Erdoğan GÜMÜŞ / Instagram: @erdogangumus1 | Fotoğraflar: Erdoğan Gümüş, Alamy
Tarih, kültür ve sanatın şehri! Fransız seyyah 'Anadolu’nun Oxford'u olarak nitelendiriyor...
Kaç şehir vardır içinden nehir akan? Kaç nehir vardır içinden geçtiği şehri omuzlayan? Anadolu’nun kadim şehirlerinden şehzadeler şehri Amasya, bu şanslı illerimizden birisi. Amasya’yı yakından tanıma fırsatı yakalayınca, insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: “Bu denli tarih, kültür ve sanat yönüyle zengin bir şehrin içinden geçen nehir mi şanslı yoksa şehir mi? Bence her ikisi de… Amasya, belki de Ferhat ile Şirin’in birbirlerine kavuşamamalarının tesellisini, Yeşilırmak’ın şehirle bütünleşmesinde buluyor. Şehir nehre, nehir şehre hayat veriyor adeta… Amasya’nın içinden nazlı bir gelin gibi boydan boya süzülen Yeşilırmak’ın kenarında sıralanan cumbalı evler bu efsaneye şahitlik edercesine gülümsüyor. İşte size Amasya gezi rehberi…
Kaç şehir vardır içinden nehir akan? Kaç nehir vardır içinden geçtiği şehri omuzlayan? Anadolu’nun kadim şehirlerinden şehzadeler şehri Amasya, bu şanslı illerimizden birisi. Amasya’yı yakından tanıma fırsatı yakalayınca, insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: “Bu denli tarih, kültür ve sanat yönüyle zengin bir şehrin içinden geçen nehir mi şanslı yoksa şehir mi? Bence her ikisi de… Amasya, belki de Ferhat ile Şirin’in birbirlerine kavuşamamalarının tesellisini, Yeşilırmak’ın şehirle bütünleşmesinde buluyor. Şehir nehre, nehir şehre hayat veriyor adeta… Amasya’nın içinden nazlı bir gelin gibi boydan boya süzülen Yeşilırmak’ın kenarında sıralanan cumbalı evler bu efsaneye şahitlik edercesine gülümsüyor. İşte size Amasya gezi rehberi…
Ferhat’ı oyalamak için Elma Dağı’nı delip şehre su getirmesini şart koşar. Mehmene Banu, dağı delip suyun taşınmasını tamamlamak üzere olan Ferhat’ın yanına dadısını göndererek Şirin’in öldüğü haberini ulaştırır.
Her iki sevgiliyi can verdikleri kayalıklarda yan yana gömerler. Derler ki; her bahar iki mezar üzerinde, biri kırmızı biri beyaz iki gül bitermiş. Bu iki gül tam birbirine kavuşmak üzereyken mezarların ortasından bir karaçalı çıkar, iki gülün kavuşmalarını engellermiş.
Amasya, sadece bu ölümsüz aşka mekân olmamıştır elbette. Tarihinde Pontus Krallığı’nın başkenti de olan bu güzide şehir, Osmanlı döneminde birçok Osmanlı şehzadesinin yetiştirildiği bir okul kimliğini taşımıştır.
Eğitime bu kadar yüksek seviyede önem verilen şehirde, pozitif bilimlerin her alanında ilerleme kaydedilmiş; Anadolu’da müzikle tedavi yapılan ilk hastane Darüşşifa (Bimarhane) Amasya’da kurulmuştur.
Milli Mücadele’nin ilk kıvılcımının atıldığı bu kadim şehri gelin başka yönleriyle de gezelim, görelim ve tanıyalım.
Öncelikle belirtmek isterim ki, ilk gezilmesi gereken yerlerden biri, “Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” denilerek Amasya Tamimi’nin kaleme alındığı, günümüzde aslına uygun olarak Yeşilırmak’ın kenarında yapılan Saraydüzü Kışla Binası Milli Mücadele Müzesi’dir elbette.
“Hey oğul sen ki genç yaşında başını vatan ve millet uğruna feda etmişsin. Koy benim bu ihtiyar kelle de senin uğruna feda olsun” diyerek Atatürk ve silah arkadaşlarına en büyük desteği vermiş Kurtuluş Mücadelesi kahramanlarından Sultan Bayezid Camiisi vaizi Abdurrahman Kâmil Efendi’nin de aralarında olduğu bal mumu heykellerinin, Cumhuriyet dönemine ait eserlerin ve belgelerin sergilendiği bu müzeyi dolaşanlar yakın tarihimize yolculuk yaparken bambaşka duygulara kapılıyor.
Ortasından boylu boyunca uzanan Yeşilırmak ve kenarında panoramik görüntüsüyle Osmanlı mimari örnekleri olan Yalıboyu Evleri… Amasya’nın tarihî kimliğine uyumlu bir görünüm oluşturan bu evler, tarihî sur duvarları üzerinde, ahşap çatkı arası, kerpiç dolgulu olarak inşa edilmiş, bu özellikleriyle geleneksel bir karakter taşıyor.
Gece olunca şehre hâkim kalenin yanı sıra Kralkaya Mezarları ve Yalıboyu Evleri’nin rengârenk ışıklandırmasıyla bambaşka bir manzaraya bürünen şehir, artık fotoğraf tutkunlarının da her mevsim vazgeçilmez adreslerinden biri…
Amasya’ya yolu düşenler bilirler. Özellikle batı tarafından şehre giriş yapanları, Elma Dağı’nın tepesinde Ferhat ile Şirin’in heykelleri karşılar… Dağın eteğinde âşıkların sembolik mezarları ve yanı başında Ferhat ile Şirin Âşıklar Müzesi’nde, Kerem ile Aslı’dan, Romeo Juliet’e bir dizi efsanelere konu aşk hikâyelerini okuyunca hüzün kaplar içinizi.
Bu hüzün dakikalarını arkanızda bırakıp Amasya’nın manevi havasını teneffüs etmek isterseniz, rotanızı Sultan II. Bayezid Külliyesi’ne çevirin derim. II. Bayezid’in oğlu Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından 1481-1485 tarihleri arasında cami, medrese, imaret ve şadırvandan ibaret yaptırılan külliyede yer alan caminin ihtişamlı taç kapısı, kitabesi, silmeleri ve zengin sarkıtları, Osmanlı mimarisinin en zarif ve özenli örnekleri olarak karşılar sizi.
Antik Çağ yazarı Strabon’a göre Mitridat Krallığı zamanında Harşena Dağı’nın güney eteklerinde, krallar adına yapılmış Kralkaya Mezarları şehre hâkim konumlarıyla dikkat çeker. Vadi boyunca sıralanan irili ufaklı 23 kaya mezarı bulunduğundan bölge; ‘Krallar Vadisi’ olarak da adlandırılıyor. Bu kaya mezarlarına çıkıp onları fotoğraf karelerinde ölümsüzleştirmek, ziyaretçiler için vazgeçilmez bir tutkuya dönüşmüş son zamanlarda.
Kale içinde sarnıçlar, su depoları, Osmanlı dönemi hamam kalıntıları, MÖ III. yüzyıla ait merdivenli yer altı yolu, zindanlar ve Sultan Bayezid tarafından yaptırılan hapishane görülmesi gereken yerlerden bazıları…
Amasya Arkeoloji Müzesi; Kalkolitik Çağ’dan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar çeşitli medeniyetlerin eserlerinin sergilendiği bir müze olmakla birlikte, İlhanlılar döneminde nazırlık ve emirlik yapmış şahsiyetlere ve onların yakınlarına ait mumyalar en dikkat çekici eserler arasında yer alıyor.