- CİLVEGÖZÜ: Yıllardır memleketlerinden uzak kalan Suriyelilerin çoluk çocuk doluştukları sınır kapısı. Gidiyorlar yani. Giderken de çok güzel şeyler söylüyorlar Türkiye’yle ilgili. Kalplerinin bir yarısını burada bırakarak gidiyorlar.
*
- SEDNAYA: Geceyarısı Ekspresi diye bir film vardı Türkiye’deki hapishaneleri karalayan. Palavracı bir filmdi. Sednaya Hapishanesi’nden gelen görüntüler ise mıh gibi gerçek. Bu hapishaneden bir milyon tane Geceyarısı Ekspresi filmi çıkar. Üstelik hiçbiri palavradan film olmaz.
*
- ESAD: İki özelliğinden söz ediliyor: BİR: Acayip kindardır. İKİ: Esneme yeteneği sıfırdır. Ülkesini bırakıp kaçmak durumunda kalmasının arkasında işte bu iki özelliği başat rol oynadı. Kindar olmasaydı ve azıcık esneme yeteneğine sahip olsaydı... Belki kendini kurtarabilirdi.
*
- COLANİ: Bir muamma... Hem de bayağı bir muamma. Hakkında iyi şeyler söyleyenleri yanıltabilir. Hakkında kötü sözler söyleyenleri de yanıltabilir. O derece muamma yani.
*
Sığınmacılar gidiyor.
Siz niye bir türlü yatışmıyorsunuz.
*
“Geldiler” diye sinirlendiniz.
“Gidiyorlar” diye de sinirleniyorsunuz.
Siz ne istiyorsunuz arkadaş?
*
Dün bir, bugün iki...
- Koskoca rejim devrildi. Katliam fotoğrafı gelmiyor. Cinayet videosu gelmiyor. Bırakın katliamı, cinayeti falan... İşkence, kaba muamele fotoğrafı ve videosu bile yok.
*
- Türbeler havaya uçurulmuyor. Kafa kesme, damdan adam atma gibi kan dondurucu videolar gelmiyor. Alevi, Nusayri avına çıkılmış değil. Bir bağnazlık fotoğrafı yok ortada.
*
- Zafer kazananlar, her aşamada olumlu mesajlar verdiler, veriyorlar. Her şey gerçek olamayacak kadar olumlu gelişiyor gibi. O kadar ki... Esad’ın devrik başbakanı bile durumdan memnun görünüyor.
*
- Arap Baharı adı verilen olaylara da pek benzemiyor bu olay. Düşünün: Esad’ın sonu bile Saddam’ın ya da Kaddafi’nin sonu gibi olmadı. En azından uçağına atlayıp kaçma fırsatını bulabildi Esad.
*
Muhaliflerin ilerleyişi karşısında...
Sükûnetini korudu. “Suriye’nin istikrarı” dışında vurgusu olmadı. Az konuştu. Konuya girmeye pek hevesli olmadı.
*
Ancak iki gün önce farklı bir tutumu oldu Erdoğan’ın.
- Şam’ın düşüp düşmeyeceği henüz belli değilken...
- Yorumcular Şam rejiminin düşmesine pek şans tanımazken...
- Esad’ın son anda anlaşma masasına oturacağı beklentisi sürerken...
- Başı her sıkıştığında soluğu Putin’in yanında alıyor. Çatışma söz konusu olduğunda İran’dan milis dileniyor. Rusya ve İran’sız hiçbir şey yapamıyor.
*
- Şehirleri bir bir elinden gidiyor, sadece seyretmekle yetiniyor. “Bana sadece Şam yeter” havasında. Ülkesinde toprak bütünlüğü diye bir şey kalmamış, hiç rahatsız olmuyor.
*
- PYD / PKK, ülkesinde devlet kurmaya kalkıyor, umurunda değil. ABD askerleri ülkesinde cirit atıyor, umurunda değil. Rusya’nın emir eri hali gelmiş durumda, umurunda değil. İran’a muhtaç hale gelmiş durumda, umurunda değil.
*
- İçinde debelendiği bu onursuz ve acıklı hale rağmen... Türkiye’nin uzattığı eli sıkmıyor. Stratejisi yok, taktiği yok. Bir çıkış planı yok. Rusya’ya ve İran’a yaslanmak dışında bir projesi yok.
*
- ÖĞRETMEN: Suriye doğumlu 44 yaşında bir Arapça öğretmeni. Golan Tepeleri var ya Suriye’de. Colani adını işte oradan almış. Asıl adı: Ahmet El Şara. Onun için her şey Irak savaşıyla birlikte başlamış. Bu savaşa aktif katılmış. Amerikan işgaline karşı “cihatçı” olmuş.
*
- FANATİK: Colani’nin hayatına baktığımızda şunu görüyoruz: Adı geçtiğinde hepimizi irkilten ne kadar fanatik radikal örgüt varsa hepsinin içine girmiş çıkmış. En barbar örgütlerle yolu mutlaka kesişmiş. El Kaide’ye bile üye yazılmış. En radikal örgütlerin ağababası olmuş.
*
- ÖRGÜTÇÜ: Adamın içinde örgütçü bir cevher var. Irak ve Suriye’de değişik örgütler kurmayı başarmış. Bir yeteneği varmış ki... Örgütçülük alanında genç yaşta yükselmiş. Zevahiri’yle görüşmüş. Bağdadi’yle temasta olmuş. El Kaide’ye bağlı örgüt kurmuş. IŞİD’le ihtilaflar yaşamış. Nusra’yı kurmuş. Nusra’ya inceden kurumsal bir hava vermiş. En sonunda Nusra’yı bırakmış, El Kaide’den de koptuğunu cümle aleme ilan etmiş.
*
- ETKİLİ: Başına ödül konmuş bir isim Colani. Başta Beşar Esad rejimi olmak üzere birçok unsurun hedefinde. 2016 yılına kadar yüzünü göstermemiş ama özellikle Suriye’deki terör örgütleri içinde her zaman hesaba katılır bir isim olmuş.
*
- EN BÜYÜK UMUT: Tel Rıfat’tan sonra Menbiç’in de PKK / YPG’den kurtarılması.
*
- EN BÜYÜK RİSK: HTŞ ile diğer muhalif örgütlerin iktidar mücadelesine girişerek birbiriyle çatışması.
*
- EN BÜYÜK BEKLENTİ: Türkiye’deki Haleplilerin, istikrara kavuştuktan sonra Halep’e dönmeleri.
- Az konuşuyor, öz konuşuyor.
- Konuştuğunda sürekli yapıcı bir yaklaşım sergiliyor.
- Suriye’de sükunetin sağlanması gerektiğini söylüyor.
- “