Paylaş
- ÖĞRETMEN: Suriye doğumlu 44 yaşında bir Arapça öğretmeni. Golan Tepeleri var ya Suriye’de. Colani adını işte oradan almış. Asıl adı: Ahmet El Şara. Onun için her şey Irak savaşıyla birlikte başlamış. Bu savaşa aktif katılmış. Amerikan işgaline karşı “cihatçı” olmuş.
*
- FANATİK: Colani’nin hayatına baktığımızda şunu görüyoruz: Adı geçtiğinde hepimizi irkilten ne kadar fanatik radikal örgüt varsa hepsinin içine girmiş çıkmış. En barbar örgütlerle yolu mutlaka kesişmiş. El Kaide’ye bile üye yazılmış. En radikal örgütlerin ağababası olmuş.
*
- ÖRGÜTÇÜ: Adamın içinde örgütçü bir cevher var. Irak ve Suriye’de değişik örgütler kurmayı başarmış. Bir yeteneği varmış ki... Örgütçülük alanında genç yaşta yükselmiş. Zevahiri’yle görüşmüş. Bağdadi’yle temasta olmuş. El Kaide’ye bağlı örgüt kurmuş. IŞİD’le ihtilaflar yaşamış. Nusra’yı kurmuş. Nusra’ya inceden kurumsal bir hava vermiş. En sonunda Nusra’yı bırakmış, El Kaide’den de koptuğunu cümle aleme ilan etmiş.
*
- ETKİLİ: Başına ödül konmuş bir isim Colani. Başta Beşar Esad rejimi olmak üzere birçok unsurun hedefinde. 2016 yılına kadar yüzünü göstermemiş ama özellikle Suriye’deki terör örgütleri içinde her zaman hesaba katılır bir isim olmuş.
*
- İDLİB: Colani’nin son örgütü HTŞ. HTŞ’nin açılımı şöyle: “Şam Özgürlük Cephesi.” En son İdlib’e kadar gerileyen ve İdlib’te kendi çapında bir yönetim oluşturan bir örgüt bu. Kısacası İdlib, Colani’nin kafasındaki siyasetin ilk pratik sahası.
*
- DEĞİŞİM: Colani, özellikle son birkaç yıldır dünyaya “ben artık eski Colani değilim” mesajı vermek için çabalıyor. İdeolojik olarak esnediğini söylüyor. Eskisi kadar sert olmadığının altını çiziyor. Farklı dinlerin, farklı mezheplerin, farklı anlayışların bir arada yaşayabileceğini söylüyor.
*
- IŞİD’E MESAFE: “Şu dünyada İslam’a en büyük zararı IŞİD vermiştir” derim hep. İşin en ilginç tarafı şu: Colani de böyle düşünüyor. 2021’de Cihat Arpacık’a verdiği röportajda şöyle demiş: “IŞİD, Batı’daki İslamofobiyi tetikledi. IŞİD nedeniyle Müslümanlara kötü gözle bakıldı.”
*
- TERÖR LİSTESİ: Batılı kaynaklar, kurduğu ve yönettiği örgütün “küresel terörist tehdit” olmaktan çıktığını söylüyorlar ama yine de örgütü BM’nin terör listesinde. Dünya siyaset sahasına çıktığı şu günlerde en büyük sorunu bu. Buradan çıkmak istiyor.
*
- SAMİMİ Mİ: Değişimi numara mı, samimi mi? Tabii ki bilinemez. Tabii ki bilemeyiz. Ancak şurası kesin: Artık gün yüzüne çıkmış durumda ve radikal örgüt liderlerinde görmeye alışkın olduğumuz öfkeli ve tehditkâr dilden kaçıyor. Ayrıca bu yeni haliyle Batı’nın ilgisini ve dikkatini çekiyor. Bakınız: En son CNN’e çıkıp mesajlarını verebilmesi.
SURİYE’DE TÜRKİYE’SİZ HİÇBİR ŞEY OLMAZ
BUNU ben demiyorum.
Alman dergisi Der Spiegel diyor.
*
Şöyle diyor Alman dergisi:
*
- Batı’nın Türkiye’ye ihtiyacı var.
- Amerika ve Avrupa, Türkiye olmadan Suriye’deki gelişmeleri etkileyecek güce sahip değil.
- Ancak Türkiye’nin de kendi çıkarlarını düşünerek hareket edeceğini kabullenmek gerekiyor.
- Batılı liderler, en kısa sürede Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmeli.
*
Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu analiz karşısında gurur duydum.
ESAD DÜŞMELİ Mİ
SADDAM düştü.
Irak, bir daha gün yüzü göremedi.
*
Kaddafi düştü.
Libya, feci bir kaosun içine sürüklendi.
*
Esad düşerse...
Zaten otorite boşluğunun etkisiyle perişan olan Suriye, daha da perişan olur mu acaba diye kaygılanıyorum.
YANKI BEY’İN ŞAHANE DEMECİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu’nun şahane demeci şöyle:
*
“Türk savunma sanayi, çok daha yüksek ihracat potansiyeline sahip. Ancak bunun için daha güçlü bir vizyon, daha kararlı bir liderlik ve savunma sanayimize verilen desteğin daha fazla artması gerekmektedir.”
*
Savunma sanayisiyle kavga etmek yerine savunma sanayisinde el yükseltmek çok daha akıllıca bir tutum.
Bu açıdan tebrikler Yankı Bey.
*
Yankı Bey’e bir tavsiyem var: Türk savunma sanayisindeki yükselişin anlam ve önemi konusunda Türker Amiral’i biraz doktrine etseniz nasıl olur?
OYSA ERDOĞAN ŞEFKATLE YAKLAŞMIŞTI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ı “İsrail’le ticaret yapıyor” diye protesto etmişti birkaç genç.
İsrail’in dünyada baş düşman kabul ettiği bir lideri, “İsrail’le ticaret yapıyor” iddiasıyla protesto etmek...
Aklın, vicdanın, izanın kabul edeceği bir şey değil.
Zaten Erdoğan da bu acıklı durumdan etkilenerek bu gençlere şefkatle, merhametle yaklaşmış, “yavrum” demişti.
*
Bu gençleri tutuklamışlardı, gerçi dün serbest bırakıldılar ama ben yine de bu tutuklamayı çok yanlış, çok gereksiz, çok aşırı, çok tepkisel bulduğumu kayıtlara geçirmek istiyorum.
Paylaş