GeriSeyahat ‘Hayatım tamamen insanlara, yollara, seyahatlere adanmışlıktan ibaret’
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
‘Hayatım tamamen insanlara, yollara, seyahatlere adanmışlıktan ibaret’

‘Hayatım tamamen insanlara, yollara, seyahatlere adanmışlıktan ibaret’

Neredeyse 20 yıldır motosikletin üzerinde Asil Özbay. Akademisyen ve gezgin; Avrupa ve Asya’nın bütün zorlu rotalarında binlerce kilometre yol kat etmiş. Özbay’dan 34 YOL plakalı motoruyla hayallerinin peşinden gitme macerasını dinledik, motorlu gezginler için deneyim ve tavsiyelerini istedik.

Asil Özbay’ın motosikletiyle Balkanlar’dan başladığı serüveni, Avrupa’dan Asya’ya ve nihayetinde Afrika’nın derinliklerine uzanıyor. Yaklaşık bir yıl boyunca Afrika’da yaşayan Özbay, ikinci yolculuğunda kıtayı boydan boya geçti ve döndü. Afrika kıtasını anlattığı ikinci yol hikâyeleri kitabını yazmaya başlayan Özbay, sıradaki Kazakistan üzerinden Kore ve Japonya rotasına da çalışıyor.   

Motosikletle gezmeye ne zaman ve nasıl başladınız?

Hikâyem bisiklet aşkıyla başladı. Çocukken çok severdim. Başka mahalleleri keşfetmeye çıkardım boyumdan büyük bir bisikletle. Sonra farklı semtlere ve farklı şehirlere gitme arzusuyla devam etti serüvenim. Ardından motosikletin ne muhteşem bir şey olduğunu fark ettim. Daha da uzaklara götürebilirdi beni hem rüzgârı hissederek hem de yorulmadan diye düşündüğümü hatırlıyorum. Dünya turu çocukluk hayalimdi ve motosikletle gerçeğe dönüştü. İlk motosikletim bir scooter’dı. Yaklaşık 20 yıldır motosiklet üzerindeyim, 9 yıldır da dünyayı dolaşıyorum.

Bu büyük tura başlamadan önce hangi rotaları yaptınız?

Önce sırt çantasıyla İngiltere, ABD ve Avrupa maceralarım oldu. Motosikletle yola çıkmaya karar verdikten sonra ‘seyahat’ sürecim tamamen değişti. Artık sadece kentleri değil, neredeyse köy köy, kasaba kasaba geziyorum. Moğolistan, Nepal, Rusya, Hindistan, İran gibi 50’den fazla ülke oldu.

Sosyal medya hesaplarınızdan Afrika’daki yolculuğunuzu paylaştınız, merakla izledik...

Afrika sıkça vahşi hayvanları, sefaleti ve kurak iklimiyle öne çıkıyor belgesellerde, ancak kıta, bu tek boyutlu tasvirin çok ötesinde bir zenginlik ve çeşitliliğe sahip. Afrika’nın bilinmeyen güzelliklerini ve pozitif yönleri vurgulamayı seviyorum. Ülkemizden bakınca tehlikeli gibi görünen bu kıtanın aslında ne kadar sıcakkanlı, güler yüzlü ve misafirperver olduğunu da göstermeye çalışıyorum.

‘Hayatım tamamen insanlara, yollara, seyahatlere adanmışlıktan ibaret’

 

‘BİZDEN DAHA NEŞELİLER’

Türkiye ile Afrika arasında benzerlik veya farklılıklar neler?

Kıtada binlerce etnik grup ve kültür var. 2 binden fazla dil konuşulduğu tahmin ediliyor. Hatta damaklarıyla ses çıkaran kabilelere bile rastladım. Tabii bir de sömürge ülkelerinin kıtadaki varlığı kendi yerel dillerine İngilizce, Fransızca, Almanca, Portekizce gibi dilleri katmış. Diğer bir farklılık dans, müzik ve renkler... Kıtanın her köşesinde dans ve müzik, hayatın her alanına derinlemesine kök salmış. Farklı etnik grupların kendilerini ifade etme ve kültürel kimliklerini koruma yollarından biri gibi adeta. Bizden daha neşeli olduklarını ve hayata daha pozitif bakabildiklerini tekrar ve tekrar gözlemliyorum. Tabii bir de güneşin çok etkisi var. Güneş en doğal mutluluk kaynağı. Kültürel benzerliklerimiz olaraksa geniş aile bağları, aile içindeki dayanışma ve birlikte vakit geçirme; misafirperverlik, misafire karşı nazik olmak ve onu memnun etmeye çalışma gibi özellikleri sayabilirim.

İstanbul Gedik Üniversitesi’nde çalışırken böyle bir yolculuğa nasıl karar verdiniz?

Tam zamanlı çalıştığım dönem, bir yaz tatilinde motosikletimle Avusturya’ya kadar sürmüştüm.
O zaman bir kadının tek başına bu kadar uzak rotalara sürmesi alışılmış bir durum değildi. Hem öğrencilerim üzerinde hem de Türkiye medyasında epey etkili oldu. Başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere binlerce insana ilham olabildiğimi fark ettim. Ve bunu çok sevdim. Bir öğretmen olarak da zenginleştiğimi hissediyorum. Artık sadece kendi öğrencilerim değil Türkiye genelinde binlerce genç ve öğrenciyle buluşuyorum. Okulda her hafta dünyayı anlattığım bir eğitim programı olan ‘Dünyadan Notlar’ çerçevesinde deneyimlerimi, öğrendiklerimi ve tecrübelerimi paylaşıyorum. Gençlerin potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olabilmekten mutluluk duyuyorum. Bu süreçte üniversitem en büyük destekçilerimden biri.

