacakmış.
- Ama öyle böyle değil, çok büyük deprem olacakmış.
- Çok büyük demek bile yetmezmiş.
- Çok çok çok büyük deprem olacakmış.
Anksiyete, depresyon, stres, panik atak, odalarda duramama, asık surat, daimi kaygı...
*
Şener Üşümezsoy’un neden olduğu şeyler ise şunlardır:
*
Yaşama sevinci, tasasızlık, boş vermişlik, içsel huzur, üç saat yoga yapmış gibi bir his...
*
O halde konuş Şener Hoca konuş.
Söylediklerine
“Bu deprem, beklenen büyük İstanbul depremi değildir” diyorlar.
“Bu deprem, beklenen büyük İstanbul depremini tetiklemiştir” diyorlar.
“Bu depremden sonra daha büyük depremi bekleyelim” diyorlar.
*
Bazı deprem hocaları ise aynı fikirde değiller.
Onlar daha rahatlatıcı açıklamalar yapıyorlar:
*
O günlerde...
- FETÖ’nün savcıları üzerinden sağa sola ateş ederdi.
- FETÖ’nün darbe planlarına bel bağlayarak Erdoğan’ı “sonun geldi” diye tehdit ederdi.
- Ergenekon / Balyoz üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanlarına kan kustururdu.
- FETÖ’nün galip çıkacağına yürekten iman ettiği için yalın kılıç dolaşırdı ortalıkta.
*
Sonra şunlar yaşandı:
*
- Çok büyük risk alıp “Terörsüz Türkiye” hedefinin başlatıcısı oldu.
- “Barışa giden süreç zarar görmesin” diye olağanüstü titizlendi.
*
- DEM’i özgürleşmeye teşvik eden isim haline geldi.
- Kendisine bir adım atana o bin adım atmaya başladı.
- İmamoğlu davasının bir an önce bitirilmesi çağrısında bulundu.
- CHP’ye kayyum tartışmasının boş beleş bir tartışma olduğunu söyledi.
- Bulanık suda balık avlamaya kalkan soytarılara “
Yani “itirafçı” olmuş.
*
Eğer tutuklu bir sanık, itirafçı oluyorsa...
Ortada itiraf edilecek bir suç var demektir.
*
Bu itirafçı sanık...
- Hangi suçları itiraf edecek acaba?
- Ona da “
ÜÇ UÇAK AYNI ANDA
Terk edilmiş bir araziye bir havalimanı yapıldı ve o havalimanı, şimdi dünyanın en yoğun havalimanları arasında yer alıyor.
*
Önceki gün...
İşte bu havalimanında “eş zamanlı üçlü bağımsız pist operasyonu” gerçekleşti. Böylece aynı anda üç uçağın kalkış yapması mümkün olabildi. ABD’den sonra bunu başarabilen tek ülke Türkiye.
Sabahlara kadar konuşsun, zerre kadar sıkılmadan dinlersin.
*
Köy kahvesi anlatır, Adıyaman anlatır, hapishane anlatır, 70’leri anlatır.
Ama en çok da anı anlatır.
Anlatır da anlatır. Hep anlatır.
Başkası anlatsa iki dakikada kaybolacak olan dikkatin, o anlatınca hiç mi hiç kaybolmaz.
En önemli özelliğidir: Sıkıcılaşmamak.
*