Ben de sandım ki Numan Kurtulmuş, Anayasa’nın ilk dört maddesine resmen ve alenen savaş açmış.
*
Hemen açtım baktım Numan Kurtulmuş’un sözlerine.
Yok. Savaş açma falan yok. Hedef alma da yok.
Peki ne var? Şu var:
Aynı ibareyi, farklı biçimde ifade etme önerisi var.
Kurtulmuş, bunu neden yaptığını da gayet net biçimde temellendiriyor.
*
Seslerini çıkarmayanlar, gözlerini kapatanlar, kulaklarını tıkayanlar, yıllar sonra çok ama çok utandılar, utandırıldılar. En başta kendi torunları, kendi çocukları kendilerine hep şunları sordular: “Neden sustunuz? Neden görmezden geldiniz? Neden duymadınız? Neden? Neden? Neden?”
*
40 yıl sonra Gazze’de yaşanan soykırım hatırlanınca...
Bugünün susanları, bugünün görmeyenleri, bugünün duymayanları da aynı böyle utanacaklar, utandırılacaklar.
*
İletişim Başkanlığı, işte bu temayı işleyen enfes bir video hazırladı.
Prodüksiyonu, anlatımı, tekniği, çerçevesi, canlandırmaları şahaneydi. Çok vurucu, çok etkileyici, çok düşündürücü, çok anlamlı, çok evrensel bir mesajı vardı videonun.
“Erdoğan gelmeden önce Türkiye’nin nasıl göründüğüne bakın. Ülkesinin görüntüsünü değiştirdi. Bugün Türkiye, dünyanın en modern ülkelerinden biridir.”
*
Biliyorum, diplomatik temaslarda karşılıklı nezaket sözleri söylenir, kararında övgüler yapılır.
Arnavutluk gezisinde olduğu gibi, Sırbistan gezisinde de biraz fotomuhabirliği yaptım.
Ancak Vucic’in bu genel eğilimin biraz ötesine geçtiğini, Erdoğan’a hayranlığını göstermekten hiç sakınmadığını söyleyebilirim.
O kadar ki...
Gazeteci heyeti arasında “AK Parti Belgrad İl Başkanı gibi” diye espriler bile yapıldı.
*
Arnavutluk / Sırbistan gezisi için havalimanında bekliyorum.
Birden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş girdi içeri.
*
Üstüne basarak, altını çizerek “Günaydın” dedi Ali Erbaş Hoca.
Ardından da “Gördünüz değil mi Ahmet Bey. Günaydın diyormuşum” dedi.
Gülüştük.
*
Ali Erbaş Hoca’nın geziye katılma nedeni Arnavutluk’ta Türkiye’nin desteğiyle yapılan
“Vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır.”
*
CHP Lideri Özgür Özel, bu sözleri şöyle anlıyor:
*
“İsrail, hemen yarın Türkiye’ye saldıracak.”
*
Özgür Özel, Erdoğan’ın sözlerinin geçerliliği olmadığını kanıtlamak için de Namık Tan’ı referans alıyor:
*
-Biri bitmeden diğeri başlıyor. Her birinde toplum hop oturup hop kalkıyor.
*
- Sosyal medyada en vahşi, en kanlı görüntüler, sansürsüz biçimde yayılıyor.
*
- Bazı olaylarda infaz sistemindeki sorunlar nedeniyle güvensizlik endişesi daha da büyüyor.
*
- Hepsinden önemlisi: Bu zamana kadar pek alışık olunmayan türde caniliklere tanık olunuyor.
*
Tam bir psikopat. Tam bir ruh hastası. Tam bir yakın tehlike.
*
Peki bilinmiyor muydu caninin bu yönü?
*
Bilinmez olur mu?
Özetle şunları söylüyor paylaşımında:
*
“CHP içinde Özgür Özel’le ilgili çeşitli ithamlarda bulunanlar var. Bu ithamlar, namussuzca ve ahlaksızca. Koltuk hırsları, partili kimliklerinin önüne geçenler yapıyor bunu. Parti içinde bazı kişilerin de bunlara ayak uydurduğu görülüyor.”
*
“Nedir, ne oluyor” falan derken internette dolaşıma sokulan bir iddiayı gördüm.
İçinde Özgür Özel’in de, CHP’li bir kadın belediye başkanının da olduğu bir dizi belaltı iddia.
*
Söz konusu kadın belediye başkanı da açıklama yaptı. “