En beğendiğim esprilerden biri şöyleydi:
*
Haritada etrafı kıpkırmızı olan Sultanbeyli’ye, “Sultanbeyli! Etrafın sarıldı. Teslim ol” diye sesleniliyor.
*
Şu espriyi de beğendiklerim arasına almıştım:
*
“CHP, Afyon / Kütahya / Uşak’ı en son Büyük Taarruz’da almıştı.”
*
Şunları yapıyorlar:
*
- Belli isimleri bellemişler, fırsattan istifade kellelerini istiyorlar.
*
- Marjinal yaklaşımlarının partiye egemen olmasını talep ediyorlar.
*
- Partideki bazı kadınlara kafayı takmışlar, vuruyorlar da vuruyorlar.
*
“PKK sizi tükürüğüyle boğar” diye haykıran Abdullah Zeydan isimli şahsın, Van gibi Türkiye’nin önemli bir şehrinin belediye başkanı olabilmesinde bir garabet yok mu?
*
Bir terör örgütü üzerinden tüm ülkeyi en çirkin şekilde tehdit etme cüreti gösteren şahsın demokratik siyasetle herhangi bir ilgisi olabilir mi?
Bırakın demokratik siyaseti, böyle bir şahsın sivil siyasetin en temel ilkelerine uygun davrandığı ve davranacağı söylenebilir mi?
*
Londra’da, Paris’te, New York’ta adamın teki “İŞİD sizi tükürüğüyle boğar” diye bir konuşma yapsa...
Bu adama bırakın belediye başkanlığı yaptırmayı, belediyenin kapısından geçirirler mi?
Herhangi bir demokratik ülkede, herhangi bir terör örgütüne yaslanarak ülkeye tehditler savuran bir şahıs, “
Bizde seçim yenilgisi yaşayan liderler, yenildiklerini asla kabul etmezler.
İnandırıcı olmasa da mutlaka türlü bahaneler bulurlar.
*
Kişisel siyasi tarihinde ilk kez bariz bir irtifa kaybı yaşayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin yaşadığı başarısızlığı net biçimde kabul etti.
Yenilgiyi yetim bırakmadı.
*
Seçim gecesinden itibaren Erdoğan’ın duruşuna şöyle bir bakalım:
*
Ne yapıp ne edip ekonomiyi düzlüğe çıkarmaları gerekiyor. Emekliler sorunu, pahalılık sorunu... Hepsinin halledilmesi gerekiyor. AK Parti’nin seçimde aldığı sonucun birincil nedeni bu. Bu sorunun halledilmesi gerekiyor. Başka türlü olmayacak. Bu kesin.
*
SAMİMİYET
Erdoğan’ın bir samimiyeti var. Bu samimiyet, halka yansıyor. Bu nedenle Erdoğan’la hiçbir sorunu olmayan kesimlerin, Erdoğan’ın oylanmadığı bir seçimde tutumu farklı olabiliyor. AK Parti’de samimiyet, sadece Erdoğan’a özgü bir özellik olarak kalmış durumda. Buna da neşter atılması şart.
*
DEĞİŞİM
Partide bir büyük değişim gerekiyor. Yukarıdan bakan, halktan uzaklaşmış, antipati yayan, üslup sorunu yaşayan isimler var. AK Parti’nin hızla bu tür kişilerden kurtulması şart. Sadece partideki üslupsuzlarla değil, parti hinterlandındaki bu tür kişilerle de araya mesafe konması şart.
*
En önemlisini yazayım:
*
Bundan 10 ay önce Türkiye büyük bir seçim yaptı.
O seçimde şartlar, bugünkünden pek de farklı değildi:
- Erdoğan’ın karşısında büyük bir ittifak vardı.
- Ekonomide yine sorunlar vardı.
- Pahalılık yine gündemdeydi.
*
Bugün sandık günü.
*
Hep birlikte sandığa gidelim.
Oylarımızı verelim.
*
Ama odak noktasını asla kaçırmayalım.
*
-
- Asla büyük konuşmayacaksın.
- Her türlü sürprize ve sonuca açık olacaksın.
- “Kazandık, bitti o iş” falan demeyeceksin.
- Temennini kesin sonuç gibi görmeyeceksin.
- Sadece kendi çevrene bakıp seçim sonucu çıkarımı yapmayacaksın.
- Fazla angaje olmayacaksın.
- Soğukkanlılığı elden bırakmayacaksın.
- Amigoluğa soyunmayacaksın.