Paylaş
◊ Öncelikle Türkiye’yi hiç ziyaret edip etmediğinizi sormak istiyorum.
- Pedro Pascal: Hayır, hiç ziyaret etmedim ama gelmek için can atıyorum.
◊ “The Last of Us” çok sevildi, bunun sebebi ne sizce? Bu dizi neden bu kadar özel?
- Yazarımız Neil Druckmann ve yönetmenimiz Craig Mazin müthiş bir adaptasyona imza attı. Çok çok büyük bir kitleye sürükleyici, çığır açıcı bir hikâye anlatımı ve izleme deneyimi yaşattılar. Böyle bir şeyi kolayca mahvedebilirsin aslında. Mahvetmek için fırsat doluyken, onlar çok özel ve çığır açıcı bir iş yaptılar.
◊ “The Last of Us”, kaybetmek, kopmak ve ilişkiler üzerine yoğunlaşıyor. Siz bu temalarla kişisel olarak nasıl bir bağ kuruyorsunuz? Bu duygular sizde nasıl karşılık buluyor?
- Hayatta olmak, bir şeyleri eninde sonunda kaybedeceğimiz anlamına gelir. Kayıplar hepimizin insanca ilişki kurabileceği bir duygu. Aynı zamanda katartik bir deneyim, çünkü dizide koşullar çok uç noktalarda ve bu, muazzam bir acıyı hissetmek için güvenli bir yer. Ama bu tür bir acıyı gerçek hayatta hissetmek, güvenli bir his değil gibi...
İKİNCİ SEZONA BAŞLAMAK EVE DÖNMEK GİBİYDİ
◊ İkinci sezonla dönüş sizin için ne ifade ediyor, nasıl hissettiriyor?
- Geri dönmek özel. Genişletilmiş bir kimlikle geri dönmek daha da güzel. Hem yeni hem de eski insanlar var. Herkesin sevdiği, tüm ekibin çok çalıştığı ve çok emek verdiği bir dizinin yeni sezonunu sunmak gerçekten heyecan verici.
◊ İkinci sezonda olaylar, ilk sezonun 5 yıl sonrasında geçiyor. Karakterlerinizin 5 yaş daha yaşlı olduğunu göz önünde bulundurarak, onları nasıl yorumladınız ya da nelere dikkat ettiniz?
- Setteki ilk günümde, harika hazırlanmış bir set dekorasyonunda ilk çektiğim sahnede sadece Bella (Ramsey) ve ben vardık. Sahnede ikisi arasında inanılmaz derecede acı verici bir mesafe var. Ama biz sette gülüp şakalaşıyorduk ve bu inanılmaz derecede rahatlatıcıydı. Eve dönmek gibiydi. Geri döndüğüm için minnettardım ama aynı zamanda bu deneyim daha önce yaşadığım deneyimlerden daha zordu.
◊ Neden?
- Karakterlerin neler yaşadığını ve bunların bana neler hissettirdiğini ayırt etmek çok zordu. Onların acısını hissediyordum ama bence bu sağlıksız bir bakış açısı...
ŞÖHRET, HER ŞEYİ AŞMANIZI SAĞLAYAN BİR BAĞ
◊ Dizi fütüristik ve apokaliptik bir hikâye sunuyor. Televizyonda haberleri açtığımızda da neredeyse apokaliptik bir şimdiki zamanla karşılaşıyoruz. Sizce bu tür yapımlar günümüzün stresinden ne kadar kaçış sağlıyor? Ya da günümüzü sorgulamak için nasıl bir bakış açısı sunuyor?
- Dizide hikâye anlatımının birçok açıdan rahatlatıcı olduğunu düşünüyorum. İnsanların hayata tanıklık etme biçimi... Büyürken tüm gelişimim, okuduğum kitaplara, izlediğim filmlere ve televizyon programlarına dayanıyor. Ve bu nedenle insan deneyimini yansıtan her şeyi seviyorum. Böyle aşırı koşullar altında, kriz anında insan ilişkileri... Acı içinde bile akıllıca bir politik alegori, toplumsal alegori çiziyoruz. Yani her şey, içinde yaşadığımız dünyadan yola çıkılarak çok güzel ve akıllıca bir şekilde çiziliyor ve anlatılıyor.
◊ “The Last of Us” ve “The Mandalorian”dan sonra tüm dünyanın tanıdığı bir yüze dönüştünüz. Bu hızlı yükselişin ortasında nasıl hissettiniz? Şöhret profesyonel ve kişisel hayatınızı nasıl etkiledi?
- Emin değilim... Kesinlikle hayatımda derin ve etkili bir şekilde yeni bir bölüm yarattı. Görünürlük konusuna gelirsem; evet, halk tarafından daha fazla tanınıyorum. Bu, yani şöhret her şeyi aşmanızı sağlayan bir tür bağ. Bu konu, benim cevaplamadığım bir soru... (Gülüyor) Bilmiyorum...
Duygusal ve karmaşık
◊ Sizi “The Last of Us”ta Ellie rolünde izliyoruz. Sizce bu diziyi izleyicinin favorisi yapan şey nedir?
- Bella Ramsey: Çok duygusal ve karmaşık insan hikâyesi. Bu yüzden çok özel.
◊ “The Last of Us” ile ekrana dönmek sizin için ne ifade ediyor?
- Biraz korkutucu. Birinci sezon çıktığında, dizi çok büyük bir şey oldu. Herkesin ikinci sezonun çıkmasını beklediğinin farkındayım. Bana baktıklarının da farkındayım ve bu oldukça korkutucu. Bir yandan da heyecan verici. Burada olmak güzel. Bu noktada olmayı, yaptığımız sıkı çalışmanın bir kutlaması olarak görüyorum. Ve izleyicinin ikinci sezonu da beğeneceğini düşünüyorum. Çünkü herkes inanılmaz bir iş çıkardı. Hepimiz, yönetmenimiz ve yazarımıza karşı tam bir güvenle başladık. Kelimenin tam anlamıyla tüm yol boyunca sarf ettiğimiz emeğimiz görüldü ve korunduk. Bu yüzden oldukça heyecan verici, umarım izlenir.
Barbaros Tapan
Paylaş