Motosikletle uzun mesafe yolculuklarında karşılaştığınız zorluklar neler?

Zorlukların bizi geliştiren, güçlendiren bir fırsata dönüşebileceğine inananlardanım. O anlarda sergilediğimiz tutum ve aldığımız dersler önemli. Uzun saatler boyunca sürmek, özellikle sıcak, soğuk veya yağışlı hava koşullarında fiziksel olarak zorlayıcı. Motosikletin arızalanması veya beklenmedik bakım ihtiyaçları, özellikle ıssız yerlerde büyük bir sorun. Temel bakım ve onarım becerilerimi de geliştirdim; gerekli yedek parçaları yanımda bulundururum.

Afrika’dan sizi etkileyen bir anı paylaşabilir misiniz?

Birçok Afrika ülkesinde, temiz içme suyuna erişim önemli bir sorun. Bazı bölgelerde her gün kilometrelerce yürümek zorunda kalıyor kadınlar ve çocuklar. Sabahın erken saatleriydi bidonlarını doldurmaya giden küçük çocuklara rastladım. Belki 4; belki 5 yaşlarında... Muhteşem bir kıta fakat bir taraftan da çok küçük yaşlarda sorumluluk almak zorunda kalan çocuklarla dolu. O yaşta sorumluluk alabilen bu çocukların neşeli halleri benim için bir ders niteliğindeydi. O minicik çocukların yaşam sevinci ve mücadeleleri, kendi hayatımızda ve başkalarının hayatlarında olumlu bir fark yaratma kapasitesine sahip olduğumuzu hatırlattı bana.

‘Hayatım tamamen insanlara, yollara, seyahatlere adanmışlıktan ibaret’

 

‘YEMEK EVRENSEL BİR DİL’

Şahit olduğunuz en unutulmaz doğa olayı veya manzara neydi?

Namibya çöllerinde sürmek en unutamadığım yolculuklarımdan biri. Dünyanın metrekare başına en az nüfuslu ülkelerinden biri. Bu da doğanın en saf haliyle buluşma fırsatı veriyor. Sanki sonsuz bir yolda sürüyormuş gibiydi. Zamanın ve mekânın sınırlarını aşıyormuş gibi. Günbatımı yaklaştıkça çölün renkleri canlanıyordu, kızıl kumlar altın sarısına ve ardından derin turuncu tonlarına dönüşüyordu. Dünya turu yolculuğumda en güzel günbatımlarına Namibya’da şahit oldum. O anlar, doğanın muhteşem güzelliği derin bir hayranlık ve minnettarlık hissi uyandırdı bende.

Kültürümüzden hangi unsurları paylaşma fırsatı buldunuz?

Dünyanın neresinde olursa olsun yemek, insanları bir araya getiren evrensel bir dil. Çok şanslıyım ki Türk mutfağı çok zengin ve her malzemeyi dönüştürebilen bir milletiz biz. Elimden geldiğince kabilesini ziyaret ettiğim ya da evinde kaldığım ailenin mutfağında onlarla birlikte yemekler hazırlamayı seviyorum. Yalnızken çok yemek yapan biri değilimdir fakat yabancı birine Türk mutfağını tanıtmak konusunda iştahım çok yüksek. 

Yemek demişken yolculuklarda en etkileyici yerel lezzet deneyimlerini anlatır mısınız?

İran’da sıcak yaz günlerinde serinlemek için fesleğen tohumlarından yapılan bir içecek var. Fesleğen tohumları suyla karıştırıldığında jelimsi bir kıvama gelir; limon suyu, su ve bazen de gül suyuyla tatlandırılır. Hem serinletir hem ağızda güzel bir tat bırakır. Çok güzeldir. Fas’ın yerel mutfağını seviyorum. Berberi, Endülüs ve Akdeniz etkileri bir arada nefis lezzetler sunar.

 

‘SICAKLIĞI, DOSTLUĞU SİMGELİYORMUŞ BATTANİYE’

“Tanzanya’da katıldığım bir düğünde konuklar gelin-damadın anne ve babasına battaniye hediye ediyorlardı. Tanzanya gibi sıcak bir coğrafyada bu gelenek çok tuhaf gelmişti. Battaniye hediye etmelerinin sebebi ‘Çocuklarınız evden gitti, onların yokluğu sizi üşüttüğünde biz dostlarınız sizleri hep saracağız’ anlamı taşıyormuş. Bu nedenle de sıcaklığı, dostluğu, yalnız kalmamayı simgeliyormuş battaniye. O katıldığım düğünde tören sanki gelin ve damattan çok anne-babalar için yapılıyordu. Onların üzüntüsüne ortak olmak için bu birliktelik ve destek olabilme duygusu beni çok etkilemişti.”

 

‘TOPRAK GETİRİYOR, MEKTUP BIRAKIYORUM’

“Her ziyaret ettiğim ülkeden bir parça toprak getiriyorum ve bir saksıda biriktiriyorum. Hayalim, bu toprakta bir zeytin ağacı yetiştirmek. Dünya turum sırasında ilerideki çocuğum için mektuplar yazıyor, onları çeşitli yerlere ve kişilere bırakıyorum. Çocuğuma bir seyahat mirası bırakmak istiyorum. Bu ritüel, gelecekteki çocuklarıma miras bırakılacak anı koleksiyonunun bir parçası haline gelecek.”

False