İsmail SARI / isari@hurriyet.com.tr
Sömestr bahane, seyahat etmek şahane
4 kıta, 29 ülke, 74 şehir...
Esra ve Ahmet Mercanlı, öğretmen bir gezgin çift. Seyahat, olmazsa olmazları... Özellikle Ahmet Mercanlı, gezdiği yerleri derslerinde sık sık öğrencilerine anlatıyor. Kendisinden feyz alıp dünyasını zenginleştiren kocaman bir ‘gezginler ordusu’ oluşturmak en büyük hayali...
Her gezginin bir seyahat tanımı var, sizinki nedir?
Ahmet: Bizim için gezmek hobi değil, yaşam biçimi. Seyahatlerimizi bekleyerek yaşıyoruz ve birinden gelir gelmez diğerini planlamazsak mutsuz oluyoruz. Evimizi turizm ofisi olarak kullanıyoruz desek yeridir.
Ahmet: Bizim için gezmek hobi değil, yaşam biçimi. Seyahatlerimizi bekleyerek yaşıyoruz ve birinden gelir gelmez diğerini planlamazsak mutsuz oluyoruz. Evimizi turizm ofisi olarak kullanıyoruz desek yeridir.
Aslında öğretmen olduğunuz için seyahate çıkacağınız zamanlarınız belli, bu sizin için avantaj…
Ahmet:Doğru, öğretmenlik hem çalışıp hem gezebilmek için en müsait meslek. Örneğin şu an yaptığımız Kamboçya, Vietnam gezimizin biletlerini altı ay önceden almıştık. Yaz tatili gezilerini minimum bir ay sömestr tatili gezilerini 15 gün olarak planlıyoruz.
Ahmet:Doğru, öğretmenlik hem çalışıp hem gezebilmek için en müsait meslek. Örneğin şu an yaptığımız Kamboçya, Vietnam gezimizin biletlerini altı ay önceden almıştık. Yaz tatili gezilerini minimum bir ay sömestr tatili gezilerini 15 gün olarak planlıyoruz.
Esra: Hafta sonu da geziyoruz. Mesela geçen yıl 1 Mayıs tatili pazartesiydi. Hafta sonuyla birleştirip üç günlük bir Azerbaycan ve Rusya gezisi yaptık. İşçi ve emekçi bayramını Moskova’da kutlamanın zevki paha biçilemezdi.
Ahmet: Aslında farklı yerleri tanıma isteği beni sosyal bilgiler öğretmenliğine yönlendirdi. Üniversitedeyken dünya turu hayallerimi paylaştığım arkadaşlarım bunun çok uzak ve imkansız olduğunu söylerdi ama hiçbir hayal, imkansız değildir.
Birlikte ilk gittiğiniz ülke neresiydi, neler yaptınız?
Ahmet: ABD’ye gittik. Gezmeye New York’tan başladık. Manhattan’da ‘How I Met Your Mother’ dizisindeki meşhur ‘Pub Mc Gees’te geçen birkaç saat, Times Square’de neonlardan gözünü alamamak, Metropolitan Müzesi’nde kaybolmak, 5. Cadde’de şans eseri dünya starı Lady Gaga’ya rastlamak harikaydı.
Ahmet: ABD’ye gittik. Gezmeye New York’tan başladık. Manhattan’da ‘How I Met Your Mother’ dizisindeki meşhur ‘Pub Mc Gees’te geçen birkaç saat, Times Square’de neonlardan gözünü alamamak, Metropolitan Müzesi’nde kaybolmak, 5. Cadde’de şans eseri dünya starı Lady Gaga’ya rastlamak harikaydı.
Ayak bastığınızda ikinizi en çok heyecanlandıran yer neresiydi?
Ahmet: Bangkok’a gittiğimizde ufak bir kültür şoku yaşadık. Sokak yemekleri, Thai masajı, akrep, yılan ve böcek satan tezgâhlar, sırtına aldığı iguanası ya da yılanıyla gezenler, genelde rock-metal müzik yapan barlarıyla burası inanılmaz bir dünya.
Ahmet: Bangkok’a gittiğimizde ufak bir kültür şoku yaşadık. Sokak yemekleri, Thai masajı, akrep, yılan ve böcek satan tezgâhlar, sırtına aldığı iguanası ya da yılanıyla gezenler, genelde rock-metal müzik yapan barlarıyla burası inanılmaz bir dünya.
Dedikleri gibi meditasyonla mı bu hale geldiler bilmiyoruz ama oldukça uysal görünüyorlardı. Phuket’te kendimizi serin Andaman denizi sularına bıraktık.
Neden?
Esra: Orta Amerika güvenlik açısından sorun teşkil eden bir bölge. Guatemala sokaklarında silahlarla bekleyen güvenlik güçleri ve dükkânlarda alışverişinizi demir parmaklıklar ardından yapmanız ilk başta ürkütse de bir süre sonra yadırgamamaya başlıyorsunuz.
Esra: Orta Amerika güvenlik açısından sorun teşkil eden bir bölge. Guatemala sokaklarında silahlarla bekleyen güvenlik güçleri ve dükkânlarda alışverişinizi demir parmaklıklar ardından yapmanız ilk başta ürkütse de bir süre sonra yadırgamamaya başlıyorsunuz.
Toplum değişime direniyor sanırım…
Esra: Evet, örneğin ünlü Chicicastenengo pazarı 2 bin yıldan fazladır hep aynı yerde ve perşembe günleri kuruluyor. Köyler, kıyafetler, saç stilleri, pişirilen yemekler hepsi binlerce yıldır değişmeden kalmış.
Esra: Evet, örneğin ünlü Chicicastenengo pazarı 2 bin yıldan fazladır hep aynı yerde ve perşembe günleri kuruluyor. Köyler, kıyafetler, saç stilleri, pişirilen yemekler hepsi binlerce yıldır değişmeden kalmış.
Dört tarafı aktif yanardağlarla çevrili kentte her an bir volkandan püsküren dumanları görebilirsiniz. Meşhur Guatemala kahvelerimizi içerken etrafta yeniye dair ne kadar az şey olduğunu düşündük tüm gezi boyunca.
Chiang Mai’de uzun boyunlu kadınlar ve Akha kabilesini ziyaret ettik. Şu sıralar Kamboçya’nın sahil kenti Sihanoukville’de bembeyaz kumsallara uzanıp tropik havanın tadını çıkarıyoruz.
Kaldığımız otellere şehrin ucuz ya da pahalı olma durumuna göre günlük 100 ile 300 TL arasında harcıyoruz.