Marmara'nın en büyük prensi: Büyükada
İstanbul’un kilometre olarak çok yakınında, ama atmosfer olarak bir o kadar uzak. Prens Adaları’nın en büyüğü… Bir süredir ‘’Orası artık çok kalabalık’’ deyip gitmeyi tercih etmeyenler olduğu bir gerçek. Ama o, büyük olmanın verdiği sabırla kendinden vazgeçmeye yüz tutan misafirlerini bekliyor ve bence bir şansı daha hak ediyor. Neden mi? Cevapları için buyurun Büyükada rehberine…
Büyükada bir süredir günübirlik ziyaretçileri nedeniyle özellikle hafta sonları yoğun olsa da, bu durum adanın tamamı için geçerli değil. İskele ve çarşıdaki kalabalıktan kaçmak istiyorsanız adanın iç taraflarına doğru keşfe çıkmanız yeterli.
Ada araç trafiğine kapalı. Bu yüzden ulaşım konusunda sadece birkaç alternatif var. Bunların ilki bisiklet. Saati 10 TL’ye bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Ancak bisiklet kiralamak istiyorsanız adanın sürekli dikleşen yokuş yollarını ve bu yolların uzunluğunu mutlaka düşünün derim.
Adanın en çok eleştirilen ama bir o kadar da klasikleşmiş ulaşım yolu ise faytonlar. Büyük Ada Turu ve Küçük Ada Turu olarak 2 farklı rota var. İkisi de Saat Meydanı’ndan sağa dönülünce başlıyor. Çankaya Caddesi ve Nizam Caddesi’nden geçilirken Büyükada’nın evlerini, tarihi konaklarını, ormanlarını seyre dalabiliyorsunuz. 2,5 kilometrenin sonunda Dilburnu Tabiat Parkı’na varıyorsunuz, piknik yapmak isteyenlerin son durağı olabilir burası.
Dilburnu’ndan devam edince 500 metre sonra Birlik Meydanı’na ulaşılıyor. Aya Yorgi Kilisesi’ne giden yaklaşık 1 kilometrelik yokuş yol burada başlıyor. Faytondan indikten sonra bu yolu tırmanmak size kalıyor. Faytonla Büyük Tur ve Küçük Tur arasındaki fark yaklaşık 6 km. Kilometre farklı olduğu için fiyatları da farklı. Adalar Belediyesi’nin yayınladığı son tabloya göre Küçük Tur kışın 61 TL, yazın 67 TL. Yaklaşık 75 dakika süren Büyük Tur için kış sezonunda 73 TL, yaz sezonunda 79 TL ödemeniz gerekiyor. Bu fiyatların son şeklinin sizin pazarlık gücünüze bağlı olduğunu unutmayın.
Bir diğer alternatif de adada yürüyerek yol almak. Bu, Ada’yı incelemek için en güzel yöntem olsa da, gezinizi biraz kısıtlayabileceği konusunda uyarmalıyım. Ada çok büyük ve yolları yokuşlu olduğu için yürüyerek ilerlemek belli bir aşamaya kadar mümkün olabiliyor.
Adayı keşfettikçe sizi bol yeşilliğin ve herkesi kendine hayran bırakan müstakil Ada evlerinin beklediğini göreceksiniz. Adanın bazı sokaklarındaki 2-3 katlı binalar dışında, diğer sokaklar bu müstakil evlerle dolu. Ada çok büyük olduğu için kısa sürede tüm ara sokaklara girmek imkansız. Benim gördüğüm en güzel ve farklı evler Maden Yolu üzerinde. Yılmaztürk Caddesi, Mimozalı Sokak ve Minelibahçe Sokak’ta.
Adanın en güzel manzaralı noktalarından biri Eskibağ, burası adanın bir ucu. Faytonlara ”Eskibağ’a gideceğim” dediğinizde size direk ulaşım sağlıyor, yaklaşık 20 dakika sürüyor. Tek yönü 50-70 TL aralığına götürüyorlar. Bir de yaz sezonuna özgü bir ulaşım alternatifi daha var. Plaja gitmek isteyenleri belirli bir ücret karşılığında iskeleden alıp plaja getiren küçük motorlar var, bunlardan faydalanabilirsiniz. Eskibağ’da Mesire Yeri’nde dinlenip, bol bol manzara fotoğrafı çekebilirsiniz. Eskibağ’ın plajı da var, giriş ücretsiz, yaz mevsiminde yüzebilirsiniz. Ya da tepede bir restoranı var, manzaraya karşı oturup yemeğinizi yer, içeceğinizi içersiniz. Kalabalık akşam yemekleri için iskeledeki balıkçılara sakin bir alternatif de olabilir burası.
Büyükada’ya bir diğer gitme sebebi de ada mutfağı. Ada bu anlamda gelenekseli korumuş, ama yenilere de ”dur, gelme” dememiş. Büyükada Pastanesi ilk alternatif. Adanın en eskilerinden. Adı Büyükada Pasta Börek Fırını diye geçiyor. 3,5 TL’ye bir porsiyon börek alıp iskelede çay bahçesine oturup deniz manzaralı kahvaltı yapabilirsiniz.
Sadece kahvaltı için alternatif değil, öğle ve akşam yemeği için önerebileceğim bir diğer mekan Büyükada Bistro Candy Garden. Pastel renk ağırlıklı dekorasyonu, dev kiraz ağaçlarının altındaki masaları, bir de fonda çalan dingin müziği ve yemekleri… Hepsi çok başarılı. Ben Isabella Tavuk adını verdikleri kremalı cevizli tavuk sotelerini denedim, çok lezzetliydi. Fiyatı 24 TL idi. Kahvaltısı da çok meşhur benden söylemesi..
Adada tatlı için önerebileceğim mekan ise Büyükada Şekercisi. Ada yürüyüşü sonrası tatlı-kahve ikilisiyle burada yorgunluk atılabilir. Yürürken ayaküstü yemek isteyene şekerleme ve jelibonlar da var. Adada çocukluğumuza dönmek için iyi bahane bence. Tatlı fiyatları 12 TL’den başlıyor. Adada Maden Yolu’ndan geçerseniz Bahçede Sinek Kafe ile tanışabilirsiniz. Yılmaztürk Caddesi’nde, 110 numaralı bina. Ayrıntılı yazıyorum çünkü tabelası küçük, fark etmesi zor, ama teğet geçilip gidilmeyecek kadar güzel. Öyle lezzetli, doğal limonata yapıyorlar ki insanın canı bir tane, bir tane, bir tane daha istiyor. Akşam 18.30 ‘a kadar açıklar, bilginize.
Yazı boyunca Ada’nın büyüklüğünden bahsettim. Gezilecek o kadar çok yer var ki, tek güne sığdırmak adaya haksızlık olur. Konaklamak isteyenlere geçen sene açılan Sergüzeşt Otel tavsiyemdir. Merkeze yakın tertemiz bir butik otel. Standart oda fiyatları hafta içi 215 TL’den başlıyor. Haftasonu giderseniz ya da standart değil, teraslı ya da deniz manzaralı oda isterseniz bu fiyatlar 600 TL’ye kadar değişkenlik gösteriyor. Kalabalık giderseniz grup indirimi yapıyorlar.
Otelin altında bir de kafeleri var: Sermest Kafe. Otelde konaklamıyor olsanız da, dışarıdan gelip kafede zaman geçirebiliyorsunuz. Pazar kahvaltıları çok meşhur.