- NÂZIM HİKMET’İN KUVAYİ MİLLİYE DESTANI’NIN OKUNMASINI YASAKLADILAR.
- TARİH, BU AYIBI AFFETMEYECEK.
- ÖLELİ 63 YIL OLDU AMA NÂZIM HİKMET’E KİNLERİ HÂLÂ BİTMEDİ.
- KURTULUŞ SAVAŞI DESTANI, HALK KÜTÜPHANELERİNDE YASAKLANDI.
*
“Koca gazete yalan mı yazacak” diye düşündüğüm için habere inandım.
Ve “Kuvayi Milliye şiiri yasaklanır mı” diye sinirlenip durdum.
Ancak çok geçmeden anladım ki...
- BİR: Rusya
- İKİ: İran
*
Son dönemde bu iki ülkenin durumu şu:
*
- RUSYA: Savaş uçakları göndermeye kalksa... O uçaklara Ukranya’da ihtiyacı var. Asker göndermeye kalksa... Ukrayna için Kuzey Kore’den asker dilenme noktasına gelmiş, nasıl göndersin?
*
- İRAN: Kolu kanadı kırılmış Hizbullah’ı mı Esad’ın yardımına gönderecek? Ortadoğu’daki son gelişmeler nedeniyle başı zaten yeterince belada olan İran’ın artık Şii milis örgütleyecek dermanı mı kaldı?
Ayrıca acayip karmaşık.
Ayrıca süper değişken.
Bu nedenle olup bitenleri anlamak, öyle kolay iş değil.
*
İşte tam da bu nedenle “İyi ki Sedat Ergin var” diyorum.
Çünkü Sedat Ergin’in dünkü Hürriyet’te yer elan “14 soru ve yanıtta Halep / HTŞ krizi” başlıklı yazısı, karmaşık tabloyu anlamamı sağladı.
*
- CEVDET YILMAZ: Uyumlu yönetim açısından çok kritik bir işlevi var. Ağırbaşlılığıyla “tam bir devlet adamı” dedirtiyor. Cumhurbaşkanı yardımcılığı makamına yakışan bir isim olduğu konusunda genel bir toplumsal mutabakat var. Şu ana kadarki performansı gayet iyi.
*
MİLLİ EĞİTİM BAKANI
- YUSUF TEKİN: Kabinenin en siyasi ismi haline gelmiş durumda. Laiklikle ilgili sözleri hâlâ konuşuluyor. CHP ile polemiklere girişmekten özel zevk alıyormuş gibi bir hali var. Şu ana kadar sergilediği performansla AK Parti’nin ideolojik tabanının en popüler ve en gözde bakanı.
*
- BİR: Fırsat çıktığında ya da çıkmadığında sürekli tartışmalara dalmak konusunda müthiş istekli.
*
- İKİ: Belediye Meclisi’nde “otur yerine, hadsizsin, terbiyesizsin” falan türü azarlamalara fazlasıyla yatkın.
*
- ÜÇ: İçinde meydan okuma ve efelenme olmayan cümle kurmamaya yemin etmiş gibi.
*
Taktik ve stratejisi galiba şu:
*
- İKİ: İki lider arasındaki kişilik ve tarz farkı, bu ilişkinin sağlamlığını zerre kadar etkilemiyor. Bunu da anladık.
*
- ÜÇ: Beklentisini iki lider arasında çıkabilecek arızaya bağlayanlar daha çok bekleyecek. Bu da netleşti.
*
- DÖRT: İki liderin baş başa görüşmelerinden her zaman tam mutabakat çıkıyor. Tecrübeyle sabittir yani.
*
-
“Katil İsrail / İşbirlikçi AKP.”
*
Bu sloganda...
İnsaf
Kılıçdaroğlu’nun savunmasında...
- Sartre, Nobel’i ret ediyormuş gibi bir hava vardı.
- Emile Zola, Dreyfus’u savunuyormuş gibi bir eda vardı.
*
Bu öyle bir savunmaydı ki...
“Ben Kemal Kılıçdaroğlu. Denizlere, Mahirlere, Hüseyinlere yoldaş oldum” türü afili cümleler bile savunmada kendine yer bulabilmişti.
*
Peki Kemal Kılıçdaroğlu